Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Baharlar neler anlatıyor
Anlayanlar için idrak sayfalarını kalbi hazla açıyor
Sahil sukun içinde, dalgalar kendi derinliğinde vuslatın şarkısını söylüyor
Bilirim kalbim çok mahsun
Ruhum serancamında girdabın hüznüyle aşktan yoksun
Dilim sukut ikliminde ve hazanın tüm dilimlerinde yaprağı ve anı yokluyor
Aşk halin toprağında bahardır
Sevda haz ikliminde kalbi tavlayan müstesna bir hardır
İhsan ihlasa muhtaç, irade bilgi ve zihnin dirliğinde okyanuslara hasırdır
Sevmeden önce nedenini tanı
Kimliğin loşluğunda prangaların tuzağında ruhu yoklayan anı
Kalbin ülfetinde ve zarirliğin naif düğümlerinde, edebin kadrine ram ol
Kızmadan, kalbi daraltmadan
Ruhun hilkatini yılgınlığa maruz bırakmadan anlamak için çalış
Sevmek için nedenlere aldanma, hizmetin bendinde boyanmak hakkı kokla
Kudretin sahibini bilmiyorsan
Aşka hasret kalacaksın sakın riyakarlığa bulaşarak yorulma
Aldanıyorsan bile aldatmak için yolun girdabına maruz kalma kalbini yokla
Sevmeden ve teslim etmeden hakikati
Aşkın namütenahi dirliğinde ölmeye yakışan hazzı yaşamayı
Fani kitabın ve arzı endam edilen sayfaları okumadan kabri aydınlatamazsın
Masumiyeti ne kadar çok arzuluyorum
Kaybolan kalbi ahengi, zihni muvazeneyi, ruhi muhayyileyi bulamıyorum
Herşeyin basit olanını sevemiyorum,neden niteliğin bu kadar üzerinde duruyorum
Mizan için ne kadar dertleniyorum, hala heveslerinin peşinden mi sürükleniyorum
Gençtir, kanı dikine akar diye öğütlediler
Bir sınır tanımamazlığı zihnimde filizlendirdiler,illegaliteye niye özendirdiler
Neden edebi, tefekkür edebilmeyi, fikir için istikametimi belirtmemi hiç istemediler
Talan etmeyi, av veya avcı olmayı önüme ibretle serdiler, insandım önemsemediler
Nereye koşsam ve akranlarıma anlatsam
Anlaşılmak adına bir düzenbazlık vardı, kapıp kaçan, vurup kıran her taraftaydı
Yetmedi sokaklarda nara atan hak hukuk adına her yanı tarumar eden yanımdaydı
Arkama bakmam veya boşver diyerek uzaklaşmam ağrıma gidiyordu, nefsim hardı
İnsanları bu hale getirenler ortadaydı
Çıkar uğruna ne kadar canlara kıyıldı, bilmem ki dava adına daha bir şey kaldı mı
Umutları soldurdular, hücrelerde nefesleri kuruttular, vicdanları evet,yok saydılar
Neslin emniyetini ve haysiyetini hiçe saydılar,iki asırdır zulmetmekten bıkmadılar
Cenabı Hakka sonsuz hamdolsun
Sabrın bir direniş olduğunu, aşk ve himmetin ne kadar farklı olduğunu yaşattı
İnsanların ve nesli derin uykularından uyandırdı, hak ve hukuk adına neler anlattı
Vesileler ikliminde ve zamanı geldiği müddetçe umutların yeşermesine ramak kaldı
Sanki muttluluk saklanan bir esrardı Her zaman umut etmek, sabırla nefeslenmek ahirim için kardı Şikayetlenmek ne kadar kalbim için manidardı, edep ile yol almak muhakkaktı Demek ki bir tebessüm veya gülmeye meyil ahvalim, bir ömür kanaati yaşayacaktı
Hangi hülyalara dalsam, ahım yanımda Murat içinde beslenmek hakikatim için vuslatsa, gözyaşlarım evet, arkamda Ne de olsa heves solmayacak, umut kararmayacak, işret taşları kaybolmayacak Bir zaman gün benim içinde ağaracak,kalbim hicrandan kurtulacak ve şad olacak
Niye saygı duydum, aşkın önünde eğildim Hak eden ve yaşayan gönüllere bir ömür imrendim, ruhuma ne söyleyebilirdim Kalbimi muhakkak ki nazargah bilirdim, demek ki henüz vakti gelmemiştir dedim Sessizliğin kabrini ziyaret ettim, hazanın perdelerinde gezindim halim için inledim
Ve sonra içimden geldiği nispette niyaz ettim Sinemde neler varsa edebin çehresiyle hasrettim, burukluğumu sessizce söyledim Ben yaşayamadım, bari hak edenler için uzun ömürler ve saadetin nasibini diledim Boyun büktüm, sahibimsin dedim, kalbime hayır olmayacaksa, razıyımla bitirdim
Yakatimin ve nefesimin maline iman ettim Bahtım için hangi hakla şikayete yönelirdim, neyi hakkıyla bilen bir nefestim Ne kadar acizlik içindeydim onca zamanın hesabını anlamadan ömrümü tükettim Neden hala bir mazurat içindeydim, keder ve hüzünle birlikte yol alan bencileydim
Gözyaşlarım hiç durmadı
Hasret sineme ne derin bir sızı bıraktı,firkatin ruhumdaydı
Ne müşkil bir sancıymış yıllarca peşimi bırakmadı, yalnızlığın ahını yaşattı
Nereye baksam göçüp gidene ağlasam, ruhumun hicranıyle başbaşa kalsam ne ahtı
Ne zaman andımda seni
Derin bir keder alıyor yüreğimi, yaşadıttığın çaresizliği
Yadımla gelen ümitleri, hazanı anlatan elemimi, sessizleşen hal fakirliğimi
Kime anlatırdım, hasretin sahrasından çıkmak için bahtımın kalemine sığındım
Çaresiz sabır diledim
Kanaat etmeyi öğrendim,kaderi ben yazmıyorum dedim
Kalbimin sahibine iltica ettim,yarab sen bilirsin dedim,lal olan halimi söyledim
Bilmem ki daha başka ne yapabilirdim hülyalarınla mı bu ömrümü tüketmeliydim
Hiç sevdanın karası olur mu
Aklıma tutukluluk yaşatan an ve zaman hala vurgun mu
Alıp götüren lahza idrakim için sorgu mu,bu ruhumun tufanı hiç yargılamır mı
Kime teslim olmalıyım yüreğimin ahından arınmalıyım hakikat aşkına akmalıyım
İşte o vakit dirilmeliyim
Ne kadar yeisim varsa, elemin şadı sinem için arsa, nihayetinde kurtuluş vuslatta
İhmal ettiğim, ibretiyle nefeslenmediğim, nefesi lekelerim, karşıma çıkacak acıysa
Vecdiyle filizlenmeliyim, inayet ve ihsanın ne olduğunu öğrenmeliyim, aşk farkıyla
Hiçbir vakit heves biter mi
Nefsim nizama ermedikçe kemal sıfatıyla refakat eder mi,iradem azimet içinde mi
Farkı fark ettiren idrakim ruhumun yetisi değil mi, kalbin inşiraha aç, hak değil mi
Artık ne söylersen söyle kabulumdür, o firkatin farkı fark ettiren suhulet esinimdir
Hayli uzaktan fark ettim
Bir kalabalığın sessizliğine doğru merak ederek ilerledim
Nefesler tutulmuş, dikkatler kesilmiş, şaşkınlık hat safhaya ulaşmıştı fark ettim
Şahit olduğum manzara karşısında irkildim, niye tepkisiz insanlar diye söylendim
Dar bir sokaktı mekan
Sessizliğin ve şaşkınlığın kuşatmışlığındaydı, o an düşünebilen birçok insan Akşamın karanlığında, henüz gercenin başlangıçında ne istiyordu densizlik yapan
Çaresizlik içinde kıvranan ve feryad eden zavallı ve acziyet içinde ki nisa olan can
Sual ettim, bir insana
Başımı ağrıtamam, belanın içine banamam, derdime yeni bir dert katamam dedi
Ziyadesiyle kenara çekildi darp edilen gariban için belki de çok hak ediyordur dedi
Hukuku ve hakkı öteledi, insan olmanın şiarından demek ki nasipsizdi, seslenmedi
Birçok sualler aklıma geldi
Bu akadar kayıtsız kalmak hangi izanın afakı olmalıydı,sinirlenmemek gerekti
Siren sesleri kulağımıza ilişti, demek ki çok geç olmasına rağmen gelebilmişlerdi
Lakin takat mi kaldı, akıl ve vicdan nereye bırakıldı,talan eden mi kazanmalıydı
Tekme tokat arabaya bindiriyordu
zavallının heryanı kanrevan içinde kalmıştı, nihayetinde bir genç o an atılmıştı
Kendine gelen şahitlerde katılmıştı ve o caniyi kıskıvrak yakalamayı başarmıştı
Kadın yere yığıldı, hıçkırıklar sağanağı durmuyordu ve o an nasıl medet umuyordu
Her taarafı yarabere içindeydi
İnsan denen onca kalabalığın şahitliği refakatinde canın katline ramak kalmıştı
Nesil ne kadar farklılaşmıştı, millet olmanın sürur ve kıvançı mı kalpten alınmıştı
Hukuk niye vardı, insanınsuş işlemesi bu kadar futursuz mu olmalıydı, niye ayıptı
Bilmem ki hala nerdesin
Bilinmeyenlerin adresinde bir sersin, sessizliğin kadirinde seyredensin
İçimi burkan, nefesimi sarsan ve ruhuma ızdırap yaşatan bir aşk-ı nefessin
Söyle hala neden imtina edersin,çekincelerinin kıskacında kalmış bir asudesin
Hiç düşünmez misin
Bir can olduğumu neden ihmal edersin, merakıma elemin sabcılarını zerkedersin
Kalbinin şehrine malik olamadım, meramımı niye anlatamadım, yıllardır ağladım
Birgün karşıma çıkarsın sandım, yazdığım mektupları bir sır gibi anbean sakladım
Kalbimi hicran bırakmıyor
Ruhum hüzünle artık başedemiyor, takatim çekiliyor, gözlerim de fersizleşiyor
Nereye baksam, bir ses duyacağım diye etrafıma bakınsam, umudum bedelleşmiyor
Bir ses ver veya kelamın lisanıyla hissiyatını hasret,göçüm başladı ibret söylüyor
Sukut etmeyi aşk saydım
Sabretmenin rüknüyle barıştım, bahtımın kazasına kanaat etmeyi başardım
Ne kadar hasretim varsa ummanın nazarına bıraktım,yadımla umudu yaşadım
Lahza kimin, nefes mefkuresiz mi neyleyim,kim diliyorsa hevesimi teslim edeyim
Hazanın nazarında azadeyim
Keyfiyeti artık neyleyeyim, nefsi muarızlarımdan koşulsuz arileşmeliyim
Emellerin hülyasından vazgeçmeliyim, düşlerim çıkacaktır diye beklelemeliyim
Kalbimin sahibine iltica ederek, tefekkür etmeyi ve sabırla dirilmeyi öğrenmeliyim
Ne kadar vaktim kalmışsa
Cehtiyle ram olmaya Rabbim sağlık verirse, azmiyle canhıraş namzet olacağım
Ecrin ve infakın ülfetini yaşamaya gark olacağım, bir kimseye bağlanmayacağım
Yalın bir ümmet olmayı, asabiyetlerden korunmanın umuduyla aşkla yol alacağım
Her vakit gün çekiliyor
Yeniden dirilişin aşkıyle sessizliğin edebine bürünüyor
Düşünmek yetmiyor, tefekkür fikiriyat istiyor, muhayyilem iflas ediyor
Anlamak, vecdine kanmak, aklın ve idrakin aidiyetiyle tevdi edilenler hıçkırıyor
Nedenler karşıma çıkıyor
Sual etmek kifayet etmiyor, ihlas erbabı uzlet iştiyakıyla bekliyor
Ruhum niçin sessizliğin ikliminde bekliyor, kalbim nazargah olduğunu biliyor
Neden zafiyetler bir afat misali irademi törpülüyor, nefsim hala neleri emrediyor
Nefes elhak müddetlidir
Akıl ve izan bunu fark etmek için bahşedilen en nadide ülfettir
İdrak ruhun yetisi, vicdan mizanın asudesi, vakit bahtın kazasında ki iradidir
Neye meyledersen, niyetine ne kadar kefilsen, tercihlerinde hürsün, hesabın kimedir
Ömür su misali akıyor
Okumaya imtina ettiğim onca sayfaların hicranı karşıma çıkıyor
Kalbimi hüzün kaplıyor,sessiz çığlıklarım sancı veriyor, üzülmek niye yetmiyor
Ruhumun hicran damlaları durmak bilmiyor, onca kelimeler imdadıma yetişiyor
Aşk,kalbi inşirahtır
Ruhunu idrake kavuşturan payesidir,ihsan üzere ne latiftir
Kalbinin farkını yüreğinden arileştiren ancak bilir, her nefesin hesabında erktir
Vuslat için mihenktir,sırat için vecdir,kabir için hilmdir, ölüm için ne muhabbettir
Gönül yarasını çok görme
Vurgun yemiş bir nefes görürsen sakın ola ve asla kibirlenme
Bir kadae mahkumuymuş da deme, kader mahkum etmez, hayır nerdedir bilinmez
Hamdına erişmediğin, halini acziliğin kefenine bürümediğin taktirde kulla eğlenme
Anlıyamıyordum, bazen acaba diyordum
Kimi zaman tedirginliğimi saklayamıyordum,fakat aşikar eylemiyordum
Kimi vakit gizlice bakıyordum, tepkin nasıl olacak diye merak içinde bekliyordum
Hasrettiğimiz vecdimizin kesişmediğini biliyordum niye farklı letaiflerden besleniyordum
Aynı lisanı konuşuyorduk ama, fakat’ı vardı
An ve vucut bulan zaman suallerimiz için bir çözüm olmadı, yıllardır gözyaşı aktı
Sabır demek ki hakkıyle anlaşılamayan fırsattı, kanaat etmek ruhum için nasıl vuslattı
Kırgın bir kalp, bitap olmuş bir ruh yeniden canlanırmıydı,umut ziyadesiyle niye hicrandı
Bir ömür söyleyemedim, sabır içindirendim
Kim ne söylerse eyv
demeyi gaye edindim, muhakkak ki bir hikmeti vardır dedim
Nisa kimnliğinde gizlenen suhuleti yıllarca bekledim, o kaygılarından arınmanı bekledim
Elbet biz de gülebileceğiz birgün diye her sancı ve elemi halde demledim, şikayetlenmedim
Ahdimin takipçisiydim, taviz vermedim
Fakat gerekçesiz yargılanmayı hiç beklemezdim,zanların hasmı olan bir zadeydim
İtilaftan maksat nedir diye sual eylemiştim,sen ise nedense o sessizliğine bürünmüştün
Şer-i delillerin hülasasında hakkı tespit ve batılı reddetmek değil mi diye tekrar etmiştim
Fakat sen, hiç seslenmeden çekilmiştin
Kuytu köşende sanki bir elemin içindeydin,adeta sahipsiz biriydin, ne kadar üzerdin
Kendimi yıllarca mahkum ettim, neden meram-ı halini anlayamıyorum diye söylenirdim
Çünki sen benin emanetimdin kimsaye serdimi ayan edemezdim sabır içinde nefeslenirdim
O an kendi kendime bir söz vermiştim
Kendisi gülene kadar asla gülmeyeceğim diye kanaate eriştim,yaşamak adına üzgündüm
Bahtım böyleymiş mi demeliydim, neden gerekçeleri için gayret etmemeliydim, direndim
Üzülmeni nedense istemedim, mahkum eden gözlerinden, bir ömür muhabbet beklemiştim
Gün geçmiyordu ki naif halini anmayayım
Hasretmiş olduğun ülfetin şadıyla ağlamayayım,bu yalnızlığıma kızmamayım
İçime dert olan kederi ummanın suhuletine bırakmayayım, yıllarsa sır gibi saklayayım
Umudun vecdiyle, ufkumun mecaliyle yeniden başlayayım, şu derd-i gamımı da unutayım
O zarif parmaklarınla yazdığım nameler
İçinde alıp sürükleyen hareler, ruhumu mest eden payeler sanki kalbimi okşuyordu
Hiç bırakmak istemiyordum, mütemadiyen içinde ve o nefesinin islerinde kalıyordum
Sessiz bir şekilde gözlerimden gelen melalimi bırakıyordum, fakat sen artık duymuyordun
Ram olduğum, eşiğinde vucut bulduğum an
Gönlümü enginliğine kavuşturan zaman, mefkureme anlam katan ibretli furkan
Ancak teskin ediyordu, ruhumu bizarlığından kurtarıyordu, hicranı ne [URL="http://www.edebiyatdefteri.com/guzel/siirleri/"]güzel[/URL] anlatıyordu
İbretin her sahnesi o an önüme seriliyordu,evet, bilgisizliğim hüznümlekarşıma çıkıyordu
Neden firkatinin prangasında yalnızım
Fevkalade perişan ve mecalsizim,adeta bahtının savurduğu bir dilenci mesabesindeyim
Nazar eden gözlerden himmet bekleyen, kör kuyuyu sessizce suya gark edenin eşiğindeyim
Artık bu vakitten sonra aciz köşeme çekilirim, kimseye söz etmeden nefeslenmeyi dilerim
Aklıma gelen ne varsa, umut kalbimin olacaksa
Elhak sahibime iltica ederim hakkın ve hakikatin didarında ömrü vakfetmeye dua ederim
Yadettiğim kim varda, nefein sahibi her vakit en yakınımdaysa söyle nasıl şikayetlenirim
Boynumu bükerim, bahtıma kanaat ederim, zafiyetlerim içinde affı mağfireti talep ederim
Her lahza geçip gidiyor seslenmeden Simende bir iz bırakıyor lal olmuş halinden, mütrebessim çehresinden İdrakinm bu ahval üzere hayli fakirken, bilmem ki ne gelir hala şikayet etmekten Bir ömür nedamet bu sinemdeyken, sürurun o izleri yüreğimden sessizce kaybolmuşken
Kime ne söylerim,kuytu köşemdeyim Gelenin halinden ,geçip gidenin melalinden ne anlarım, kanadı kırılmış azadeyim Hazanın rengiyim, hüznün müdavimiyim, toprağın yadettiği yalnız kalan bir nefesim Nerdeyim, hangi hal üzereyim, kıt aklımla sanki sarhoş olmuş zavallı bir can-ı avareyim
Sığınırım efkarıma ve derd-i gamıma Aman vermeyen her bir sızıya, yüreğimin dinmeyen sancısıyla, sukut ettiren ahuzarımla Umut besledim yıllarca, hülyalar derledim yalnızlığımla, yadına eriştiğim yarin nazıyla Başbaşa kaldım anılarla, okumaya çekindiğim mektuplarıyla,hasret kaldığım o kelamına
Artık bir çare olmadığına kani geldim Şikayetlenmek ve nedamet içinde nefeslenmekten badirelerin sahraya anbean eriştim Hangi devanın adresinde nefeslendim ve gönlümün şehredilmesine ırsat verdim, inledim Yıllarca kime ne söyledim, en yakınlarımdan gizledim o sessizliğin yalnız müdavimiydim
Yıllara ne istiyorsunuz benden dedim Figan eden halimi aşikar eyledim, bahtıma çaresiz kanaat ederek susmayı öğrendim Kuytu köşelere meylettim, kanadı kırılım bir kuş misaliydim, gözyaşalarımla yürüdüm Lafazanlığı hiç sevmezdim, ne derlerin furyasında kefilsizdim,dramatik bir hal üzereydim
Dinlediğim şarkılar içimi açıyordu Sanki yıllara sari suskunluğumu şehreden birer tanıktı,içinde saklanılan bir zamandı Kiminin derdi, kiminin emeli, kiminin tükenmeyen hevesi vardı,bir an içinde ki harmandı Giden ahıyla gitti, kalan umudun prangalarında tutulu kaldı, kalp neden hiç anlaşılmadı
Artık silmek istiyorum bu gözyaşlarımı İçinden çıkamadığım bin bir sıkıntıları, yüreğimi sağlayan derin acıyı Susmak kifayet etmiyor, direnmek alıp uzaklara götürüyor, sabır imdadıma yetişiyor Meşkaleye dalsam, herşeyi unutmak için uğraşsam, düşlerin furyası peşimi bırakmıyor
Yoksa ben kendimle barışık mı değilim Hala bin hüzün ile suallerin takibindeyim, sanki bir hafiye misali yalnılaşan nefesim Muhakemem ne kadar istikaemetimi belirler, istişarem hangi vadinin izlerini işaret eder Gönül neye meyleder, ukteleşen feryatlar neden kemaliyet için derdest olmayı elan öteler
Nefesin sahibi bu fakir halimden ne bekler Tevdi edilen emanetler ihmalkarlığıma şahitlik eder, kalbi lekelerim arileşmeyi bekler Hangi nefen halime kefil olmayı teyit eder, bu kadar viranelik ahuzarlığıma elbette yeter Nereye baksam, içinden çıkılmaz zamana dinmeyen figanımı anlatsam, dinecek bu keder
Gözlerim günlerdir neden uykuya hasret Vecdiyle felaha erişeceğim, ümidiyle beslendiğim, sabrıyla filizlendiğim hangi fedret Sanki içimde yaşıyorum medceziri, sinsice esaretiyle nefeslendiğim hevesleri ve o ukteleri Nizama nuhtaç ahvalimi, fikretmeye fevki yetişmeyen kıt aklımı, korkutan elem sancıları
Bir aziklik var içimde, yılların hamasetiyle Dile gelen kelamın ahıyla, medet uman serabıyla, hikayeleşen ayetlerin ibretli yadıyla Hangi lisanı öğrenmeliyim, hal dilini mi talim etmeliyim ve gönül kırmamanın umuduyla Çaresizlik ne kadar bedbah bir bedelmiş, ihmal edilenlerin beklediği umut turabı namıyla
Aklım çok karışık, izanım evet, bulanık Niçin hesabım bu kadar açık, mizan mefkuresi içimden çıkmayan uyanık ve tanıdık Bir söz vermiştik, sanki bedelsiz bir ömür tükettik, mağfireti hangi manada nefeslendik Müddetin aşkıyla neye şahitlik ettik, ecrin harıyla nevakit vicdanımızla yüzleştikmiştik
Gün gelir unutursun demiştim
Sana halin çetrefilliğinden hazinle bahsetmiştim
Kalbimin ikliminde sevginle serinleyerek seni tembihlemiştim
Lakin akan zaman harmanında
Ve hasadın cenahında yalnızlığımla yine andım
Senden kalan an ve hazları terennüm ederek öyle sabahladım
Yalan desem de içim el vermiyor
Mütemadiyen vefayı sorgulayarak seni yad ediyor
Muhabbet dirliğinde ve kalbin erdemliğinde seni hiç bulamıyor
Öyle zor ki bu anı ve hali yaşamak
Ummanın dehlizlerinde kulaç atmak misali bir kor
İçimden atmak ve ruhumun sancılarından çıkartmak kolay mı
Ah titremelerimle ateşte yanıyorum
Ürpertiler zerresinde kalbimin hicranına kanıyorum
Öylece savruluyorum ve umutlarımla hazanı haz ile kokluyorum
Umut işte dinmek bilmiyor ve arıyor
Aşkın türabında ve gönlün cenahında sürurla anıyor
Gıyabında yüreğim ah çekerek, halinin ikliminde bahtını diliyor
Şimdi ne yaparım, hüzün için varım
Sevdanın harında sayıklarım ve sevileni aşkla anarım
Kimliğimin pervazlarında ve hasretin dergahında vefayı sorarım
Yaralı bir kuş misali şimdi kanatsızım
Ufuklar bendinde şevksiz yaşayan solgun bir baharım
Ömür sayfamda ve kalan anlarımla tefekkür dirliğinde yaşarım
Aşk ikliminde bahardır ve çok anlamlıdır
Her kim hakikatle dilerse her mevsim aşkla başkadır
Kalbi hicran vuslat içinde tazeliğini koruyan sevdanın salasıdır
Ölümle aşk anlamlaşan bir bahtiyarlıktır
Korkular kalbin dirliğinde anlamını kaybeden zandır
Muhabbet ve nitelik şuur birliğinde şenlenen renklerin şahıdır
Gel korkularını yenerek dinle
Urbasız tende aşk bir bahane ve kalbin fakirliği senle
Ruhun asudeliği anlam bütünlüğünde ve hakiki aşk sor kiminle derdinde
Halime duçar olur nefesin, sessizliğin lal olan dilisin!
Henüz titreşimler başlıyordu
Hissiyatım renklerin birliğinde edep diliyordu
Kalbim yıllara sâri suskunluğunu terk ederek şevke erişiyordu
Meğerse gönülde ne baharlar
Hazanın mahzunluğunu anlatan sessiz çığlıklar
Baharın sancısıyla ses vermez ağıtlar vaktin zuhurunu bekliyor
Ne vakit seni ansam yağmurun
Meltem asudeliğinde hazzın ve bekleyen bahtın
Tecellisi aklıma geliyor ve derin düşüncelere doğru yol aldırıyor
An ve vaki olacak zamanını anan
Aşk için çırpınarak sevdanın rahlesinden kaçan
Ecrin pervazlarından içtinap ederek heveslerine boğulan her can
Neler anlatıyor kalbime bilsen
Nefesin müddetiyle bütünleşerek hicranı yensem
Ölüm için nefesi zikredip irfanı seçsem ve senin ülfetine erişsem
Kalbinin derinliğinde seyretsem
Haiz olduğun zarafeti temaşa ederek nefeslensem
Gönlümün umutlarını çok görmesen ve bir şevk ile seslenip yücelsen
Ne kaybettirir sana anlayabilsem
O vakit çekilirim sinemin derinliğine ve sessizliğimle
Nefesim her ne kadar seni zikrederek kalbime hüzün tohumu ekse
Gam değil razıyım virane halime
Yeter ki sen serzenişlerinle kalbimi titretip nefeslenme
Razıyım senden gelecek sitemli her nefese hicran hali yâd etse de
Niyazım aşk seninle anlamlaşsın
Sevda harıyla semaları aydınlatsın ve yıldızlara anlatsın
Her sırrın saklı kalsın, mefkûren tefekkürünle nur salsın ve anılsın
Halime duçar olur nefesin, sessizliğin lal olan dilisin!
Henüz titreşimler başlıyordu
Hissiyatım renklerin birliğinde edep diliyordu
Kalbim yıllara sâri suskunluğunu terk ederek şevke erişiyordu
Meğerse gönülde ne baharlar
Hazanın mahzunluğunu anlatan sessiz çığlıklar
Baharın sancısıyla ses vermez ağıtlar vaktin zuhurunu bekliyor
Ne vakit seni ansam yağmurun
Meltem asudeliğinde hazzın ve bekleyen bahtın
Tecellisi aklıma geliyor ve derin düşüncelere doğru yol aldırıyor
An ve vaki olacak zamanını anan
Aşk için çırpınarak sevdanın rahlesinden kaçan
Ecrin pervazlarından içtinap ederek heveslerine boğulan her can
Neler anlatıyor kalbime bilsen
Nefesin müddetiyle bütünleşerek hicranı yensem
Ölüm için nefesi zikredip irfanı seçsem ve senin ülfetine erişsem
Kalbinin derinliğinde seyretsem
Haiz olduğun zarafeti temaşa ederek nefeslensem
Gönlümün umutlarını çok görmesen ve bir şevk ile seslenip yücelsen
Ne kaybettirir sana anlayabilsem
O vakit çekilirim sinemin derinliğine ve sessizliğimle
Nefesim her ne kadar seni zikrederek kalbime hüzün tohumu ekse
Gam değil razıyım virane halime
Yeter ki sen serzenişlerinle kalbimi titretip nefeslenme
Razıyım senden gelecek sitemli her nefese hicran hali yâd etse de
Niyazım aşk seninle anlamlaşsın
Sevda harıyla semaları aydınlatsın ve yıldızlara anlatsın
Her sırrın saklı kalsın, mefkûren tefekkürünle nur salsın ve anılsın
Vuslatın serabından içersin
Kalbinin letafetleriyle sinenden sahifeler seçersin
Kim bilir hangi umutta demsin ve sabrın vuzuhunda kedersin
Zihnin girdaplarında çilesin, azimetin bağrında sefilsin ve iradene kefilsin
Nice bahtlar umuda kanıyor
Yağmur damlaları ötelerden ikramla hicranı anıyor
Sevda mevsimlerinde gönül yol alarak aşkın serencamına uzanıyor
Umut kanaat ikliminde pervazlarda yeşeriyor ve güle tebessüm gönderiyor
Aşkın çemberi ihata ediyor
Dil her ne kadar bizar kalsa da, edebiyle anlamlaşıyor
Yol yolcularını bekliyor, han yalnızlıktan korkuyor, kalbin ne diyor
Öyle bir aşk rıhtımı ki ruhumu okşuyor ve rüzgârların muştusu haz veriyor
Haklısın ki bahar sürurdur
Hazan umutlar sofrasında solgunluğa giden nağmedir
İşte o vakit kalbin biçaredir, geceler senin için anlaşılmaz kederdir
Karanlık duygular ve arza akseden umutlar çare adına muhabbeti bekliyor
Bilir misin şairin ağıtını
Yanmadan yazan çaresizliği, hevesler için hederliğini
Nedensizlik yokuşunda yudumlanan sefilliği ve fersiz gözlerde şevki
Söyler misin hesapsız ne var kâinatta nitelik ruhun hakikatinde niye nöbetçi
Ey yolcu rüzgâr arkadaşın
Biliyorum ki umutların sırdaşın, Süreyya yıldızı hazzın
Tefekkür sevdan, kanaat urban, ölüm ancak halinde sürurlu sayfan
İzlerinle anlamlaşan, melalinde çığlık çığlığa şafaklara umutla bağlanan
Nefesin kadrinde ve hevesin renklerinde tuval üzerinde resmettiğin manzaran
Gönlün sanki bir çağlayan
Aşk sessizlik yortusunda kalbi inşiraha soyunan muazzam
İhsan sadakatinde, ihlâs kendi saadetinde, tevazuu nefsin kadrinde gam
Ey ayan olan, nefesin mühletinde çare arayan, umut filizlerini hakka yollayan
Ne olur bir an yese kapılma
Ruhun hissettirdiklerinde uzak kalma ve illaki kalbini anla
Aşikâr olan ayetlerden korkma, hikâye edilen hakikatlerden uzaklaşma
Artık vuslatın tınısını anla, hesabın neticesini unutma ve yolun başlangıcında
Bilmem ki ne haldeydim, yitik bir nefes misaliydim!
-
Gözlerimden yaş boşalıyordu.
Oysaki bu konuda pek alışkanlığım yoktu.
Halin fakirliğinde, kalbin sevgiye hasret iklimiyle nefesleniyordum.
Yapraksız bir dal misaliydim.
Şevksizliğe gark olan hicranı abideydim.
Ne gülmeyi bilirdim ve ne de tebessüm için yüreğimi hasredendim.
Bilmek için erdemden azadeydim.
Düşünmek için bilmeyi, idrakle hissetmeyi özümseyemezdim.
Hoyratlığın kadrindeydi takatsiz nefesim ve çok fakirdi bildiklerim.
Tekâmül adına, sevda babında,
Aşksız kurak ayazlarda, poyrazın hırçınlığında,
Kan çanağına dönen gözler ve hissiz nefesler lahuti şiirler dinler.
Alp götüre bir zaman dilimine,
Kahraman Tazeoğlunun sesinden arazını dinliyorum.
Yüreğin burkulduğunu, dilin kuruduğunu, gözler boşalınca hissettim
Şiir adına her ne yazılsa az dedim.
Sarsılan hislerimle titremeye başladı tüm bedenim.
Ben ne kadar sefilim, kalbi hissedişleri ben nereden bilirim dedim.
Avuçladığım toprağı öylece sıktım,
Ve gözlerimden akan yaşlarla onu nemlendirdim.
Kokusunu içime hasretle çektim ve iklimlerin seren camına kilitlendim.
Hissetmek adına kalbi olmak dedim.
Ruhun insicamından uzaklığımı bir bir gözden geçirdim.
Hilkatin muvacehesince, aklın mücerretliğinde nefsimi güncellemiştim
Hasreti ve özlemi yeniden anladım
Sevda adına yanmayı, aşk babında kanmayı tanımladım.
Ötelerin hazzıyla, vuslatın kalan sayfalarında, gül kokusuna yaslandım.
Çaresizliğimle el açıp yakardım.
Nefesin kalanlarıyla, ömrün devranında hardım.
Tek başıma kala kaldım, arkama dahi bakmadan suskunluğa uzanmıştım.