Mustafa CİLASUN Şiirleri

Mustafa Cilasun

Well-known member
Sekülerlik ve Paganlık adına saldırrılar!
68706.jpg














Ben imanımı tahkik derken icmalimde
Şeksiz olarak âdem a.s ceddim olarak
İblisi ene lanetinin muhatabı görürken
Enaniyetin
melekût âleminde ki haliyle


Kulluk sürecinin başlangıcında ki
zaman
Anın insanlık için başlayan sayfalarında
Zikredilen en kutlu evrensellik beyanının
Gelmesine vesile olan sayfa suhuf kitabın


Tevrat Zebur İncil en son Kur’anı kelamın
Şeriatına nizamına hukukuna imanım tam
Hayatımın ve cihanın en sosyal hayatların
Teminatı olarak görür ve böyle iman ederim


Hayat mihengim
sevgililer sevgilisi efemdim
Tek önderim ve ona tabiim onu takip ederim
Sekülerdik adına savlarını kusanları dinlerim
Ancak
rahmet telakkisiyle yalnız sabrederim


Her türlü izimi lanetlerim iman tahribi derim
Misyonerlik faaliyeti yapanlara hayret ederim
Maddesel buharlaşmayı hızlandırana
gülerim
Enaniyeti uğruna, kul köle olana hayıflanırım


Bir
zamanlar Lat Menat Uzza bir put değilken
Toplumunun en itibarlı ve takvalı kişileriyken
Mukallit olan hırs kurbanları onlar öldüklerinde
İman zafiyetleri sebebiyle helvadan put yaptılar


Bütün
peygamberler ibreti âlem için zikredilirler
Yüce Kur’andan koparılan nesiller çaresiz kaldılar
Onları pagan kültürüne inanmaya mahkûm ettiler
Frenkleşmek için amansız bir yarışın içine girdiler


Ne dediler sanayi devrimi, b
aşka ithal nizamlar
Müminleri yobazlıkla suçladılar utanmaz arsızlar
Millet efradını hırsları sebebiyle gam bazlayanlar
Tahrif edilen din ve dalları için nizama saldıranlar



Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Bana dert eyleme o gamı,sessiz sedanı!
66570.jpg















Nasıl bir cenderenin içindeyim
Ruhumu esir eden bir lahzanın, susturan
zamanın feryadındayım
Açmadım gönül hicranımı, hasretmedim melalimin figanını nasıl bir tutsağım
Ürperti veren bir
zamanın sahnesinde ağlarım, sessizlik içindedir gam-ı vicdanım


Titrerim düşündükçe neyleyim
Beni benden alan bir haletin serabında
hüzün yaşamaktayım
Çekincelerin kucağındayım, keder vermeyim diye anbean sancılarımı avuçlarım
Dinmiyor ki bu feryadım, sessiz bir çığlığımın duyulması için umuduma sığınırım


Ne alsam elime, gam var yine
Yadımda ki firkatin benliğinde,cezbeden halinin dirliğinde
Yaratan ne
[URL="http://www.edebiyatdefteri.com/guzel/siirleri/"]güzel[/URL] yaratmış,bahar her bir yanında açmış, bu ne müthiş sevdayımış
Aşkın halinde niyazmış, hakikatin ramında sabırmış,vecdin alinde ki kanaatmiş


Nasip kalkıp yol almalı
Bir ömür saklanan umutlar, günyüzüne çıkıp arınmalı
Kalbin inşirahı halin deminde sır olan
aşkı,ibretle anlatmalı, idrakte yaşatmalı
Ruhum
araftan kurtulup, ahdiyle hürriyetine kavuşmalı ve şevk sinemi kuşatmalı


Ne kadar üzülsem hasretine
Bir ömür sabredip beklesemde,sen yinede bu halimi görme
Viran eden, boyun büktüren,yılların içine hapseden hicranımı bilipte kederlenme
Biran olsun merak eyleyip o münbit halinle, sinemde ki yadıma o ihsanınla girme


Çöl oldu bu gönlüm niye
Bak yine suya hasrettir vecdim, umit etsemde hicran sinemde
Sabır kifayet etmiyor, kanaat içime sızı ekiyor, hissiyatım kurumuş dal halinde
Bir ömür nazar etmesen de, halimin perişanlığını işitmesen de olsun yinede üzülme


Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Bizde mi böyle olacaktık, sessizce ayrılacaktık!
63140.jpg















Ne olmuştu halimize
Hisseden kalbimizin münbit iklimine ve edebi hassasiyetimize
Ruhumuzun bahtımız için ektiği umut ağacına,maveraya uzanan sevdamıza
Kimi vakit sessizce akıttığımız gözyaşlarına,sabrettiğimiz aşkın şevk bayrağına


Nerde yanlış yaptık
Hangi vesveseye kapımızı araladık,zaten tefrikadan bıkmıştık
Vahdet için vardık,vuslat adına meşalemiziyakmıştık, ahdimizle mutabıktık
Demek ki bir ihmal ettiğimiz gerçekle karşılaştık, niçin fark edipte tutunamadık


Nazarların başkalaştı
Paşlaştığımız ne varsa sanki kuraklıkla karşıkarşıya kaldı
Muhabbet sarsılmıştı, güven neden sulallerin hışmına uğradı ve sızlattı
Şimdi geriye ne kaldı, sukut eden duvarlar feryadımı duymadı, için kan ağladı


Dünya içimizde yaşadı
Ne kadar emel varsa etrafımızı kuşattı, vecdimiz kalmamıştı
Ekran ne büyük tuzaktı, reklam aralarında secdeler yapılmaya başlamıştı
Ne kadar tuhaf adetler varsa, artık gün be gün umutla takip edilmeye başlanmıştı


Kitab-ı celil kapanmıştı
Okumak şöyle dursun,şehrine malik olmak aşkı hiç kalmadı
Nice zamanlar vakit namazları kazaya kaldı, farzın kazası ne kadar tuhaftı
Sanki taklit edilmek için bir zamandı, ne şevki ve ne de ilhamı ruhumuza aşk kattı


Demek ki bizler istedik
Nehyi bilemeyecek kadar saftık veya huysuz nazarlardık
Neden inşirahı hiç anmadık, sevinç ve kederlerimizde genellikle dünyayı yaşattık
Nefsimizi mi tanıyamadık, kürsülerden feryat edenleri hiç umursamadık,ne yaptık


Şimdi ağlıyor kuşlar
Sancılar zerkediyor solmuş umutlar,dilegelen selalar
Tadbir ve taktiri karıştırdık, her hevesimizi yaşamayı marifet sandık, yanıldık
Neden bu kadar bedbin bir halin nefesi olarak ömür sayfalarımızı hicranla yazdık



Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Ruhum bezgin, kalbim takatsiz ve üzgün!
68587.jpg
















Yıllardır bir korku yaşıyorum
Kaybolduğuma inanıyorum,bir ömür vecdimle yanıyorum
Neden bu kadar yabancık yaşıyorum, tahammül etmek adına zorlanıyorum
Niçin her nefes misali gülüp oynamayı başaramıyor ve kendim adına soruyorum


Boşver diyenleri duyuyorum
Ve fakat borçlanmamak adına ne derin sancılar yaşıyorum
Kimi vakit biraz duruyorum, sonra bir hınç ile kalkıp nedenlere uzanıyorum
Anbean içinden çıkamıyorum,hangi ahdin sahibiydim diyerek bir figan eyliyorum


Toprağa ellerimi banıyorum
Nasıl bir tohum ki, aslına rucu etmesin diye yakınıyorum
Kalbimin şikayet etmeye hakkı yok,nazargah olduğunu bilenlere sığınıoyorum
Sessizçe yaşları bırakıyorum,kendi halimle baş edemeyeceğimin farkına varıyorum


Mürebbi olan hali bilir
Ruhun dilini şehtermeye malik bir talimin nefesi olarak kaimdir
Hilmin eşiğinde erdir,mübelli olmak adına vecdiyle intisaplı olan bir payedir
Furu meselelere iltifat eden, luzumsuzlukla iştigal etmeyi hak sayan ise elemdir


Bilmeyen tabi olmalıdır
Ve fakat teslim olduğu vechile asla bir ihanete uğramamalıdır
Oyalamak için kandırılmamalıdır, hak ve hakikat pazarlığı olmaz, yaşanmalıdır
Her kim bu maksattan çıkarsa telef olur,pişkinliği marifet sanır vede elhak aldanır


Bakir nefes samimidir
Müteredditlik içinde ki ürpertidir, bir anlamda kuş misalidir
Korku ve kaygı ona yaban gelir, içinden çıkılmaz hesaplar sussada onu yıldırır
Şevkin ve muhabbetin ayeti samimiyet ve tevazuudur ruhun sahibince bilinmelidir


Kitab-ı celilin dili senindir
Sevgi ve aşkın en müşfik serdedildiği en münbit sahifelerdir
Hissiyatına yaban değildir,kalbine yakın oldukça, ruhunla var oldukça lehçendir
Mütereddit olmaya hacet yok,müddet-i nefes senin için belirlenen bir aşk-ı vakittir



Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Gelmedin, belki de gelmek istemedin!
66048.jpg














Günler bir bir göçüp gitti
Kalbim sessizlik içinde sabırla yetindi, umutla bekledi
Kanaat etmeyi şehretmek için gönül ehlinin vecdinde ki feyze müracaat etti
Bir ömür dinledi, yad edip şükretti, hasretin bendinde kalan nefesini anbean tüketti


Neydi bu hale düşüren saikler
Sukut ettiren bedeller, firkatin halinde yaşatan bedbinlikler
Hüzün zerk eden elemler, hicrana gark edip, hissiyatı sızlatan kederler
Solmaya yüz tutmuş ümitler, nazar ederken çekindiren
özlem ve dillenen sitemler


Kim bilir nerdesin, üzensin
Derd-i gamıma rucu etmeyen hedersin, nasıl bir vicdansın
Kalbinden bu kadar uzak mısın, ruhuna ne bilmem ki kadar yakınsın
Bir kelam etmekten sakınan mana mısın, edebin hangi halinde ki bir hazansın


Artık pes ettim ve eridim
Kalmayan hevesimle şimdi tarifsiz ve de takatsiz canım
Gecenin hüznüyle bakan ahım, ferini erk eden nazarım, ne kadar perişanım
Gönül ırmağım kurudu, umutlarım hazanlaştı, ruhum ki firkatinden uzaklaştı


Nasıl yaşarsan yaşa, anma
Halinde bir
hüzün tufanı başlarsa, nafile yere yakınma
Geriye kalan ne varsa yâd etmek için çırpınma, sadece halinde yaşa
Çilenin ah u zarını anla ve harap olan bir kalbin çehresine bakıp ta çıldırma


Aynalar ruhun aks edasıdır
Saatlerce karşısında oyalanma, tenine vakit ayırma
Cezp etmek için bir nefesi sakın niyetine alma, nefsini ezmeyi anla
Nefesin müddetlidir
dünyayı nihayetsiz sanma, hesabın hülasası var korkma


Aşk; ruha erişen bir ilhamdır
Nefsi halden uzak olan bir hicrandır ve de firkattir
Ötenin sevdasıyla hemhal olmuş bir nazardır, rızay-ı bari için vardır
Ne kadar hevesin varsa, esaretiyle yol alma, lahza seni sana bırakmayan fırsattır



Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Görenler beni divane sansın, öyle ansın!
66469.jpg
















Feda olduğum aşk aşikâr olmasın
Ne kadar figanım varsa kimseler t
arafından kınanmasın
Alaya alınan nefsim olsun, ruhumun firkati kalbi nazargahına duyulsun
Gözyaşlarım sessizce boşalsın, ne kadar vecdim kalmışsa, gönül sultanına ulaşsın


Aşk; tenimden ve dilimden uzaklaşsın
Halimin ve ruhumun lisanıyla anlamlaşsın, onu yaşatsın
Kalbim ne kadar inşiraha muhtaçsa, azmim onun için sadık kapılar aransın
Kalmışsa merakım, itminan olmam için yakarsın, iradeden vazgeçiren için yansın


Evlad-ü iyalim hiç farkında olmasın
Ne kadar emelleri varsa, hissiyatları talime muhtaçsa kansın
Kalbin her lahzasında ş
aşkınlığa duçar kalmasın, her dualarında fidanlaşsın
Ötenin
aşkı ruhunun en bakir sahnelerinde meşki yaşatsın, nedametten uzaklaşsın


Bu âlem, ruhun için sevday-ı vuslattır
İhlâs ve ihsan tavı için
zamandır, gayesi olmayan kul hicrandadır
Arzın halini
hikaye eden bir kitap vardır, her ayetinde ibret ne muazzam bir aşktır
Hissetmeyen kalp nasıl bir hüsran ile muhataptır, niyet ve irade en mühim icraattır


Korkular harap eder, saygıyı öteler
Ne kadar kaygın varsa ruhuna müracaat eder, kalbin ise dinler
Akıl ve izan iradene tabii olan yetiler, fikretmek için ilmi deliller kimi bekler
Her bir t
araftadır ibretlik cesetler, ruhsuz ten neden çürümek için vaktine rucu eder


Evvelin dilinden bahset, ruhun bilir
Ait olduğun hilkat nasıl bir gerekçe için sana tevdi edilmiştir
Sual etmek niye elzemdir, mukallit olmak elhak acizliktir, azim etmek niçindir
Seni senden alan bir
zaman var, saklı umutların için müddet-i nefes mağfiretindir



Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Nazar et ,hicranıma kayıtsız kalıpta yanma!
72302.jpg














Su misali sineye akın ediyor
Hangi halin nimetidir o an ve akan
zamanda bilinmiyor
Cezbediyor, hissiyatı ihata eyliyor, akıl acze giriyor, idrak ise sessizleşiyor
Fikir sukut ediyor, azim niye yön değiştiriyor, irade maslahat içinde filizleniyor


İlham kimin muradıdır
Alıp götüren hicran esir etmek için mi lahza içinde sınavdır
Ruhum niçin perişandır, suaallerim cebapsız kalmaktadır,sine yanmaktadır
O anı mı suçlamalıyım, nasibi b
aşka cihetten mi yorumlamalıyım, ne yapmalıyım


Kalbim nazargah aline
Sevda besler her fırsatta söyle niye, kader belirsiz mi öyleyse
Ruhumu cezbeden hal hangi iklimin turabında sukut etmesene,bizarlığım kime
Aşk,aklı,izanı bilmez, dilegelen nefsniliği kabullenmez, hakakit hali ruhaniyetine


Sevgi bakirdir, edebin dilidir
Samimiyet lahzasında ki gönlünü hasredişindir,ihsan iledir
Ne vakit nefsini önceledin,ben dedirten illete büründün, o
zaman şekliyet içindir
Ruhun ve kalbin yoksa, tenin boyalar içinde arza sunulsa
aşk adına da beyhudedir


Ne ukba ve ne de
dünya
Visali içindir görülen her rüya,bahaneler esir eden halini anla
Ruhunun feryadını daha ziyade duysana, kalbinin hıçkırıklarına yaban kalma
Ne kadar
gözyaşın varsa, beyhude akıtma, edebin nazarıyla yol almalısın yorma


Aşık,maşuku için ardır
Onun içinde nur olmak ne müthiş bir sevdadır, nefsin edep halidir
Nar ile yaşamak bahtiyarlıktır, rızay-ı baride kul olmak iştiyaktır ve de farktır
Fani olan varlıktır, ten ise lafazanlıktır, ruhun payidar olmak için yaşamaktadır



Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Ey Rabbim, sen bilirsin, mağfidet edenimsin!
74761.jpg














Kapına geldim, esaretimle uzaklaştım
Anlamak için hiç uğraşmadım, kolay olana kapıldım ve inandım
Heveslerim için yaşadım, kim ne yapıyorsa hakikat sandım, nasıl yanıldım
Halimi cezbeden her rüzgarı aşk sandım, hangi nefese dokunsam acıyla sızlardım


Ne ruhumun ve ne de kalbimin farkındaydım
Sanki nefsimi ihya etmek için vardım ve bu manada yol alan ayıptım
Akan gözyaşlarımı serzenişlerim için kar sayardım, vicdamın adına duyarsızdım
Hangi meclise girsem şekliyeti önceleyen nefesleri görsem pek garipser ve ürkerdim


İçimde var olan korkuyu nasıl gizlerdim
Ne zaman bir insan ölse, ağıtlar durmak bilmese, yıkamak için su nöbetteyse
İçim sızlardı, nazar ettiğim beden ne kadar anlamsızdı, haşyet o an nasıl ızdıraptı
Açılan kabir sukut halindeydi,en yakınları keder içindeydi,elhak nefes müddetliydi


Neden bu kadar duyarsız ve arsızdım
Tahkik edemeyecek kadar pişkinlik adına hazandım, nasip şadında kuraktım
Oysa yaratığın bir candım, bir ömür hicran ile yakarmayı başaramadım,utandım
kaybolmuş bir nefesten farksızdım, ummana açılmış bir yelkenli misali gamsızdım


Nasip ettiğin bir vesileyle ayıldım
Hayıflanmak için ne kadar geç kalmıştım, kalbim ve ruhuma kötülük yaptım
Nefsi lekelerimle arlanmadan yaşamayı marifet sandım, güçlü olmak için vardım
Her lahzasında alıp götüren lahzayı anlamadım, ne vakit müsibet gelse şaşardım


Müddet senin tasarrufundadır
Nasip elhak taktir eylediğin vicdandır, ancak seninle vardır
Lütfeyledin, fırsat verdin, farkı fark etmem için dikkatimi çektin ve nasip ettin
Varlığından habersiz iken zatına yakın eyledin, iltica etmem için ruhuma gel dedin



Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Gönül tecelli ister, hevesin ter’ini neyler!
71612.jpg














Düşünmek akıl saikiyle yol eyler
Fikretmek için idrak ve kalp sahibinin rızası için umut besler
İrade senindir, hürriyetinin nispetinde ki erktir,külli irade için nöbet bekler
Cüz’i irade zahirindir, emel ve niyetinle kaim olan dirliğindir, vakt-i saatini bekler


Hangi esbabı giyersen giy yakınma
Ruhuna ve kalbine ne kadar yabancıysan işte o vakit ağlama
Ar, kalbidir, edep vicdanın rengindendir,ruhunu şehretmedikçe iman ettim sanma
Taklit ettiğin her ne varsa, esaretinden kurtulmak için bir an bile durma, aldanma


Gam etmek, meylinin inhisarıdır
Niyetin
aşka ram olmadıkça, heveslerin için nasıl gerekçedir
Ömür bahaneler için değildir,
zaman alıp götüren hakikattir, nafile nefes niyedir
Hesap edilmeyen lahza iblis için neticedir, idrak ve akıl bunun için tevdi edilmiştir


Medet dilenirken afakilik yapma
Nasibin kalkmadıkça beyhude yere sızlanıpta yakarma
Ne kadar fedakar isen, gönlünü hakka teslim edip sukunetiyle yüzleşmemişsen
İhsan ve ihlasın adını anma, ham sofuluk yaparak şekliyet için kapı kapı dolaşma


Aşk,ruhunun teslim olduğu nardır
Kalbin edebin sahrasında nazargah olduğunun farkındaysa hazdır
Yakın olan efradın değil, ruhunun niyazında ki hakikattir, korkun ar’ın olacaktır
Her nereye baksan, halini anlamayan nefesin alay konusu olsan,
aşk yaşanacaktır


Aşk; seni sana bırakmayan bir hardır
Ruhunun ve kalbinin aidiyetiyle yol aldıran bir vuslattır
Lamekandır,tenden ari olan bir divandır,sukutun muhabbetine kandıran nazardır
Ağlarken sızlanma, ruhunu bizar edip hıçkırma, sessizlik içinde
aşkın vecdini yaşa


Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Bir ömür sukut edip dinledim,esirin ettin!
68884.jpg













Ne kadar hülyalar kurmuştum
O an ve
zaman gelene kadar düşlerle hephal olup uyanmıştım
Acze düşmemek için hep çalışmış ve azimle sabredip kimseye bulaşmamıştım
Hissiyatımı bakir bırakmıştım, ümit içinde bir sururu yaşayacağımı ummuştum


Kim ne söylerse dikkate almamıştım
Acabalarla yol almayı ruhum için maraz sanmış, kanmamıştım
Hangi
hikaye anlatırlısa yine önyargıyla bakmıştım, ihtimal vermeyip atmıştım
Deneme, yanılma terlakkisinde olan bir candım, öncelikle inanmayı öne çıkarırdım


Gel
zaman ve de git zaman oldu
Duygular inkıtaya uğradı,ş
aşkınlık ziyadesiyle artı ve acıttı
Umulan ne varsa sukut-u hayal olarak karşıma çıktı, suallerim artıkça arttı
Mahkum edilmek istenen bahtım mıydı veya sukun köle olmam mı bir maslahattı


Neye ayak uyduramadım, anlamadım
Her ne dileniyorsa yapmaya çalıştım, huzursuzluktan kaçındım
İma ile nazar edilmesinden korkardım, kalbi ve ruhi manada neden anlaşılmazdım
Hangi kabahatimin kurbanıydım, samimi olmayan nasıl bir niyetin tutsağı oldum


Suçlamak adına ne yapmalıydım
Nasıl bir çare adına kapıları çalmalıydım,umut için yaşamalıydım
Kim diliyorsa olsun, ben sakınırım yargıç olmaktan ve
insanları yargılamaktan
Gerekçesi olsa dahi
insana kıymaktan,müddet-iğ zamanın vaktini anlamamaktan


Üzmek ve yermek için yaşamıyorum
Nasıl bir mecraya gittiğimi biliyorum, vicdanımı ihmale almıyorum
Zalimin zalimliğinin taktir hakkının kime ait olduğunu samimi düşünüyorum
Mühleti veren,
rahmet etmeyi önceleyen, mizanı ve mahşerin sahibine sığınıyorum


Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Yüreği yakan sen olma,bir canın ahını alma!
94327.jpg














Cezbine kapılması için uğraşma
Etrafında pervane olup,türlü k
okular sürünüpte kuşatma
Hangi emelin nefesisin, nefsi manada nasıl bir mesafedesin hali çıldırtma
Meyledilen olmaktan imtina etmeyi sakın ihmale alma,hesap ruhidir asla unutma


Zavallıdır
insan, kanan can
Hevesleri uğruna aklından vazgeçip, hülyalara dalan kan
Aidiyetini unutan furkan,ahseni takvim üzre yatarılan ve korunan
zaman
Zafiyetleridir yolda bırakan, nedensizlik üzre hayatını ikame eden biçare yaşayan


İnsan,yaratılmıştır ve azizdir
Aklını ve idrakine bigane kalan bilsen ne kadar sefildir
Kalbin en latif payendir, nazargah olarak taltif edilen yegane tercihindir
Hafife alma, ulu orta salınma, cezbetmek için şekliyete boyanıpta derbeder olma


İnsan,akıl ve nazarda eşittir
Hukuku olan bir nefestir, hakkını gaspetmek ihanettir
Nisa evvel emirde ve ezelin dilinde mübarektir, neslin güvencesi ve şefkat elidir
Onun halini anlamamak çirkinlik ve cehalettir, tahakküm etmek ise cinnete eşittir


Kul,ruhun sahibine iltica edendir
İhlas ve ihsan üzre varlığını hasreden sebeptir, ecir için serdir
Aşk adına gerekçedir,sevda lahzasında sebeptir,mağfiret ve umut içindeki gayedir
Ruhunu esir eden varsa, nefsi marazları kalbinde hastalık sa ne kadar aciz nefestir


İnsan, okumalı ve yaşamalıdır
Ruhun ve kalbin gıdası bilgi ve inşirahtır, vecdi rikkati
aşktır
Ne kadar kendine yabancıysan, nafile yere nefsinle alet olup salınıyorsan ayıptır
Akıl ve izan niye vardır, mizan kimler için meraktır, hesapsız bir mahluk varmıdır


Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Mefkurende ki ülfeti anmak ve sana yazmak!
91895.jpg








Şimdi sana
Nasıl hitap edeceğimin
Hicranıyla baş başayım

Günlerce
Düşünmüştüm oysaki
Güzellikler melalimi kuşatırken

Elbette ki
Seni ve seninle akseden
Her şeyi,
Pınarların asudeliğini

Şelalenin
Kendi içselliğinde
Var olan suhuletini düşünürken

Gün
Ağaramaya
Yüz tuttuğu bu vakitlerde

Hala
Sana atfedeceğim
Değer konusunda
Güceneceğini düşünerek

Kim bilir kaç kez
Yüreğimi soğutmaya almıştım
Kederimi Ummanlara dökmek için

Seni
Senin içselliğinde
Düşünememenin aczi
Ne kadarda müşkülmüş

Seni
Sana anlatmak,
Senin nazarınla deryalara
Kulaç atmak

Ancak
Seni dinlerken
Mümkünmüş meğer

Dirliğimin
Tüm nağmelerinde
Seninle dem almıştım
Meşki tanımıştım
Ahengi anlamıştım

Hozan bağların
Kıraç topraklarında
Kanadı kırık kuşun beklentisi

Toprak altında
Mazi olanların senin
Melalinde oluşturduğu
Mefkûre zenginliği karşısında

Kendi
Kimliğimde hiçliğimi
Tanımama vasıl oluyordu

Çobanın
Asıl azığının sabır olduğunu
Bir emanet
İtminanlığında savrulduğunu

Kavalı ile
Hicranını aktardığını
Yalnızca senden öğrenmiştim
Bir mürebbiye dinginliğinde

Toprağa karışan
Yaprağı zarif ellerinin
Parmaklarıyla kavrarken

Sanki
Onun serencamını
Deşifre ediyordun

Ötelerden
Haline yansıyan [URL="http://www.edebiyatdefteri.com/guzel/siirleri/"]güzel[/URL]likleri
O an
O kadar bariz
Fark ediyordum ki

Tahayyülüm
Neticesiz kalıyordu

İki damla gözyaşlarınla
Dereleri ayağıma getiriyordun
Bizzat halde yaşatarak anlamını

Sen birliğin içinde
Âlemlere kapı aralayan
Güzelliğin şevkini bahşettin bana

Zavallı halimle
Nasıl cüret edebilirim
Sana bir şey yazmaya




Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Yazılmıştı mısralar, dile gelen o sızılar!
38218.jpg












Bir tanem hiç bilir miydim aman veririr miydim
Senin sessizlik içinde fark ettirmeden üzülmene
Sen görünmezlerde seyir halinde sanki sezendin
Nerden bilirdim, hiç hissettirir miydim, bilseydim


Ancak bilmelisin ki hasretti sineden dile gelenler
Mısralar halinde şekillenip güfteleşen tüm
şiirler
Gönül titremeden, dil kitlenmeden her süzülenler
Efkârın harmanıydı sensizlikte çekilen tüm çileler


Benden soğumana sebep olacak tüm
şiirler yırtılır
Hatta silinip atılır, bilmelisin ki mutlaka unutulur
Meğer nasıl
şiirlermiş, sende tesirini sürekli artırır
Halin benden uzaklaştırır hüznü yaşatır ve ağlatır


Ha dilim dursaydı, sinem kurusaydı yazar mıydım
Bir daha
şiir yazmayı bırakırdım, asla yazmazdım
Sensiz hiç olamazdım, melaline hasret kalamazdım
Seni hiç görmesem dahi üzülmene sebep olamazdım


Oysaki alin için yazmıştım, hasretineydi tüm kahrım
Hicranımı anlayamadın kayıplarda garip yaşayandın
Çaresizdim, ne yapmalıydım,
şiirlerle ancak dayandım
İstemeden seni uzaklaştırdım ve bir selamınla anladım





Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Kalp nazar eder, göz aşkın firkatine döker!
94436.jpg
















Bir ömür sussam, hiç konuşmasam
Boğazım kuruyup, acziyetim için soluk soluğa kalsam,ağlasam
Ruhumun hicran damlalarını bir bir sahibine sessizce ve melülleşerek yazsam
Dinmeyen figanımı saklasam, huzura çıkınca utanmasam, umutları soldurmasam


Kanmalı yüreğim, yanmalı
aşkınşa
Haşyet salan nar’ın tesir etmeyecek feryadıyla, ecir muştusuyla
Meskun bir halin senasıyla, mahzun nefesin edasıyla, yetimlerin
gözyaşlarıyla
An olsam,bir ömür derlediğim hissiyatımı lahzaların sükunetine bıraksam, arıyla


Ruhum zikreder, kalbim dinler
Dilim lal olmuş bir halde müddet-i
zamanın edebiyle ürker
Sineme hıçkırıklar sökün eder,vicdanım ah u zarıyla sessizlik içinde şikayet eder
Nefsim zelilliğini fark eder, nefesin
zamanından haya eder, ne kadar ram ise ah der


Kimim, saiki olan bir cürümmüyüm
Niyetin edebinden, ruhun evvelinden, kalbin dirliğinden uzak güçmüyüm
Aşkın suhuletine ve ülfetine bigane olan bir nazar mıyım,ruhuma niye yabancıyım
Kime sual etsem, her nefesin serdettiği maslahatları dile getirsem, uzaklaşırmıyım


Mevla için feda olmadıdır kalbim
Her uzvum ve tüm mevcudatım, sevdaya kar etmiyor, dilelen ne söylüyor
Niçin ihlas halimden uzak,gönlüm fevkalade kurak, an canıma bin
hüzün veriyor
Hangi dilden kal etmeliyim,şahit olduğum vakitlere el vermeli ve sürura ermeliyim


Kul, aşık olmaktan gayrı ne ister
Hakkın sevdası gönlünde biten ekinleri meşk ile ve muhabbetle biçer
Nefsi telef olur ve ibretin rengine girer, her hesap vakitsiz bir lahzaya hucum eder
Keder ne kadar gam olsa da, salih amel ve sahih niyetin vuslata erişmen için yerter




Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Dil-i harab-ı aşkımın yegane sebeb-i arısın!
29430.jpg
















Kifayet etmez oldu feryadım
Bir ömür dinmeyen
gözyaşlarım, sinemi dağlayan sancılarım
Hal’imi, kal’ime dönüştürdün, yıllardır firkatin şadıyla ümitlerimi yeşerttin
Ne
zaman sukut etsem,hıçkırıklarımı nefeslerin şahitliğinden saklasam, şevkimdin


Fedana razıyım,bu mu alın yazım
İçimden çıkmayan sızılarım,her bir lahzada susuz ve yalnızım
Bin
hüzün içinde korkular yaşamaktayım,sessizliğin karşısında ağlamaktayım
Söyle nedir kabahatim, boyun büktüren sessizlik içinde ki saltanatın ve o kararın


Artık haline çok mu yabancıyım
Sanki evsiz barksız bir yolcuyum, ıssız sokağın ahına sığınırım
Yanmayor artık şevk nazarlarım, açmıyor ki bu gönlümde umutlu sabahlarım
Ruhuma ne kadar yabancıyım,ededin haline temaşa eder kalbimin yadına ağlarım


Halim harap oldu,umutlar soldu
Her mevsim zemheri olup hissiyatın ahıyla sullare konu oldu
Açtığım
kitap sayfaları sukutumun feryadıyla ıslandı, o an ne müthiş bir ramdı
Firkatim şaduman oldu, kalbim anbena umutlansa da, artık vakitte çok geç oldu


Hiç sual etmedin,bir ses vermedin
Halini bu kadar harap edecek bir vebalmiydim, nerdeydin
Ruhun ve kalbin lisanını işitmeeyecek kadar şenmiydin,bir ömür keder verdin
Hangi nefese aşikar eylesem vaktini bekledim, edebin halinde kaldım söylemedim


Bahtım dedim, boyun büktüm
Kalan nefesten gayrı ne varsa hasrederek sabırla bekledim
Artık tükeniyor müddet-i nefesim, takatiszdir bedenim, fersizdir
gözlerim
Suskun kaldı bu dilim, firkatin halimi perişan etti bilmeni istedim, üzülme derim



Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
[h=1]Halim derledi, dilim kal eyledi![/h]

81590.jpg














Öncelikle bir merhabayla başlıyorum satırlarımı yazmaya…
Çok nadiren denediğim bu tür çalışmalar, ancak zihnimi zorladığı vakitler
bir iki kelam etmeyi, sizinle paylaşmayı, lüzum ettirdiğinden olsa gerekir.


Bilmenizi dilerim ki, her yazan gibi, şiir, deneme, hikâye çalışmalarını fırsat bulduğumuz
sürece takip etmekteyiz.


Birçok arkadaşımız bu gayretin peşinde, yoğun bir çaba sarf etmekteler.
Bilseniz ne kadar memnun kalıyorum, bu uğurda gösterdikleri gayretten mütevellit.
Oysaki hayatın bu acımasız açmazlarında fedakârlık göstererek bizlerle duygularını paylaşıyorlar.


Sizde öylesiniz.
En azından öyle zannediyorum…
Fırsat buldukça okumaya gayret ettiğim birçok şiiriniz de vurgularınız çok dikkatimi çekmişti.


Yazılarınız hakeza…

Sanki yılların tecrübesini gönül hücrenize hapsederek bugünleri beklemişiniz!
Bir bendin başında melalinizle baş başa, ağacın dalları arasın da, kuşların şakıyan
nağmelerinde siz başka âlemleri yaşıyorsunuz.


Parmaklarınızın kavradığı bir çöp parçasıyla, toprak zeminin tuval zenginliğini kullanarak
anladığınız, kavradığınız hayatın sayfalarında kalan izlerin güftesini yazarak
resmediyorsunuz.


En bariz dikkatimi çeken yanınız manayı fevkalade öncelemeniz olmuştur.
Ufki yelpazeniz alışılmışın dışında ve farklı zenginlikte.
Kullandığınız temalar, son derece ilginç…


Gece gibi, kan yaşları gibi, yalnızlık gibi, okyanus ve balık gibi sıralayabiliriz.
Bazen hesap sormanız dahi çok farklı…
Öyle ki bütün hesaplarınızı ukbanın derinliğinde bulunan mizan ölçeğine biriktiriyorsunuz.


Hayata bakışınız da sevgi üst perdeler de yalnız aşırı hüzün ışığı göstermiyor.
Işıksız bir ortam, tefekkür için bir zenginliktir.
Ama gözler görmeli, bir heyecan olmalı, hayatı rahmetin enginliğinde yaşamalı.


İşte siz yazılarınız da hissiyatın her nüansını farklı bir şekilde tasarlıyorsunuz.
Bu durum elbette bir zenginliktir.
Bir seçiciliktir.


Fakat bir okuyucunuz olarak sürekli hüzün mısralarını okumam şahsen beni üzüyor.
Zannederim genç bir hanım arkadaşsınız.
İnancınızın kuvvetli olduğuna inanıyorum, satırlarınızdan bu hissi alıyorum.


O vakit bir geleceğin hesabıyla
Hayatınızı tanzim ediyorsanız, bir kadere inanıyorsanız niye üzüntü o zaman.


Hani her cefa aşk içindi…
Hakkın Cemali içindi…
Efendimiz içindi…


Korkarım ki siz yıllarca bir oyun dahi oynamamışsınızdır.
İp atlamamışsınızdır, met değnek oynamamışsınızdır, öyle mi yoksa?
Bakın efendimiz neler yapmamış ki, muhabbet için, sevgi için değil mi?


Sizin yüreğiniz henüz çok taze, bakınız hayat sizlere neleri vaat ediyor.
Ama çok kaygılara kapılamadan, acabayı çok sık kullanamadan olmaz mı?
Sizin gibi yazan bir arkadaşla aynı sitede bulunmaktan keyif almaktayım.


Bu bakımdan mutluyum, gelecek adına umutluyum.
Sizi en kalbi duygularımla kutluyorum. Başarılarınızın devamını diliyorum...




Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Anlamak kifayet etmiyor, azim gerekiyor!





10149.jpg










Sessizliğimin
tüm Kadrelerinde nefeslenirken
hilkatimin muvacehesince bir insan olmam,
onun için hayatı anlamam, ruhumla barışık olmam
gerekmez mi diye sormadan edemiyorum.

Her şeyden habersizken…
Bir sahibe muhtaçlıyken…
Halimde umut için bakarken…

Zaman ve mekân sayesinde
sabitlenerek resmedilen o anı hangi çocuğun
güzel gözlerinde, halinde ki teslimiyette görmeyiz ki…

Geleceğin teminatları olarak
taltif edilen bu şefkatin emanetçisi çocukların
hak ve hukuku adına ne hezeyanlar beyan edilmiyor ki…

Oysaki tertemiz ve berrak
hafızalarıyla merakın eşiğinde
nefeslenirlerken muhakkak bir teslimiyet içindedirler…

Onlar için anne ve babaları
tüm varlıklarını seferber ederler…
Kendi hürriyetlerini vakfederler,
heveslerinden vazgeçerler…

Yeter ki
çocuklarımız
bir eminlik içinde
büyüsünler diyerek…

Kolay mı
anne ve baba olmak…
Onun değerine müdrik bulunmak…

Bir zillet uğruna
zevklere sarılmak…
Ne olduğu belirsiz ilişkilerde bulunmak…
Adına da bir hak diyerek nisaları pazarlamak…

Bizim olan,
milletin efradı bulunan insanlar…

Hak adına
nefes alan canlar çaresiz kalanlar…
Bizzat hakları ellerinden sökülerek alınan zavallılar…

Biliyoruz ki bunlar bizim canlardı…
Sahipsiz bırakılan masum kanlardı…
Teslim olmaları bizlere olan inançlarındandı…

Akıl… Nesil… Can… Mal… Din…
Gibi beş temel hak ve özgürlüğü korumak zorunda bulunan nizam…

Nizamlara vaziyete eden bizim olan insan…
Mazlumu zalimin ellerine teslim eden bir vicdan…

Ben yine sakin köşemde nefes alırken…
Tevdi edilen canın nihayetini beklerken…
Niyazımla ellerimi yaşlarla yüzüme sürerken nasibi beklerim….


Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Sadakat, gönüllü köleliğe yol açmamalı!




3339.jpg










İnsanların
temel niteliklerini irdelerken,
kişilik yapılarını ve içinde bulundukları
sosyal dokuyu mutlaka göz önüne almamız gerekir...

Çünkü
şahsiyetin oluşumunda aile, çevre
ve dolayısıyla yaşadığı koşullar son derece önemlidir...

Ama
bazı şahsiyetler vardır ki,
hangi koşullarda yaşarsa yaşasın
dirayet ve şecaat konularında daha samimi,
ön yargıdan uzak durmayı başararak daha duyarlı oluyorlar,
feragat konusunda örnek alınacak değerlere haiz bulunuyorlar.

Bu karakterdeki insanları
incelediğimizde, gönlü açık ama gözü tok, yapmacık
tavırlardan uzak, gözünü budaktan asla esirgemediği görürüz...

Böylesi
âlicenap insanlar
olduğu gibi görünürler, beğenilme
ve makam korkusu gibi kompleksleri taşımazlar...

Net ve pürüzsüz
bir şahsiyet sahibi olmalarının yanı sıra, çabuk
gönlü alınan, aza kanaat eden bir kişilik sahibi olmayı başarırlar...

Fakat
ne hazindir ki böyle insanlar
genelde kaybeden, ufki derinliği bulunmayan,
kanaat eden, tahkik açılımı kısır olan bireylerdir...

İnandırıldığı her fırsatta,
varlığını feda ederek yüreklerini ortaya koyarlar, asla
güçlerinin hesabını yapmazlar, Allah ne verdiyse diyerek başlarlar...

Böyle davranmak
zorunda olduklarına inanırlar,
asla geleceğin hesabını yapmazlar
ve bunları da bir fazilet olarak telakki ederler...

Hizmetlerinde
kusur etmedikleri malum efendilerin
bir kısmının sadist, egoist ve şahsiyetsiz
kişiler olduklarını her nedense bir türlü anlak istemezler...

Çünkü
yapılarında asla kötülük bulunmaz,
ön yargı açmazı taşımazlar, sadakati
mutlak sayalar, aksi bir davranışı ihanet olarak telakki ederler...

Samimi olmanın
bunu gerektireceğine inanırlar...

Efendi makamını
müstekbirce elde eden malum kişiler
yiğit, mert, maksatsız, samimi, fedakâr
olan bu insanlar sayesinde kuvvet bulurlar...

Civanmert insanlarm
hak ve hukukunu ve gelecekteki
durumunu ihmal ve inkâr etmeyi her zaman başarırlar...

Meselenin aslı özünü al,
posasını kaldır at, kimseye görünmesin ve sakın
ses çıkarmasın, eline biraz ulufe tutuşturun yeter derler...

Vefakâr insanımız
güç ve kuvvetten düştüğü için,
işveren olan efendi duruma el koyarak
hemen talimatını vermiştir zira varlıkta vefanın anlamı yoktur...

Gücün ve başarının
kendiyle orantılı olduğunu
vurgulamaktan tutsaklıklarından dolayı zevk alırlar...

Faziletin ve ülfetin
kendilerinden kaynaklandığını,
her fırsatta öne çıkararak yandaşlarına imada bulunurlar...

Asliyetin
kimlere ait olduğunu bildikleri
halde korkularından itirafta bulunamazlar...

Maddesini,
manasını ve namusunu
hiç çekinmeden emanet ettikleri
bu insanlardan bir sadakatsizlik olmayacağını çok iyi bilirler...

Bunun için
her zaman istismar ederler
ve mazi denkliğinde gönül eğlendirirler.
Bunca haksızlığın neticesini karmaşık kişiliklerinden hesaplayamazlar...

Maddenin
fevkalade bir manası vardır.
Mana ikliminde maddeleşmeyi başaranların asla
manası yoktur zira insanı insan yapan mana derinliğidir.

Mutlak bir
hesap gününün olduğuna
iman ederek, hareket ve tavırlarımızı,
çalışanlarımızı asla ihmal etmemeliyiz, netleştiremezler. ..



Mustafa CİİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Nazar eden kalbim, kal ederken!





4702.jpg









Artık sarıyordu
terennüm ettiğim
kederin salgısı yavaş yavaş...

Her yanımda
kalan boşlukları bir acıma
duygusu taşımadan kuşatıyordu...

Sanki
çaresizdim, boş vermişliğin
nedametiyle seyri halin takipçisi kesildim...

Neden bu duyguları
yaşamak zorunda kaldığımı
her nedense düşünmek dahi istemiyordum...

Bir can
bu denli bizar oluyorsa,
zorunda bırakılıyorsa duygusallığımı ağır basıyor...

Yoksa
ben işimi sağlam yapayımda
kim yanlış yaparsa gözünün yaşına
bakmam mı demeyi tercih etmeliydim...

Avutulan,
aldatılan özellikle bir maksada
binaen fırsatın zemini olarak kullanılmak!

Takiyyeler içinde
hayatı konforunu artırmak!

Bu uğurda
bir engel tanımayı
marifet telakki etmek!

Sırf merakın t
atmini için denemek istemek!

Kişilik
görünürlüğünde insanlık sıfatını
taşıyarak bunu başardığına inanmak!

Sevgiyi
özümsemeden, sebebini bilmeden,
nedeniyle hiç ilgilenmeden bakmak!

Zannın
karelerinde adımlayarak
Ön kararın etkisiyle yaşamaya çalışmak!

Hemen kızmak,
hiddet için sebep aramak,
şiddeti özgüven telakki etmek!

Hayatı
mahcup olmamak kaygısıyla
idame etmeye çalışarak yaşamak!

Kim ne deri
önceleyerek ona göre
konuşlanmak ve adam olmak için yarışmak!

İnanmak!
İnancın tahrip fitilleriyle tarumar
edildiği bir zeminde bunu başarmaya çalışmak!

İnananlar üzerinde
oynanan oyunların farkına varamamak!

Ferasetin
iflası başarmak! İhlâsın sadece
sözcülüğünde lafazan olmayı başarmak!

Rahmetin
sebebi hikmetinden
bihaber olarak yaşamayı başarmak!

Acıların
ne kadar değerli olduğundan
haz almadan uyumayı başarmak!

Nimetin
ehemmiyetinin,
faziletinin tefekküründen
mahrum kalmayı başarmak!

Aşk için yarışmak!
Anlamadan bakışmak!

Ten
kokusu sebebiyle kapışmak!

Sonra kokuşmak!

Saygıyı
dışlayarak arsızlık
ikliminde yaşamaya çalışmak!

Nezaketin
elzemliğini sadece merakın
afakı için seferber ederek beğenilmek!

Suçlamayı
marifet telakki ederek
sığ bir tahayyülün sefilliğinde ikamet etmek!

Kılıcı, kını,
kızı, edebi, erkeği, merdi
tamamen maddi ölçüsüyle değerlendirmek!

Kitabı kebiri
sevap telakkisiyle okumak,
anlamadan bakmak, anlamsız olmak!

Kutlu geceleri
kurtuluşun terakkisiyle
her bir şeyi o güne hasrederek serilmek!

Mesaj üstüne
mesaj çekerek güya gönüllerin
fethine bu maksatla birden erişmek!

İtibar
ölçüsünü deşifre etmeden,
temayülün esintisinde ne aradığını bilmemek!

Herkes
nasıl olsa bir şekilde yaşıyor,
bizde böyle yaşamalıyız diyecek kadar zillet!

Hukuk devleti varsa,
yönetim biçimi demokrasi ise,
cumhuriyet sadece birilerin tekelinde ise

Çözüm
o kadar uzak diyarlarda
seyredilen bir manzara telakkisidir!

Neden
her şey insan içinse,
insanlar niye kararlarında ki tercihleri
sebebiyle dışlanarak sıra dışı olmaya itilirler.

Severken
neden sevdiğini bilmeyen!
Met ederken çıkarını düşünen!

Kızarken
hıncıyla hareket eden,
Meylederken hislerini bilmeyen nasıl bir insandır?

Bir nimeti yerken,
bir yaratılmışı severken,
Nebatat ile serinlerken sebebi bilmez isek

Nedensiz zannedersek,
asla düşünmeyi öncelemeden
ömür tüketirsek ne bilmem ki ne demeli!

Kâinatın
ve her zerrenin sahibi olan
Cenabı hak en yakınımız da iken,

Bizim
ne kadar uzaklarda kaldığımız tefekkür
edilerek, bakışımızı ve manamızı netleştirmeliyiz.

İşte aşk o zaman
manasında yaşanacak bir hazdır.
Sevda bu uğurda sarf edilen yüceliğin tezahürüdür.

İnsanı insan yapan
yaratılmış bulunduğu hilkatidir.
Canı canan ile anlamlı kılan ona hasredilen sevgidir.




Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Haksızlığa sabretmek,vaktini beklemektir!

31672.jpg







Külli iradenin sahibi bellidir
Nasiptir,vakitlidir,nefese ait gerekçedir,kader çizgisinde ki erktir
Ruh,hilkatin muvacehesinde bu bahislere yaban değildir,zuhurunu beklemektedir
Kalp inşirahına kavuşunca, firkatiyle gönlünü yıkayınca her lahzası için amadedir


O an ve akan
zaman içinde
Keder her ne kadar halden arileşse de, hissiyata mani değildir
İnsan, ruh ve bedeniyle, kalbinin açılan say
falarında ki kazaların gerekçesidir
Umut etmek, malik olan maşuka yönelmek, teslimiyet içinde vucut bulmak vecttir


İlmi talim etmek nazdır
İnsan umut ve niyazıyla var olan yaşayandır,hesaba adaydır
Nitelik ve nicelik bakımından takva cihetiyle furkandır,
aşk adına bir farktır
Bilmeden ve anlamadan yol almak, mukallit adına ihlastır,ikame edilen sanıktır


Can, düşündükçe
insandır
Kan, bir nutfeden meydana gelmiş olan mükellef olan irfandır
Vaktin eşiğinde,kitab-ı celilin rehberliğinde,habib-i kibriyanın sünnetiyle farzdır
Maksat nail olmak adına kul olabilmeyi başarmaktır, nar ise zaten haşyet tacıdır


Talebe imtihanda bilirse geçer
Kul, ruhi ve kalbi dirliğinde ihsan ve ihlası
aşk edinirse hulusa erer
Erdem kalbi olmaktır, şekliyetten kaçınmak adına şarttır, ruhun şevk ilacıdır
Ecir,feda olabilmeyi
göze alacak kadar aşka adaydır, arifin kısmetinde inşirahtır


Gönül kapısı vecdinle açılacaktır
Azmin, ilme yabancı ise bereketsizdir,tülek bir güvercin misalidir
Miskinlik içinde çöküntiye kapı aralamak iman adına züğürtlük beyanatıdır
Oysa
insan aklı ve ruhuyle muhakeme ederse ve istişareyi öncelerse mükafaattır




Mustafa CİLASUN
 
Üst