Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Gözlerimden yaş boşalıyordu
Oysaki bu konuda pek alışkanlığım yoktu
Halin fakirliğinde, kalbin sevgiye hasret iklimiyle nefesleniyordum
Yapraksız bir dal misaliydim
Şevksizliğe gark olan hicranı abideydim
Ne gülmeyi bilirdim ve ne de tebessüm için yüreğimi hasredendim
Bilmek için erdemden azadeydim
Düşünmek için bilmeyi, idrakle hissetmeyi özümseyemezdim
Hoyratlığın kadrindeydi takatsiz nefesim ve çok fakirdi bildiklerim
Tekâmül adına, sevda babında
Aşksız kurak ayazlarda, poyrazın hırçınlığında
Kan çanağına dönen gözler ve hissiz nefesler lahuti şiirler dinler
Alp götüren bir zaman dilimine
Kahraman Tazeoğlunun sesinden arazını dinliyorum
Yüreğin burkulduğunu, dilin kuruduğunu, gözler boşalınca hissettim
Şiir adına her ne yazılsa az dedim
Sarsılan hislerimle titremeye başladı tüm bedenim
Ben ne kadar sefilim, kalbi hissedişleri ben nereden bilirim dedim
Avuçladığım toprağı öylece sıktım
Ve gözlerimden akan yaşlarla onu nemlendirdim
Kokusunu içime hasretle çektim ve iklimlerin seren camına kilitlendim
Hissetmek adına kalbi olmak dedim
Ruhun insicamından uzaklığımı bir bir gözden geçirdim
Hilkatin muvacehesince, aklın mücerretliğinde nefsimi güncellemiştim
Hasreti ve özlemi yeniden anladım
Sevda adına yanmayı, aşk babında kanmayı tanımladım
Ötelerin hazzıyla, vuslatın kalan sayfalarında, gül kokusuna yaslandım
Çaresizliğimle el açıp yakardım
Nefesin kalanlarıyla, ömrün devranında hardım
Tek başıma kala kaldım, arkama dahi bakmadan suskunluğa uzanmıştım
Dört harflik ve iki hecelik aşktan korkma Sırr-ı sanatın içinde gizlediği hikmetleri bir an olsun ihmale alma Tedbirsizliğin acziyetiyle yolda şaşkınlık yaşayan bir nefes misali soluma Her neyi maksat eyliyorsan, halinin lisanıyla anla, yaban olmak fakirliktir anla
Aşk,halin deminden neşet eden yakarıştır Cennet ve hurileri gaye edinmek, nefsin sofrasından kalkmayıştır İhsan, ihlastan ilzam olan bir kavrayıştır,Hakkın rızasında yok olmak yanıştır Aşkın narı ruhunun firkatidir, edebi nezaketi inşirahtır,tahkik etmeyen akıl acıdır
Akıbet, senin niyetin nispetinde ki vakittir Ah etmek fakirliktir, acziyete girmek sefilliktir, mukadder olan aşk ve sevgidir Muhabbet bunun için hasredilmeli, hilmin latifliğinde nefes müddetine erişmelidir Zemherinin çehresi halini ürkütmemelidir, her cefada bir hikmet varlığı hakikattir
Mezar ki, bedenin o cezbesini aşikar eyler Toprak olan her ten çürümenin vaktini bekler, ruhun firkatte ki yerini bekler Nafile yere ağlamak kim için bir keder, akıl ve izan kime verilmiş bir aşk-ı ekber Bir bekleyenin var olduğu, müddet-i nefesle haline arz olunduğu en yüce bir bedel
Seni kimse ateşlere salmaz, unutmayasın Seni yaratan aşkın ve vicdanın ülfetinde tanzim etmiştir,ayette okuyasın Furkanın vecdinden uzaklaşmayasın, seni halk edenin lisanına yaban kalmayasın Deryanın suhuletinden gelen nazarı, düşen yaprağın teslimiyetinde ki oaşkı anasın
Kızının adına, anası niye çeyiz hazırlar Bir ömür umudun halinde doğar, sabrın sahrasında gözlerini ovalar Bitap düştüğü vakitler durmazi silkinip yeniden kalkar, ruhunda ki aşkla yanar Utanmak onun halini boğar,şefkatin ve cefanın manasında ki ecirle o haline bakar
Akıl, haline teslim edilen farktır
Kalbin sahibinin nazargahı, ruhunun işaret eylediği senadır
Ne kadar kendindeysen, viran olmamış bir halin sahibi değilsen umudun niyazdır
Azmettiğin nispette ve vecdine haiz olduğun demde aşk, ruhuna muhatap olacaktır
Mavera deyipte es geçme
Vakıf olduğun ne varsa, benliğin içinde narı bekleyen bedeli seçme
İradeden vazgeçiren vakti asla terk etme, gönül kapın açılacaktır, sabırla bekle
Hidayet vakitlidir, ruhun dirliği ve feysi için vazgeçilmeyendi ki,feda olmayı yeğle
Hakkın rızası ruhundadır
Lakin iradene tevdi edilen bir maceradır, akıl ve idrak bunun için vardır
Lafazan olmak, afak,ilik içinde nefesi bırakmak,hüsrana uğramak adına ne acıdır
Düşünmek insana yakışır, ihsan, ihlasla yol almak, kula nasip olacak bir sevdadır
Düşünmeden kelam eyleme
Ne hasredeceğini öncelikle halinin sahrasında, aklınla bir derle
Neye delalat edecektir, nasıl bir maksada hizmet için sunulacaktır, dikkat eyle
Bir cezbe kapılmak için gönlünü perişan etme, gördüğün keramet olsada meyletme
Kur’anı dinlerken şehret
Ruhuna zerkedilen en kudsiyet adına ve aşkla tevdi edilenlere dikkat et
Nefsin hergeleliğinde ikamet eyleme, nizam edilmeyen hissiyatı marifet eddetme
Tenini cazip hale getirmek için vaktini heba eyleme, çürüten o vakte karşıda gelme
Kabir ne söyler, sessizce dinle
Ruhuna malum olan ne varsa, o an ve akan zaman içinde görmeden geçme
Hissettiğin nispette varsın ve adanmışsın, tekebbür edip, ahirini de viran eyleme
Annenin suskun halini dinle,babanın boynu bükükken çığlığını hisset ve çok görme
Sen ağladıkça içim acıyor
Halini teskin etmek için elimden bir şey gelmiyor, yüreğim sızlıyor
Çare adına kime baksam ve ne aradığımı bilene matlup olsam, sabır diliyor
Nasıl bir hikmetin esrarı ruhunu celbediyor, şehrine melik olamadığım ah ettiriyor
Biliyorum umut içindesin
Her kapanan günün hicranıyla bedelleşip, kanaatle serinlersin
Sabır değirmeninde vaktini bekleyen mürebbiyenin edebiyle hemhal içindesin
Lakin yinede evet, kederlisin, hangi ümidin hazan vaktine şahit olan bir nefessin
Bana derdini söyleme
Halinin deminde derlenen umutlarını ayan etme ve bekle
Kısmetin kalkma vaktini, niyetin ruhunla müşterekliğini,ihlas vecdini
İman çıplaktır,elbisesi takvadır, süsü ardır,vicdanın sadrında ki umulan aşktır
Fikreden nefes vakıftır
Fıkhıyla amelini derleyen ehliyete sahiptir,murat etmek vakitlidir
Nerde kayboldun,hazanı resmeden melal misali soldun,dirlik evet, tedbir işidir
Her ses ve haline tesir eden nefes nasıl bir ahval içindeysen umudun beklentisididir
Kudretin nispetinde arzet
Hasrettiğin her nefesin kadrine muhtaç olduğunu düşün ve hakka iltica et
Ne kadar hevesin kalmışsa, hakikatin şiarından nasipsiz olan zanlarsa evet,azlet
Gördüğün düşünü yadsıma içinden çıkamadığın ne varsa, o vakitte ayan olur, anla
Ruhun kime muhtaçtır
Nasıl bir devranın çarkından geçmiş vuslattır,hiç yaban kalma
Kalbin ummandır,her niyetinde bir mana saklıdır, nefsin çalımlarınıda unutma
Bir nefes ve vesileler çıkacaktır karşına,öncelikle açılacak o kapıları hiç kapatma
Gönül neylesin, akıl kimi bilsin, kul olmak için inleyesin!
İçim alev, alev yanıyor, açamıyorum Sanki öyle bir yükü, niye kaçamıyorum Deniyorum, dertleniyorum, saçamıyorum Yoruldum inan, artık ar edip bakamıyorum
Beni ben yapan faktörler hala ayakta Beni benliğimden uzaklaştıranlar bir odakta Meçhuldeyim sanki yaşadığım her mekânda Bilinmeyenler neredesin yapış artık yakama
Dostluklar artık menfaate dayanıyor Yoksa gücün niye hala içim yanıyor Dermanın tükenip halsizlik kimi arıyor İhmal ettiklerim her an beni kuşatıyor
Aklım, mantığım, azmim elbette var Yoksa mesnetli bilgi söyle neye yarar Manasızca devamlı koşmak evet yorar Mihengim neredesin gel beni artık sar
Dava diye bağlanarak bir yol aldığımız Her şeye o gözle bakarak yanıldığımız Ön yargıdan beslenip,tebliğ sandığımız Neredesiniz şimdi söyleyin kandıklarımız
Biz her zaman inandık ve teslim olduk Neticesinde yalnızca niye bizler solduk Dağıldık, şevksiz denize daldık,bocaladık Öğrenmeyi öteleyip evet, yılana sarıldık
Her zaman mı bir kurtarıcı bekleyeceğiz Kolayı ve rahatı ne zaman terk edeceğiz Kendin olmaya çalış yeter artık diyeceğiz Aklın,mantığın,senin için bir azık,bileceğiz
Rabbim derken, açziyetini ve sükûnetini Hakikat derken zulümden uzak adaletini Peygamber derken, sabır ve metanetini İkmal et sanki bir hava gibi,akan su gibi
Bilmem ki nasıl inşiraha erişeceğim Dinmeyen şaşkınlığımla, hangi vecdin inhisarında inleyeceğim İhmal ettiklerim aklıma düştükçe, söyle şimdi ben nereye gizleneceğim Ruhumu teskin etmek için onun lisanını şehretmeyi, nefsime talim ettireceğim
Ey Hak dedim ve fakat habersizdim Niyetin samimiyetinden, benliğimde yer eden lekelerden bezgindim Kim ne yapıyorsa, ben de yapmayı arzu ettim, hangi hesaba dikkat etmedim Ağlarken, umutlarım kanatlanırken ne kadar hafiftim, neden farkını fark etmedim
Sanki nefsimin elinde bir esirdim Evet, aklım ve fikrim var diye kimi vakit öğünmeyi becerirdim Etrafımdakilere nazar ederdim, daha güçlü olmak adına nasıl ter dökerdim Fakat yanıldığımı an eb an gün geçtikçe ve ömür yumağı nihayete gelince inledim
Niçin ben bu kadar habersizdim Hangi bedelin esaretinde, verilen bir ömür sermayesini tükettim Ne camiye gittim ve ne de secdenin feyziyle kendimden geçtim, nerdeydim Sanki kaobolan bir sabi gibiydim, çaresizlik ikliminde zemheriye ah edip yenildim
Ruhum ne kadar kasfetin eşiğinde Kalbim hangi hevesin bekleyen lahzanın çehresinde ki nöbette Dökülen kanlar, hakir görülen yaratılanlar, talan edilen masum insanlar nerde Neden dertleriyle hemhal olmadım, kendi nefsimle bir ömür oyalandım ve kandım
Yarabbi sen bilirsin, sahibimsin El açtıran, ruhumun yanıklığını duyan sensin, mağfiret edensin Rahmetinle her vakit bizimlesin, ne kadar nankör olsak ta sen yine affedersin Kapına geldik, mahcubiyetimizle seslendik, senin kulun olarak kimlere giderdik
Mustafa CİLASUN
(Her nefesin... Kul olabilmek için dikkat eden o halin... Farkı fark edecek kadar ihsan sahibi olan kanın... Masumiyetini korumayı gaye edinen bir hicranın... Mahzun nefeslerin felaha erişmeleri için niyaz ediyor... Vesile olması adına gecenizi kutluyor ve esenlikler diliyorum efendim.M.C)
Bir ömür hasretinle inlerim
Sessiz ve çok derinden kendi kendimle dertleşirim, boyun bükerim
Kifayet etmeyen bu halim,umuda salınan niyetim, ruhumun firkati söyle kimin
Yüreğimi daplayan hangi lahzaya sitem edeyim, bizarlaşan nefesimi terk edeyim
Gökülen yaşlar,kandır yakar
Ne kadar hicranım varsa, sinemin her halinde çığlık çığlığa dağlar
Hüzün zerkeylediği kederle melalimi burkar, çıkacak bir kal olsa da ne yapar
Düşen yaprağın halinde,kanadı kırılmış bir kuş misali,suya hasaret bir çöl timsali
Geldim ki, gitmek için bilirim
Ruhumun sahibine sığınır, sabır dilerim,ağlayan kalbime kanaat isterim
Demek ki vakti sebeb-i değilim, meylettiğim şavkı karanlığın sukutuna gömerim
Çaresiz beklerim, nasip olacak kısmetim için sadakat ederim, aşkın sırrıyla eririm
İnsan tabiyatı bu heveslenir
Kalbini celbeden ne ise sessizce nazar eder ve gönül dilinden imrenir
Sahiplenmek adına biraz kederlidir,hesapsız bir imtihanın eşiğinde inleyecektir
Ah etmek niyedir,ruhunun firkati elhak sahibi içindir, ah u zar etmek ne demektir
Kalbim çarpar, an be an anar
Hasretine dücar olduğum kimbilir ne kadar habersizdir,nasıl anlar
Kalbi hissediş niye var, tek taraflı mı gönlü umut için aralar,yakan aşk mı ey nar
Beni benden almayı başaran nasıl bir yar,düşüncelerime derinlik katıyor bu efkar
Dilim sussa, gönlüm yazar
Halime düşen her damla bir başka baharın şevkiyle sabahlar
Lahza ibretle bakar,düştüğüm çaresizşliğin eşkali herr bir yanımda niye var
Mefkuresi olmayan bir nefes için hevesler mi kalbi yorar, anlat sesi çıkmayan yar
Geçen zaman nafile değildir
Nasip ise kalbin ve ruhunun firkatiyle birlikte olan [URL="http://www.edebiyatdefteri.com/guzel/siirleri/"]güzel[/URL]liktir
Mesnetsiz nefes ne kadar edebiyledir, akıl insan için bir ehliyet değilmidir
Düşünmek ancak fikir sahibi olan için mümkündür,boşlukta aranmak fakirliktir
Gönul kuraksa gül açmaz
Sevginin sedası ötenin inşirah aşkıdır,manasız duyulmaz
Umut,kalbinin ilacı, ruhunun sevdası, nefsinin kurtuluşu için fırsatıdır
Aşk,ihsan ve ihlas içinde ki farktır,edebin sahrasından hissedilen bir fermandır
İnsan azmi ve niyetiyle andır
Fakıf olduğu ne varsa hakikate tebdil edilmezse hicrandır
Tefekkür etmek,aidiyetin için adanmak, ruhunun firkatiyle yol almak yakarıştır
Aşk,korkuları zail eden bir ilhamdır,teslimiyetin nispetinde ki ihsanın muradındır
İhtiyacın hasıl olmadıkça
Gönül kapın açılıp, ruhunun ram olduğu fırsat doğmayınca
Akan gözyaşların halinin deminde ki firkatle bedelleşip iltica etmeyince
Dirlik bulunmaz, suskunlaşan nazarların yanıklığı hiç durmaz,o vakit gelmeyince
Feda olmazsan,kanarsın
Nasıl bir vecdin içinde felaha erişeceğini de anlayamazsın
Keşkelerle oyalanırsın, bahanelere sığınmayı birşey sanırsın, yanılırsın
Vah etmenin işe yaramadığını fark edersin, lakin vaktin geçtiğini acıyla yaşarsın
Ahdine sadık kal,unutma
Ruhunu teninden kopartacak vakitten korkarak kaçınma
İnsan neden yaratılmıştır sorgula, ehliyet sahibi olmak kim için farktır, anla
Her kim çıkarsa çıksın karşına, öncelikle düşünmekten ve anlamaktan saklanma
Her lahza vaktin zuhurunda ki müddettir
Ol emri üzerine hesabidir,kainatın aşk rehberidir ve furkanında sesidir
Bahşedilen nefes ahdin ve aklın ehliyet vecdini bekleten sıhhattir,takkik ile abattır
Kimlik sahibi, aklın ve izanın emanetçisi derdin sahibi ve aşkında bir muhatabıdır
Halin farkında olmak,aklın vecdidir
İrfan, sadık olan nefes için bekleyen müjdedir, ancak ülfetle ilintilidir
Ruhuna bigane kalan nefes ve hukukunu bilmeyen esaretti ki can elem içindedir
Sual etmek, hak ve hakikat adına gönlünü aşk hasretine vakfetmek ise ihsan işidir
Sabinin her feryadına açık olma
Şefkatini yalnız bunun için hasredip, sanradan bir kuraklık yaşama
Hamiyetin ve mağfiretin yegane sahibini ve bizzat melikini sakın ihmale alma
Önce sana neler bahşedilmişse ve hangi vakit için verilmişse, takkik et ve korkma
Benim dediğin ne varsa, kimindir
Çürüyecek tenin için ayırdığın o vakitler heba edilen birer bahanedir
Neden ruhun huşu içinde değildir, kalbin mütemadiyen figan eden uzv-u ülfettir
Nazargah olan halin inşirahından uzaktır, nefsin için viran edilen bir sahanlıktır
Her gece derin bir uykunun içindesin
Gördüğün düşlerin şehredilmesi için gayret edersin ve o nefesi ararsın
Neden aklın ve istikbalin için furkanın serdettiği ibret ve hakikatlere bakmazsın
Niçin hala avuntu içinde sızlarsın, her vakir lüzumsuzluk içinde boğulup kalırsın
Kimsin, nasıl bir fertsin aorgulamazsın
Geldiğin ve ruhunun asli ikametgahın haline yıllardır uzak kalırsın
Bir zamanlarda ki haline baktıkça hayıflanırsın, yaşlanmaktan utancını yaşarsın
Kim atltif ederse cezbine kapılarak kakkahalar atarsın, hangi hesabın ufkundasın
Dişlerin sızlar, gam içinden çıkmaz yaşar
Her aynaya baktıkça ah u zarın bir acı ile karşına çıkar ve gözyaşların akar
Ruhunun firkati asliyesi içindir, aklın neden hale durgunluk içinde idrakine bakar
Nefesin müddetlidir ey yar, ne kadar sızlansanda her sabahın elbette ki gecesi var
İçinden çıkamadığım bir halin içindeyim
Her ne kadar nefes nefese kalsam, umutlarımın solmasını anbean yaşasam
Lahzanın açılan sahnesinde sessiz bir seyirci can olarak, gözyaşlarımı bıraksam
Hiç bilmeyecek ve belkide hissetmeyeceksin sanki derin bir uykunun sabahındayım
Ne kadar özledim, hasretin esaretindeyim
Kuruyan dilim,fersizleşiyor artık gözlerim,mecalini terk etti aciz bedenim
Yıllar anlatmaya yetmedi, bir ömür firkatine hasredildi,ruhumun hicranı dinmedi
Hüzün yüreğimde derin izleri serdetti, her yutkunduğumda umut halimle bedelleşti
Kimseye anlatılmazdı,müthiş bir gamdı
Kim vakıf olsa adeta bir mecnun sanardı,lakin hissettiklerimi yaşayamazdı
Akıl yolda bırakıyor, idrak çaresizce bakıyor, nefes yıllardır sevdasından geçmiyor
Nasıl ve hangi lisanın kadrinden söz edilirdi, şehredilmeyen hal ne acı bir firkatti
Ruhun dinmeyen vecdini anla ve ağla
Kalbim ne kadar hasretinde inilerse hiç duyma ve bir farkına da varma
Çile çeken benim nasıl olsa, halini, hasreden ruhumun hicranı sana ulaşmayınca
Nasibin neyse onunla kal, artık açılmayacaktır bu kapılar, içim niye acıyla sızlar
Din-i ayrı kafir olsa derdimi anlar
Lakin sana nasip olmayan bu esin,vecdini yaşatmayan bir seçim
Nasıl yargılansın ve anlaşılmaya münhal bir halin kederini sineme bıraksın
Bahtım nasıl ağlasın, yangın olan kalbim hangi yüzle yakarsın ve öyle anlaşılsın
Aynalar acziyetime gülüp geçerler
Seyrettiğim infialime bilmem ki gönlün lisanından nasıl söz ederler
Benliğin içinde kaybolmayı nasıl bir vakit içinde haline zerkedip yadederler
Masumiyetini teslim ederek, halimin hamlığına verirler ve artık ki avunma derler
Ah ettiğim bu ömrü nasıl hicvederler
Nesillerin feryad ettikleri lahzalarda sahifeleri bir bir aşikar eylerler
Nafile figanını kim duyar anla artık diyerek, teskin etmeye gayret hasrederler
Yaşadığım acıyı ar haline getirip, hazanıın solgun çehresinden ibretle nazar ederler
Halinde ki ilk öğretileri hatırla
O pak masumiyetinden uzaklaşma,heyecana kapılıp macerada yanma
Vakti içinde sabırla sakla, birgün sanada gün açaçaktır nasıl olsa sakın unutma
Nasip,ihsandır, furkandır,zamanın içinde saklı tutulan hicrandır bir yeise kapılma
Sen canın içindeyken umuttun
Suskun kalan bir nurdun, ruhuna vadedilen vuslat için bir sonuçtun
Bir nütfeden müteşekkil olan cenindin, mağfiretle müjdelendin,batından kurtuldun
Ağlıyordun, nefesine bahşedilen o çıplığı bırakıyordun,kimbilir neleri anlatıyordun
Ne kadar farkındaydın, sual et
Henüz zaiyat yaşamadan aidiyetini sabırla merak et ve hamdet
Senin haline erişmek ve bu hal üzre nefeslenmeyi arzu edenler o kadar çok ki
Niye asilik takıntısıyla serkeşlik yaparsın, reddi miras içinde bulunmayı sınarsın
Taktir edilmek için takı bırakmazsın
Delinmeyen bir uzvunu bırakmazsın, salkım saçak olarak pervasızlık yaparsın
Okumak adına sırnaşırsın,özgürlük diye masumiyeti kirletirsin, hiç anlamazmısın
Neden anneyin perişanlığına bakmazsın,babanın susturan çileyi açıpta okumazsın
En çok ağrıma giden,güye örtünenedir
Flörtüyle sarmaşdolaş ve sıkıfıkı gezenedir, arlanmayı hiç bilmeyenedir
Sigara içmeyi kendine yedirenedir,boyaların içine belenenedir,ne kadar sahiplidir
Nazar etmekten sakınıyorum, ötobüse binmekten sıkılıyorum, neden anlamıyorum
Nisa, edebin rahlesinde mürebiyedir
Her ahvaliyle hakın ve hakikatin kanatlarında nefeslenen ar gibidir
Yüzü kızarır, başı hafif eğiktir, sesi ne kadar naifitir, sanki ötelerin timsalidir
Hizmet ve fedakarlık adına tavizsizdir, ilim ve irfan namina da elhak denksizdir
Anne ve babasının çilesinde erdir
Kimi vakit sessizlik içine çekilen zariftir, sabrın himmetinde ki ülfettir
Kanaatin şehredilmesinde rehberdir,azim ve ecir konusunda elbette ki rakipsizdir
Cennet ve cehennemi en çok yadedendir, hissiyatıyla müşerref olan bir aziz nefestir
Bir ömürdü geçen suskun zaman Kalbin lisanıyla anlaşan, ruhun hasretiyle yanıp tutşan geçen an Yorgun düşmüştü vicdan,sabırdı umudu soğutan, kanaatti vecdin içine sokan Vasıl olmak için yıllarca kıvranan, sancılar içinde yalnızlığına figan edip ağlayan
İrşat ediyordu,nefesi aralıyordu İnsan olmanın, zafiyetleriyle müşterekliği bulunmanın feryadıydı Söylemiyordu, susuyordu, her vaktin demi için halin sahifesini sabırla açıyordu Aşk,üç harf, bir hece düşündükçe içinden çıkamıyordu,ilhamına ömrünü veriyordu
Düşmeli gönle,yıkarak zanları İçinde yıllarca boğulduğu korkuları, afaki şecaatları,burkan acıları Var olmanın sessiz çığlıkları, boyun büktüren güne hasret umutları ve gamları Bir bir sual edip araştırmalı ve vaktin şahitliğini,tahkik etmeden kuşanmamalıydı
Bir kerimenin saflığında ki arda Suskunlaştığı nazarda,sabrın içinde ki sancılarında, kanaat tacında Uyku halinde ki melalinde,umut ederken sevda şadında,gözyaşları nar olunca Anlamalıydı insanlar,itip kalkan canlar, hor ve hakir gören zavallılığı soluyanlar
Aş, kimi vakit taş, kimi vakit azdır İnsan, kul olmak için yakardıkça,hakikati için çırpındıkça itibarlıdır Yaratan Rabbine yakın oldukça, emir ve nehiylerini hakkıyla anladıkça sadıktır Akıl ve idrakiyle farktır azim ve ecriyle zamandır imtihanı adınada büyük adaktır
Kız evladı ne kadar zarif ve naifse Edebin içinde şekillenen bir mürvetse,kefeni giymeye hazır olan arifeyse Ehliyetin sahibi ve bu nispette de özgürlüğün naibidir, akıl ve izanda er’e denktir Sosyal sebepler ötelenmeden, hor ve hakir olarak addetmeden, nizama ihtiyaçlıdır
Baba ve anne hadli melüliyetlidir Akıl ve ehliyet sahibi olduktan sonra, tercihi sebebiyle dışlanmamalıdır Her nefes için hesap mutlaktır, huhukunu bilmeyene eza eden ne kadar melundür İnsan,ihsan ve fedakarlığıyla,akıl ve hakikat lehine aldığı kararla ancak furkandır
İçinden çıkılmayan sancılar
Gam içinde nefesi yoran karanlıklar, teslimiyetten ari imanlar
Taklit üzre sığınmalar, akması adına beklenen yaşlar,ferahlık vermez bu acılar
Yürek nar’a ram olmalı,ruhun firkate bir yol almalı,dilin kuruyup, hali hiçhırtmalı
Varlık senin değil, sahibinin
Rabbim deyince inlemelidir nefesin, hakikate erişmeli zerkettiğin kal’in
Azmetmelidir henüz şehrine kadir olmayan melalin, aşka meftun kılan hasretin
Dinmeyi bilmeli içinde harap olduğun o kederin, esaret altında ki irade maslahatın
Ne kadar yakarsan,anlamasan
Vecdine malik olmadığın bir ufkun seremonisiyle, sabah akşam çırpınsan
Ruhunun hakikatini haline vaaz eden kitab-ı celili anlamadan baş üstünde tutsan
Hürmet adına eline almaktan korksan ve içinde bekleyen, sancıları asla duymasan
Her cefada ah ile yanıp tutuşsan
Feryadını hiç duymayan, o dilberin hasaretiyle bir ömür yanacak olsan
Toprağın hüznünü bağruna bassan, yağmurun hicranıyla gece gündüz kıvransan
Sana senden ziyade yakın olan Rabbi hiç anlamak için,aklını ve azmini yormasan
Dikkat ve düşün en yakınlarını
Ve hatta senden hasıl olan evlat ve dillendirilen şefkat yakınlıklarını
Elini çeksen, himaya etmeyi biran bıraksan, ruhunu dinlendirmek adına kapansan
Nasıl bir ruh haline girerler,marazlaşan nazarlarla halini süzerler ve karşı gelirler
Emanetin ve zevcey-i hakikatin
Kuşku duymaya başlar,bin bir zan içinde sorgulamak adına anarlar
Efradınla sana ve senin adına sadakat gösterdiklerini bir çırpıda siler atarlar
Anladıkları vakit, keşkelere sığınıp bir birlerini suçlarlar, senin halini anlamazlar
Rabbine yakınlığını anlayamazlar
Mukallit olmayı ve bu hal üzre kulluk yapmayı, iman addederler
La derken, reddettiklerini, ill
derken kabul ve tastiklerini sual eylemezler
Etrafındakiler misali yaşamayı arzu ederler,çünki “ne derler” adınada nedensizler
Ey müddet-i nefesin naibi
Çakınlığın içinde çırpınan sahibi,neden sual etmekten çekinirsin
Esir olmayı kenidine yakın görürsün, şevkini ve azmini birilerine bırakırsın
Neden anlamak için edebin halinde yol almazsın, sancılarını bir meziyet sanırsın
Başarının sırrı içinde saklıdır
Baş arı olmak neden ve kimler için farklıdır,düşünmek amaçtır
Miskinlik zillettir, sefil bir hal üzre yaşamak ise bizzat kendi tercihlerindir
Akıl neden senindir,şehrine malik olmadığın o kalbin, niçin sahibini beklemektedir
Ruhun bir bak bizarlık içindedir
Zafiyetlerinde talan ettiğin hazan misalidir,yaprak ağlamaktadır
Kar, umutsuz sinende yer almaktadır, tütmeye hasret ocak mağdur bırakmaktadır
En yakınların dahi bu halini anlayamamaktadır,bir silkin kendine gel,yol yakındır
Modernizim adına haykıranlar
Binlerce nefeslere düşkırıklığı yaşatanlar, hülyalarını yakanlar
Saltanatlarından vazgeçmemek adına her türlü desisenin içinde yol alan azınlıklar
Nasıl bir hesabın yakınında ve verdikleri ezanın farkındalar, ar adına sıkılmazlar
Hak ve adaletin dillendiği mecralar
Nüfus edilip kollanan soluklar, dışarda bekleyen aç ve bizar canlar
Evlenme yaşına gelmiş ve fakat takati yetmeyen yavrular, nasıl burukturlar
Korkmayın,yalnız değilsiniz, bir umudun içinde filizlenmiş en masum nefeslersiniz
Bereket ve ihsan alinizi bulacaktır
Hiç bilmediğiniz kapılar aşkla açılıp, ruhunuza inşirah sunacaktır
Kalbinizin çığlığı duyulacaktır, yıllara hasret hıçkırıklarınız sürura gark olacaktır
Sevginin, muhabbetin saflığı gönüllerinizde taht kuracaktır,ağlamak yakışacaktır
Yeret ki murat edin ve iltica eyleyin
Kalbinizin sesinden ve vicdanınızın halinden uzaklaştıranlara yakın durmayın
Sakın bir mecara için meraka dalmayın, hayrı,şerri ayırmak için talimi unutmayın
Sabır ve kanaatle gönül kapınız açılması için yakarın,ilim adına azimle yol alın
O zaman hiç ağlama
Hicranın bendinde yol alıp, yeis içinde soluma,firkat nedir anla
Suskun kalan nazarlarıma saklanan yadımı anma,yutkunduran sancıları aralama
O an ve alıp götüren vakte darılma, kabrimin mahzunluğunda ki hicrana kapılma
Bir ömür ne çektim
Her lahzada ümitlendim,gözyaşlarımı hiç ar etmeden döktüm
Gönlümde hüznün hisarını inşa ettim, her nazarımda hasretinle nefeslendim
Nereye boynumu çevirsem, sessizliğin lisanını ruhumda işitsem, hicran ile inlesem
Hiç dumayacaksın
Bir an olsun bile bu çileme el atmayacaksın,yalnız bırakacaksın
Ruhumun figanına kanmadan, kalbin dağlayan çığlığını duymadan yaşayacaksın
Ömrümün hicran sahrasında mahzun bırakıp,bi,lmem ki nasıl şevke kavuşacaksın
Her gece b,ilsen nasıl bir bilmece
Gönlüm yakarıyor hecehece, dilegelen hüznüm hissedilmeyince
Burukluk yaşıyorum sessiz ve derinliğin ağlatan o sahnelerinde ve gizlice
Sual ederim ses çıkmaz,nazar eylerim kapım çalınmaz,umut yüreğimde yine açmaz
Okuduğum kitaplar halini anlatmaz
İçinde kaybolduğum yıllar içimden çıkmaz,elem yakamı bırakmaz
Ne kadar derin olsa da,gün yavaş yavaş ağarsa,suskunluk her vakit aşk yaşatmaz
Ne zaman şaşkınlığım artsa, bakındığım saikler sinemde kale olsa da, can çıkmaz
Neyleyim artık,lal oldu melalim
Hiç birşey hissetmez oldu bu tenim, demek ki vakit şimdi benim
Gideceğim yeri nasıl hesap ederim,ürperten sahnelere hangi yüzle selam veririm
Yaram ne kadar derin, titreten kalbin hasretinden eminim,ama duymaz neyleyeyim
Ne kadar vezih bir dili vardı
Tüm uzuvlarımı bir bir etkileyerek kendi melalini hüzünle yaşattı
Sessiz ve reinden hissettiğiğm tınılar vardı, ötenin senasından bahsediyorlardı
Ruhum hiç yabancılık yaşamadı,kalbim yaşadığı şaşkınlığı üzerinden hiç atamadı
Her lahzasında feyiz sardı
Sualler sukut ettiren bir nazardı,kalbim inşiraha nasıl adaydı
Neden bu hal yıllar sonra halimin fakirliğinde yaşanan en latif duygulardı
Sanki umutlar kanatlanmış, vecdim anbean artmış, hiçbir esaretimde kalmamıştı
Bir başka alemin içindeydim
Dilegelen terennümler için ne kadar sefildim, neden bilgisizdim
Müddetin ramında olan bir nefestim,nasıl bir hesabı fark edemeden tükendim
Nedamet zamanıydı, hıçkırıklarım durmuyor,medet etmek kifayet etmiyor dedim
İçimde sakladığım nehiyler
Kalbime reva gördüğüm lekeler, o an günyüzüne çıkıyordu
Ne kadar çırpısam ve mahçup olsam da halim buna kifayet etmeye erişemiyordu
Zaman zaman sual ettim, acaba rüyada mıyım dedim ve neden kendimden geçtim
Ahir zamandan bahsederler
İçinde yaşadığı vakti, neden hakkıyla akledip bilemezler
Alıp götüren zamana, hesap edilemeyen feryada,ah ettiren hicrana ne söylerler
Vah etmekle, keşkeler güruhuna girmekleve böyle teselli olmayıda ihmal etmezler
Her nefesin aziz olduğunu
Hidayetin elbette ki bir vakti olduğun, mağfiret edildiğini göremezler
Can çıkmadan,tevbe kapısı kapanmadan nihayet’e kal edilmez, ilkesini bilmezler
Ulu orta konuşmayı,hukuk adına yıllardır yaptıkları katliamı, neden düşünmezler
Perişan halim suskun kaldı
Gönlümü dağlayan o an, hissiyatıma fırtınayı anlattı
Kalbim sessizlik içinde feryadına kandı,burkulan umutlarım hazanlaştı
Sanki lahza halimde kitaplaştı, ruhumun hicran damlalarını bir bir sızıyla yazdı
Nereye sığınsam ağır geliyor
Bakındığım rıhtımlar artık sessizliğin çığlığından bir umut yok diyor
İçimde ki dalgalar dinmek bikmiyor, gözyaşlarım kendi haline boyun büküyor
Hüzzam bir eser ne [URL="http://www.edebiyatdefteri.com/guzel/siirleri/"]güzel[/URL] yadediyor,melalimde demlenen figan artık çıkmak istiyor
Demek ki hak etmedim
Nafileyere umut besledim, ruhumun firkatinden nasıl söz edetyim
Alıp götüren hicrana hangi takat ile sesleneyim, yeter artık deyip,iltica edeyim
Benliğimde ne varsa, ruhumun feryadı hasretine ram olmasa da, sabırla yetineyim
Çürüyor bak zamanlı tenim
Vaktinde açmayan ümitlerim,kalbimi hicrana gark eden uktelerim
Söyle nasıl bu hal üzre ruhumun sahibiyle yüzleşeyim, edebin içinde eriyeyim
Müddet-i nefes olan halimin felahı için hangi kapıya yüz sürüp, şefaat dileyeyim
Kapandı kapılar vaz mı geçeyim
Şehrine malik olmadığım halin hasret, hissiyatını nasıl bileceğim
Kederle mi göçeçeğim, yalnızlığın hançeriyle mi öleceğim, kime ülfet besleyeceğim
Bir ömür hüzün içinde çileyle mi yüzleşeceğim, ruhumun ahıyla toprağa gireceğim
Damlalar niye gözyaşım oldu
Günyüzüne hasret umutlarım yeşerip, ruhuma sürur katmadı
Nasıl bir günahım vardı, alıp götüren zaman, halimin sefilliğini aydınlatmadı
Acziyetin içine kapattı,esir olan feryadımı kimseye duyurmadı,anbean hep sızlattı
Gözlerin nazar ederken meftun bırakıyor
Seni âlemler içinde ne çok manalaştırıyor
Bir başkalaştırıyor tutkuyu elan yaşatıyor
Ummanın seyrinde badirelere duçar kılıyor
Ne kadar berraksın aksın şefkatin bağrısın
Sanki toprağın mayası gök kubbenin ağısın
Sen bir başkasın sevdalar deryasının karısın
Sen cihanın payesi aşkın kalesi can deryasın
Sen gülünce çiçekler bir başkalaşıyor coşuyor
Mefkûrem daha muhkem oluyor, anlam buluyor
Bulutlar birbirleriyle koklaşıyor rahmet sunuyor
Çınar gölgesinde mazi muhayyilem, aşka geliyor
Nefessiz kalmayım dedim
Boğulmamak için nasıl bir çabanın halinde kendimden geçtim
Ya sabır dedim,kanaat etmeyi gaye edinmiştim,yıllardır sancıları derledim
Belki vakit henüz erişmemiş, kalbin umuduyla kesişmemiş diyerek öyle bekledim
Neden bu halin içine girdim
Cezbeden firkatin narıyla halleştim,ruhumu aşkına verdim
Sanki cansız bir ten misaliydim, hissetmeyi ve nazar eylemeyi terk ettim
Loş bir duygunun rengindeydim,bazen alaca karanlıklar sakini olan bir nefestim
Solduran sualler kar etmedi
Hazan içimde ki feryadın arıyla yüzleşti,kederim dinmedi
Nereye gitsem, boynunu büken başaklar misali ötenin halinde nefeslensem
Umudun sessizlik içinde bekleyen vaktini hesap etsem, gamım ile göçüp tükensem
Kalbim itminan haline hasret
Ruhum aşkın şehrine malik olmak için firkatine namzet
Okuduğum furkan,manasına haiz olmadığım can nasıl bir imana kurban
Müteredditlik hali yanımdadır heran, neden inşiraha haiz olmuyor kalbim anbean
Anlamadan sevgi hasredilmez
Nekadar dillense de aşk, kalbin ve ruhun lisanından söz edemez
Halin sahrasında, umudun maverasında vucut bulan bir sevda, ürperti vermez
Ne kadar gamın olsa,içinde bizar kaldığın lahzalar akıl ve idrakinide men edemez
Aidiyetin ihmali ihanettir
Hilkatine yabancılık çeken bir nefes nasıl bir aşka namzettir
Nefsin heva ve heveslerine kapılan,hesapsız bir hayatı ömür sayan canidir
Ruh ve kalp sahibiyle birlikteyse azizdir, muhteremdir, faziletlidir ve ihlas iledir