Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Taşı elime alsam Var gücümle sıkıp, takati zorlasam Nefes nefes kalmanın kederiyle Düşünceler sokağına dalsam Suskun ve kimsesizlik içinde üşüyen Banklara bakıp, halimin faniliğini ansam
Mazlumun nefesi azizdir Yaratan adına ona muhabbet beslemek caizdir Kimsesizlik ne kadar büyük fakirliktir, Hasret kitabında hecedir Her cümlenin ve kelimenin en bariz temsilcisidir, Yürek dağlayan efkârı çiledir
Ne zaman hasreti ansam Rüzgârın imdadıma yetiştiğine kani olsam Yârin kokusundan esintiler Getirdiğine tüm kalbimle inansam Gözyaşlarımı yine sessizce bıraksam, Sırrı gamımı kimseye duyurmadan yazsam
Nice okunmayan kitaplar vardır Yazan mevta adına ne kadar hüzünlü bir dramdır Kim bilir ne umutlarla yazmıştır, Halin deminden akseden vicdandır Her umutta bir murat saklıdır, takdiri Nasip namütenahi bir zamandır, sevdadır
Aşk, ruhun, kalbin hüsnü hicranıdır Narıyla besleyen, temizleyen, Terbiye eden gülistandır Sevdası ihsandır, kalbi hassasiyettir, Fedayı nefestir, ecri sadıktır Hiçlikte vücut bulan rızadır, Varlığından arınmış sedadır, O’na kul olmak esastır
Hassasiyet kalbindir Ruhtan neşet eden ahenktir, takvayı akidedir İman, ruhi ve bedeni kulluk Sevdasına adanmışlığın gerekçesidir İbadet ve teati ruhun ve bedenin Vazgeçilmeyen ihtiyacı ve ihyası adına O’na sesleniştir
Kul, O’nundur, nurdur Kemali yet sıfatına nail olmanın farkındadır Varlığı, hiçlik vasfında ihsandır, Güç ve kuvveti, azmi ecri sadıktır Nefsiyle baş eden aklı idraktir, zafiyete Nazar etmeyen arifi edeptir, halden vazgeçendir
Namaz, tanzimi adaptır Huzura gelme fırsatı bahşeden ulvi cenahtır Her şartında edep ve adap, Hassasiyet ve aczi yet şiarı hakikattir Hazır olmayan, hata ve yanlışta kastı aşan, Bilincini tazelemek istemeyen için uzaktır
Beş vakit ezan okunur Öteler adına hakikati hatırlatan arzı nidadır Aklı ve idraki olana seslenir, İnsanlık adına vasfı bulunana el verir Lahuti musikisi ruha şifa gelir, Kalbin tellerini titretir, Hasret ve firkati naif hale getirir
Kul, kalbi olacaktır Ne kadar sureti varsa o illetten kurtulacaktır Kalbinin bir Nazar gâh olduğunu Asla ve kat a unutmayacaktır Azmi, merakı, akıl ve izanı O’na hakkıyla kul olabilmek Gayretiyle sevdasına ulaşacaktır
Aşk deyip geçme Kalbin ne kadar mümbit hale gelmiştir sual eyle Dünya adına hiç bir şeyi boş verme, Her imkânını ihsana hasreyle Allahın resulü Efendimiz(s.a) için fedayı can Olan sahabelerin teslimiyetlerini hıfz eyle
Tefrikayı davet eden Ne varsa, hangi maksada binaen maslahatsa Gönlüde yer verme, fayda Mülahazası için nefsine itibar etme Ümmeti Resulullah en naif ve en zarif millettir, Onun ümmeti olmak yetmez midir, zaaf gösterme
Nice gönlün umutları tohumken
Nefesin müddetinde tevdi Edilenle bizzat sorumluyken
Hak ve hakikat adına gerekçeli Ve vadeli mühletken aldırmazlık niye Şayet utanmak edepse, ar aşkın ikliminde Umutları yıkayan sadelikse ölüm bize
Vakıadır sabırla direniş letafeti
Kul ruhi serencamında Bunun suhuletiyle aşkı dilemeli
Bir hedefin mükellefiyeti yıldırmamalı Ve asla hali solgunlaştırmamalı
Bahtın toprağına ekilen niyetler muhabbetle Aşkın umudu olmalı vuslatı anlamalı
Şayet o ezalar bir lanet içinse
Derdi halk eden bilinmedikçe Ve hatta akıl ötelendikçe
Kalp insanın sıratı müstakimi Bulmasına kifayet etmez bile, ecir nafile
Hesap akıl içindedir, vuslat idrakin Güzelliğinde erktir, Lakin edep ihsanla güzeldir
Beklemek ve aşkı nefeslenmek
Vaktin insicamında gerekçedir, Kudret sahibiyle ahenktir
Her muvazenesiz nefes şirrettir Zira hesabi olmak azamet içinde şevktir
Nitelik niye zevkle örtüşendir, kültür Bir örfü ananedir ve etiktir insan için haslettir
La derken neyi reddediyorsun İlla’yı nefeslenirken kalbin Sahibini aşkla tasdik ediyorsun
Ve illaki gülü anıyorsun ve ötelerin Serinliğinde umutlarla buluşuyorsun
Dirilmek için ruhun tevdi edildiğini biliyorsun, Bizzat nefsinle bedelleşip gidiyorsun
Peki, neyi bekliyorsun vakitte
Edebin rengârenk güzelliğinde Ve resmedilen urba bedende
Ölüm vuslat için neyin tınısında Anlamlaşan hakikatse sen imtina etme
Yaşa ki hayatı hakkıyla anla, mavera Hedefinden asla sapma, korkuyu da hiç anma
Nice aşklar zevkin idrakindedir
Bu anlamda kalbi soluklar Sessizliğin meşkinde bir umuttur
Sevdalanmak yanmanın ilk tadımı Ve hasret muhabbetin yegâne tanımıdır
Hani “haydan geldi, huya gitti” tabiri vardır Ve fakat ne kadar anlaşıldığı muğlâktır
Oysa o idrak adına bir şahittir
Geldiğin yer belliyse, Göçeceğin erdemde illaki bir keyfiyettir
Neden göçmeler bir hicranı demdir Ve hüzünle iç içedir muhabbet nerdedir
Ve teslimiyet bu zaman lâfzîdir, ruh Zaten kendi âleminde bir hazinedir, öyle bilinir
Beklemek hırstan arî sabırdır
Kalbin sesiyle nefeslenmek, Hikmetin baharında illa umuttur
Nedamet aklı durdurur, asabiyet Arızilik olur işte bu vakit aşk nefsi tanımlanır
Ölüm o zaman gerçek anlamından soyutlanır Ve bir kahır olarak ruha azabı hatırlatır
Peki, öyleyse kim kimi kandırır
Hani hesabi olmak ve aklı Vicdanın sultasında aklamak sanattı
Marifet niye vardı, vasıf insan için kul Olabilmekte ancak hakiki aşkla bir farktı
Ve vuslatı bu anlamda anmak, mukadderat için Sadakati kuşanmak fazilete sığınaktı
Nereye baksam
Hangi iklimi solusam
Tefekkür yolculuğunda bulunsam
Gecelerin yorgunluğunda sayıklasam
Arzularımı saklasam, efkârımı anlatsam
Kalbim sayfalarında sancılı ve acıyla bağlantılı
Olmuyor işte
Vakit her neyi söylemişse
Hasretin ritimlerinde hüzün içimde
Hazan halime ikamet edince üşüyorum bende
Ne zaman seni ansam, naifliğini kuşanarak baksam
Muhteşem bir hazzın, zarifliğinle adımsın, çünkü manamsın
Şimdi başım önümde
Boynum özleminle bükülünce
Ne sesim ve ne de nefesim şevkin ikliminde
Edebi güzelliğin aklıma gelince hayıflanıyorum işte
Ne yaptım ve nasıl farkı anlayamadım ağlıyorum fakirliğime
Hasretin muvazenemi tarumar edince, hicranı yaşıyorum halimde
Ne heyecan yaşardım
Hasretinle aşk rıhtımına adımlardım
Doyasıya hayatı kuşanırdım, nereye baksam hazdım
Nazına meftun olan coşkuydum, okuduğum şiirlerde tattın
Sanki damarlarımda akan kandın, süruru halimde yaşatandın
Şimdi içimde bir sıkıntı var, her yanıma kar yağar, hasretin dağlar
İtiraf ediyorum korktum
Yolun sonsuzluğunda solgun yolcuydum
Bazen yolumu kaybettim ve bazen de halimde efkârlı demdin
Açan gülde nağmem, nefesin ziyadesinde çarem, sukutun matem oldu
Merakım yoruldu, meramım soluksuzdu ve yaşadığım aşk içimde kordu
Ne muradım kaldıysa ummana yolcuydu, kalbim sancılara gebe hancıydı
Belki vakti var derken
Ve sabır içinde demlenirken
Sevdayı kalp sahibine dava ederken yine yoksun
Sen ömür yolculuğumda asla unutulmayacak anımsın
Yazdığım satırlarda aranan, aşkın sultasında dağlayan aşkı nazsın
Hiçbir zaman görmesem de, sen sinemde her zaman var olacak bir aşksın
Buğulu yürekler, suskun gözler, boynu bükük nefesler ne der…
Orjinal boyutu icin tiklayin 950x611px and 81KB.
Üşüten ve titreten zamana Bir sözüm olmalıydı, Hiç değilse melalim konuşmalıydı Ne kadar hicranım varsa, hüzün Her daim yüreğimde kaim olan acıysa Sormalıydım, birilerine anlatmalıydım, Nefesi sahibine vermeden doyasıya haykırmalıydım
Ne gözyaşım diner Ne yüreğimde ki yara gülmeme ister Buğulu yürekler, suskun gözler, Boynu bükük nefesler ne der Lahzalar içindedir gizler, hikmeti Bilinmeyen nasipler, umudu solduran vakitler
Şair diyorlar… Ne kadar sefil olduğumu bilmiyorlar Nadanlığım aşikârdır, fakat Himmet ediyor, görmek istemiyorlar Kalbi hassasiyet ne demektir öğrenmemi, İbretiyle nefeslenmememi bekliyorlar
Kitap soruyorlar… Nasıl bir gönül ve izan Sahipleri ki layık görüyorlar Ve fakat ne yazarım ve ne de şair Yüreğine layık olan mükâfatım Sadece gönlüne düşeni yazmaya çalışan, Vakit gelip gitmeden paylaşmaktır muradım
Rabbim sahibimdir Varlığımın ve adanmışlığımın Yegâne adresidir Niyazım ve idealim, düşlere giren Hülyalarım yolunda şehit olmaktır Hakkıyla beceremediğim kulluk ve ihsana, Ecir ve yolunda ceht ancak böyle ulaşırım
Artık vaktin sonlarındayım Uzatmaları yaşayan bir hicranı vicdanım Tedavi görmüş bir kalbin, son dem Can çeken melalin hissiyatındayım Hanif bir kul olmayı başaramadım, Her ideal ve azminde O’nun rızasına kanamadım
Şahadet medarı iftiharı hanif kul can kardeşim Esma…
Biliyorum Bir kutlu sevdanın adanmışıydın Öyle eğitim aldın, Her zaman pür dikkat edaydın Umutlarına rızayı ilahi için ceht kattın, Aşkıyla türap olan farktın O genç yaşına rağmen meydanlara çıktın, Davamız için hakkı haykırdın, korkmadın
Utanır oldum Ekranlarda, sosyal medyada görünce Sevdasına meftun olduğun Şahadet için can verince, kalbim titredi Gözlerden yaş ne kadar bereketli indi, Boğazım düğümlendi, torunum çok içerledi
Can baban nezaretiydi Gönül verdiğin, Emanetiyim dediğin ciğerparendi Ufuk kazandıran, her ecrinde Rızadan ayrılmayan, fetih kurbanıydı Bin ömrü olsa, Resulü Ekrem efendimiz (s.a)in Ümmeti olunca hal başkaydı, aşk vardı
Sevdasına meftundur Bu davaya gönül veren, Hidayete erişen onurların Omurgalı olmaları, emri bil mağ ruftan Ayrılmamaları, ney hi anil münker için koşmanın Dur durak bilmeden, Gece gündüz ayırt etmeden, Şahadete sevdaları en latif ahdi ekberdi
Sen vardın, süruruydun Umutlarında vaktini bekleyen bariz bir coşkuydun Nur oldun, kasten vuruldun, Mütebessim bir eda ile Rabbimize kavuştun Âlemi kâinat ağladı, gözlerden kan aktı, babanın Senin için yazdığı mektup en nadide ibreti davaydı
Sen sevdana kavuştun Nesillere bir ömür önek olacak çığır açtın Şahadet yolunda feda olmayı Ne kadar bariz anlattın, yılmadın İnsani heves ve arzulardan uzak durdun, Nefsini tezkiye yolunda onurdun, Kalbi hassasiyetle taçlandırıldın
Evet, yaş gözlerden akıyordu oysaki kalbi ağlıyordu…
İnsandı Davasına adanmış sabırdı, Hiç yılmadı Mavera yolculuğuna çıkmıştı, İrfan sahiplerine danıştı Erdem sahibi canlarla tanıştı, istişareyi Hiç bırakmadı, şairleri seven hissiyattı
Mehmet Akit Ersoy Sezai Karakoç, Necip Fazıl Kısakürek Ve birçok ideal sahibi vicdanın, Gönül adamını şiirlerini okudu Meydanlarda, kapalı alanlarda Vicdanlara seslendi, kalplere inşirah zerk etti
Bir babaydı Efradını medyatik ve magazine bulaştırmadı Seçkin ve sakin nefesler olarak tanındı, Edep halinde ki canlardı Heves ve hamaset için heyecana koşmadı, Had ve sınırı zorlamadı, sabra kandı
Liderlik vasfı vardı Evet, doğuştan bahşedilmiş bir şiardı Önemli olan iyi ve hakkıyla taşımaktı, Hizmetkâr olmak sevdaydı Milletin saadet ve huzuru için hak rızasına Koşmak ve adanmak en kutsal inançtı
Aziz milletin Teveccühüne mazhar oldu, yılışmadı Hükümranlık taslamak için Fırsatlarını kullanmadı, sivil inisiyatife ramdı Milletin tercihlerine saygı duymayan, Seçilmişleri darbeyle alı koyan kimlerse acırdı
Hak ve adalet için Mazlum ve mağdurların Hakkının teslim ve ikame için Mesai sınırı tanımadı, hissiyatı canlıydı, Basireti açıktı, şehzadede razıydı Esma için gözyaşlarını tutamazken Ne kadar samimi idi, Milletin vicdanında sevilendi
İfade etmeliyim ki Gönül mayanız çok ne kadar berrak Fevkalade bereketli bir toprak, ummana susamış merak Siz böyle temiz bir yüreğe sahip oldukça sakın korkmayın, halinizdedir inşirah
Van’dan sesleniyorsun Her nasılsa bu sefil halime teveccüh gösteriyorsun Ailece okuduğunuzu söylüyorsun, bilsen ne kadar onur bahşediyorsun Aslen ruhi ve kalbi bakımdan yalnız ve kimsesiz bir nefesim, yalnızca sahibimleyim
Bedensel bakımından Güya çevre ve nüfus sahibiyim Bilsen nasıl bir derbeder emanetçiyim, okumak vazgeçilmezim Hüzzam ve hicaz besteleri dinlerim, kabak kemanisinden hicaz taksimini de severim
Sezai Karakoç, Nurullah Genç Cahit Koytak, Necip fazıl, Mehmet Akif Ersoy Ve birçok şairin gönlünden düşen Kadreleri tetkik eder, beslenirim Fikri ve felsefi, edebi ve akaidi eserleri takip etmeyi, bilinci yenilemeyi önemserim
Taklit olan her neyse sevmem Muhakeme edebilmek ve hasetsen düşleyerek Düşüne bilmeyi başarmak, tahayyül edebilmeme fırsat veriyor Lakin her vakit bilgi ve idrak kısırlığı karşıma çıkıyor, bazen zaaflarım baskın geliyor
Diyorsun ki; ”Size önerim vana gelebilme durumunuz varmı?nasıl gelebilinir?özel davet mi gerekir? pek bilgi yok ama kesinlikle van sizi şiirileinizi okumalı,sizi tanımalı..
Üzülerek geç tanıdım. sizi dost yakasında tanıdım ailce takdir ediyoruz harika bir yazı akışınız var, okurken bıktırmayan, sürekliyici... iyi ki tanıdık.. hayatta geç kalmak yoktur..”
Cevabi olarak; ”Memnun oldum ve özel bir muhabbetim var Van ve sakinlerine. Epey okurumda var ve hatta Vanasyatur sitesine köşe yazarı yapmışlar, ben normalde köşe yazsızı yazmıyorum fakat onlar sağ olsunlar çalışmalarımdan ekliyorlar.
Gelmeyi arzu ederim ve özellikle siz ve değerli ailenizle tanışmayı dilerdim Benim böyle kitap fuarı ve ya sergilerine gidebilecek yanım ve kabiliyetim yok. Yazmaktan maksadım, göçüp gitmeden hizmet edebilmek meramıyla gayret etmeye çalışıyorum.
Ne şair ve ne de yazarım, sadece yazan adamın. Fevkalade kalbime sürur bahşeden zarif katkılarınız için minnet borçluyum. Anne ve babanız çalışmalarımı okumaya layık gördükleri için mutluyum. Bende sizleri yakından tanımak isterdim, kalbi dostluk ve mavera yolculuğu adına. En kalbi selamlarımla can kardeşim...
Hareket ve kuvvetin Gerçek sahibini bilmek, kul olmaktır…
Kul, Rabbinin bir kölesidir, Çünkü her şeyin sahibi odur.
Ağacın, dalın, yaprağın Ve kuşun sahibi de Zül celaldir…
Rahmetin müjdecisi, Kâinatın efendisi olan Peygamberimiz…
Kur’anı bizzat yaşayarak, Anlaşılmayanı bırakmamıştı…
Dünya ve nimetlerinin, Sabah namazının iki rekât sünnetinden…
Daha da önemli bulunamadığını, Ashabına izah etmişti…
Bunun ne anlama geldiğini, Teferruatıyla anlatmıştı…
Bir han, ister sahibi veya Misafiri olman hiç fark etmiyor…
Varlığını ve metaını, Hak rızası adına Ve insanlık için seferber etmek…
Bu konu da asla bir tereddüde Düşmemek için, aşkı bilmelisin…
Aşk, Onun yolunda buharlaşmaktır, Aşk, en büyük Hak rızasıdır…
Aşk, bedenin, tenin dili değil, Kalbin, ruhun en önemli gıdasıdır…
Her müşkül iş, asan olur, her külfet, Hakikatte bir nimettir…
Sevda onadır, aşk onadır, can odur, Yar odur, her şey onda yok olur…
Nazarın hüsnü hal içinde olmalı, sevgi barındırmalı…
Orjinal boyutu icin tiklayin 960x641px and 53KB.
Hiç ummadığım Ve unutamadığım an
Sessizliğin derinliklerinden akan Zamanda halini anlamamam
Serkeşliğimin avuntularıyla ve korkuların Umutlarıyla seni asla anlayamamam
Gül kendi İkliminde ulviyete açılır
Bülbül hilkatin bulvarlarında Şakıyarak anlayana umut dağıtır
Yaprak çaresiz bir gün dalı bırakır Ve ağaç hazan içinde zamanı sana anlatır
Korkma Umutlarını buhranla budama
Dirliğin sermayesizde gizlenen birliği İradeyi tercihinle boğma
Hamaset içinde soluma ve sıra dışı Kalıplar içinde aklını prangaya asla vurma
Kul hakka Değil de nefsine amade ise
Zanlar içinde kaybolan badirede Çürüyen anlamsız bir nefesse
Aşk nefsi ve zevki tenlerin solgunluğunda Ömür içinde biran murakabe edilirse
Kalbin sayfaları Dürülerek fersizleşirse
Ruh keldi insicamında takatsizleşerek Sefihliğe terk edilirse İnsan, manasıyla anlam kazanan can, Beşer hüviyetine mahkûm olan çaresizdir
Hürriyet, Sekilerliğin bariz zaafıdır
Ne kadar varlık ise bir o kadarda Hesapsız zaman hasımdır
Kul ikliminde insan farklıdır, ahir için saklanan Muazzamdır lakin kim farkındadır
Selviler Kömürleşirken ati sunuyorlar
Sağanaklar toprağı bulurken Bilmem ki kime ne anlatıyorlar
Cesetler aleni olarak teşhir edilirken Nazar eden can, ancak vah çekilen o zaman
Devlet içinde Var edilen hiddet
Ürpertiler içinde deşifre edilirken Aydın kimliği çok acizleşiyor
Hükümran kuvvetler alışıla gelen teranelerini Cahilliğin sayfalarında kayıt düşüyor
Öze dönüş Gönül için şarttır
Ölüm mutlaka şafaklar için Hicrani çırpınışların açmazlarıdır
Hak ne için vardır ve hakikat kim için Anlamlı olan fevkalade seviyeli bir felahtır