Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Dinlediğim Bir kasiden alıp götürdü
Rahmetli Bekir Sıtkı Sezginin Manevi iklimi ne kadar bereketli ve latifti
Hal ehli bir musikişinas ve zarif bir vecdin Sahibiydi, gayretleri pek muhteremdi
Kur’an tilaveti ve kasideyi serdediş sezgisi Ne kadar içliydi, o sevginin nişanesiydi
Yaptığı besteler, Kişiliğinde ki güzellikler
Sukut ettiren ve sanat adına dile getirilen Keşmekeşlikler ruhunu yaralardı
Sanat, bahşeden, Gönül lisanıyla muhabbeti zerk eden Hakka ve Furkan’a olmalıydı
Kimi zaman yalnızdı, Derin bir sessizliğin içindeydi, Her lahzasında fikir muradıydı
Sine yanmazsa, Umut kanatlanmaz
Aşk, buğulamazsa letafeti Muhabbet olarak vaktine ulaşmaz
Bana benden daha yakın olan hakka, Vaktini işar eylediği zamana ram olamaz
Çile azmettirir, himmet suhuletiyle gönülde Bereketlenir, sevda maşuka demektir
Kalbin Solukları inşiraha adaktır
Aşk, narı muhabbetle bedelleştiren, Ruhun yangınlığına serinlik veren sadakadır İhlâs ve izan, idrak ve akıl niyetin hülasasında Açılacak kapıların bir sahrasıdır
Emeline esir olan, İtminan olmuş bir kalbe uzak kalan, Ah u zarıyla ağlayan avdır
Serkeşlik Bilabedel olan bühtandır
Velev ki ibreti ihmal ettin, aklını Biran yitirdin, iradenden firar ettin, hesaptır
Mukayyet olmak, Nedensizlik içinde boğulmamak ihsandır, Kulun vicdani kararıdır
Lafazan olmak, Afakî manada zaman harcamak, Kalbin için en ne derin bir cefadır
Nasıl Diliyorsan peki, öyle ağla
Yalnız her halin ve serdedilen saklı Melalin bir bedeli vardır sakın unutma
Sana senden ziyadesiyle yakın olan ve fakat Tarafından çok anlaşılmayanı unutma
Bir bedel çıkacaktır karşına, işte o vakit Keş kelerle yakınıp vaktini de hiç harcama
Bir hicran var içimde, gözyaşı durmaz bilmem ki niye…
Bazen İçinden çıkamıyorum
Her ne kadar düşünsem, Derinliğin hicranıyla nefeslensem
An be an hissiyatımı celbeden ne varsa Merakıyla hüzün içinde nazar etsem
İçime gam düşüyor, Sessizlik ne kadar cazip geliyor, Söyleyemediklerim dilleniyor
Çaresiz Boyun büküyorum
Nede bu hal içindeyim diye Sual etmeden de duramıyorum
Sakince akan gözyaşlarımı siliyorum, İçimi çekerek, etrafımı süzerek ilerliyorum
Gördüğüm mezar taşına dikkat kesiliyorum, Yazılanı okuyunca nasıl içleniyorum
Demek ki Yalnız değilmişim
Benzer hissiyatların yazılan Sayfalarını aralıyorum, ah ediyorum
Sabır için direniyorum, Kanaat için ey hak diyorum, Bir gün güleceğimi umuyorum
Hasretin sadrında, Sukutumun avazı çıktıkça, Çığlık çığlığa kendimden geçiyorum
Neden Umuduma ram olamadım
Yıllara sâri hicranı Sinemden atamadım, Bir ömür yalvarıp durdum
Yoksa yakarmanın Manasını mı unuttum, Galebe çalan duygulara mı boğuldum
Neden bu kadar erken yoruldum, Nefesin müddetine doğru ağlayarak, bir yol aldım
Nedensiz Cezbe gelmek olur mu
Sinemi yakan narın dağladığı lahzalar Bir an olsun unutulur mu
Solgun düşler, asık çehreler, Bezgin nefesler, Uyutmayan o sancılı geceler durur mu
Ölüm, aşkın ve sevginin toprağında, Maşukun vicdanında artık bu gönlümü alır mı
Adsız ve Mekânsız olmalıyım
Ruhumun sahibiyle, kalbimin Banisiyle edep içinde buluşmalıyım
Ne kadar hicranım varsa, içinde boğulduğum Hüzün bırakmasa da varmalıyım
Yeniden uyanmalı, can suyumu aşkının Hikmetinde bulmalıyım ve umutlanmalıyım
Biliyorum ki Çok anlaşılmıyor
Eskimişkelimeler izanınızı zorluyor, Bazen de of dedirtiyor
Lakin şehretmeye müdrik haliniz Dikkatimi çekiyor, bu bakımdan zikrediliyor
Meftun olan bir kalbin, mecnunun haline müdrik Bir ruhun işaretleri kal ettiriyor
Şevkten Nasipsiz kul kalmaz
Umut asla nefsin payesi bulunamaz, Aşkın vecdi unutulmaz
Akidesi berrak olan bir canın hukuku ar olamaz, Azimsiz nefes aşka bahis alamaz İradesi için var olanın, aklıyla yol alıp, Şerden kaçınanın kalbinde ki korku kalmaz
Nardan Korkma nefsin içindir
Edebin halinden uzaklaşma Kalbinin ve ruhunun rengidir
Kuşku ve gam niyedir, şüphe İmanın aşka sadır olması için Tahkik etmeni beklemektedir
Nefesin müddetlidir, kuvvet ve kudretin Sahibin olan Rabbin’indir, ne dilemektedir
Ruhun Niçin yaratılan farktı
Aklın ve kalbin için ne müthiş fermandır, İraden için ardı
Nazarın vicdanın olmalıydı, En latif kapıları açan gülün lafzı okunmalıydı İhsan ve ihlas neden muteber olan sınavdı, Kul olan adına hakikatti, anlaşılmalıydı
Sen şahsına Münhasır varlık mısın
Kimseye muhtaç olmayacak kadar Kudretin sahibi misin
Vakit için ne söylersin, hangi lahzanın Akıbetinde ki nefesin, sual eder misin
Aidiyetin ve hilkatin hangi badiresindesin, Neden avuntuların için gayret edersin
Hiç lal olan Mevta gördün mü
Ten adına taaccüp edip titredin mi, Uzuvların halinde eridin mi Sessizliğin kadrinde tefekkür ettin mi Yalnızlığın yokuşlarında hüzünlendin mi
Ömür yumağının sayfalarında hiç serinledin mi Hesabın vaktinde şöyle titredin m
Her lahza Ruhuna sesleniyor
Kalbinin inşiraha erişmesi için cezbe diyor, Söyle neyi bekliyor
Rahmet ve mağfiret neden haline nazar ediyor, Müddet nefesin için bekletiliyor
Niçin yaratan Rabbin Bizzat muhatap kabul ediyor, Aklın için fırsatlar halk ediyor
Ne kadar İsterdim bilsen
Derdine vakıf olmayı, Devasıyla da o halinde sürur katmayı İçinde ki gamdan uzaklaştırmayı, Hissiyatın için fırsatların kapısını aralamayı
Hayırlı olanları yakınlaştırmayı ve Hayırsız olanları şehretmeyi kalbine başarmayı
Akşamın sessizliğinde, hasretin vicdanı var içimde…
Orjinal Boyutunda Açmak İçin ( 843x403 ve 27KB ) Buraya Tıklayın
Ne zaman Suskun kalsam İçime dert olanların Hicranını bir bir aralasam
Ne kadar haksızlık varsa hiç susmasam, Gönül lisanımla feda olsam
Korkunun zerresini menfaatim için asla taşımasam, Ruhumun sahibi için ağlasam
Hayat Deli doludur
Kimi hor görürsen Bahtında yaşaman ar olur
Konuşmak için kim konuşur, Emri bil mağ ruf, Nehyi anil münker için an durulur
Aşk nasıl gerekçesiz olur, gönül kuraksa Rahmet mi okunur, insan ki aşka bahis olur
Düşünmek Kalbin ferasetidir
Edebiyle nefeslenmek Ruhun içinde ki idrakindir
Sevda sabrın ve feda olmanın halidir, İlimden yoksun kalp nasıl filizlenir
Akıl merakın için gerekçedir, azmin Fütuhatın rengidir, inşirah kalbinin dileğidir
Karanlıktan Korkma, zandan kork
Cahil olursan, nefsin için koşarsan, Umudu anlamazsan, solup kalırsın
Esir olmak için ruhunu bırakırsan, Onur ve haysiyeti akidende bulamazsan
Nedenlerden uzak kalırsan, nedensiz yaşamayı Gaye sayarsan, sefil bir can olur, kurursun
Aşk, İlham eken serdir
Nefesin müddetine tabi olan ferdir, Aklın için kefendir, ruhun için mukadderdir
Vecdin için rehberdir, ecrin için feyzindir, İmanın için ne müthiş edeptir
Rengin ne olursa olsun, Aklın istersen bereketli bulunsun, İhlâs halinde kalbin asla lal olmasın
İraden Akıbetin içindir
Ne kadar tedarikli isen, Hesabın vecdinde nefeslenirsen
Tevekkül etmek adına elzem olandan Vazgeçmeden gerekçesiyle yürürsen
Sabrı ve kanaati acizlik bilmezsen, Umutların için lahzada aşka ram olan bedelsen
Hüzün İçini burkar
Sessizlik her yanından bakar, Lal olan melalin aşkla yanar, sabır yağan kar
Kar her vakit içine tevazuu ile yağar, Suskun kalan umutların bahar için ağlar
Eriyip tükenme, Yeis içinde nefeslenip kalbini heder etme, Nasibi ise kanaatle bekle
Elbette Keder olacaktır
Lakin kaderin olmaması için Vecdin azimle yol alacaktır
Hüsran olmak nefsin adına gam yaşanacaktır, Ruhun ve kalbin umutla coşacaktır
Unutma, gözyaşlarını saklamadan ağla, Gönlünün sevdası için hiçbir vakit yakınma
Ne Yol biter, ne umut yeter Sinemde dirlik olmayınca Söyle hüzün mü diner Yüreğim vurdukça, bu dil sustukça, Gözler kanatlanmış umutta Ne söylerim, vaktini beklerim, efkârımı Terennüm ederek yokuşlarda adımlarım
Yalnızım, Bak yine yalnızım Etrafımı kuşatan nefeslerin Varlığından uzakta sızım Çaldığım sazım, dile geliyor hicranım, Issız köşelerde ne bizarım Ne beste bilirim ve ne de Nefesten sudur olan acıyı güftelerim, Ben çileyle yarenim
Her Solukta maksat kokar Hasret yüreğimde zuhur etmeseydi, Niye sancılar akar Yar ülfetin bağrında açar, Ar kalbim için ne iffetli kar, aşk kokar Sine titremeyince, harlaşıp kükremeyince, Sel olup ummana yönelmeyince naz kar
Ne Annemden kalan anılar Ve ne de babamdan Bağlayan ve mahzunlaşan farklar Hatta dost ve tanıdıklar, Onlardan arta kalan, hicrana boğanlar Nazar ettiğim resimden halime yansıyanlar, Yüreğimi sızlatan o hüzünlü soluklar
Ne vakit Bir şeye niyetlensem Önüm ve arkamdan sudur Olacakları düşünsem sabır Çünkü ne kahrın itibarı var ve ne de Vah çekmenin bir yararı kar Tefekkürün elzemliğinde inkişaf har, Akıl etmek kul için ne büyük yar, esas kalp ar
İlmi Siyaset hal ikliminde aktır Arifin sezgisi olmazsa Bahaneler politik sebeptir, hiçtir Her zafiyetin türlü bahaneleri, Kalp bakımından silinmeyecek izdir Ruh şahittir, nefes müddeti vakittir, Beşer kalmak tercih işidir, kalbi inşirah yücedir
Aşk; kalbin En naif bir hasretidir İnsan, niyetine tabiidir, Vuslat niye iradidir, onu kul bilir Lafazanlık rüsvadır, Kadere asilik bühtandır, Hınç öte için hasımdır İlim idrak ile akıl iradeyle, İzan rahlede sine-i melalinde Ve vicdan bakir sahifesinde
Ne yüreğimin Beynime uzanan eli
Ve ne de dilimin Amansız kederi kalbimde diner
Halimde zuhur eden heceyi Ve açılan pencereyi kim seyreder
Ki gitmeden, âlemden göçmeden Muhabbetin şevkinde bekliyor güfteler
Neden senden Uzakta sensizliğe sürgünüm
Kalbimi burkan hasretin Deminde ne fakir hürüm İbretin aynasında, Bilincin sofrasında küskün bir elemim
Artık kederimle bütünüm Ve hüznün toprağında, sürgün kalan nefesim
Ne arş kifayet eder Ve ne de marş bir keder
Derdin serabında Kim bir bade içer, halinden geçer
Tuğyan eden kalbi kim neyler Ve muhabbet aşktan da geçer
Hicran hakikatten söz eder, Aşk azimet için vazgeçilmeyen kutsi değer
Alnım ne kadar ak, Ruhumda dinmez şafak İnsan hayatında fark, Kul kimliğindeki ittifak ve ilhak Şayet zafiyetler hala vazgeçilmeyen duraksa Söyle nerede kaldı fark
Umutlarda son durak, Kalbi manada sevgiye ram olmak şahtır mutlak
Neden yabancıyım Ve kimliğimde hancıyım
Kime nedenleriyle davacıyım Ve feragat ta sancılıyım
Kalan zamanımda, hicranın Uhde bırakan sayfalarında acıyım
Ufkumdaki umman ve artık Önemsenmeyen zamana neden davacıyım
Sevda satır Aralarında temaşa ediyor aşka
Ecir koridorlarında Ve çileli solumalarda kim yabancı İnayet bekleyen, niyazı hak eden Gönüller sevdaya çok sancılı
Gel artık bir durak kalmadı, Kalbi manada haz hazanı kuşanıp karıştı
Gönül yasam Mağdurdan yana çok hicranda
Gasp edilen nice haklar, Hakikatin sağanağında umutta
Vuslat nitelikle barışık aklın Vicdanla ihsanı yaşatan vakıaysa
Ne olur asla korkma, samimiyet İhlâstan noksan duygusallıksa anla
Edep şayet hasreti Yaşatan bir ahlakın ummanıysa
Lafazanlık edenler kimin umurunda, Kalp aşka açıksa
Sevda bu manada tensellikten uzaklaşan Suskun bir hakikatse unutma
An ve seni bekleyen zaman Tefekkürün ikliminde ve merakın sahnesinde
Belki çok geç kaldım
Beklide sessizliğin içtenliğine sarıldım
Kim bilir yıllara sâri Uykusuzluğu bir marifetle kuşandım
Ne felsefenin taliplisi
Ve ne de dervişliğin mümtaz bir neferiyim
Ben halimde bariz sefilliğin harcıyım, Aşka da yabancıyım
Ne dünyanın yanması
Ve ne de canların haz iklimini kuşanması
Kalbime süruru bahşetmiyor Aşksız yaşamak halime yaban geliyor
Ne rüya gibi uçan yıllar
Ne de ufuklarımda seyyahlaşan umutlar
Kalbimde yıllanan anılar Ruhumda manalaşan satırlar var
Artık bir hesap sorun
Halimden habersizliğim anlayarak vurun
Ruhumun hilkatindeki saflığı bulun Kalbime ne olur hüzünle anlatın
Ey aşk sar beni harınla
Kuşat her halimi sancıların aşkı sevdasıyla
Yaratan Rabbimin kulluk nidasıyla Miskinliğin vecdi, sefilliğin hicranıyla
Neylesin halimi hazan
Kalbim biliyorum ki sensizlik ikliminde noksan İşte o vakit ruhum fevkalade perişan İçimden çıkmıyor hicran, vicdanım çok perişan
Sanki yaralı bir kuşum
Gönlü harap olmuş bir yolcunun ahıyım
Yüreğimde pareleşen uhdeler için Kiminle davacıyım ve duacıyım
Bir gün gülecek miyim
Sinemde derlenen efkârı kime sarf edeceğim
Çileyle sabrımı bileyeceğim, Vuslat için kalbi kanaate yöneleceğim
Hayır için niyaz edeceğim
Gönlümü inayet için hasrederek ecir isteyeceğim
Kimseyi şikâyet etmeden ve kalbimle Didişmeden ey hak diye nefesi teslim edeceğim
Aşkın diyarında nefesleneceğim
Gönlümü girdaplardan arındırarak zikredeceğim
Ve yârin sofrasında, acizliğimle boyun büküp Affımı talep edeceğim, sabırla dirileceğim
Ummana dökülen gailelerin en alası hak sevdasıdır…
Orjinal boyutu icin tiklayin 950x535px and 122KB.
Şimdi nefesim için Mukadder olan ne varsa
Sine yansa, kalp sızlasa, Dil kurusa, gözler kamaşsa, Yaşamak umutsa, rüyalar ilham olsa, Hülyalar ufku kuşatsa, Akıl iradem için refik olmayınca
Hesap karmaşık olunca, İçinden çıkılamayan buhran konuksa, Soralım naif kalpli arif insana
Ne sesin ilzamı Sinemde gam ve nede heyecan
Nasip olmayacak her an, umudun Rüknüyle nefeslenen her insan zan
Kan ki hilkatin her halinde anlamlaşan Ve müddeti nefes için dolaşan ilham
Ne karın ağrısı, ne dervişin rüyası ve Ummana dökülen keder, gam adına Dertlerin en alası yalnız aşk sevdası
Arif, gönül dilinden Kal eder, kul niye gözyaşı döker
Nisa hissiyatın ikliminde ikamet edip, Ülfetiyle dili edeple nazar eder
Hamiyetin payesini, sadakatin ianesini, Gönlün teslimiyet için cehdini hasreder
Kalbi için tevdi edilen ne varsa, Bahşedilen hikmetin sudur unda Hicran edebiyle gönül niyaza açılsa
Şimdi tarifsizliğin Farkında adımlamak kar’sa
Adam olmak için azimet en elzem Olan vakıaysa, kul ihlâs umudunda
Aldatmak bilmem ki kim için kar’sa, Nefesin müddeti ve o hesabı unutulunca
Kim çıkarsa çıksın karşıma hicran Mütemadiyen yanımda, İnayet kime nasip olurca
Bir teyze çıktı Karşıma, dil kurumuş, ah sarmış Ne kadar çektiği çile varsa hemen Oracıkta fırsatını bularak aktarmış Ne gençliğinden, ne hevesin eşkâlinden, Ne gözün görmek istemediğin şeyden
Yıllarca suskunluğun, kimseye anlatamadığı Yılgınlığın efkârıyla yeniden yaşıyordu
Ne kadar acıdım, Bir zamanların nisasını andım
Edebi dairesinde nefeslenen, Sadakatin fevkinde hayatını idame eden
Neslin güvenliğini, aklın ehemmiyetini, Canın teslimiyetini, dinin kutsiyetini
Bihakkın terennüm ederek, Neme lazımcılığı hiçleyerek, Atisi için mefkûre addederek
İlimsiz, irfansız Nefesin etkisinde ikamet etmeyerek
Tenin cazibesini, nefesin işvesini, Cinselliğin hanesini örtmeyi bilerek
Gideceği hangi yol varsa, Edebi maksatta uzaksa, Hakkın tasnifinden yoksunsa
Hiç ağlama, zafiyetlerin sökün ettiği Her halükarda ve tercihlerin hesabi olmayınca
Orjinal boyutu icin tiklayin 1920x1080px and 466KB.
Gözlerim Hiç görmese
Nefesim takatimin Kalanıyla hüzünle göçse
Sağanağına ram olduğum esin ufuksa, Dil susar gönül konuşunca
Anlatılmaz meftun kaldığım, Hali fakirliğimle ağladığım çile süruru iksir olunca
Artık Bakmaya da kıyamam
Nazarım başkalaşır, Aklım tümden karışır
Mahzun gönlüm biçareliğinde, Fikrim dur durak bilmeyince ağlaşır
Gül kalbim için hakikatin raksını Bir çırpıda anlatır, hissiyatım aşkla buğulanır
Ne Söylerim ki bu halim
Mazileşen hicranım, Derdi ayan etmeyen kelamım
Unutuluyor, bin dert içinde anlamlaşan Kelimeler hicranı soluyor
Ruhum sızlıyor, aklım dahi ermiyor, Ceddim bilmem ki lal olan diliyle ne istiyor
Tarihim Tarumar olmuş
Maslahatlar varlık adına Hoyratça hakir kullanılmış
Mürebbi susmuş, arif yutkunmuş, Veli sabrın girdabında solumuş
Ve aşk kalmış, sevda hikâyelerle anılmış, Necip milletin nefesi açlıkla azaltılmış
Okuduğum Divan hakmış
İnsan, ancak edebiyle Hem hal içindeyse kemal farkmış
Erdem için yarışmak, inayetin ikamesinde Ahbaplık yapmak aşkmış
Gönlü ihlâsa hasretmek, Vicdanın hikmetinde nefeslenmek, Arif olmak demekmiş
Nisanın Naifliği edebinde
Adamın zarifliği gönlün Sadakatindeki ülfetinde demde
Tefekkür etmek, Sine-i aşkı rehber edinmek, Heveslerin letafetine ermek
Bahtın seyrinde ki sabrın dergâhına Muhtaç olan talimle sevdalaşır, aşk yaşanır
Ten Libastır, kar vuslattır
Ölüm, iradesini feda eden Kul için ne ülfetli haykırıştır
Dil susar, göz akar, sine derlediği Her ne varsa, bir çırpınışta ona bakar
Gönül aşk için koşar, vicdan muhakemenin Erdemiyle nefse atar bir ibretli nazar
Nefes Vaktine tavdır, aşka arzdır
Gönül şayet mahzunsa Ne kadar narla şan hardır
Sükût etmiş bir melal kim için vardır Ve kime zarardır
Dil konuşsa, umut ruhun inhisarında Kanatlanarak uçarsa kardır
Ömür Sevdaya hasredilen bir andır
Ne vakit aşk gün yüzüne çıkıp, Umudumla buluşacaktır
Hüzün sinemde ilelebet olacaktır, Hicranım biran bile durmayacaktır
Gözlerden kan boşalacak, Nefesim takatsiz kalıp, Halimle vedalaşacaktır
Vurgun yemiş Bir asma misali sere serpeyim
Hem nasıl bir keder içinde, Hale meftun olan bir aşk zadesiyim
Peki, niye böyle dertliyim, hasretin Firakıyla nefeslenen sefil bir azadeyim Şimdi kime ne söyleyim, Bahtım için boyun bükmeliyim, Secdeyle irkilmeliyim
Yoktur kimseye Bir sözüm, özümdedir hüzün Bir gün şakıyacak mıdır Bu efkârlı gönlüm Ve gülecek midir yüzüm
Ömür biterken, niyet halisken, Gül kokusu gelmiyor bilmem ki acep neden
Akıl manam için, idrakim Ruhumdan tebarüzle şen bir yetim, Aşk eşiğinde ölmeden
Gidiyorum...
Nefesin bahşedilmiş ligine, Hakikatin ruhuma Temaşa eğlediği firkati ülfetine
Ne söylesem, Yıllara sâri sükûtumu Bir bir şehre dip ayan etsem
Aşkın abadına gönlümü hasredebilsem Ve umutlarımın sultanına iltica etsem...
Ne kadar Melalim varsa...
Katreler misali Rahmet için dilenen muhtaçsa, Meramın sevdaya kavuşmaksa
Nefsimin çeperlerinde, irademin aczi yetinde Esaret çekmek bu kadar kalbe ezaysa
Aklım niye soluk soluğa, Kuytu viranelerde hoyratlığın Dilinde ve çilem korkuysa
Açma perdeleri Sinem gün görür...
Haşyetin bucağında, Ne derlerin kucağında, Keş kelerin ocağında zanlarım büyür
Dile gelen ne varsa, Kalbimin lekeleri sinemde Dinmeyen bir sızıysa, hicran yürür
Aşk mı bu minval üzere, Hakikat ramı ne yüze, İçimin titremeleri başlıyor bak yine
Niye ağlıyorum, İnan ki bilmiyorum...
Bin hüzünle yolun yolculuğuna başlıyorum, Sancılarımla baş başa inliyorum
Kaçıyorum... Bilinmeyen bir adrese, Hasretine ram olduğum nefesin mukabelesine
Ne kaldıysa nefesten, Solmaya amade olmuş bir hevesten, Sabrın lehçesinden yine
Ne diliyorum, Ne kadar biliyorum...
Ummanın sesini, İçimi sızlatan özlemini, hasreti Zerk eden busesini işitiyorum
Ne kadar dalsam, Dalgalar misali gönlümü Sükûtun kollarına bıraksam ağlasam
Ruhumu bırakmadan, Manamdan kopmadan, Kalbim kararmadan aşkı yaşasam
Gözümün gördüğü...
Hakikat için dile gelen nidanın Sevdaya meftun hali Ve serzenişi yüreğimi deliyor
Ne kadar bigâne kalsam, Nefsimin nizamsızlığına yansam, Kıt aklımla yakarsam
Yine de hakkıyla olmuyor, Vuslatın perdesi, ötenin Aşka ram olmuş vecdi dolmuyor