Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Ey zaman Şimdi sen anlat
Derlediğin hikâyelerin sayfalarını bir bir aç
Şimdi artık Gizemini bir nebze olsa da bırak
Ey hak, vesileler ikramında bu ne kadar yüce bir sanat Aşk, yine mi farkıyla ve ummanın esrarında ki fevkiyle süruru bizden uzak
Umutlar Meşale misali haz
Ey gönül, niyazın ve bahtının azmindedir naz
Kaz mezarcı yine Mahzun nefesin uhdelerini derinden kaz
Elverir ki bir gün hak olur bizlere de kalbin sesiyle ihlâslı bir niyaz
Durma ey mütefekkir, aranma işte aşikâr hazanın busesi ve hüzünlü sesi yaz
Neler Umuyorduk ne bulduk
Aranmanın izlerinden soyutlanarak kokuştuk
Kimi zaman çark ettik Ve kimi zaman ne derlere el verdik
Neden kendimizde geçtik ve kalbin sesinden uzaklaşarak eza istedik
Şimdi kime ne söyledik ve gerekçeleri öteleyerek, hevesler içinde gam diledik
Neden Mezarlar sukut içinde
Oysa ölüm kalbimin derinliğinde sadakatinde
Ruhum dönmedi Vaadinden, zihnim iflas etmedi kederinden
Ne yar için ve ne de mal için zevkin, hırsın hıncıyla ihanetle sözleşmedi
Zaman kendi dirliğinde yol alırken, can edep ve naifliğin hazzından geçmedi
Ey boşalan Ve atiyi anan han
Duvarları kazılarak yazılan kalbi nisyan uyan
Artık uykular zamanlı, Hülyalar kimin sevdasında korku yaşattı
Aşk, sadece halin sayfasında ve umudun senasında vardı, kar şimdi yağdı
Ölüm beklenen hicrandı, yaren yeşerttiğin sevgiyle anlamlıydı geriye ne kaldı
Ey edip Neyi beklersin söyle
Hüznün demiyle bari hüzzam bir şarkı söyle
Ne acemaşiran ve ne de Her hangi bir makam anlatmaz oldu böyle
Kalbimin elemini, çekilen çilelerin yüklerini, ruhumun yorgun argın sesini
Kalan bir nefes varsa şayet, şikâyet kime olacak acep ha ne olur birde sen söyle
Bir çeyiz Sandığı misali gitmek
Sanki kabin gizlenen umutlarında yeşermek
Bazen bir ah çekmek Ve bazen de hu demek, nefesi ziyadeleştirmek
Olur ya bir gün duyulur sessiz nidalar ve kalmış umutlarda yaşanır sevdalar
Açılan baharlar, yüzümü ağartan hicranlar, sabrın ve kanatın ecriyle anlamlılar
Artık arama Aşk, o seni bulur
Bilmelisin ki vesileler içinde nice hikmetler olur
Ne umut solgunlaşır ve ne de Samimi kul utanır, eğer murat buysa olur
Hazanın eşsizliğinde, hicranın enfes renklerinde merak edersen nice haz bulunur
Niyaz ihsanla, hamt ihlâsla, kalbin inşirahı sayfalara açılır, hiç korkma aşk sunulur
Sen sevme Seven için halinden Bir zerre hasretme Nazar etsen, temaşa etmeye Meyletsen, hiç düşünme bile Sevmek farklıdır, kalp için azıktır, Ruhun bizatihi fıtratından nükseden sevdadır
Seven gönül sadıktır Feda olmaya Namzet bir hicrandır Ondan gayrı tasası hasrettir, Ruhunu meftun den firkattir O artık başka zaviyelerden bakar, Asabiyetten arınmıştır, sevgi ecrine adanmıştır
Sevmek heves değildir Nefsin ihya edildiği Tatmin kârlık bedenidir Sevgi ve aşk muhabbettir, Onun vasfında emniyet edepsizliktir Ruhi tezahürler, kalbi itminanlar, Vicdani rahatlamalar hakikattir, rızayı baridir
O’na yabancı olan En yakınken, Uzaklığının farkında olmayan Beden diliyle yaşayan, nefsi Gereksinimleri için bahaneler bulan Aşka ve ondan neşet eden sevdaya yabancıdır, Çünkü kalbini marazlar bürümüştür
Belki sana anlatamam Ve hatta anlatmak için Uğraşmam bile hebadır Lakin düşlerim ve beni icbar eden Kimi düşüncelerim zorlayandır Her lahzada nice hikmet ve kısmet Nefesleri beklemektedir, Bu bakımdan usanmadım
İnsan severse Gönül verip, vuslatı için Seferberse gam değil Fanilik bedenime mirastır, Ruhum için vakit evveli ahirdir, Kahır şart değil Sevebilmek, bu lütfu ilahiye erişmek, Çilenin cesametinde tebessüm etmek keder değil
Konuş Kör kuyuların dilinden Yüreğinden geçen, gözlerine buğuluk veren Başını öne eğdiren, nefesini kesen, çaresiz sukut ettiren lahzadan söz et
Sükûtu irade Arifin, irfan talihlisinin vasfıdır Tevafuka bel bağlayan, nasibi hak diye umutlanandır Şikâyete meyletmeyen, hakikat için varlığından vazgeçmeyi göze alandır
Sureti irade Hilkatin ve vacibi yetin haricinde Akıl ve bilginin kulluk edebilmenin dışında ki heveste Ruhun ve kalbin en yakından uzak bir halde ikame edilmesinin dramıdır
Ne zaman Ten ha bir köşede kalırsan Kalbinin tellerini titreten haşyeti iliklerinde hissedersen Ölüm korkusuyla ter dökerken, nabzın seni sana bırakmazken bir düşün
Aşktan söz et Ruhunu ve kalbini bahşeden Hissiyatın en naif suhuletini yüreğinde hissettiren Gözyaşını döktüren, sabrı içselleştiren, sevdasına meftun eğleyen nasipten
Canı, cananı Yürekte çağlayan efsunlu hicranı Durmadan esen hasret rüzgârlarının ah u zarını Anlamlı kılan, vefa adına sual ettiren, feda olmayı gerektiren hüzün farkını
Meftun olan aşkı tanımalı, sevdasında hak bulunmalı…
Orjinal boyutu icin tiklayin 720x540px and 47KB.
Kalk kurtul miskinlikten Kalbine verdiğin viranelikten, nefsi temayüllerinden Nereye gidiyorsun, imkânlarını tarumar eğliyorsun, tefekkür edemiyorsun Her gün aynanın karşısına geçip saatlerini geçiriyorsun, bin bir çeşit kıyafet deniyorsun
Niçin göremiyorsun Fark edebilmenin ibretine yönelmekten çekiniyorsun İltifata layık olabilmek için bahaneler arıyorsun, kimliğinden uzaklaşıyorsun Şahsiyet ve itibar bakımından ne kadar sarsılıyorsun, hala cezp etmek için uğraşıyorsun
Ruhun ve kalbin bizardır İçinde boğulmaktan korktuğun cendereler yakındır Hangi prangaya el atsan, nefsin adına kul ve köle olsan kurtulamayacaksın Attığın kahkahalar içine akıttığın yaşları gizlemiyor, bilakis aşikâr eğleyip, acındırıyor
Sahranın kuşatan ahunda Ummanın derdest eden hicran baharında Ruhunla barışık ol, kalbinle yüzleş, hangi tarike adanırsan mizan yanında Ya hakikatin didarıyla mest olup feyzine kanacaksın, ya da viranelik pazarında aranacaksın
Marifet iltifata tabi derler Asıl marifet ikinci bir doğumun halde yaşanmasıdır Aşk ateşinin sineyi tutuşturmasıdır, sevdası sürur bahşeden bir serinliktir Kemali yet üzere nefesi teslim etmek Hanifliktir, nefsi bakımdan arınmışlığın tarifidir
Aşk, hali meftun eder Firkatiyle ihsana ram eyler, sevdasıyla ecre meyleder O’nun rızasından gayri ne bekler, hiçlik desturunda kul olabilmeyi bekler Ne vakit nazar edilirse, ihsan hali fark edilirse, bahtı için nasipse, kabul edilen nefestir
Sorma akan gözyaşlarımı Anlatamadığım hicran sayfalarını, Ah ettiren lahzaları, Boyun büktüren ezaları, İnsanız, acı ve sevinçle yaşarız
Dinmeyen ahımız, Ukdeleşen arzularımız Yüreği dağlayan ve bir türlü Çıkmayan nidamız duyulacaktır Umut var oldukça, sabırla yol aldıkça, Azim ve şevk uzaklaşmadıkça yaşayacaktır
Gülen bir nefes İnsanı imrendirir Lakin hangi figanın dürtüsüyle Kükremektedir, nefes nefesedir Bir vakit sonra gözyaşları gelecektir, Hüzün çehresinde belirecektir, ah edecektir
Yalnızlığın Zarif resimleri vardır İçimi sızlatan efsunlu bir dramdır, Sinem için farktır Yapraksız dallar, kurumuş ağaçlar, Kanadı kırılmış kuşlar, Ayağı kırık ahular olacaktır
Lakin kalbim Bu resmi okurken Hazin bir serencamın Hissiyatına bariz kalacaktır Etrafımda kimseler olmasa bile, Deniz dalgaları haykırsa Nafile hicran hali çarpacaktır
Ölüm, ne haşyet Ve ne de korkudur İnsan hissiyatıyla yol alan Ne garip bir yolcudur Avuntuları nasıl unutup, Mizana mütebessim bir eda ile bakılacaktır, Hal kalmayacaktır
Yüreği mecnunlaşmış Bir kul, durmayacak Her amel ve ecrinde O’nun rızasına koşacak Ve aşkıyla şad olacaktır Halin sefil ve viran çehresi Benimle kalacak, ruhum Arınmaktan yücelere çıkamayacaktır
Ne kadar Yazılmış kitabım varsa Önüme çıkacak, hece hece, Satır satır hak aranacaktır Son pişmanlık yanıma Kar olarak kalacak ve tarumar Melalim kurtarıcı arayacaktır
Mavi atlaslar giyersin Gam etmez, salınıp gidersin Hangi gönlün toprağına keder zerk edersin Ah u zar ettiren bir nefes misin, cezbeden halin izlerindensin
Kalp deniz misalidir Dil, kıyıların susuzluğuna yetişen dalga misalidir Gönülde ne varsa, dil onu zikreder, kıyılardan söyle ne bekler Akşam sabah nazarlar ibreti gözler, ruh yücelere çıkmak için azim diler
Güzel, gönle hitap etmeli Bedeni arzuları depreştirmemeli Endamı, salınımı bahşedilmişliğin edebinde hasredilmeli Gören göz, dillenen söz, hissiyatı lirik hale getiren köz, nefesi olmamalı
Bedeni arzular nizam edilmeli Nefsanîliğin doyumsuz olduğu aşikârdır, bilinmeli Hesapsız heyecan için gözler nazardan esirgenmeli, gidilmemeli Son pişmanlık lekeleriyle iz bırakır, bir ömür silinmeyenlerdir, dilenmemeli
Ne mavi atlasın çekiciliği Ve ne de içinde salınan nefesin bitmeyen emeli Lahzalar içinde yaşarken, nefes müddetine doğru akarken düşünmeli Affı mağfireti suiistimal etmeden, çizilmiş sınırlar ruhi ve vicdanidir ihlal edilmemeli
Bedeni ihtiyaçlar fıtridir Akıl ve bilgi, edep ve talim en tabi olan fırsattır İnsan tabi olduğu akide etrafında amel ve iman ilkelerine muhtaçtır İnsani ve ruhi olan bu değerleri dikkate almayan ruhen, bedenen ve fikren sağlıksızdır
FECR kardeşim demişki; “Foruma sessizce gelip Başka bölümlere girmeden
Girersin hemen Mustafa Cilasun bölümüne
Bir de bakmışız Mustafa abimiz Gönlünden dökülen mısraları
Sıra sıra dizmiş foruma
Şiir gönle hitap etmeli değil mi?
Şiirlerinizi gönülden yazıyorsunuz
Günlük 4-5 sayfa şiir nasıl çıkıyor sadrınızdan acep? Maş
şiirmatik gibisiniz Biz sizin bir şiirinizi sadrımıza sığdırmaya çalışırken
Siz bizleri şiir bombardamına tutuyorsunuz sanki
Formumuzda şiir haricinde de bölümlerimiz olduğunu hatırlatarak
Sürçü lisan ettiysek af alo ”
Aslında Son on yıldır yazıyorum Yıllardır suskun kalan yanımı açığa çıkartıyorum Ne kadar silinmeyen varsa bir şekliyle hikâye ediyorum Gönlüme düşenleri epey biriktiriyorum, vakti gelince hasrediyorum
Evet, asla Yazmak için yazmıyorum Bir sıfat veya bir iltifat için kat a uğraşmıyorum Ruhunun hicran damlalarını yazan bir adam olmayı diliyorum Hizmet edebilmek maksadıyla ne hikmetse yorulmuyorum
Yüreği bereketli dostlar Ve kıymetli okurların teveccühlerine layık olmaya çalışıyorum Hak etmediğim nispette sıfat ve iltifat serdettikleri için minnet duyuyorum Her bakımdan Rabbime hamt etmeye gayret ediyorum Nefesi nihayete erdirmeden niyaz için vesileler arıyorum
Şair ve yazar Olmadığım halde sanatçı diyenlere şaşırıyorum Hayatım boyunca kalbin dili olmaya gayret ettim ve taviz vermedim Bir suretim ve sıfatım bulunsun dileğindeydim Rabbim nasıl biliyorsa, o vasıflarda yılları eskittim
Edebi ve adabı Vazgeçilmezim gördüm Nezaketi her zaman en sarih şekilde erdem bildim Kabalık ve asabiyeti bir türlü içselleştiremedim Böyle vakitlerde sessizliğe çekilmeyi yeğledim
Tamahkârlığı Ve hırsı nedense sevemedim Her bakımdan dürüst olmayı becermeyi azmettim Sözün hürriyeti ve kuvveti için cehti seçtim Bir paye ve makam için omurgalı olmaktan vazgeçmedim
Ne kadar derdim Ve kederim varsa Rabbime ifade ettim Umutlarımda hüsrana uğramadım, daraldığımda yakardım Hep yanımdaydı, en yakınımdaydı, hiç yalnız bırakmadı Sukut edip, boynum bükülünce kalbim inşirah halindedir
Kulluk bakımından Aczi yetim aşikârdır, sefilliğim bilinir Kimseye yük olmamak için bir gayretim asliyetimdir Keyfiyet ve heves için muvazenemi bozmayı istemem Hesapsız heyecanı merak etmem, düşünmeyi yeğlerim
İnş
kısmet olur Gelir ve halleşiriz kardeşimizle Ne kadar nadan ve sığ bir gönül adamı olduğum gözlemlenir Muhabbetiyle müstefit olmayı dilerim, çünkü ben yaşlı bir nefesim Takdir edersiniz ki mazur görülmeyi her vakit istemişimdir
Zira ilgili olduğum Hiçbir sitenin sair konularına nazar edemiyorum Yıllardır böyle biliniyor ve bu çerçevede çalışmamalımı ekliyorum Ne demek sürçü lisan etmek, hassaten memnun ve mesruriyet duydum En kalbi selam ve muhabbetlerimle niyaz eğler, şükranlarımı sunarım
Aşk ne ateştir Ne illete deva olan bir ilaçtır Ne gözyaşıdır, Ne kahrın ilzamında ki nakıştır Aşk, hevesi, hevayı öldüren vuslattır, Umut içinde ki farktır
Aşk nasiptir Yüreğe serinlik zerk eden erktir Cehli ve asabiyeti Tanımayan ecri kemali yettir Kulluk ihsanında ki hiçliktir, Varlıktan vazgeçiren dirliktir
Aşka ram olan Yalnız değildir, O’nun la halleşendir Şikâyeti ve adaveti bilmeyen, Çileyi ikram bilenindir Aşk cismin her halinden nükseden Feyzi amberdir, sabır iledir
Aşk hakka adanıştır Hakikat için Ecre ve cehtte kanıştır Azim ve sadakat içinde Kul olmak istidadına varıştır Hasreti ve firkati sev dalaştıran kavrayıştır, Hassasiyet nazarıdır
Aşk hidayeti iksirdir Beşerlikten kurtuluş mesabesidir İkinci doğumun gerçekleşmesi halidir, Kalbi teyakkuzdur Fikrin ve zikrin muhakeme gerekçesidir, Haniflik fırsatını hak ediştir
Heva ve heves için Bedeni arzu ve ihtiyaçlarını Gidermek bir seçim İnsani münasebetler ve duygusal ilişkiler Aşk için kifayetsizdir Sevdasına meftun olduğunu İddia eden içinse nedensizliktir, Aşk hal içinde ki demdir
Sessizce temaşa ettim, ibretin içinde eridim, ürperdim…
Orjinal boyutu icin tiklayin 960x720px and 171KB.
Söz vermiştim Gitmeliydim, ihmal Ettiğimkadar sevinmeliydim
Mahcubiyetimi aşikâreylemeliydim, İçimin titrediğinibelirtmeliydim
Ne kadar korkum varsa, artık terk etmeliydim, Haşyetzerk edene meyletmeliydim
Yıllar geçmişti
Ayrılık rüzgârları hiç Söylemeden birden esmişti
Keder yüreğimde sökün etti, Gözyaşlarımhiç dinmedi, fakat yetmedi
Özlemin, firkatin, sevginin, vefanın, Şefkatin mürebbisi olan canne kadar sessizdi
Arife günüydü
Herkesin bir telaşıvardı, Kaygılar nasıl bırakmazdı
Bayramlık bekleyen çocuklar sanki Birer meraktı, hiç sabırları kalmadı
Hane halkı temizlik konusunda cefakardı, Soluk soluğakalacak kadar çabadaydı
Neydi bunun farkı
Aşk ve ölümhangi kalp için Vuslattı, ruh niye vardı
Dünya ve nimetlerine bu kadar düşkünlük Niçin gönüllerin terini aldı
Düşünmek en son tercih edilenbir fırsattı, Akıl danelik neden bu kadar etraftaydı
Bayram namazı
Nasıl bir heyecan ve de huşu, Farzı ayın olan emirler içimizde bir sızı
Ne kadar ihmal edersek, Nasıl ki tövbe kapısı açıktır Diye söz söylesek neden acı
Kalp ferasetin mevkii, ruh aidiyetin dirliği, Her lahza haberdar eden, müthişsancı
Kabristana gittik
Her yer yem yeliş,sanki Cennetmisali ne kadar berrak ve sakin
Kuşlar bayram ediyor, seslenişleriyle Sevinçlerimize iştirakeğliyor, şenve şakrak
Nazar ettiğim her mezarlar, Ne kadar mahzun ve suskun, Lal olan hal ile bakıyorlar
İçimde Derin bir sızı başlıyor
Çocuklar gözlerime bakıyor, Zevcem boynunu bükmüşokuyor
Oğullarım, ayrık otlarınıtemizliyor, Torunlarım sessizce şaşkınlık yaşıyor
Sukut etmek bana kalıyor, tilavet edilen ayetler Dikkatimi çekiyor ve alıp götürüyor
Bir burukluk var içimde
Her ne kadar hakkıyla şehretmeye Malik olarak aşikâretmesem de
Nefesin rikkati azalıyor, kalbin inşiraha Muhtaçlığıönüme çıkıyor, söylemesem de
Ölüm içimde yaşayanengin bir nida, Nefsim anlamasa, aklım tutukluk yaşasada
Mizaç, Nefisten neşet eder İdrak, ruhun suhuletinden İlzam ederek kalbe zerk eder Keder, aklından ve amelinden zuhur eder, Ne kadar gamın varsa kazasını bekler İradi olmak, vahdetin şadında ihsan İçinde yaşamak, kul olmayı başarmayı diler
Kan, Ne kadar içindeyse Aldığı vazife üzere hiç durmadan, Zamanla yarışıyorsa hesabiyledir Sual eylemek akıl işidir, tahkik etmekten Sakınan nefes nasıl bir hesabın içindedir İnşirah, kalbin içindir, irfan ruhunun ram olduğu Bir payedir, elbette ki gerekçelidir
Zevk almak Uğruna heba olma Bir lokma ekmeye muhtaç Canları bir nebze de olsa unutma Her amel, sahibini bulacak, evet, karşına Çıkacak o günden panik içinde kaçınma Neden fırsat bahşediliyor, her lahzada gizlenen Hikmet tercihini bekliyor, unutma
Adanmış Bir nefes umuttur Nur olmak için vecdin Kapısında bekleyen aşk-ı sadıktır İbrahim-i bir itikadın sadrından Neşet eden dirliktir, vahdet adına azimettir Sabrın ve kanaatin feyziyle gül şad olan fevktir, Muştular sağanağında bir ecirdir
Rızayı hak için nöbettedir Ehliyetin ne demek olduğun bilincindedir, Emri maruf üzeredir, biat ettikleriyle bereketlidir, Hanif bir kul olmak için ne müthiş bir manzumedir Her lahzada, akıp giden zamanda kayıp değildir Ve tahkiki nispetinde idrakiyledir
Kimin elinden tutarsa Nazar ettiği kalbi, nazar gah Olduğunun farkında oldukça azizdir Yoksa sadece nefeslenmek adına ve bedensel İhtiyaçları gidermek mahlûk içindir İnsan Ahsen-i takvim üzere tanzim edilmiştir, Bu bakımdan bahaneleri geçersizdir
Aşk; ruhun narı, Kalbin ecir aynasıdır Farkı fark ettirecek nispette Var olan bir sanatın Furkan şerabıdır Ancak insan için anlamlı ve yaratan Rab için Zamanlı olan bir manay-ı sevdadır Cennet ve cehennemin ziyadesinden ala olarak, Rızasıyla haşr olmanın imtihanıdır
Rahmetin En önemli naibidir
Mağfiret için halk edilmiştir, Övülen ve yerilen bir nefes-i abidedir
Her doğan sabi, beşer olarak dünyaya gelir, Aklı ile insan olmaya başlar
Hissettikçe, düşünmeye önem verdikçe, Tahkik etmek içinde sualler sorar
Çocuk Bir çiçek misali bakar
Sebep ve vesilelere sığınır, Hayrete kanar, tembihlerle yola başlar
Velinimeti olarak nazar ettiği cana Masumca bakar, sonra alışır ağlar
Kalbiyle konuşan bir ihsandır, nasıl Yetiştirilse o anlamda yaşayacaktır
Anne Ve babaya emanettir
Ehliyet sahibi oldukları için Tercih edilen birer hesabi nefeslerdir
Evvel emirde zaten aynı suluktan gelen Nöbetçilerdir, böyle eğitilmişlerdir
Sosyolojik farklılıklar iliklerine kadar İşleyecek bir hayatın ana kaynağıdır
Etrafına Kayıtsız kalmayandır
Öncelikle taklit etmeye bu yaşta Başlayan çaresiz bir sadıktır
En önemli ihtiyacı şefkat ve sahiplenmek Duygusudur, hilkatinde vardır
Aidiyetini ancak, ruhunun ve kalbinin Farkına vardıkça anlayacak olan candır
Ne kadar Çok kandırılırsa
Yalan ve yapmacık tavırlar içinde Yoğrulursa geleceği adına gamdır
Mesul olan evebeyn ve etrafında ki komşuları, Akrabalarıdır, en yakınlarıdır
Çünkü güven beslediği ve inandığı varlıklardır, Her hali normal sayan kandır
Ruhunu Celbedenlere uzanır
Aklı erdikçe tavırlar alır, Nazlanmayı marifet sanır, öyle inanır
Şımartan anne ve babalar en önemli sancıları Zerk eden birebir muhataplardır
Çocuğun geleceğiyle fütursuzca oynayan Varlıklardır, bakan, görmeyen zandır
Buluğ Çağına erişen farktır
İşte o vakit bizzat muhatap Kabul edilen candır, hiç unutmamalıdır
Her ne yaparsa mesuliyeti içinde bulunan Zamandır aklı ve izanı niye vardır
Düşünmek zorundadır, nefsini öncelikle tanıyan ve etrafında yol alan insandır
Korkunun İçinde demlenirse
Haşyet kapınızı çalar, panik Ve hezeyan işte o vakit neden başlar
Afeti tanıyan ve yaşamış olan niçin Tedbirlere soyunan zavallı nazardır
Akıl sual etmek ve tedbiri ihmal etmemek Üzere en sağlam olan bir dayanaktır
Doğduğuna İnanan, ölmeye de adaydır
Ne kadar kaçar ve korkarsa Nafile yere panik yaşayan heyecandır
Nefsinin isteklerinde sınır tanımayan bir can, Kimi ve nasıl inandıracaktır
İstikamet sahibi olmak farktır, Sırat-ı müstakim üzere bulunmak farz-ı ayındır
Aşk, hali kemale erdiren, sevdası hiçliğe götüren ferdir…
Orjinal boyutu icin tiklayin 960x600px and 60KB.
Sessizce Boşalıyor gözyaşlarım
Sır oluyor halime yar olan firkatin, Hasretinle dağlanır bağrım
Feryadım niyedir ey vicdanım, Nasip olmayan için niye böyle perişanım
Artık duyulmaz oldu figanım, Boynumu büktürdü takatsizleşen umutlarım
Ruhum Nurdan ardır, anlarım
Kalıbımla değil, kalbimle Kelam etmek zorundayım, muhtacım
Yoksa yeşermeyecektir göçüp giden umutlarım, Sabrın içinde tarumarım
Kâh halime yanarım, Kâh aklımla davalıyım, Aczi yet içinde neden avarayım
Nefsimi Neden suçlayamam
Ah u zarıyla bir yol alamam, Ne derlere sığınıp yakaramam İdrakimi niçin ihmale alamam, Hesabın hangi anında umutla buluşamam İradem için hayıflanamam, Yetkiyi veren için sessiz kalarak hiç unutamam
Aklım Ve vicdanımla canım
Yaratan hak, en makbul bir şekilde Yaratmış nasıl utanırım
Uzaklaşmak için bahaneler ararım, Kendi yararıma olmayanlara sığınırım· Bu kadar akılsız mıyım, ? Heveslerim için kurban mı olmalıyım, sualle yanarım
Aşk, Halin demidir inanırım
Kalbin en müstesna şiarıdır Yadsıyamam, ari kalamam
Ruhumdan ilzam olan hakikatleri Yok, sayamam, Araf için umut taşıyamam
Vecdimin mecalsizliği, nefsimin kabir hali, İrade-i zafiyetlerimi yok sayamam
İlimsiz Sırat olmaz kanarım
Fikirsiz insan bulunmaz diye de Her canı dikkate alırım
Zan ve asabiyetlerden çok bıkkınım, Hesabını göremeyenlerden sakınırım
Muhabbet için bahane aramam arlanırım, Kalbimin sahibine nasıl anlatırım
Sana kimse Hasım değil bilesin
Hısım olan o canları ziyaret Etmeyi de ihmal etmeyesin
Farz olanlarda kalasın, sünnete Teslim olmayı da sakın nafile sanmayasın
Rahmetin sebebinde uyanasın, Ruhun ve kalbinle dikkate alınan yaşayansın
İraden, Aklınla hemhal olmalı İçinde ne kadar zafiyet varsa Tez zamandan kalbinden arınmalı
Ruhun özgür bulunmalı, nefsin esirin olmalı, Vicdanın icraatınla coşmalı
An ve içinde sırlaşan can aşkın didarında esfelesafilin adına hiç anılmamalı
Anlamak, Şuur adına vakıf olmaktır
Akıl muhakeme etmen için sana Bahşedilen en zaruri maslahattır İdrak, ruhunun yetisiyle anlamlaşan firaktır, Kalbin lisanı niye aşk-ı sanattır
Yaşamak, tekabül eden vaktin sadrında Mukallit kalmak ne büyük kabahattir
Nefesin Teslimiyetinde ne ardır
Ölüm neden bu kadar korkutan Bir afattır, haşyet-i farktır, lahzadır
Hasret sevgi selinde, muhabbet ikliminde, Gönül dilinde anlamlaşan farktır Şefkatsiz yürek neden paslanmaya Yüz tutmuştur, pınar olmaktan çıkmıştır
Hakikat Ruhunun cenahındadır
Kendi haliyle barışık olmayan, Nefsin nizamına dikkat etmeyen zandır
Kabahatli olan bizzat bühtandır, Mukallit olan candır, bir nazar-ı gamdır
Fırsatları değerlendiremeyen zavallıdır, Aczi yet içinde saklanan fukaradır
İnsan, Aklı ve irfanıyla âlidir
Nefesin aşk nimeti de bu hakikatle Bariz bir şekilde her vakit önümüzdedir İradi olmak, zafiyetlerden kurtulmak Meşkin farkı, aklın ve irfanın edebidir
Niyet zahir olmadıkça, kalpten geçenler Umutlaşmadıkça aşk niye fakirliktir
Kabahat İşlemek ne demektir
Hak ve hukuku gasp ederek etrafı Talan etmek, insanı esip geçmek midir İnsanın sabrını zorlayan, acabalar içinde Ruhunu bizar bırakan gerekçemidir
Neden eziyet etmek adına hak talep edilmektedir Ve haklar çiğnenmektedir
İnsan Düşünen ve fark eden zadedir
Ruhundan ve aidiyetinden habersiz Kalan kimlerdir, ne kadar biçarelerdir
Her fırsatta kan akıtmayı, ortalığı karıştırmayı Gaye edinen birer sefillerdir
Tefrikayı marifet sayan, istikrarı baltalayan, Hak hukuk tanımayan kimlerdir
“Yazan adam” için ne kadar zarif ve bulunmaz bir mükâfat…
Orjinal boyutu icin tiklayin 900x686px and 46KB.
Değerli şaire **Havin_** hanım bir yorumunda diyor ki; Hangi dili Kelâm eylemiş de adına şiir demiş Şair, deyi yüzünü kızartmamışlar ya bugün hakikatimizin..
Memnun ettiler bizi. Aklın ermediğine gaf olmasın deyi ürkmek midir, ? Yoksa baliğ olmamış aklın âcizliğine şâhitlik etmemiz için acı bir nezâket midir?.
Muamma. Dedim ya kimi hâller -ki noksanlığımız da dâhildir buna- Hoş olmasa da ne olduğumuzu hatırlattığından ötürü takdirimiz vazifedir.
“Çalışmalarınızı Uzaktan da olsa takip ediyorum Ve kendi adıma demeliyim ki örnek değer niteliğinde hepsi ayrı ayrı.
Gerek Kaleminize yâr eylediğiniz temalar Gerek takdire şayan üslûbunuz ve seçkin kelimelerinizle Ender kalemlerden olduğunuzu söylemek istiyorum.
Şiir deyi Akıllara durgunluk veren hâdiselere Tanık oldukça yarın okunacak şair ve yazar kabilesinden yana Pek ümitli olamasak da bir elin parmak sayısının varlığınca okunacaklardan haberdarız. Yetinmeyi de bilmek gerekiyor mutlaka.
Çalışmanızı İncelediğimde yer yer okumalarım Çifte katlanınca önemini daha iyi idrak ettiğime inandım;
Öyle post modern ite Bir yerden sonra ruh’un da dilin de postunu yüzebiliyor. Ve ne mutlu ki edebiyatın da şiirin de derin manasını bilen ehil, cömert davranabiliyor hâlâ.
Çalışmanızı Ve bu çalışmanız nezdinde emek verdiğiniz Tüm çalışmalarınız için kaleminize minnetimi ifade etmek istiyorum. Muhakkak ki kusursuz hiçbir şey yoktur -insan da kezâ- lâkin ne demiş
Yüce Mevlâ’m :·· Akletmez misiniz?”
Düşünmeye teşvik etmek bir yerde keseler dolusu varlıktan evlâdır.
Azim ve de emeğiniz daim olsun. Selâm ve dua ile esenlik diliyorum.
“Böylesi Sarih kanaat ve teveccüh karşısında ne söyleyim, Rabbimin mükâfatı diye hamdı sema eğleyip, teşekkür edeyim…”
Diyor ki Sabiha Doğan: Çevresi geçinen gazeteci Can Dündar'ın ODTÜ ormanları sınırında 1,5 milyon dolarlık villası varmış. Villasını satılığa çıkaran Dündar’ın bir gazeteci olarak buna nasıl sahip olduğunu kendi adıma merak ediyorum!
Mustafa Cilasun Demek merak ediyorsunuz? Aynı meslek erbabısınız, kendisine sormayı deneseniz? Yılların seçkin yazar-şair ve program yapımcısı, aynı zihniyet de olmaya biliriz Fakat nezaketi ve zarifliğini görmezden gelemeyiz. Villa yaptıranları mı şimdi merak edelim yani! Onlarca hayati meseleler karşımızdayken.
Sabiha Doğan ODTU için çevreci takılan kendisiydi unutmayalım. Yılların vekillerinin böyle bir villası olsa sorgulamıyor muyuz? Nezaketli olmak yapılan yanlışları gizlenmiş mi eder!
Mustafa Cilasun Her normal insan aslında çevrecidir. Çünkü çevreye hor bakan servet simsarlığı yapanlardır. Alalanmış maksatlarını çevrecilik adına kullananlardır. Hak, hukuk vardır, gayri kanuni bir durum varsa ilgili makamların sorunudur. Neden onca gayri meşruluk varken Can Dündar'ın villasını merak ettiniz hala anlayabilmiş değilim. Nezaket kalbi hassasiyettir. İnsanın sosyal demokrat olması kalbi hassasiyeti yok anlamına gelmez.
Sabiha Doğan O halde siyasilerin mal varlığını, vekil maaşlarını tartışmayalım. Gazeteciler, bakanlardan bile çok kazanıyorlar olsa gerek...
Mustafa Cilasun Tartışmak veya fikir teatisi yapmak, Hakkı tespit etmek ve yanlıştan kaçınmanın gerekçelerini ifade edebilme zaruretidir. Haklı ve gerekçeli ise birçok konu tartışılabilir. Fakat tartışmaktan ziyade faydalı oluna bilirlik dikkate alınmalıdır. Elbette kazananlar vardır, zaten kendileri ifade etmiyorlar mı?
Sabiha Doğan Kim sosyalistlerin kalbi hassasiyetleri olmadığını soyluyor anlayamadım. Can Dündar’ın villasının bugün basının gündemindeki konulardan biri olduğunu bilmiyor olmalısınız! Ayrıca daha önemli konular varken bunu niye konuşuyorsunuz, “diyen birinin” Sadece şiir vs paylaşıyor olması bir çelişki değil midir? Son olarak ısrarla nezaket vurgusu yapan birinin eleştirilerinde bunu gözetmemesi çok üzücü:/
Mustafa Cilasun Sizin için böyle bir ithamda bulunduğumu zannetmiyorum. Çok garip demek ki takip etmeye layık görüyorsunuz, Peki, bahsi geçen konuların içeriğini de okuyorsunuzdur muhakkak. Sizin bu satırları yazarken takındığınız ruh haliniz tuhafıma gitti doğrusu. Peki, nasıl diliyorsanız öyle takılın, kal ettiğim sözleri dikkate almayın... Bazen değişik konuları paylaşmak ilginç gelebilir. Takdir hakkınızı bekliyorumJ (Sayın bayanın ifadelerinin “kelime hatası” birçoğunu tashih ettiğimi söylemeliyim)
Her lahza Geçip gidiyor seslenmeden
Sinemde bir iz bırakıyor lal olmuş halinden, Mütebessim çehresinden İdrakim bu ahval üzere hayli fakirken, Bilmem ki ne gelir hala şikâyet etmekten
Bir ömür nedamet bu sinemdeyken, sürurun O izleri yüreğimden sessizce kaybolmuşken
Kime Ne söylerim, kuytu köşemdeyim
Gelenin halinden, Geçip gidenin melalinden ne anlarım, Kanadı kırılmış azadeyim
Hazanın rengiyim, hüznün müdavimiyim, Toprağın yâd ettiği yalnız kalan bir nefesim
Nerdeyim, hangi hal üzereyim, kıt aklımla Sanki sarhoş olmuş zavallı bir can-ı avareyim
Sığınırım Efkârıma ve derdi gamıma
Aman vermeyen her bir sızıya, Yüreğimin dinmeyen sancısıyla, Sukut ettiren ahu zarımla
Umut besledim yıllarca, Hülyalar derledim yalnızlığımla, Yâdına eriştiğim yârin nazıyla
Baş başa kaldım anılarla, Okumaya çekindiğim mektuplarıyla, Hasret kaldığım o kelamına
Artık bir çare Olmadığına kani geldim Şikâyetleşmek ve nedamet içinde nefeslenmekten Badirelerin sahraya anbean eriştim
Hangi devanın adresinde nefeslendim ve gönlümün Şehre dilmesine fırsat verdim, inledim
Yıllarca kime ne söyledim, en yakınlarımdan gizledim O sessizliğin yalnız müdavimiydim
Yıllara ne istiyorsunuz Benden diye sessizce sual eğledim
Figan eden halimi aşikâr eyledim, bahtıma Çaresiz kanaat ederek susmayı öğrendim
Kuytu köşelere meylettim, Kanadı kırılmış bir kuş misaliydim, Gözyaşlarımla yürüdüm
Lafazanlığı hiç sevmezdim, Ne derlerin furyasında kefilsizdim, Dramatik bir hal üzereydim
Dinlediğim Şarkılar içimi açıyordu
Sanki yıllara sari suskunluğumu şehreden Birer tanıktı, içinde saklanılan bir zamandı
Kiminin derdi, kiminin emeli, Kiminin tükenmeyen hevesi vardı, Bir an içinde ki harmandı
Giden ahıyla gitti, Kalan umudun prangalarında tutulu kaldı, Kalp neden hiç anlaşılmadı
Ömür sahifesini yazmakla tüketen kalemim, neyleyim…
Orjinal boyutu icin tiklayin 800x530px and 107KB.
Bülbül Sesinin ülfetiyle feryat diyor
Mahzun kuşlar kanatlarını çırparak Umuda yöneliyor
Nasip bahtı felah için çiyli serdediyor, İçim gidiyor, gönlüm ağlıyor
Göçüp giden şu virane gönlüm Sessizliğe gömülüyor, Uzletin aşkıyla nefesleniyor
Ne vakit Bir musalla taşını görsem
Çıktığım ve ram olduğum efkârın Hüznü süruruyla ağlasam
Yüreğimin yangınlığını hiçbir gönle Aktarmadan çığlığımı yudumlasam
Hiç uyumadan seherin ahengini Ruhuma taşısam Ve aşkın vecdiyle hasrete kansam
Nereye Yaslansam sinem bir avare
Sevda dilim için sanki edebi bir bahane, Aşktan nasipsiz ve azade
Başlıyor yine serabın ülfetine yakışan Ve yağarak anlamlaşan her kadre
Ruhum bigâne, halim divan, Zihnim merdane, Nefesin hicranı duyulmuyor ah paye
Bin hüzün Çökse de bu fakir gönlüme
Haykırdığım melalim çaresiz Çekiliyor acı sessizliğine
Hani takat ve şevk nerede, sürur Kalbimden arî derinliğinde ve kederiyle
Ruhumdan sadır olan ve sinemi daraltan Yalnızlığımla abat olarak göçer giderim
Sine-i Sürurumdan kopan yaprakları
Ruhumun baki olan Hicran damlalarını terennüm ederim
Bir yudum suya hasret nefes gibi Kuytu derinliğe meylederim, çile benim
Ne kaldıysa ve bıraktığım çaresiz nefesimle, Hali fakirliğimde uçuk bir sazendeyim
Kime hangi Cüretle nazar edebilirim
Kalbi çöküntüleri ayan olan Ve fevkalade biçare sefilim
Kalmayan gücüm, fersizleşen ve boşluğu anan İki gözüm ve edepten arî dilim
Bu viraneliğimde aşkın namütenahi dirliğini Ve birliğini nasıl deruhte ederek giderim
Ben hali Fakirliğimde ikamet edenim
Adamlığın adımlarında metanetini Koruyanlara gıpta ederim
Ah bigâneleşen hüzünlü nefesim, Ömür sahifesini tüketen hicrani defterim
Sessizliğime çekilerek, Aziz nefesler için niyaz ederim, Selamı önceleyip sürur dilerim
Halin malikine olan sevdası vardır, kalp için asıldır…
Orjinal boyutu icin tiklayin 700x466px and 91KB.
Aşkın Ne olduğunu anlamalıyız
Kalbi ve ruhi nazarla temaşa etmekle, Bir yakınlık kurmalıyız
Duyguları celbeden saikın kim olduğunu Bulmalıyız ve merak ile sorgulamalıyız
Korkuya kapılmadan ve acaba kaçar mı demeden, Sebebin hikmetine kavuşmalıyız
Nasip Kalkmışsa hiç durmaz
Umut kabul olmuşsa ki evet, Kuşkuyu halinde barındırmaz
Ne derler kaygısı ve zannı hiçbir şeye Deva olmaz, sahibin kim olduğu unutulmaz
Kul olmak, ehliyet sahibi bulunmak adına Akıl ve idrakinle alakası da yadsınamaz
Körlük, Gözün görmemesi değildir
Rahmet ve mağfiretin ihmal edilmesine Sebep ve illiyettir
Kalbin nazar gah olduğu gerçeği, Halin malikine olan firkati aidiyetin gerekçesidir
Sen sadece iradi olmak bakımından, Tercihlerin akıl ruhsatından hesap vereceksin
Ne kadar İhsanın içindeysen
Ruhunun ve bedeninin şehre muhtaç olan Lisanını ikmal edersen
Nefsinin nizamı nispetinde Hür ve muvahhidisin, Vahdet adına vecdi içindesin
Maşukun sıratından gidersin, Emir ve nehiyleri Kalbinin derinliklerinde hissedersin
Ter’in nefsi olanı Marazdır, latif olan ardır
Edebiyle mümeyyiz olan ise Gönül sultanıdır, sabır tacıdır
Nar maslahattır, tercihin eşiğinde ki hesaptır, Ruhun ve kalbin için bir aşktır
Cennet ve cemalin sevdası Lisan-i olmayacak kadar, Gönlün vuslat adına senasıdır
Furkan’ı Anlamadan yaşanmaz
Aşk, sevdanın firkatleşmediği ve çileyle Ziyadeleşmediği an yakınlaşmaz
Hizmet, muhabbetin gereğidir, İnayet etmek vecdinin geçit verdiği ardır, korkutmaz
Kendini bildiğin ve çözdüğün anlamda Emin ve itibarlısın, yoksa nefes alan cansın