Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Sanki sadakati unuttun, sere serpe oldun, sevgiyi unuttun…
Çılgınca Seviyordun Hiç dilinden Düşürmek istemiyordun Ne zaman uzak kalsam, İşime yoğunlaşsam Fırsat vermiyordun Her zaman Yanımda olmak istiyordun, Gözlerimin içine bakarak Bir şeyler söylüyordun
Ne güzel günlerdi Tadı damakta kalan Ve unutulmayan Her fırsatta yeniden Yaşanılması arzulanan Taze ve zindelik sunan bahardı O yıllar Ömür kitabından Sayılı sayfalardı, Şimdi hazan vakti geldi çattı, Zemheri başladı
Hatırlıyorum Bana aşk şiirleri yaz derdin Romantik bir ruhi yenin sahibiydin, Hep lirik olmayı isterdin İçinde sakladığın çocukluğu Her vakit muhafaza ederek, Fırsat buldukça oynamayı dilerdin
Beni sev, Ruhumu sar İçimde kalmasın hiçbir Dert ve keder adına intizar Hasretim sevdaya, Sevgi adına aşk sancağına, Ruhumu aşina eden fırtınalara Değme değsin Poyrazın yakan esintisi, Gönlümde yaşattığı Var olan etkisi, Alıp götüren hikâyesi
Açılmak isterdim Ummanın En müstesna sessizliğine Ruhumu bekleyen işaretlere, Yüreğime Firkat zerk eden sezgilerine Gözyaşlarımla, Sessizlik içinde ki hıçkırıklarımla, Beni benden alan, Yüreğimi dağlayan garipliklere
Kime seslensem Hiç tereddüt etmeden içimi döksem , sinemde Yıllarca vaktini bekleyen Sırlarımla gömülmesem, gülebilsem Arkadaş, dost, yaren, refik, Kelimelerini yeniden vaziyet edip, Şartlarına göre değerlendirsem
Belki Bahsetmek Sinemde husule gelen Meyanı aşikâr eylemek Bir vakitler dillenen, Ümit edilen, vakti Saati bekleneni yâd etmek Bilinçaltında nüveleşen Yosunları temizlemek, Her esintide ah etmemek için Gayret etmek gereğine inanmalıyım
Gözler İçe işleyince Hal bir başka zamana Geçip nazar edince Duygular sağanağı sıra Sıra letafet sunmak için Yarışa girince Beşer garipleşiyor, İnsani yanından ziyade Bedeni arzuları depreşiyor, Sancısı yetmiyor, Garip bir his ezip geçiyor
Her kimse Böyle edalı bakmamalı, Evet, sakınmalı Bir başka insanın Haleti ruh iyesiyle Oynamaya kalkmamalı İçindeki ukdeleri hatırlatmamalı, Kendi işi ve halinde yol almalı, Kalbe acı zerk ederek Salınmaktan kaçınmalı
Evet, Güzele bakılır O’nu hatırlamak ve Yarattığı ile gıpta etmek için Her insan güzel olan Her nimetin sahibi olmayı diler, Fıtri bir dürtüdür bu Yoksa hayal ve efsunlu Hülyalar niye baş göstersin, hayalî sahneler neden Halle bütünleşsin, Sineye ahu zar ettirsin
Demek ki insan Hangi ahval üzere Olursa olsun çarpıla biliyor Bir takım duyguların Seyrine dalarak içinde bulunduğu Çıkmazları aşmak istiyor Ne kadar isabet kaydediyor, Çarpan göz sahibi Bunu hiç bilmiyor, lakin Bir vakit böyle alıp Hicranlı vadilere götürüyor
Aşığı ağlatma intizar olur, onun ahı hemen duyulur…
Orjinal boyutu icin tiklayin 800x800px and 124KB.
Aşk… Gönül sahrasında nezaket Umut sağanağında Himmet ve letafet Duygu dünyasında suhulet Ve ünsiyet bereketiyle Mücehhez olan nasibi haktır
Sevdası… Sır içinde Saklı duran firkattir Tutku ve arzular aşkın değil, Nefsi temayüllerdir Ruhi ve kalbi olan Nefsanîlikten arınmışlığın ehliyetidir, Hiçlik içinde ki zindeliktir
Aşk… Gönül sayfalarına Nakış gibi işleyen İrfan açlığını gideren, Hikmete yönelten fırsattır Hak ve hakikatin şehrine Amade kılan niteliktir, Sabır ve sukutun içinde gizlenir
Aşk… Hali edebe ve İbrete sevk eden Heva ve hevesten vazgeçiren, Tensellikten men eden Ruhu yücelten, Kalbi nazargah bildiren Sahibin emir ve nehiylerinde İtminana erdirir
Aşk… Gönlün feyzi Ve şevk merciidir Endişe içinde ki halvettir, Vuslat için payeyi reddedendir Tevazuu ve ilimde, Edep ve kanaatte, Sabır ve çilede O’nun ikramı Telakkisinde ki sadakattir
Yıllar Anlatamadı bana Geçen lahzalar İşittiğim figanlar Sessiz çığlıklar dokunuyor yarama
Gözü yaşlı Bağrı yanık kimi görsem İçim gidiyor, hal niyaz eğliyor Sabrı tavsiye etmek yetmiyor Gözlerden kan gelirken
Yüreğinin Yalgınlığı tüterken O an çaresizlik boynu bükerken Ses çıkmıyor, nefes yetmiyor Gözler şahit olmak istemiyor
Aşkı sorgulama Kalbinde taşıyana uzak durma Mütereddit bir şekilde aranma Umut nasiple yol alır unutma
Aşk Zorlamaya gelmez Beşerin keyfiyeti için sefilliği seçmez Kendini bilmeyene aşk tenezzül etmez Sureti iradelerde sevda netice vermez
Fıtri Olan yaşamaktır İnsan olmak için yarışmaktır O’na kul olmak için aşk farktır Sevdasında hiç olmak rızasında sadakat tır
Can Canana mı adanmıştır Ruh ve gönül hangi vakte türaptır Ten, et ve kemikten mütekâmildir Çürüyen kimdir, aşk ve sevda ebettir
Sazendeye Kızma, zan ile yargılama Şaire de abartıyla yaklaşma Edibi suallere boğma, dinle ve anla Ufak bir araştırmayla farka ulaşsana
Kalbi Hassasiyet her kimde varsa Zihniyetine ve mizacına takılma Naiflik ve zarafeti yerinde taşıyorsa korkma Kılık kıyafetiyle yargılama, iç âlemini sorgula
İnsan Öğrendikçe daha sakin olmalı Suhulet için de davranmayı unutmamalı Ne kadar biliyorsa o nispette susmayı tanımalı Aklı evvellik edepsizliktir biraz olsun sıkılmalı
Ey sevgili Sen yokken, hicran yüreğimden Sökün ederken, yazdığım nameler dile gelse Yırtıp attığım sahifeler yeniden dirilse Hisseder misin, kalbinin bana da yer verir misin?
Ey yar sen bana bakma, umutlarına sahip çık bizarlaşma…
Orjinal boyutu icin tiklayin 802x543px and 56KB.
Bekletme beni Bir idam mahkûmunun Dört duvar arasında Hüzün yudumlayan umudun Düşlerinde korkutan Uykuların kucağına bırakma
Istırabım sonsuzdur Kolları kesik insanın, Sacı dökük gelinlik kızların Hasrete teslim olmuş Ağıtların figanından kurtar beni
Kader Mahkûmuyum Hakkı savunmak için Kurban olmuş bir soluğum Belanın ne olduğunu iyi bilirim, Hak karşısında Sessiz kalmayan bir korkuyum
Rüzgâr Bana çok şey anlatır Hülyasında nefes aldığım Umutları yaşatır İçime acı veren kahırların Kirlerinden arındırır, Hakka yakınlaştırır
Ne vakit Uçan bir kuş görsem Sinemde mavera heyecanı uyanır, Kalbim sürurla başkadır Ömrümden kopup giden yıllar Ne kadar cefalıdır, Çile ağız tadımdır
Garip Ve sefil bir dünyam var Kimseye yük olmayan, Bir beklenti içinde bulunmayan Melalim hak için yanar En yakınıma her şey ayan iken Kaygı ve kasvetten ne çıkar
Bir gün Kapım çalınacak yar Firkatim olan huzur ve Sükûnet iklimleri başlayacak İşte o vakit gönlüm hürriyetin Ne demek olduğunu Daha iyi anlayacak
Dört Duvar arasında Şafaklar ne kadar sökün ederek Hicran yaşatsa İpe gidenlerin hali bambaşka, Gözler boşlukta, Ayaklar sarhoş gibi muğlâkta
Kaç zamandır Name yazamadım İçinde bulunduğum hüznümü Sana da yaşatmaya kıyamazdım Ben mahkûmum bari sen olma, Sen kanatlanıp uç, Umutlarını soldurma
Biliyorum Göçüp gidenler var Söz etmezsin üzülmeyim diye, Düşüme girenden habersizsin Her göçenle bende göçerim, Kurtulduğuna kani gelirim, Gam etmem bilesin
Yeter ki Senin canın sağ olsun Hiç değilse hatırlayan, Kaygısını taşıyan bir yar bulunsun Bahtım için Kurumayan umut olsun, Feryadıma şahit olsun
Ne Kara günlerdi Nefes almak, Umut taşımak bile zordu Sığınmak için tutunduğumuz Ne varsa mosmordu Nereye baksak, Semaya bakıp ağlasak, Acımız katlanırdı, Gün batarken panik başlardı
İçimizde Korku vardı O kadar İçimize işlemiz ki, Haykırmak bile imkânsızdı Kol kanat gerecek kim vardı, En yakın gördüğün Suiistimal eden kandı Sanki her yan, Göz batan, Ruhu daraltan, Umudu kurutan bühtandı, Ağlamak ne faydaydı
Güvenmek Ama nasıl Yaptıklarına şahit olunca, Nefsi için Sınır tanımayınca Din, iman adına Şekliye tin içinde aptallaşınca, Afallamak dursun bir tarafta Kadını, erkeği, cahil olunca, Kıtlıktan çıkmış gibi sınırsızlık Baş tacı yapılınca acı var her tarafta
Allah Kimseyi cahillerle Eş etmesin, aczi yetin İçine sürüklemesin, Gözlerden kan getirtmesin, Bir lokma ekmek uğruna Kölelik ettirmesin Temizliğe giden nisalar, Evde çocuğa bakan babalar, Mütecaviz olan kansızlara Fırsat verdirmesin
Nisa Çaresiz kalmışsa Aczi yet içinde bırakılıp, Simsarlara bırakılınca Tehdit ve şantajla Hakkı gasp edilip, Emeller için Tatmin aracı yapılırsa Birey, toplum, millet suçludur, Onun hak ve hukukuna Duyarsız kalan her nefes Hak karşısında mahkûmdur
Nisanın Edepsiz ve arsızına Ne kadar karşı ve katıysam Ve asla Karşılaşmak istemiyorsam En azından onun kadar Yüreksiz ve beceriksiz Bağnaz ve yobaz erkeğe Tahammüllü değilim, Asla şahidi olamam Her beşerle değil, Düşünmeyi becerebilenlerle Muhabbet etmek isterim, Yoksa yalnızlığı seçenim
Ey yay rüzgâr şebboy kokulu zülfünü öpüp incitmesin…
Bilmiyorum Sabretmeyi beceremiyorum İçimde akan pınara Dur diyemiyorum Direniyorum, başka şeylerle Meşgul olmaya çalışıyorum Fakat hakkıyla başaramıyorum
İçimde Dinmeyen fırtınaya Ve dalgaya Her lahzada ibret Zerk eden hicrana Gözlerden yaş getiren çaresizliğe Mahkûm edilen merama, Hasret kokan umutlara Çare bulamıyorum
Aczi yetim aşikâr Ve fakat hissiyatım Sanki ağlayan pınar Ne bir haber, Ne de bir umut görülmez, Duyulmaz oldu yar Yaşarken öldüren, Gülerken ağlatan, Suskunken gözlerden Kan getiren Firkatin neye yarar
Nerdeysen Hangi melalin İkmalinde ki hedersen Mesut ve saadet içinde, Kalbi sürur refakatiyle İhya içindeysen Huzur duyarım, Mutlu olurum, Gam etmekten kurtulurum, Elemi bir kenara bırakır, Yaşamak için umutlanırım
Evet, haklıydın Yıllardır vefasızlığıma Sabredip kandın Ömrünü hasır ettin, Bir tebessüm için Ne çileler çektin, Lakin anlaşılmadın Umutlarına küstün, Belki canından bezdin, Uzak diyarlara gitmek istedin, Gözlerden ırak olmayı benimsedin, Çaresizdin
Sen ki Edebin timsali Sabrın sancaktarı, Umutlarım medarı iftiharıydın Kalbi hassasiyetten uzak olanlar, Anlamaktan kaçanlar, İrfanı unutanlarla yaşadın Sana kıyan, Katline sebep olan, Hülyalarını kurutan, Ufkunu karartan Her kim ve kimlerse Rabbim yargılasın inşallah…
İkaz ve ihtar hak edilmişse, edep içine girilmeli…
Haklıydın… İçinde bulunduğum Coşkunun uzağındaydın İçimden geldiği gibi Hitap ederken şaşkındın Bazen mahcubiyetini İfade etmekten sakındın
Görebilmeli… En az kalbi hassasiyetinizi Hissedebilmeliydim Gafil miydim, gafletin İçinde sürüklen endim O an tatlı ve kati bir ikazla Dikkati çekilendim
Nasıl utandım… Yaşanan coşku ve esintiyi Rahatça paylaşmaktan O haz içinde konuşmaktan Ve de hitabetinden Sarfı nazar edebilmeye Azmedip kaçınmalıydım
Kırıp dökmeden… Hassasiyete matuf gönülleri İncitmeden yürümeli Nazar ederken, tanıdığın Nispette temaşa edilmeli Gözler ve sözler rikkat Ölçeğinde hesabı sindirmeli
Evet, hakkı… Teslim edip, haklılığını İdrak ederken kırılmadan Edep ve nezaketi dışlamadan, Hayâyı bırakmadan Kardeşlik serencamını Sürdürmeye fırsat tanımalı
Kibir ve bencilliğin… Kul ve hiçlik yarışında olan Nefes için faydası yok Aşka ve sevdaya gönül vermek İsteyene acısı çok Çile ve cefaya, zülüm ve Ezaya tahammüllü hiç yok
Bu bakımdan… Bilmeyerek ve kastetmeyerek Kırdığım kalplerden Daha naif ve edepli olmamı Bekleyen gönüllerden En kalbi manada özür diliyor Ve selam eğliyorum
Kabahati yok Hasrettiğim kelimelerin Cümle içinde sarf ettiğim Kelamı kaidelerin İnsan, bildiğini yazar Ve o nispette Anlaşılmaya adaydır, Bir anlamda kabulü hicrandır
Konuşulan lisanın Eski ve ait olduğu yere Atfederek, Osmanlıca, Arapça, farsça diye Kerçai bir edeple Su al etmenin Ehemmiyetinden Bile nasipsiz olması Üzen bir vakıadır
Merakını sadece Keyfiyeti Ve hevesi için serdeden Ve hatta öğrenmeyi Nefsi için Önceleyen her nefes, Beşer kalmakta ısrar eden İrfan ve erdeme Mesafeli duran bedendir, Ruhu ve kalbinden Habersiz olan bedbindir
Can sıkıntısını Gidermek maksadı Ve bahanesiyle Arayış içine giren Muvazenesizdir, İnsan ne kadar Hesabi olursa, o nispette Azim ve ikbal için iradesini Kullanmaya amade rehberdir, Nedensiz yaşayan aklıselim midir?
Ummanın dalgası Derya muvacehesindedir Mazlum ve masum nefeslerin Sessiz çığlıkları adına Haykıran figandır Kendi sevdasına meftun Bir aşk insicamından Nükseden abı şeraptır, Nasibe adanmış firkattir
Kul Kendini hesaba çekmeli Sevgi dilini talim edip, Kırıp dökmeden yol almalı Hiçbir nefesten beklenti içinde Bulunmamayı kavrayıp, En yakından uzaklaşmamalı O’nun yoluna Can kurban olmalı, Canan için aklı karartmamalı, Umut içinde yaşayan Yeise kapılmamalı
Artık Size ne söylerim Acizliğime ve Sefilliğime veririm Hangi kelamı etsem diye Bin hüzün İçinde düşünürüm Yorgun kalbime Bitap halime Suskun olan dilime Şevkten bahsedemem Sürur adına Bir söz söyleyemem
Hatalıydım Duygulara sığınmıştım Bir umut içinde olsa Değer sanmıştım Sinemden düşen kelimeleri İçime işleyen özlemleri Eylül ayının hüznüyle Düşen yaprağı üşüten Kimsesizliğe iten Suallerin önünü kesen Bir acı yaşanmıştı Artık geçmişte kaldı Yâd etmek bile acıydı
Ben ki yıllardır Yetim ve öksüzdüm Umut içinde büzüldüm Nefes almak, neşe yaşamak Sevinç duymak, haykırmak Yaşadığımın farkına varmak Halime ne kadar uzaktı Kenar mahalleler yakındı Ne de olsa benim gibi insanlardı Her zaman üşüten an yakardı Sıcak bir nefes, bir buse Nerede vardı, hicran sadıktı
Çılgınca severken Aşk bıkkınıyım derken Sevda adına fırsat vermezken Ben dinliyordum Çok yabancılık çekiyordum Anlamak, kavramak istiyordum Merakın hazzına varıyordum Sıcaklığı ve zindeliği tadıyordum Anlatamazdım kimseye Ve hatta hiçbir nefese Utanırdım, eziklik duyardım Vurgun yemiş yanlarımı Nasıl ortaya çıkartırdım
Artık eski zaman değil Bir ibret yetide arttı bile Şayet ders almak marifetse İçim acıyor her nedense Her halde artık susmalıyım Hüzzam bir şarkıyla Kahvemi yudumlamalıyım Kalan ah u zar adına Hayıflanmadan yaşamalıyım Her kez yerinde sağ olsun Umutlarına nail olsun Hüzün ve hicran Benim yurdum olsun
Ey uzak Diyarda ki Sessiz yar Gam etme Bir gün Seni duyan çıkar Umudun solarsa, Şevk ne işine yarar En yakından başka Yarenler can yakar
Kalbin Neden katıdır Nazarların fersiz Ve de suratın asıktır Sevgi ve muhabbetten Arîleşen gönül Kireçleşmiş bir kalp Aşka mı erişecektir
Hislerin Ziyadesiyle yıpranmış, Hal zayıflamış Ne kadar pencereden Baksan acı yaşanmış Bir zamanlar Seni kimse anlamamış, Güvenin azalmış
Aşk Halin demidir Ruhun muvazenesinden Nükseden sezgidir Sır mey anından ülfet Bahşeden zindeliktir Nefsin ihyası için değil, Hakikat için afiyettir
Bikarar olma Mütemadiyen kuşkular İçinde cendereye girme Şüphe et Ama lakin bilgin, Sezginle terbiye eyle Umutların yeşermesi için Kalbi teslimiyeti İhmal etme
Her umut Vaktin tecellisine Amade olan ve nasiple İlintili bulunan yakarıştır Ruhun ve gönlün Ne kadar en yakına Yakınsa o nispette Kabulü şayandır Kalbinde sevgi Ve muhabbet edebi yoksa Zemheri ağıtlar Kimin umurunda
Evlat ne kul ve ne de köledir, irade sahibi bir değerdir…
Orjinal boyutu icin tiklayin 800x535px and 116KB.
Her Anne ve baba Çocuğunun selameti için Azami gayret göstermekten Sarfı nazar etmemelidir
Onlara Reşit çağına gelene kadar Rehberlik ve velilik etmelilerdir Emniyetini temin için Her türlü tedbirin azmindedir
Fakat Örf ve adet Töre ve el âlem ne der diye Mecburiyete itmemeli ve Bu konuda direnmemelilerdir
Onlarında Aklı ve irfanı Tercih edebilme sultanlığı Hak kullanabilme haklılığı Ne surette olursa olsun bilinmeli
Kınanmak Ve hatta ayıplanmak Zannıyla, önyargılarıyla Tahakküm etmekten Şiddetle ve en azami derecede Kaçınmaları gerekmektedir
Allah (C.C) Bizzat muhatap Kabul etmek için aklı Ve irade verdiği kuluna, Hiçbir anne ve babanın Din adına zulmetmesi Kabullenilemez
Şayet Bir evladımız Akıl ve irade Ehliyetine haizse İtikat ve uhrevi Dünyası için dikkatliyse, O vakit korkular hangi saike
Evlat Aklı ve bilgi İkmalini hakkıyla Yerine getirmişse Azim ve iradesini sırf Nefsi ve hevesi için Sefilleştirmediyse O vakit şüphe niye
Kız Veya erkek Hiç fark etmez, sevmişse Gönül sesine icabet edip, Bir tercihin içine girmişse Genel kaideler bellidir, Hükmetmek el âlemin İşi de değildir, azimdedir
Anne Ve baba da Kendi sınırlarını Ve hukukunu Ne derlere göre değil, İtikadı öneme Haiz olduğundan Fıkhi hak ve Sorumluluklarını, Efendimize karşı Duyarlılıklarını korumalıdır
Yegâne Hüküm ve yasa Yüce Allah’ınsa Kulu olabilmek Ve ihsan üzere yaşamak Farzı ayınsa Evlatlara kul Ve kölelik yaptırmamalı, Onların tercihlerinde Hassasiyetler korunmalı
Bir tercih Sebebiyle reddetmek Ve ya bu manada Bir hüküm içine girmek Ne haktır ve ne de Hukuk adına Geçerli bir kaidedir, Sadece zan üzere şerdir
İnsanlar Sevdikleriyle yaşamalılar Ve sevebildikleriyle de Hayatı paylaşmalılardır Sureti irade değil, Hakiki iradenin müntesibi Ve hakkıyla Yerine getireni olmalılar