Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Sukut etmek, en naif anlatım ve melalin iştiyakıdır…
Sırdır Gün yüzüne Hasret nazardır Sevdası uğruna sabra Kanan ve efkârıyla yanandır Ne şikâyeti vardır, ne nefsini Öncelemek için sırnaşlık yapan candır
Hak Ve hakikat için Gönül veren andır Hicran içinde yol alan Fermandır, yazılan kitap vardır Sineye nakşedenleri ah u zarıdır, Nasibini bir ömür bekleyen figandır
Çile Ruhu ve Kalbi için ikramdır Çünkü halin deminde Yaşadığı aşk farkındalıktır Tevazuu en tabi kaftanı, ikram Ve ihsan zikir halkası olan arifandır
Meşrebi Sünneti resul, Mektebi suffadır Hayat felsefesi sevgi ve Muhabbet üzere ilzam olan Furkandır Kin ve asabiyetten arınmıştır, Haram ve nehiylerden uzaklaşan candır
Aklını İlim ve irfanla Tanzim eden kandır Nefsini tezkiye etmek için Fedayı can olan heyecandır O’na kul olmak için yanandır, Varlığından vazgeçmiş vicdanı sevdadır
Efendimiz(s.a) Hazreti Muhammet Mustafa Nefsinden ziyade sevdiği Ve ömrünü feda ettiği ramdır Fani olan her nimetin kadrini ve Gerekçesini ilmi basiretle idare eden farktır
Ey can biliyorsun ki ten hasta, ruhun niçin yasta…
Orjinal boyutu icin tiklayin 960x720px and 142KB.
Bazı sırlar söylenmiyor Gönül yanıyor, dil lal oluyor, gözler ağlıyor Su al etsen, meramını merak edip Gözlerine bakmayı denesen Hüzün vaktinin geldiğini hissedersin Eylül sağanağı gibi umutlar Tek tek düşüyor sararan yapraklar İçin parçalanıyor, lakin elden bir şey gelmiyor
Günlerce yatağa mahkûm Neyi düşlese ve düşünse, mecalsiz hülyalar İkliminde nefeslenmek için ümitlense Sancılar geçit vermez, gün hiç bitmez Gecenin ıssız halinde, sesler işitilse bile Yüreğe yakın gelen, gam içine zerk eden güç var Sessizlik içinde bir şeyler anlatıyor
Duyabilen Kalpler ve hissedebilen ruh için En yakından, şefkat ve himmetin mekânından Korkma, henüz körpesin, bilgi ve irfana aç bir nefessin Çekinceler içinde erime, Rahmet sadece dünya için değildir İman eden kul için ne güzel zindeliktir
Aslında bilmelisin ki Emellerin vardır, akranların gibi Umuda koşmaktır meramın ve derdi endamın Koşsan ne olacak, derdi veren sahibe yönelmedikçe Güle şakraya yıllar geçirince, sefilleşince Kalbin ve ruhun itminan lığından sarfı nazar edince Sağlıklı olan ne yapıyor, kargaşa içinde yaşıyor Hangi köleliğe talip olmuşsa onun derdiyle koşturuyor
Evet, ne söylesem Hangi lisan ile kal edip melalimi hasretsem Yüreğine zor gelecek ve acın dinmeyecek Nasibe inanıyorsan kat a kahretme derim Her çile ve derdin bir bedeli olacaktır eminim Hastalıktan korkma, her gün eksi olanlarla nefes alma Ölüm ve sevdası, aşkın mefkûresinden firkattir Sahibin divanına çıkmak için beklenen vakittir
Hangi vakitler kalbim kapanır, beden dilim konuşur…
Orjinal boyutu icin tiklayin 960x719px and 150KB.
Zahiren İnsan görünümünde canlılarız Kimi zaman muhatap alınırız Ve sualler içinde yaşarız Aklın ikmali olan bilgi ve görgüden Ne hikmetse bizzat kaçınırız Ruhen ve zihnen açlığımızı saklarız, Yaşamak için yaşanmaya adanmış canlarız
Avam olmak Vasat bir durumda bulunmaktır Farkındalık adına kıtlıktır, Muhakeme için azınlıktır Yemek, günü gün etmek, nefsi Heva ve arzular için kilitlenmektir Mefkûreden ve idealden uzak bir sahrada Gamsız ve duyarsızlık içinde gitmektir
Beşeri hal Tekâmüle açık ve Mahkûm zamandır Akıl ve tefekkür muvacehesince Bilgiye ulaşma lahzasıdır Nefsi terbiye ve tezkiye etmek Bakımından zaruret nisabından andır Kalbinin farkında olan bir nefes için Kul olmak istidadı pek mümkün olan aşktır
Bir insan için Olmazsa olmazlarım vardır Nezaket ve hassasiyet Konusunda ki duyarlılıktır Edep ve adap bakımından kuşanmışlıktır, Akıl danelikten uzaklıktır Lafazanlık ve pişkinlik bakımından hayâ Ve iç selliği terk etmemiş mütehassıslıktır
Kabalık ve asabiyet Cehalet içinde cüret göstermeye Meyyal keyfiyet Vasıf ve sıfatı hak etmediği halde, Sanallık içinde sanatçılık taslayan kederler Onca şiir ve nesir kitabı bastırdığı halde, hala Edebi ve kalbi hassasiyeti bulunmayan edipler Ruhumu daraltıyor, Kalbim için ne kadar garip geliyor Ve en büyük sanatkâr adeta öteleniyor
Bilmem ki niçin bedbin halime kızar ve canınızı sıkarsınız…
Orjinal boyutu icin tiklayin 859x615px and 102KB.
Evet, Seviyenize yükselemem Çünkü çok ağır Ve hantal biriyim Onca miskinlik Halime yansımışken Nasıl size hitap edeyim
Yazdığınız Şiirler ve bazı nesirler Hakkında yorum Yapmamam sizi kızdırmış “Kendini bir şey sanıyor, Durmadan aklına geleni yazıyor, Beklide ne yaptığını bilmiyor” demişsiniz
Evet, Haklılığınızı Teslim etmeliyim Sefil ve bedbaht Sinenin müntesibiyim
Ne edebi ve Ne de edebiyatı bilirim, Karakalem biçareyim Sizin yaptığınız çalışmalara Nasıl yorum yapabilirim,
Elbette ki Haddi geçmemeliyim Zira her kelime ve mısrasında Edep ve nitelik bulunan Bir hazine için nasıl katkı vereyim
Olsun Lütfen sinirlenip, üzülmeyin Vaktinizi heder etmeyin ve hatta Düşünmeye değer görmeyin
Çünkü Ziyadesiyle edep ve hayâya Muttasıl olmuş kalbiniz Mutazarrır olabilir
Bilseydim Sizi bu kadar Kızdırıp, üzeceğimi semtinize Uğramaktan men ederdim ümitlerimi
Zaten Şahit olan Her nefes bilir Ve cehaletime vererek Müsamaha gösterip seslenmezler Çünkü kalpleri naif ve inşirah içinde Sabrı ve edepli olmayı gerektirir, üzmezler
Sizin Edebi ve kalbi hassasiyetiniz Tarafımdan hakkıyla anlaşılmamış, Ne de olsa kalp taşlaşmıştır
Yine affınızı İstirham ediyorum, Asla sizi üzmek ve incitmek gibi Bir maksadım olamaz, Zira bu kulluğa yakışmaz, Yüksek nezaket ve hoşgörünüze İnancım tamdır efendim…
Artık bahardan söz etme yar, hazan vaktinde bir sır var…
Artık Nisan yağmurlarından haber yok Mart ayı elveda demişti, Üşüten esinti gitti Mayıs ah sere serpe, Bağ ve bahçelerse, gün içinde Gecenin kuşatan sessizliğinde Semaver keyfiyeti yeterdi Ötüşen haşerat zikreder, Ümitlerini aşikâr eylerlerdi Hilkatlerinin gereği rekabet içindeydi, Güç karşısında boyun bükendi
Bağ Kültürü vardır Kayseri de Bir zamanların vazgeçilmezi, Ötenin seferberliğiydi Artık kültür farkı Etkilerin altında şekil değiştirdi Saltanat ve şatafat Haneleri haline geldi Ördürülen duvarlar sur gibiydi, Sanki yıkılmamak adına ahitti Merak ederim nasıl bir sermayeyle bu hale gelindi Rikkat ve dikkat mizan Nispetinde olan hassasiyet miydi
Kayseri de Selçuklu eseri olan birçok Cami ve medrese, İmaret hane vardır Hunat hatun manzumesi Ve özellikle camisi Ve birde Kayserili eşrafın Hasetsen önem verdiği cami kebirdir Bu camide tasavvuf ehli ve Kayserinin Yerlilerin mevtaları için tercih nedenleridir Hunat camisi ise genel halk ve yerleşik Düzene itibar eden kesimler için vesiledir
Üçer adet Musalla taşları vardır Cenaze namazı kılınacak Alan çok rahattır Hemen hemen her öğle, ikindi Namazından sonra cenaze rahat vardır Cami kebir cemaati esnaf kökenli Tarikat müntesibi kimseler olarak bilinir Hunat cami cemaati ise köyden kasabadan Ve yurt dışından gelen insanlar kesimidir
Bir kısmı İlmi siyaset yapmak adına Maslahat gözetmeyi İhmal etmek istemiyor Derin siyaset meselelerini ve keyfi Heveslerini bir arada götürüyor Ne kadar Kayserili eşraf ve bürokrat varsa, Sanki bu kesimin emir kulları zannediliyor Oysa birçok nefes kendini kandırıyor, İtibar kazanmak adına Sefilliğe rağbet ederek kalbi öldürüyor Ve fakat asla bu hakikatten rahatsızlık duymuyor, Takiye yapmayı nedense marifet zannediyor
Kimi Zaman taşlaşmıştır Kaskatı kesilip Vasfından uzaklaşmıştır Kör ve sağırdır, bedeni Temayüllere bel bağlamış mahkûmdur Akıldan sakıttır, Zekâsı hinlik üzere hazırdır, Hırsına yenik sanıktır, can adına varlıktır
Bir Avuç et parçasıdır Beyne kan pompalayan organdır Akıl ve bilgiden, İlim ve irfandan, İradeyi vicdandan uzaksa Azim ve iradesini nefsi için Sınır tanımadan kullanıyorsa Köleleşmiş cahil intibaktır
Sır Halin inkişafına meftundur Kalbin zikri ve itminan Haline efsunludur Nefs terbiye edilip Seviye yükselince Ruha ayan olan maruftur Sabır ve sukut ikrarıyla, Sevdası olan yolun firkat Yangınlığıyla vahdet için yol bulur
Aşk Nümayiş Ve sitayişi sevmez Şiddet ve tefrikadan Kat a haz etmez Hadsiz ve meşru olmayan Gösteri ve toplumsallığı desteklemez Gönül dili aslolandır, En yakınla hem hal içinde bulunmaktır, Slogan atmak kar etmez
İslam Yaşatmak ve Kazanmak için vardır Peygamberi öğretiler Ve terbiye edilen haller Sahih usullerdir Her devrin ve sosyolojik Değişimlerin meşru sayılması için İhdas edilenler caiz değildir Din adına hüküm ihdas eden, Rabbin hükümlerini Nefsi için tevil eden, Belam olmayı dileyen Her kimse şiddetle reddeder
Sineden çıkmayan hicran, nefesi esir alan bir zaman…
Anlatılmaz Bazı sırlar, Hale yansıyan acılar Ruha yansımış zamanlar, Akıldan çıkmayan dramlar Hissiyatı buğulayan heyecanlar, Düşlerde yalnız bırakmayan kaygılar Kimi zaman alıp uzaklara götüren hülyalar, Yüreğe haz veren vakitsiz buhranlar
Ne söylense Ve hatta kitaplar Hep ondan söz etse Ruha ve kalbe sürur bahşeden Ümitler yeşerse ve devamı gelse Belki bu kadar muhabbet Ve bağlılık gereksinmeyecek, İlham perileri gelmeyecek Gün bitecek, Gece umutların üstüne serilecek, Gam içimizde büyüyecek ve derinleşecek
Sevdaların Kutsiyeti vardır, Ruhi yakınlıktır Kalbe inşirah zerk eden Ferahlıktır, hoşgörü ilacıdır İnsanın hissiyatını teskin eden En güzel sancıdır, İştiyak sunan farkındalıktır Vefa ve sadakatin İvme kazandığı andır, Ölüme meydan okutan zamandır, Umut tacıdır
Her zorluk Ve hatta Meşakkat kolay gelir Sahralar ve ummanlar Aşılacak zannedip, ümit beslenir Hal dingindir, Organlar birlik içindedir, Kalp ritmi ahenklidir, Tansiyon yüksektir Bir illet ve hastalıktan Arî olan sinede Ve tende ateş mevcuttur, Hararet seviyesi yüksektir
Sevdalı Revan olma ister Gecesini, gündüzüne Katarak coşar gider Kendiyle davalıdır, Mütebessim edalıdır, Etrafının nazarından uzaktır Yalnızlık içinde sevdasını taşıyan Ve doyasıya yaşayan âşıktır, Dinlediği şarkıda hep o vardır
Çaresi yok Yazan Bir kalem vardır Her lahza Kayıt altına alınan sayfalardır Umut hak ve hakikat için sevdadır, Heves kalbin için marazdır Vakitsiz bir nasip mi vardır, Sabır ve kanaat içinde demlenen aşk hali yakandır
Bir kul Kalbini aşk Ve sevdaya hasrederse Çile ve cefa içinde demlediği hal, Ümit olarak biterse Hal mümbit bir halin toprağına dönüşmüşse, Kader ve gam hayır değil Vaktin bir sahibi vardır, Mizan hak ve adalet noktasında Vicdana çok yakındır
Aşk Kalbin Ruhi telakkilerin Vasfında nefestir Hali kemali yete eriştiren ferdir, Firkat halinde seferdir Sır içinde makbul olan fetrettir, Bazen gönül için med cezirdir Haniflik için mertebedir, Kalbe hassasiyeti kazandıran letafettir, Umut için nasiptir
Ölenle ölünmez Öyle mi, ? Ölmenin vaktine erişmek Bedenin canlı ve cezbeden halinde Ölmeyi bilmek aşk değil mi? Sevdasında köz olmak, Narında sabırla durulmak, O’nun rızasında koşmak Ömrü ihsan ve inayete adayıp Kul olmanın idrak ve feyziyle nefisten geçmektir
Her doğan Bir umut ve muratsa, Ölen için matem niye Ne kadar sever ve gönül verirsek, En sevdiğine Kavuşması değil midir paye Neden gam eder, Feryat ederiz, Kendimizden geçecek kadar Dövünürüz, hal değil mi? Hakka ve hakikate iman etmiş için Beklenen saat gecikir mi, ? Niçin şüphe ederiz rahmetten keder mi?
Aşkı Sorma bana anlatamam Yolunda yanmaya Dayanacağıma inanamam Sevdasında buğulanan sinemin Hıçkırıklarına sessiz kalamam Kalbin ve ruhun lisanını şehretmeden İçinde kavrulmaya umut bağlamam
Ş ahsen Tereddütsüz kabul ederim Her hali ve çehresiyle Avam bir nefesim Nefsi terbiye ve tezkiye için Nasıl söz ederim, Habersiz bedbinim Ne derler korkusuyla, Ahlaklı olabilmek kaygısıyla Kurallara uyan faniyim
Evet, Zahir yönüm başka Batın yönüm ise Hiç sual etme daha başka Ukdelerim var saklı yamaçlarda, Hevesim kaldı geçen yıllarda Gözümde tüten, Burnumda kokan, ezgisiyle Ruhumda yer alan neler varsa
Size Bir şey söyleyemem Siz eğitim ve talim Görmüş bir idealsiniz Her hal ve amelinizde bir hesap var, Düşünce ufkunuz çok derin Sizi dinlerken sanki şelaleyi dinliyor, Nisan yağmurlarının altında serinliyor gibiyim
Birde Gülmek size çok yakışıyor Size batıkça içim kaynıyor Ve sevgi ziyadeleşiyor Münevver insanlar muhabbet diyor, aydınlar ise sinerji diye ifade ediyor Fakat kalbim gülüyor, Sinem sürurla temaşa ediyor, Her öğrendiğim haz veriyor
Ne var ki Her vaktin bir sonu geliyor Güzel ve latif düş gibi, Ruhtan tebarüz eden meşk gibi Feyiz aldım, Evet, sizi yakinen tanımaktan Müstefit oldum, onur duydum Şeref bahşettiniz, Bir program tertip edersem Acaba icabet eder misiniz? O’na emanetsiniz
Ey can Uzak diyarlardasın bilirim Kimi zaman üzgün Ve kimi zaman hicran içindesin Derdi gamın keskin bıçak olmuş, Efkârın artık sabrı zorlamış çilelisin Ne kadar sabretsen, Sukut etmek için bin hüzün içine girsen, Gözlerin susmaz neyleyim
Bilmem ki Sana nasıl yardım edeyim Yükünü hafifletmek için Nasıl bir gayrete gireyim Yüreğinde ki elemi Hangi deva ile gidereyim, Umutların solmuş bilelim Neden kalbinden vazgeçtin, Ruhunu bizar lığa terk ettin, Ümitlerini bir cefa için yitirdin
Kimseye Ve hatta hayallere dalıp imrenme Nefesin sahibinden Kat a umudunu kesme, Çileden yüz çevirme Dünyanın nimetine kansan, Duygularını şen şakrak yaşasan Ve kahkahaya boğulsan Gece gündüz dinmeyen Heyecanlara kapını aralasan, Cenneti yaşadığını sansan ve avunsan
Gönül verdiğin Hülyasıyla günlerini geçirdiğin Hayaller deryasında heveslerini Derlediğin günler gelecek midir? Zemherinin Titreten hüznü bitecek midir, ? Melülle şen haller huzura erişecek midir? Her hak ve doğru Dünyada öğretiliyorsa, Yalan olan nedir, kimdir, Heves ve emeller midir?
İlim sahibi değilim Nadanlığı bilinen bir zadeyim Her meşrep ve cemaatlere Mesafeli bir zavallı kimseyim Her şeyi merak etmeyen, Olur, olmaz mevzularda Ahkâm kesmeyenleri severim Özellikle insanları yargılamak Ve itham ederek tefrika yapanlarla Asla muhabbet edemem
İnsana inan Ve fakat aklıselim ve Hassasiyet üzere olanlara Takva tüccarlığı yapmayanlara, Vahdete inanan Hanif kullara Rengârenk kılık kıyafetle, Takı ve envaı çeşidiyle Görücüye çıkan her kimse yakınlaşma Sadelik evla olandır, Nefsi cezp etmeyen her şey hakikattir, Nefsini öne çıkartana bakım kanma
Siz Münevver Bir insansınız Sabrı ve kanaati Yakından tanıyan cansınız Nice çile ve cefalara Göğüs germiş sadakatsiniz, Ecre koşan hicransınız Biliyorum hissiyatınız kabarmış, Hasret yine kalbinizde Hüzün kapılarını aralamış, Serzenişiniz çok yakından geliyor, anlaşılansınız
Fakat Onca sevgiliyi Ve candan ilerinin Yüreğimizden çıkmayan Her vakit ağlatan özlemi ve firkati Nefsimizden öte gördüğümüz, Uğruna feda olmak için Niyaz ettiğimiz hakikati Tefekkür ettikçe ve bir parçamızın İrfan ve umut için bir diyara gitmesi Niçin böyle hüzünlendirir
Evet, Bilerek Sureti irade dersiniz Vasıf ve sıfat olarak sualler içinde Ayet ve hadislerden kal edersiniz İtminan haliniz için Ne kadar zarif ve naiflik içinde Hizmet etmeye amadesiniz Niçin huzur ve sürur içinde değilsiniz, Gam ve kedere geçit verirsiniz, Ziyadesiyle hissiyatınızı zedelemeyiniz derim
Siz ki Edebi ve Dini çalışmalarınızda Kalbi hassasiyeti rikkat ölçüsünde Vurgulayan nefessiniz Cehti ve azmi kulluk noktasında Ve ihsan farkıyla Hasredilmesini öğütlersiniz Bunca iletişim aracı Teknolojik imkânlar varken Ve sanki her vakit Yanınızdaymış gibi görüşürken, Niçin gam eder ve hasreti zikredersiniz
Bilmem ki Ruhum niye hicrana meyleder Kalbim hüzün için can çeker, Hislerim niçin derbeder Nereye baksam bir hazan var, Sararan yapraklar ayaklar altında yar, Ümit ne vakit biter
Artık Sazendede çalmaz oldu Tambur nedense Hayli vakittir susturuldu Gün içinde ki umutlar Gecede kayboldu, Gözler uykusuz, sine susuz, Düşler sahipsiz kaldı
Hangi Mevtanın elini tutsam Kapanmış gözlerine bakıp, Mazisini ansam Solgun teni, Soğumuş bedeni, İbret sunan o an ki cazibesi Kim bilir nerde kaldı, Ukde ah uzardı
Müezzin Yüksek nida ile bağırır Hoparlör olduğu halde Sağır olan mı vardır, Evet, zan için haktır Sessizlik ve sükûnet vakti Kimler için hakikattir, Yoksa ders almak Avam için zarureti icap mıdır?
Kabir açılır Açan görevli Ne kadar farkındadır Hocalar Adet olduğu üzere Yasin-i şerif okurlar, Dinleyenler anlamazlar Aslında canlılar için Okunması gereken süre ve ayetler Son vazife diye mezarlarda yapılır
Mevtanın Ruhuna gitmesi adına Yemek faslına başlanır Nasıl bir adet ve anlayıştır ki İbret ve ders İzan ve kalplerden çıkmıştır Günü birlik sohbet veya taziye için Gereken edep sıralamasında Kur’an tilavetine başlanmıştır
Yıllar Ruhunda Derin yaralar açmış Yaşadığın şartlar ve zorluklar Ah u zar olarak iz yapmış Ne vakit içini çeksen, Hüzzam bir eser dinlesen, Ney sesiyle irkilsen yaran tazelenirmiş
Sakın Kadere kahretme, Heveslenme Sünnetullah nedir Bir nebze merak edip öğrensene Sosyal hayat bir vakıadır, Şartlar ve vaziyetler açısından Bikarar olunan andır, sır vardır
Nesebin Yaşamak gerekçelerin Onda saklıdır Sabır ve kanaat, Azim ve irade Nasibe el uzatan farktır İnsan aklı ve bilgisiyle Yol alan sancaktır, İbret ve itibar İrfan dirliğinde bekleyen andır
Yaratılansın Muhatap alınmak için Umut içinde ki nadansın Şevk ve muhabbet, Sevgi ve hoşgörü toprağı Her cana nasip olmaz adaysın Hayıflanma, Yeise dalıp ağlama, Nice bilmediğin hayatlar var Senden daha beter inanasın
Değer mi? Bir heves, arzu, tutku için Nefsi hülyalar söyle ki Nasıl bir derdin inkılâbıdır Doğumuna sevinenler, Sen ağlarken gülenler, Ümit besleyenler Nasıl bir derdin içindeler
Bir canı Sevebilir ve aşk adına Dillendire bilirsin Bedeni ve hissi heves dünyasının Düşleriyle sabahlayıp, Gönlünü ihya edebilirsin Ve fakat Hangi girdabın kollarında Nefes nefese meşk edeceksin, Ahirin için hiç düşünmeyecek misin?
Kim bilir Beklide halime üzülüyorsun Ne kadar sukut etsem, Zavallı diye kederleniyorsun Yüreğimi açmamı istiyorsun, Hüznümü hafifletmeyi diliyor Ve merak ediyorsun
Bir ömrün Hangi ikliminden bahsedeyim Eylül ve zemherinin Halime nakşettiği izleri Ayan mı edeyim Kuruyan her yaprakta, Kokladığım toprakta, Kanadı kırılmış kuşlardan mı söz edeyim
Bahtın Bir kitabı vardır Ve hak olandır İçinde gizlediği ne kadar Masum sırlar saklanmaktadır Sevdası olmayan bir gönül Derdi gamı ne yapacaktır, Aşktan azade olarak yaşayacaktır
Baharın Gülü ve şakıyan bülbülü olsan Umutlarının ve ufkunun Sayfalarında kanatlanıp uçsan Ve fakat acı ve cefadan, Sabır ve çileden, Firkat ve hasretten Hiç ibret almadan barınsan
Ne olacak Bin bir âlemin hüznü ve hicranı Sahipsiz mi kalacak, Mağdur ve mazlumlar Hiç mi sorulmayacak İnsan sadece nefsi ve emelleri İçin mi hevasına boğulacak, Rabbin rızasından uzak kalacak
Ey süzülen güzel Kalbinle barışık ol, Kimseye olma karakol Ruhi ve zihni Asayişin derbeder olmuş, Muvazenen bozulmuş, Gözyaşların sel olmuş Bul başka bir çıkar yol
Bilinmezler vardır Belki vakit elvermedi ve Beklide merak edilmedi Sual etmek için Merak kifayet etmeyebilir, Bilgi ihtiyaca cevap vermeli Her sual muhatap bulamaz, Bazen ortalıkta kalır, Azim ve irade Neticeye eriştirecek idraktir
Eriyen zamanda Mazinin Hangi sayfasını aralarsak Kimi zaman içimizi acıtan ve Kimi zaman da Haz sunan anı buluruz Yazılmış ve okuru tarafından Okunup hakkıyla anlaşılmış Bir kitap çok değerlidir saklarız
Edebiyatı Sevmek ve emek vermek lazım İnsan denen varlığı Etüt eden, eğiten, Yol gösteren İşaret taşları vardır Ruhtan daha evla olan sır, Sırdan ileri olan hafi vardır, Ahva’yı anlamak için zaman azdır
Yani İnsan bedensel olarak vardır Ve fakat esas olan kalp, Gönül, sır, hafi Makamına ulaşmaktır Yoksa yaşayan bir can olarak Sadece zavallıdır, Eşrefi mahlûkat kılan Saydığım sıfatlardadır
İşte Bu bakımdan nefs terbiyesi Ruha ve kalbe Seviye kazandıran Talim ve eğitim durumlarıdır Akıl ancak Bilgiye ulaşınca ikramdır, İdrak ve irfan payeleriyle İnşirah sunan safhalardır
Sevgiyi Muhabbeti, Edebi ve hassasiyeti Ancak eğitim Ve idrakimiz nispetinde Hasreder ve kıymet veririz İnsan tekâmül ettikçe, Sosyal ve siyasi, edebi Ve felsefi değerlere Eriştikçe kemale erişir
Hal Nizam edilmeli Nefesin müddetine Koştuğu bilinmeli Akıl bilgiyle refik olup, Hakikate erişmek için azmetmeli Her musibete isyan etmeden, Kader için zan içine girmeden, Sabırla geçinmeyi öğrenmeli
Beşer, Sonra insan olur İnsan eden gerekçeler Ve umdeler nerede bulunur Azim ve irade Hakikate ulaşmak için mesuldür, Sevdası olmayan yürekten ne umulur Beyne ulaşan kan Ve oksijen hangi zamandan Bir ulvi heyecandan durmaksızın Kime ram olmaya koyulur
Arifi Dinlemek isterdim Bulsaydım terk edilmiş handa, Kimsesiz diyarlarda Gözyaşlarını Yıllardır saklayan gönüllerde, Umudu tükenmemiş muratlarda Her dergâhı olan arif midir, ? Cemaati bulunan hanif midir, ? Cehdi ve sevdası olmayan âlim midir, ? Sual etmek isterdim
Nice Mütehassıs gönüller vardır Kalbi hassasiyet içinde Nefes nefese kalan kurbandır O’nun rızasına Nail olmak için ahdi vardır, Aşkı ve sevdası bu uğurda nazırdır Düşler ve düşünürken, Tefekkür ederken, Tahayyüle dalarken Mütebessim bir edası bulunmaktadır
Ey yolcu Niçin sefil halime bakarsın İbrete kanarak acırsın, Himmet etmek Maksadıyla sabırda kalırsın Geç beni, Benden içeri var bin bir Sefil ve mağdur birileri, Müşfik gözleri bekleyenleri tanırsın Ömür son sahnelerini bekler, Nefes kesik kesik refakat eder, Kalp ne vakit olsa haberdar eder, En yakın için zaten malum olan bir haber
Biz bize sohbet edip, geçen an’ı paylaşmak istedim…
Bugün Bir hal var üstümde Kollarım düşüyor, Şevk hiç pas vermiyor Soğuk bir ter yokluyor Bazen tenimi, Kendi halinde bir yol buluyor
Geceden kalma Derin bir uykum vardı Sabah namazını zor eda etmiştim Hiç ders çalışmadan, Kimseye bakmadan Yeniden uykuya dalmıştım
Bir tedirginlik var Kaç zamandır merak ettiğim Ve fakat hayra yorarak Sabır içinde sessizliği Tercih ettiğim aşikârken Kimi vakit başım dönüyor Ve takatim kesilerek sendeletiyor, Bir müddet dinleniyorum
İzmir’den Bir dost nefes Ağabey sizin haliniz Bana mal oluyor diyor Nedenini bilmiyorum ama Çok yakından hissediyor Ve merak ediyorum İnşallah üzücü bir durum yoktur, Sağlığınız yerindedir, Acilen haber bekliyorum demek istiyor Tabii ki hemen duygulanıyorum
Şu an Saat 21/20 Hunat hatun Sanat ve kültür merkezindeyim Açık ve kapalı eyvanlar dolu, Misafirler muhabbet ediyorlar Çalışma odamda sessizliği Tercih etmek istememe rağmen Pek fırsat bulamıyorum
Sual eden Sanatçı ve çalışmalarını Görmek isteyen Tıp fakültesi besinci Ve daha üzeri kız ve erkek Öğrencilerin şiir dinleti gayreti İha’nın yetim ve garip çocukları Eğitmek ve topluma kazandırmak için Topladığı kimsesizlere şiir okumalarını Talim çalışmaları derken
Bazen Gün ne zaman bitiyor Fark edemediğim Ve olağan gördüğüm Haller baş gösteriyor İnsanın çok olduğu yerler Bu kadar nezih ve otantik olsalar Çalışmak için zaman yetmiyor. 18 saat az geliyor…
Zühtü ye Bekli/Ecir için yola çıktın, yoğun bakımda gözlerini açtın…
Orjinal boyutu icin tiklayin 720x540px and 32KB.
Ne kadar Gönlü yüce bir insandı Nerede hizmet var, Hiç durmadan yol alırdı Sanki sabır melaikesiydi, Mütebessim edalı bir nefesti, Hiç şikâyet etmedi Ne bulduysa kanaat eden, Sara hastası olan beyine Hizmette kusur etmeyen bir zarafetti
Evveliyatı Epey çileli ve meşakkatliymiş Sekiz çocuğun En büyüğü olduğu için çaresiz Annesinin uzun yıllar yatalak Hasta olması sebebiyle koşan, Durmayan candı Bir zaman sonra güya Tasavvufi hassasiyet gözetilerek, Hiç tanımadığı bir aileye gelin gider
Küçük yaştadır Annesi ve babası tarikata müntesipli Sohbet ve zikir halkalarını İhmal etmeyen, Hizmet ettiklerine önem verenlerdi Her nasılsa yıllardır Bu yolda olmalarına rağmen bilinç Ve tekâmül konusunda Gelişmeye direnirlerdi Adeta bir fanus içinde Yaşamaya azmetmiş, Kendi doğruları dışında Her şeye kapalı Bir anlayışları öne çıkardı
Babaları Hafız ve imam hatipti Anneleri bir köy kızı ve Kaçırmak zorunda kaldığı nefesti Gönül vermişler, Dağ tepe dememiş ve gecenin Geç vakitlerine kadar Sığınacak bir yer bulmak için Yalın ayak Ve ekimin ayaz günlerinde Ve dini hassasiyetlere Riayet etmek kaydıyla Sözü geçen bir ağanın evine sığınmışlar
Her neyse Ve bu ihsan timsali Çocuk dünyaya gelir Yokluğun kol gezdiği Dağlık yamaçlarda Yaşamak ne kadar zormuş Onca garip ve fakirliğin üstüne Bir de uzun dönem askerlik çıkınca Artık hesap edin melallerin dramını En büyük ve bereketli olan Annelerinin şefkat kanatları Ve her vakit Arka çıkmaları olmuştur, metanetlerine
Murada aç kızımız Umuda olan sadakatini Kaybetmeyen ihsanımız Yaşadığı semtin ve ailenin medarı İftiharı olmaya hak kazanmıştır Çünkü canını hizmete vakfetmiş, Diline sahip çıkmış, Riyakârlık yapmamış, Nefsi için yaşamamış O’nun rızasına nail olmak için Fedakârlıktan asla uzak durmamış, Her zaman rikkat nispetinde ayakta durmuş
Ne zaman Ansak ve muhabbet için aransak Onların hanesi ve hizmete Müteallik hassasiyetleri Göz ardı edilemezdi Siyasi ve sosyolojik olayları da Takip etmeye gayret eden, Yüzü gülen manidar bir hazineydi Hiç kırılmayı bilmezdi, Olsun canınız sağ olsun der Ve mütebessim bir eda ile Utanmamızı gerektirirdi
Yine kızının Ve torunlarının hatırı için Bahçeye inmiş ve Kimsenin cüret edemediği Ağaca çıkar Ve meyve toplamaya başlar, Sonra başı dönüp düşer Boyunda hasar ve eğe kemikleri Kırıldığından bahseder hekimler, Fakat kendisi hala habersiz
Eğer sual olursa Cennet ehlinden Bir kişiyi görmek adına Hiç kuşkusuz ve kuruntusuz Bu naif insanı Tereddütsüz gösterirdim Her amel ve niyetine şahitlik Etmekten sarfı nazar etmezdim, Kalbim kadar emindim Dilerim dua edersiniz, Tez zamanda şifa bulması için İhmal etmeden Kalbinizde hisseder ve yâd edersiniz
Sararırken Yeşil yaprak Ruhumda sayfalar açılır Yaprak yaprak Bir muştuyla, bir umutla, Bir hüzünle kimleri bekliyor toprak Ey ruhumun ahdi, Durma, aldanma, Kanma, avunma, Macera için yol alma, Vaadine ak
İçimde Tuştan nameler Sazendeden akseden ezgiler, Hicran içinde dillenen ukdeler Geçmişin içinde gizlenen özlemler, Acı veren kederler, Kalbi parçalamış elemler Kader derler, itham ederler, Aklı karartan ne varsa içerler, Nara atmak için kendinden geçerler
Güle Kim bakar Güneş ne kadar zevale çıksa da Yanmak için kim aday Nar ten için mi, kavurup, Kızartan kor payesi mi, ? Gönül aşk ateşine koşar Çünkü onda hakikat sırdır, Ruhun ve kalbin Ötesinden nükseden firkattir, Edebi öğreten haldir
Beşer Bir yarış içindedir Makinist kendi efkârında mı ? Nereye gitmektedir Kim vagon olmak için beklemektedir, Azim ve irade akıl ve bilgi için değil midir? İnsan sıfatı irfan ve erdem Sahibi olması için kabul edilmiştir, Sevdası ve aşkı O’na nail olmak içindir
Sürgün Yüreğin sızısı vardır Ne kadar derdi olsa, Figanıyla dağlansa razıdır Rahminde küf taşıyan analar, Şer için koşanlar, Hak hukuk tanımayanlar az mıdır? Cehennem ateşi olmak isteyen, Bir heves için varlığından geçen, Şek içinde sendeleyen bezirgân başı mıdır
Yeryüzü avare, Gökyüzüne kim çare Umut kalbi samimiyete hasret, Dil harap olmuş kimde var edep Gün batarken, Gecenin sesi duyulmaya başlamışken, Göçüp giden, Ağlayarak dünyaya gelende Var bir hikmet Ey hak diyelim, Sahibimiz olduğunu bilelim, En yakınımızken niçin imtina edelim, Şefkat ve merhamet adına O’ndan başka kim var, İşte budur nimet