Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Emine Henüz on iki yaşlarındaydı Saf bir babası İki analık elinde yetişmiş Bir annesi vardı
Emine Çok küçük yaşına rağmen Evin her türlü Temizliğinden sorumlu olan candı Seçme hakkı hiç tanınmadı
Annesi Kimi zaman Evlere temizliğe giden Yıllardır kahır çeken Pek yüzü gülmeyen nisaydı
Kim ne derse Doğru kabul eden Muhakeme yetisini öteleyen Şefkat ve hamiyete aç nefesti Hep hançerlendi ama yetmedi
İki kızı vardı Emine ve Hayriye isminde Her ikisi de perdeler kapalı yaşadı Korumak, muhafaza etmek İsterken, gönüllerinde ki umudu karattı
Kızların Hiçbir çaresi yoktu Ya çok kötü bir dayak Ya da aç susuz bırakılmak Kime ve nereye sığınırdı Henüz bilmeyen bir aciz kuldu
Bazı komşular Annesini ikna ettiler Yirmi yaş büyük bir taş ustasına Emine’yi vermeye heveslendirdiler Hiç değilse kızın kurtulur diyerek Emine’nin kanına girmek için azmettiler
Adam Belki yaşlı ve zavallı biriydi Hiç evlenmemiş aciz bir nefesti Kaba ve hiçbir cazibesi olmayan kederdi Zavallı Emine kollarına teslim edilecekti Şahit olan varlıklar beklide sevinecekti
Emine Ne kadar ağlasa ve yırtınsa Başını taşlara vurup haykırsa Kimse duymuyor ve dikkat kesilmiyordu Ne de olsa kurban edilmek için bekleniyordu Emine intihara teşebbüs etti yine engellendi
O yıllar Asayiş ve emniyet Ne kadar güvenli ve dakikti İnsan hakları bakir ormanlar içinde yaşayan İnsan ve mahlûkun farkında lığında değildi Annenin tahakkümü, komşunun azmi, babanın sessizliği Emine’nin sonu oldu, ne sevinç ve umut hayallerini kuruttu
Eylül vakti Dökülüyor umutlar, Benzi soldurmuş korkular Sabır içinde nefesi Bizar eden kanaatler Bir ışık, bir esin zerk etmesini Bekleyen kalpler Bilmem ki ne vakit gülecek, Sürur içinde Edebi terennüm edeceklerdir
Ey Rabbim Ne olur sesimi, Sızı mı duy En yakınımızsın, sahibim Ve yegâne mabudumuzsun Sabır tükenirken, Kanaat artık kar etmezken İçimi acıtan elem sineme Hüzün vehmederken Daraltma beni, Vaktinde yetiş Boynumu büktürme
Elbette biliyor Ve iman ediyorum ki Hikmetine ve vaktine Vasıl olmadığımız nasipler Hissiyatımıza ağır gelir, Edep içinde beklemek Kulluğun gereğidir Fakat aczi yetim Ve zaaflarım var, kaygı Ve gam bırakmaz yar Ruhum ve kalbim senindir, Benim irademe tevdi ettiğin Her ülfet bahşettiğin hakikattir
Nadan değilim Bilgisizliğimle matuf Bir nefesim Liyakati ve münevverliği Erdem bilirim, İbretle nazar ederim Ne kadar Bedbinliğim varsa, Azimet ve sureti irade Olduğum için kabullenirim Fani olan, Hülyalara daldıran, Her hakikatin Eğitimini yaptıran Dünyayı halime dar eğleme
Unutmadım Unutamazdım, Nasıl silip atardım Ruhum ve kalbime Nakşeden nadide Bir hicrandın Bazen hüzün ihsan etse de Vazgeçemeyeceğim Bir edebi nefestin
Söyleme Şu yaralı gönlümü Avutmak için ne olur Bahanelere girme İçimi dağlayan Hasretten imtina etme, Gönül ağlarken, Evet, gülme
Anlatılmıyor Bazı hisler, gönle Düşen hüzünler Alıp götüren düşünceler, İçimizi burkan kederler Göz görünce, Gönül temaşa vaktine erişince Sıcak bir his kuşatır benliğimizi
İşte O zaman Bir başka andır Ruhun ve yüreğin meşke Eriştiği lahzalardan hazdır Huzur ve muhabbet adına Vazgeçilemeyen ikramdır, Gönül dilinde hicrandır
Bilmem ki O sayfaları ve Resim karelerini Yazılan name ve gönülden Nükseden şiirleri Nasıl halin ikliminde derlesem, Bir anı roman olarak Sayfalara hüzünle işlesem
Evet, Böyle zamanlarda Durmuyor, akıyor sessizce Demlenen gözyaşı Dinmeyen acısı, Ukdeleşen derin sızısı anılırken, Hıçkırık başucumda beklerken
Edibe’ydin Sanki onun Bendinde büyümüştün Bitmeyen hikâyelerin, Buğulayan sesin Alıp götüren buselerin, İçimde kalan ukdelerdir yar
Yazdığın Namelerde, Düşündüren şiirlerinle Bin bir hülyanın büyüsüyle Salınan fikirlerinle Seni senden alan Ve ruhunun vecdini Yaşatan hüznünle Anıyorum yar
Güle baksam Ona temaşa ettikçe Tefekküre dalsam Firkatin bağrında uyusam Ve hiç uyanmasam Bıraktığın izlerin Süruruyla bir ömür ağlayıp, Hicran yudumlasam
Artık Gönlüm yas içinde, Senin mateminle Tutunduğum umutlarım Solgun bir halde Gün batıyor, Vakit yaklaşıyor, Hani ecel nerede, Nefes gidiyor ahdine
Senden sonra Hiç bir şey Eskisi gibi olmadı Yapabileceğime Kani olmam dahi Beni bana bırakmadı Derin bir sessizlik ve Hüzün hâkim oldu, Yalnızlık kırılan Umutları toparlayamadı
Demek ki yanılmışım Zan içinde İtham etmeye kanmıştım Hiç dinlemeden, Haklı olacağını Düşünmeden kırmıştım Gözlerin bakarken Ve hatta sukut ettiren Kanı görünürken Sen sabırla sırlaşmıştın
Bir kelam etmedin Asabiyet içinde Nefeslendiğimi bilendin Ne kadar yanlış Ve hatalı yanlarımı Görmezden gelmiştin Ama ben demek ki Çok bencil ve acizdim, Nefsime uydum ve Kalbini dinlemedim
Sen, sessizce gittin Ben hala hiddet içinde Etrafıma bakarken Kırıp, parçalarken, Sen gözyaşlarına Refakat ettin, seslenmedin Edebin ve nezaketin Her veçhesi senden Sudur ederken demek ki Ben hiç göremedim
En çok içime işleyen Henüz kapıdan Çıkmamışken, dönüp Bin hüzün içinde Gözlerime bakmıştın, Kim bilir o an Neler anlatmıştın Fakat kalp katılaşmıştı, Hırsın ve hıncın Esaretine boyun bükmüştü, Sonra ayrılmıştın
O an ve sonra İçime işleyen zaman Neler anlatmıştı bana Evet, beşeri ve bedevi Yönlerim ne kadar aşikâr Ve ayan olan kabalıktı Şimdi yalnızlığın hüzün Sokaklarında nefeslenirken, Yalnızca kendime acıyor Ve hayıflanıyorum
Gittin Zaman gibi Işık veren ve eriyen Mum misali Sığınılan ve kaybolan Gölgeler nerede şimdi
Sırdın Kendi yağında kavrulan Muhannete muhtaç Olmaktan kaçan Derdiyle bir ömür yol alan İbreti cihandın
Edebin Nezaketti ki hassasiyetin Naif ve suhuletli kalbin En yüce hasletindi Kızmak, kırılmak derdinden Ziyade ecir için azmederdin
Kim Ne söylerse Tebessümle Mukabele ederdin Sanki sinirlerinden arîleşmiş Aziz bir nefestin Yoktu bir dünya kederin, Ne hasretin Ve ne de eriten elemin
Her vakit Hamt içinde olan serdin Şikâyet ve yeis adına Hiç taviz vermedin Sabrı ve kanaati Nasıl bu kadar İkram bilerek Hem hal içindeydin
Ne derler Hiç umurunda olmadı Muhakeme en yakınında Olan dermandı Yalan ve riya Hiç hazlanmadığın Meziyet ve huylardı, Senden çok uzaktı
Kem söz Sahibine aittir Oysa insan düşünebilen Bu yetiye haiz olan Bir nefestir Yoksa akıl ve idrak Niçin kalbi ehliyettir Tefekkür etmek, onun için Vakit ayırmak hassasiyettir
İnsanlar Her biri bir âlem Olarak farklılar Sual etmek lazım Ne kadarının farkındalar Ne kadar manidardır Yaşamak için yaşayanlar Kul olmak, Hiçlikte yol bulmak, İşaret taşlarını okumak afaktır
Ruh kimin Kalbin ne kadar senin, Akıl ehliyetin Nefes müddetin, An gerekçelerin, İrade hürriyetin İrfan ve ihsan bereketin, Kemali yet gayretin Hepsi nasip illetinin Azim ve merak etmek, Hakikate erişmek için Dur durak bilmemek Haiz olacağın muhabbetin
Ümmi olmak İrfandan soyutlanmak değildir Hakkın ikramından ve Rahmetinden Uzaklaşmakta değildir İnsan idraki Ve irfanı nispetinde İbretle bakılan ve dikkate Alınan ecelli zamandır Ne kadar edep ve kemal Mertebesine haizse, o nispette Gönüllerde yer alan Furkan'dır
Alıp götüren bir sır var, sevdası nasip olacak mıdır Yar…
Yüreğim Ummanın en müstesna Çığlığından nükseden Sevdaya meftundur Ne kadar hasret yaşasam Sırrına vakıf olmadan ölsem Nasibin bir ilahi Taksim olduğuna İman etsem de Ruhumun hicran damlaları Dinmek bilmez
Gözyaşı Görülmemeli, Nazarlar şahitlik etmemeli Sinenin meftun olduğu Hüznün ne anlattığı İçini acıtan varlığı, Anar olup hali demlemeli Aczi yet ve zafiyet gösterip, Hali aşikâr eğlememeli
Sevdası olmalı Aklın, izanın, idrakin, vicdanın Teni kuşatan her efkârın, Canı candan eden ah u zarın Semaya el veren muhteşem Yemyeşil ağaçların Koylarında sabahlattıran Suhuleti aşiyanın, yakarışların Korkudan emin kılan İlim ve irfan inşirahlarının, Kulluk sıfatının
Bir nida var Hissedebilen kalp için İşite bilecek kulak ve izan Ne hikmetli bir seçim Ten, cezbeden, Nefsi davet eden, Yasaklanmış menhiyat Evet, o zilletin Zafiyet ve zan, Bağnazlık ve hesapsız heyecan Açmaza götüren şer güçlerin Kul, azim ve iradesiyle, Bilgi ve irfan nasibiyle, Merak gailesiyle Duymak için can atmalı
Yaşayan beşer, edebi ve adabı idrak ile ram eğlemez…
Orjinal boyutu icin tiklayin 720x511px and 39KB.
Beşer Edebi kalbinde hissetmez Yalnızlığında onun Hassasiyetini İdrak edemez Bilmek, Talim etmek, Hayâya erişmek Noktayı nazarını fark edemez
Akıl Bilgiye ulaşmadıkça Kalp edebin deryasına Dalıp arınmayınca Ruh, Sırrın tahayyülünü İrfana bırakmadıkça, Beden nasibi bilmeyecektir
Umut Edep ve irfanın vecdinden Sabır ve kanaatin sadrından Zuhur eden murattır Azmi yoksa Niyet samimiyetten uzaksa, Kalbi hassasiyet Bulunmuyorsa zandır
Edep Edepsiz nefesin edepsizliğine Sırnaşık ve yılışık sefillerin Cehaletine sabrettirir Nefes vaktine koçarken, Mizan her lahza da Kalbe inşirah sunarken, Hal meşk halindedir
Hayâ İmanın ikamesinden Neşet eder Her nefes Nasıl hidayete erer, İmtihan kimi bekler Aklını, bilgisini, Azmini ve maksadını O’na ram eyleyen En tabidir ki nasibi Dergâha icabet eder
Cahil Bilgiden mahrum olan nefes Pişkin ve arsız aklı Evvelden daha itibarlıdır Hiç değilse onun Bedevi şekliyle de olsa Utanıp, sıkılması esastır, Yaşadığı şartlar gereği Bilgiye açtır
halin kitabından söz edeceğim derin bir sessizlik içinde kalbin dilini azat edeceğim
senin sinende var olan yıllara sari içini burkan kalbini sızlatan gözyaşlarını akıtan derdi gamından kal eğleyeceğim
ne kadar ruhun ve kalbine yakınlığın zannıyla coşsan en yakına olan uzaklığının farkındaysan umutların için figan etmeye başlamışsan feryat ne ki, durmadan çırpınsan az gelir
seni ben değil bizzat sen tanıyacaksın ne kadar nedametin varsa yaşatmayacaksın ukdeleşen heveslerin ilzamında paslanmaktan azmini ve iradeni kurtaracaksın
vakit bazen titretir kim bilir lahzalar içinde ne sırlar gizlidir hangi hayalerin halin için ümittir nasip müddetlidir, umut içinde ki zindeliktir ihsanın ve irfanın sadrından nükseden güzelliktir
neden boynun hemen bükülür, sabır böylemidir bizar bir kalp sabrettiğini söylese ne ifade edecektir iman etmek, sadece boyun bükmek değildir iman etmek, candan geçmek, rızası için vecdiyle aşkına erişmektir sürur ve muhabbet gönülde yoksa, solmuşsa, tek çaresi, en yakınla dertleşmektir
İnsan umut eder kul ise vaktini şevk içinde bekler…
Bazen Kelam kar eğlemez Halin içinde bulunduğu Vaziyeti şehredemez Solgun umudun Kırılmış kalbin Çileye gark olmuş bedenin Şefkata susamış sinenin Dinmeyen bir efkarı vardır, Gözyaşlarıyla anlatılanlardır
Solgun Bir hal içindesin Bilmem ki Nasıl bir cefanın derdindesin Sukut edersin Bin hüzün içinde beklersin Yaşarken Kefene bürünmüş ten misalisin Bırakma kendini bukadar Her sabahın bir akşamı var Umut, kalbinde ki imanla yaşar
Kim bilir Belki kandırıldın Avutulmak için muhatap alındın Bakir duran masumiyetin Ayaklar altına alınan zarafetin Onur ve haysiyetin heba edilirken Ne kadar derin bir acı yaşadın Bubu hak ettiğine hiç inanmadın Lakin, imtihanın bahtında adaydın Ecelle anlamlaşan, fani olan candın
Seni Kırıp inciten Nesebinden Şüphe edilen illettir Masum ve naif Halini zedeleyen Hassasiyetten ve Edepten ari keştir Bir anlık gafletin, Tahkikten uzak halin Bir ömürlük yüke duçar bıraktı Nereye gitsen, kime baksan İçini acıtan ve yüreğini dağlayan andı
Ne kadar dalgınsın, hangi efkarın hüznüyle aranırsın…
Orjinal boyutu icin tiklayin 696x545px and 53KB.
Sazende Henüz perdeleri aralıyor Her bir notada kalan izleri Ayan ediyordu Ruhi temayülleri Bariz birşekilde Okuyarak sezgiyi Fark ettiriyordu
Yalnızlık Kalabalıktan Uzaklık değildir Yalnızlık, ruhi ve kalbi Bakımdan himayesizliktir Kul, edep ve hizmete ram olursa, Muhabbete taraf muhayyeledir
Mübelliğ Kürsüden ahkam Kesen değil Gönülleri şehredip, Kalbi temayülü Cezbeden ahenktir Edep ve hassaiyeti Nispetinde itibarı ve tercih Hakkı muhafaza edilen dirliktir
Din Kimsenin Sermayesi değildir Özellikle fanus içinde Yaşamaya azmeden Nefes gericidir Tehamül ve ilmin Güncellenmesinden bihaber Kalan her kimse iticidir
Azim Yaşamak şartı Ve hülasasıdır Umudu içinde barındıran Bahşedilmiş cehtin alasıdır Hangi nefes Ondan vazgeçerse, Kalbine ve ruhuna Bigane kalmış viranedir
Sen yılların hasretinden bir sevinçtin, silinmeye izdin…
Vur Hiç durma sende vur Kalbinin bir köşesinden Atta kurtul Mahkum et, fırsat verme, Dinlemek için kat a Düşünme bile Kim vurmadıki, Yara almayan yer mi kaldı, Cefa zaten başucumda Bekleyen karardı
Aşk Bize göre değil be güzelim Sevda türküsü söylesek ne yazar, Hüzün sinemden çıkmaz yar Yıllardır sabırla beklerim, Hangi umudum bahtımıN Kapısını aralar ve sürur başlar
Bizler Kenar mahallelerde büyüdük Yokluk ve sefaleti an be an İçimize nakşedip, boyun büktük Heves ve arzularımızı Hep içimize gömdük, kime Nazar etsek kararmış küldük
Acınmak Nasıl bir derin yaraydı İçimize giren ve kan getiren Hançerden farksızdı Ağlayamazdık, Sessiz çığlıklarımızı duyuramazdık, Her gece umutla sabahlardık
Nazar ettin Kalbin tellerini titrettin Önce bakamadım, Ne kadar şaşkındım, Sonra çekindim Son bir kez daha denedim, Sen içime işlemiştin, Yılların hasretinden bir sevinçtin
Bilmem ki Neden hala düşünürsün Sefil halime değer verip İhya edersin Ne kadar kırıp döksem Çok görmezsin, yine de Kalbinde yer verirsin
Keşke Hak etsem, Vehme kapılmasam Nadan bir nefes misali Nankörlük yapmaktan kurtulsam Aklım ve izanım, İradem ve vicdanım sağlık İçindeyken farkı fark etsem
Sen Her zaman vefalı mı olacaksın Karagün dostu olmaktan Hiç bıkmayacak mısın Ruhunun ve gönlünün Yüceliğini söyle daha nasıl İzah edip, anlatacaksın
Kuşkum yok Edep ve marifet konusunda Ehliyet ve liyakat sahibisin, Şahadetimden eminsin Niçin halinde ki zarif ve Naif olan değerlere karşılık Vermemi beklemezsin
Bakarken Gözlerinin içi gülüyor, İçin ferahlıyor Ne kadar gam ve kederim Varsa alıp başını gidiyor Geçen her lahza Muhabbet ve sürur Terennüm ettirirken, Hal mütehassisleşiyor
Yar, sabırda bir hikmet var, umutlar vaktinde doğar…
Orjinal boyutu icin tiklayin 960x600px and 92KB.
Ne kadar Hayıflansam, ah edip ağlasan Hasretin belini, bağlamak için sabahlara kadar uyumasan Ah u zarınla kalsan, düşlerin insicamına kapılıp zan içinde bulunsan çare mi olacak
Nefesi Bir dinle meramını ne anlatır Serencamından nükseden figan kalbi hassasiyetle duyulur Takva ne sanılır, bilinç ve irfan halden uzaksa, dimağ boşsa kurtaracak can aranır
Hangi Şeyhe iltifat edip, yükseltsen Gavsılazam deyip, kendi zannınca makam tayin etsen Himmetinden istifade etmek için kendinden geçsen ve fakat O’na ondan yakın değilsen nafiledir
Farkında mısın Ne kadar takiye yapsan anlaşılmayansın Sen kalbi hassasiyete müdrik olmadıkça kurulacağını mı sanırsın Şek şüphe ilzam eden tavır ve davranışalarından bilmem ne zaman kurtulacaksın
Hükmediyorsun Tefrikaya meyledip, ayrışmayı sağlıyorsun Normak ve vasat bir nefes olmak için neden düşünmeyi öteliyorsun Şuur ve itminanlığı riya ve şekliyet için niçin muhafaza ediyor ve avunuyorsun
En nihayet anladım, yok çaresi nafile, umut olsa bile…
Olsun Çok görme Bu hali İçinde yaşanan Hissiyat vaktini Kim bilirdi, Nasıl değerlendirildi Demek ki tevafuk Olacak hakikatti Ruhi yakınlık ve Farkındalık cezbetti
İnsan Bazen İçinde bulunduğu Bağnazlığın Girdabında olduğu Nefes almak için Umutlandığı Gönlünü açmak Adına bakındığı Samimi ve alatif Bir nefesi diliyor
Yıllardır Var olan ve artık Yoran ne varsa Kalan nefesin vaktinde Huzur istiyor Her insan Farklı düşünebilir, Bu biliniyor Lakin hissetmek, Kalbi hassasiyetle Kal etmek Nazarı bile o nispetle Hasrederek gülmek bekleniyor
Belki Yaşlılığımın verdiği Bir vehimdir sözlerim Siz benim düşüncelerime Rağbet etmeyin Bir divane kendine göre Konuşuyor deyin İçinizde ne kadar Ukde varsa gizlemeyin Sizi sizden alan her ne Duyguysa hak verin Sevmek ve sevdalanmak Yaşanır ancak bunu hak edin
“Bir forum sitesinde bitmek tükenmek bilmez bir şevkle şiir yazmak nasıl bir duygu, inan merak etmiyor değilim.
Forma renk kattığınızda şüphe yok..
Şiirlerinizi edebi anlamda tahlil etme cüretinde bulunanam, çünkü bu işi çok iyi bilmiyorum.
Ama gördüğüm kadarıyla gösterilen ilgi, şiirlerinizin çok da tutulmadığı yönünde.
Bir islami forum sitesini şiir sitesine dönüştürme gayretiniz bir müddet sonra başarı ile noktalanıp,
herhalde sitenin adı değişip Mustafa Cilasun şiirleri sitesine dönüşecek..
Beyan anlam kazanınca güzeldir. Şiir ehlince anlaşılan, beğenilen bir sanat. Şiirler için yazılan kritik neredeyse yok gibi. Bu fikri beyanım bir yönetici olarak değil de sade bir üyenin beyanı olarak değerlendirilirse sevinirim.
Belki ilgisizlik ilgiye dönüşüp, şiirlerinize cevap yazmak isteyip te yazmayan arkadaşları da yüreklendirir diye düşünüyorum..”
Çünkü şair Olmadığımı bildikleri için Pek tabiki çalışmalarımı Şiir olarak değerlendirmiyorlar,
Sadece Şaşkınlık içinde ve Bazen hamiyet gösteriyorlar. Demek ki böyle bir gayretim varmış.
Gafletime Verin lütfen farkında Olamamak ne büyük hezeyandır.
Bilseydim Bu kadar rahatsızlık vereceğimi Derhel huzurunuzdan ayrılır Ve bir daha paylaşmazdım.
Evet, haklısınız "Beyan anlam kazanınca güzeldir. Şiir ehlince anlaşılan, beğenilen bir sanat. Şiirler için yazılan kritik neredeyse yok gibi" Tespitlerinize hak vermemek mümkün değil.
Fakat, Beyan edeninde niteliği ve Sıfatıda bir o kadar önemli değil midir?
Bu bakımdan Kıymetli okurlar Kendi adına haklılar, Elbette değerli vakitlerini Değeri olan beyanlar için ayırırlar.
Aslında Bir tek asli maksadım var, Niyaza nail olmak, Ama başka nefeslere Rahatsızlık vererek bu nasıl Mümkün olacak ki öyle değil mi.
Bu beyanlar üzerine Hiç bir arkadaşın yüreklenmesini Arzu etmem doğrusu, her nefes Yerinde ve tercihleriyle sağolsunlar
İnsan bazen Böyle tenkitler karşısında Ne hikmetse kalbi kırılganlık yaşıyor İslami form sitesi deniyor, fırsat veriliyor Sonrada her nasılsa bir çıkmaza giriliyor Sanki gayrei islamilik üzerinekelam ediliyor Bir nefes rahatsızlık vermek, hassasiyeti ötelemektir