Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Umman Ne müthiş ayettir Deryaları İçinde barındıran Sessiz zakiridir Ne kadar halinde Dert varsa, ona Sabırla sinesini açan Sadakati latiftir
Sahranın Uçsuz bucaksız Olduğuna bakıpta Sakın vehme kapılma Hacerin sualini hatırla, “İbrahim Rabbin mi emrediyor” diye Evet, deyince Boynunu büker, Sabisini kucaklar Ve ıssız olan O yollara düşer
En yakına Teslimiyet, Emin olmayı Ruhun ve Gönlün bağrında Rikkatle yaşatmayı Her lahzada zafiyet Ve hevesleri Edebe sokmayı, Ölümü içinde Yaşatmayı ister
Kul şaşar Bazen zafiyetlere Kapı aralar Elinde olmayan ve Vaktini bekleyen Ukdelere dalar En zayıf anında Fırsat çıkarsa Nisbeten bakar Ve sonra ayılır Hesabını yapar
Her insan Yaşadığı şartlar Ne olursa olsun Bilincini Güncelleştirmelidir, Göze hitabeden Tesir zaten evlerdedir Bayan olsun, Erkek olsun imkanlar Nispetinde birbirlerine Yetecek kadar tazelenmelilerdir
Eğer Ruhi ve Zihni bakımdan Nefsi zafiyetleri Tezkiye etme muradından Su al edersen Ehliyet ve liyakat Sahibi münevver insan Senin dermanın Olmaya yetecektir
Şayet Kısa yoldan Cennete talipsen İlim ve irfandan uzak Bir zavallıysan Zan içinde nefessen Menkıbeleri dinlemen, Önüne gelenden niyaz beklemen, Elpençe durman yetmeyecek
Aklın Bilgiye ulaşması şarttır Kul şayet Hanif olmaya matufsa Muhakeme yapacaktır Her söylenene İtibar etmekten Kalbini koruyacak, Hakikate ulaşamak İçin çalışacaktır
İrfanın Erdem ve edebin Talimi haktır Murat edilen niyet ise Hakkıyla kul Olabilmek istidadıdır Ruhun ve kalbin Sahibine teslimiyet azimettir, Bize en yakın olan O değil midir
Ve fakat Her varlığını Ve irfan tutarlılığını O’nun rızası için Seferber etmiş, Müctehid ehliyetine Nail olmuş arifler Takip ve taktir edilmeli, Güncelleşmekten sakınan Kimi nefesler Dar kalıplar içindeler sanki
İki ruh ve iki gönül ama aşkın şadında şakıyor bir bülbül…
Yıllara Sari bir zamandır Gönül tellerimi Titretir ve cezbeder Her vakit dikkate mücip Bir derinliği sessizce Sineye zerk eden bir nefestir
Aslında Zahiren hiç tanımam Fakat Ruhum ve kalbime Aşina gelen bir insan Sazende olması, Kalbinin sesi bulunması En çok muhabbet Beslediğim an
Kayboluyor O an ve meşkine girdiği Zamandan anlatıyor Farkındalığı Ve edebi tavrı, Nefsini öne Çıkarmaması yetiyor Cemiyete mal olmuş Bir sanatçı olması, Evrenselliğe doğru Yol alması manidardır
Bir hanede Her iki sanatçının Beraberliği başkadır Aynı yürek Ve aynı ruh gibi Birliğe ve hiçliğe doğru adanmaktadır Ne vakit dinlesem Ve büyük Bir hazla seyretsem Meftun olması Ruhumdahi hicrandır
Çok kıymetli Hanımefendiyle tanışma Onuruna nail oldum, Çok suhuletli Ve hamiyetli bir kalpti Hasseten izdivaçları Darey saadetine Doğru giden Muhabbet niyazları En müstesna bir hatıramdı
İnsan aldanır Fıtrı yatkınlığı vardır Şayet hakikatten uzaksa Nefsi onun ilahıdır Nefsi hakka Ve hakikate mebni Kılmazsan onun için Yapacağı hükümralıktır
Hakka Aşık olan Ne yanar ve Ne de çürür gider Onun gönlünde yatan sırra revan omaktır, Ecir için titrer Ölümü içinde yaşatır, Cefaya kalkan Olmak için yarışır, Emri bilmağruf için çalışır
Onun nazarı Beşeri nazardan Öte bir temaşadır Zahirden geçiren Bir irfani mülahazadır, Edep içinde saklıdır Bedensel ihtiyaçlarından Arınması hazdır, Ruh ve gönlünün sahibine Yakınlaşması niyazdır
İlmen Alim değildir Herhangi bir sıfat Ve mevkiye de ihtiyaç Kesbetmeyen ariftir İrfan mektebinden Mümeyyiz olan Edepli bir nefestir, Sabır ve çileyle iç içedir İtikadi ve ameli Bakımdan etrafına Işık saçan kefildir, Muhabbet vaktiyle Ahidleşen bir fanidir
Her hangi Bir maslahatı Nefsi ve efradı için Göstermekten Şiddetle çekinen Varlık ve safahat adına Nefsi ihya etmek için kat a Kemaliyet göstermeyen Varlık aleminde En mütevazi halde Geçinmeyi azimet bilen, Evrensellikten taviz vermeyen Bir garip fani iradidir
Bekliyorum ki İnsanı kamil bir nefes Yaşadığı devrin Her meselesine vakıf olmalı Milletten soyutlanıp Bir köşede ve uzlet içinde Yaşamayı bırakmalı
Milletin bireyi Ruhi ve zihni Rahatsızlıklara haizdir Bin bir türlü çekinceler İçinde yaşamaya adaydır En çok bilmediği Akidevi ve Ameli bilgilergönle Hitap eden hakikatler
Bu bizar cana İsihareye yat ve Gördüğünü anlat Şayet hayra Tebdil edilebilecek Rüya ise kabul edilir Belirli bir sayıda Çekmesi için tesbihat Ve kaza namazları Kılması öğütlenir
Etrafını saran Ve sualler yönelten Bazı kimseler O kadar çok tavsiye de Bulunurlar ki Adamcağız şaşırır Hiç bilmediği Ve duymadığı Kimi şeylerin Yapılması şart Koşularak açıklanır
Nerede Oturuyorsa En yakın mahalde ki Sohbetlere gitmesi Tavsiye edilir Adap risalesi ve ya Menkıbelerden Bir vakit okunarak Tazim dersi verilir Biçare insan öyle Bir hayale kapılır ki Artık kurtulmanın Kesin şartı şeyhine En yakın olmasıdır
Her övgüye Ve hatta makam Taltif etmeye kalkarlar Kutbu cihan, Gavsıl azam gibi Vasat insanın Bilemeyeceği farklar Fedakarca ve Bir çırpıda söylenir, Her halinde ve Düşlerinde şeyhi Önde gelen irfandır
Ne söylesem Neresinden nazar Ederek haklılık görsem Dini İslam İle tarif ederek Ve talimini görerek Gönlümü vakfetsem Ümmeti Muhammedin Hali bu kadar vahimken, Şeyhini görmek Veya elini öpmek İçinsıraya giren Müridlere hak versem
Ey can Senden habersiz Ve fevkalade sessiz Naif ve mütehassiz
Bir Vakit var Her geçen lahzada Seni alıp götürmektedir
Hergün Aynaya bakıyorsun Derin bir nefes alıyor Sonra düşünmeye başlıyorsun
Yansıyan gölgen Dahi seni korkuturken Nabzın birden hızlanırken Sığınmak istersin birilerine
İşte o Sana en yakınken Neden korkar ve kaçarsın Niçin en yakını olamaktan Sıkılır, utanır ve uzaklaşırsn
Kalbiniz Böyle genç olmanıza rağmen Fevkalade yorgun Ve bitap düşmüş Halinizi bezginlik bürümüş
Nereye Baksanız haz yok Sanki şevkinizi Sizi terk etmiş Ne oldu, nasıl Bu hale gelebildin Niçin kendini Bu kadar ihmal ettin
Derdi Gamın içinde Nefesi inlettin Sessiz kahrın Umutlarını soldurmuş Kalbinde ve çehrende Neşe bırakmamış
Böyle bir ölüm Neye yarar, Nafile, heba Yaşarken sevmeyi, Sevebilmeyi, ideali Deruni bir mefkureyi İçinde yaşatmazsan Zaten ruhen ve kalben Ölmüşsün demektir
Rabbim Ne kadar Güzel yaratmış Halin ve ondan Tebarüz eden melalin Gözlerinden aksediyor, Konuşanı içine alıyor
Buğuludur gözlerin İçinde yıllara sari Sakladığın sözlerin Vaktini bekleyen Özel gizlerin Belki içini sızlatıyor Çok duygusal bir yapın var, Hassasiyetin fark edilmiyor
Bir vakitler Yaşadığın veya Şahit olduğun gerçekler Yüreğini o kadar Yaralamış ki Nefrete kadar uzanmış, Korunmak asıl olmuş
Lakin Bu hadise her vakte Teşmil edilemez Seni ve o naif gönlünü Mahkum eğleyemez Ürkek ve korkak Bir nefes haline getiremez
Muhakkak ki Bu vaziyetten Kurtulmak için Bilinç altını Yeniden inşa et ve Bir muvazene için azmet Yoksa bütün hayatın Ve umurların harap olur
Efendim Sefalar getirdiniz Evet, hayli beklettiniz Çok güzel Yağmur yağıyor Demekk ki Nasibi bereketiniz
Çok ıslanmışsınız Daha sonra hasta falan Olursanız karışmam Dilerseniz sizi Bir müddet dinlendirelim Ve daha sonra Muhabbete devam edelim
Çünkü sizi böyle Tedirgin görmem Üzere beni Hiç değilse biraz Rahatlayıp ferahlarsınız O zaman sizi Almaları için Arkadaşları gönderirim Hayır, kattiyen Niçin zahmet olsun, Misafirimsiniz
Sonra sizin gibi Çok hayırlı işlere El atan bir kalbi Başka nerede Ve ne vakit Bulabilirim ki söyleyin Onca meşgale ve Meşakkatin arasında, O’na hamt ile
Evet, Kayseri Bir zamanlar Selçuklu Başşehirliği yapmış O bakımdan Osmanlı eserlerinden Ziyade Selçuklu Eserleri hakimdir Tabi Roma eserlerini, Kültepe Kaniş kurum Eserleri hakeza
Erciyer dağı mı, Evet, çok harika oldu, Mastır planıyle birlikte Ali dağ, Hasan dağ, Yılanlı Dağ, Yamula barajı, Kapuska şelaleleri
Mimar Sinanın Doğduğu evi, Makariosun yıllarca Kaldığı malikhaneyi Talasın en güzide ve Otantik zenginliklerini, Kıranardı Kır ormanını Tavlusun’un Antik dokusunu, Yıllar önce yaşanan Demremin izlerini
Bakir bir beldede Tek başına yaşamaya Razı olan yaşlı Kadını hikayesini Evet, hazırlığımı yaptım, Kem anlatacağım ve Hem de gezdireceğim Haydi merak etme, Sen artık rahatça uyu ve Süruru içinde gözlerini aç
Her lahza Ümit için Bir imkandır Umut, ruh ve kalp Eksenli olmalıdır Yaratılış felsefesinden Arınmış hangi can ikbaldir
Sevdası olmayan Bir gönül Seraplaşan hicrandır Ne kadar Ummanı ansa da Ruhunda derin Bir hüzün gamdır
Beşer Neşe ve sevinci Heves ve arzuları İçin bezigandır İnsan, aklı selim Ve kamil Olmak için yarışandır
Kul, O’nun rızasına Baş koymuş cihandır, Ecri ve inayeti figandır Sabrın her halinde Hamt eden candır, Hiçlik sıfatına Nail olmak için yanandır
İnsan Kalbi ve ruhi Bakımdan Furkandır İlahi emre muhatap Kabul edilen imtihandır O’ nun aşkıyla Yol almak, Sevdasıyla yanan Kul olmak ihsandır
Her Amel ve niyet Kalbi hassasiyetle Olgunlaşan ve rikkatle Tazim edilen iştiyaktır Kul kimi kınar Ve kalbinden sefih Bir biçimde anarsa, Bahtında bulacak heyecandır
Hüzün Vakti başkadır Ruhumdan nükseden Hicran damlalarına Temaşa eden farktır, Demi vicdan ve ibreti Edebe koyan hissiyattır
Onunla Tefekkür etmek, Melali sessiz ve Yüksek tepelerde Serdetmek niyazdır Hazdan arileşmiş kalp, Ancak sürurla İhya olan nazargahtır, İhlas ile hemhal olmuş Yaşayan Kur’andır
Evet, Haklı olarak Bazı sualler Yöneltiyorsunuz Anlayamadığınız Hususlar hakkında Veya anlam Veremediğiniz Mevzuular adına
İçinde Yaşanılan Keşmekeşlik aşikarken Liyakat ve erdemlilik Ötelenip iltimas olurken O vakit biz Niçin emek verdik Ve ter döktük dersiniz
Ümitlerimizi Çürütmek, heder etmek için Takiye etmek hak mıdır Onlarca emeğe rağmen İlmi siyaset diye Kaksızlık yapmak Evla mıdır Hani hak rızasına Müdrik olmak için ceht edip, Azimetle yol alacaktık
Siyasi taririhin Açmazlarından Kurtulmak için Politika yapmayacaktık Efendimiz aleyhivesselamın, Ömer bin Abdul azizin Meziyetine bakacaktık
Mukaddimeyi Yıllarsa niçin okuduk Ve okuttuk, entrikatı Hala bırakamadık Tarihimize sahip çılan Nutuklar atarken, Şuur ve izanımızdan Neden uzaklaştık
Her yanımızı Heves ve heva kuşatmışken, Nedense tasavvuf Ehli olmaya adanmıştık Nerede bir nüfus var Ve sıfatlar iş yapar, Kırk takla atarak Kapılarına kapanmıştık
İnsan Neye ve kime Kul olduğunu bilmeli Ve bu ideal için Mefkuresiyle Fikrini kal eylemeli Hakkın bahşettiği Her imkanı O’nun Rızası istikametinde Muvazene ederek yürümeli
Ecelin Üşüten çehresini Yüreğinde hissederek, Mizanın ne kadar Latif olduğunu bilmeli Yoksa yaşamak için Yaşamaya adananlar Kafilesinden olmak için Asla tenezzül edilmemeli Evet, bu manidar Tespitler gerçektir, Aldanan ve aldatan Kendi nefsiyle bedelleşecektir
Çihar- yari Güzin’i selamlarım. Erkan-ı erbaa’yı: Selman-ı, Mikdad-ı, Ammar’ı, Ebu Zerr’i selamlarım İmameyn-i Muhteremeyn’i selamlarım. Taife-i ecinneyi Mü’münlerini ve müslimlerini ve sizleri selamlarım
Peygamber-i ekber bir hadis-i şeriflerinde buyuruyorlar ki
“Önce selam, sonra kelam” Önce sizleri selamlıyorum
Yine Peygamber-i Ekber buyuruyorlar ki Bir hadis-iNebevilerinde
“Önce refik, sonra tarik. ”Önce yolda yoldaş, sonra yol” böyle bir hacmi var selamının
Fikir ve düşünce dünyasından millete mal olmuş mütefekkirler
Necip Fazıl Kısakürek derki; ” Fikir ve çile birliği kökünde yekpareleştiğimiz büyük ve sevgili dostum Fethi Gemuhluoğlu
Carif zarifoğlu; “Adeta tek başına bir okuldu
Ahmet Kabaklı”Görünen hizmetlerin değil, görünmeyen hizmetlerin adamı idi”
Nabi Avcı” Sürgünde kurulmuş bir divan gibiydi”
Ve daha birçok gönül adamları ne kadar güzellikler ifade etmişler
Bir şiirinde "kasap olma, cellat olma, dellal olma
elbet bunları yapacak birileri var amma
sen olma!"
1923 malatya doğumlu gönül adamı. Türk dili ve edebiyatı hocalığı, gazetecilik, Milli eğitim bakanlığı'nda özel kalem müdürlüğü, Türkiye odalar ve borsalar birliği basın müşavirliği yaptı. Çok sayıda vakıf, dernek ve hayır kurumlarında Önemli çabalar gösterdi. Temel ilgi alanı insan olan Bu istanbul beyefendisinin, Çevresinden çok nezih , aydın ve aşık bir grup Hiç eksik olmamış.
Aşka düşkün bir gönülmüş. Rivayet odur ki görev yaptığı ve öğrencilere burs sağlayan vakıflardan birinde bu işle ilgilenirken, Başvuran öğrencilere ilk sorusu "hiç aşık oldun mu?" olurmuş. olmadım diyene burs veremeyeceğini Burs vermek için odun aramadıklarını söylermiş.
1977'den beri yeri doldurulamıyor. Rahmetle anıyor ve minnet hislerimizle niyaz ediyoruz
Her kim Kelam ederse Hüsn-ü hal İçinde değerlendirir Çünkü zan içinde Hükmetmeyendir
Vehimler içinde Suizan etmeyendir Kalbinin sesiyle Hareket eden nefestir İdealleri mizana göre Tanzim edilmiştir İnsan erdem Ve irfanıyla Haysiyet kazanır
Edep ve fikirleriyle İtibara edilen hicrandır İnanmak ve kanmak Olgusunda Yol alan vicdandır Hakkın rızasına Muttali olmak adına Yarışan candır
Milletin Nezninde itibar Ve mevki edinmek Güven esaslıdır Bir insanın Gazeteci olması, Muvazenesiz Bulunmasını gerektirmez
Keyfi ve sığ Düşünceleriyle İtham ve baskı Yapmaya kalkışamaz Kendine sunulan İmkanları nefsini tatmin Etmek için kullanamaz
Her kime Kul ve kölelik Yapıyorsa onun Adına kepazelik edemez Bireyin çekince Ve edebini ve hatta Çaresizliğini pazarlayamaz
Şayet milletin Bir ferdi olduğunu Beyan ediyorsa Kalpazanlık yapamaz Hiçbir zaman Kendini dördüncü Kuvvet olarak Tanımlamaya kalkamaz
Ve bu maksada Binaen muhabirliği Ve gazateciliği Baskı aracı Olarak kullanamaz Velhasıl kullanan Her kim ve nereye Mensup olursa olsun Sefih ve kerih olanlardır
Sana Asla kıyamam Kendim için Kalbini yıpratamam Gönlünde beslediğin Sevgiden kopartamam Mefkurene matuf İtikadını öteleyemem Yeter ki sen turab olma, Boyununu büküp yalnızlaşma
Sevgi Her ne kadar İki heceyse de Bir nefesin ve Seven kalbin İhyası için yeterlidir
Yeter ki Sevilen Mağdur olmasın, Bitaplaşmasın Yıllara sari İnancı ve idealleri Sarsılmadan kalsın Gönlünde Yaşatması ve bazen Anması baki kalsın
İnsan Bazen görmeden Ve temaşa Etmeden sevebilir Kalbinin Sürüklediği halden Sinesi müsterihtir Tensellik nedir,
Gönül Naif ve nezih Olmadıkça kıymetsizdir Zahiri olana Aşina olmak ve Haz duymak bakimidir Sevdanın Temayülü hakikattir, Ondan beri olan illettir
İnsan Kimi zaman Şakınlık yaşıyor Ve bu durum karşısında Ne yapacağını kestiremiyor
Bahse Konu can Kırk kılığa giriyor Her meşrebi benimsiyor Makam ve mevki Sahiplerini görünce Her fırsatı gözetiyor
Hangi Cemaat var Kimler söz sahibi Nerede toplantıları var Hangi konu görüşülecek Hiç peşini bırakmadan Abi, kardeş İlişkisini sürdürüyor
Özelinde Son derece hasis Fevkalade fırsatçı Her yolu Meşru gören Çıkarı için Pişkinliği seçen Bir yapıdayken İtibar görüyor
Meclislere Davet ediliyor O vakit elde Ettiği imkanla Kimi isterse İşe yerleştiriyor Önüne geçilemez Hal alıyor
Özellikle Makam sahipleri Bir davete gitse Hemen oradadır Ve muhakkak Ellerini sıkacaktır Sonra bir köşede İşini yaptıracaktır
Bu yaşıma Geldim ve böylesi kandan Her fırsatta uzak durdum Ve duracağım İnsandır, fırsat Verilmelidir diyemiyorum Alenen yaptıklarına Şahit olunca daralıyorum Beden dilimle konuşmak Zorunda kalıyorum
Oysa kalbimin Lisanıyle hemhal Olmak aslımdır Bu tip insanların Varlığı ve Tamahkarlığı bilinmiyor Hak rızasına Nail olacağız diye İstismarı ziyadeleşiyor Neyin ve hangi Mevkiinin sahibi olması Beni ilgilendirmiyor Böylesi asalıkların Ve hinlik eden Sefillerin artması üzüyor
Uzak dur Gelme ve imrenme Henüz metaneti Ve sabrı Feda olmayı Ve cefayı Kalbinde Yaşatmıyorsan Bir mefkureye doğru
Ruhunun Ahdine koşmuyorsan Yaklaşma, Lekelersin onu O saf ve Masum vasfını Gönüllerde Yaşanan hicranını Alıp götüren Fermanına uzaksın
Sanma Zanına kapılıp aranma Önyargılarınla avunma Bilgiden yoksunsan kızma Akıl ve bilgi olmadan
Yol bulunmaz, Yaren olmaz Hak gönlünde Sevgiyle açmaz Hakikate uzaklığına Kimse acınmaz
Şayet Akıl ve İrade ehliyetine Haizsen Mesuliyet seninidir Kimseye sitem etme, Sen muhatap Kabul edilen nefessin, Azminle birsin
Aklını Ve vicdanını Pasif edersen Ruundan tebarüz eden Hicran sesini Hiç duymamak adına Beşer kalmışsan Ah u zar etme, Gam edip Kimseye gücenme
Sevmek Hali kemale Erdirmeden Bu azim ve İdeali azmetmeden Hevesler için Haz veren letafettir İnsan ömrünü Sevgiyle örmelidir Muhatap olduğu Nefeslere hizmeti Tevazuu ve Edeple hasretmelidir
İnsandan değil, Haktan nasiplenmelidir Yegane gayesi O’nun rızasına erişmektir Sevdası olmayan Bir ruhun sızısı geçicidir Sevda ve aşk Mecazilik olmaktan Öte halin demidir
Bir Kez sor, Merak et Nedir bu Yaşanılanlar İçinden çıklılmayan Hicranlar Boyun büktüren Yaralar Yıllara sari susukun Bıraktıran dramlar
Niçin insan Bu hali dilesin Bahtına hep Hazan mı değsin Hiç baharın Şevkiyle nefeslenmesin Ümitleri filizlenip kalbe sürur zerk etmesin
Sen hiç örfi Asabiyeti bilir misin Kanundur, Değişmez yasadır, Kükmeden kıtaldir İçinde bulunduğun Şartlardır Sana hiç sormazlar Ne hümmedilmişse Tabi olacaksın çare yok
Aklın Ve iradenin olması Bir şey değiştirmez Büyükler dediğimiz Canlar sana kıyarlar
Ve bu Zalimliği Bir maslahat Adına yaparlar Annenin çaresi yoktur, Zaten o da kurban Edilen hicrandır
Neden boynun Bükük diye sorma, Önce kalbi Hissedişleri anla Ne sevdayı ve ne de Aşkı bana sorma,
Umut için Hiç yorulma Bir de gelip Sual etmeden Vurmaya kalkma, Zaten yaralıyım kıyma
Ey can Hangi halin Eşkâlinde nefeslensen Nefsin adına payelensen
Heves Ve hevaya meyletsen Cehaletini gizleyip essen Takiye ederek nüfus edinsen
Masum Gönülleri etkilesen Fırsat diyerek Varlık edinsen Nefsi tezkiyeyi reddetsen
Veya Alalayıp Öyle geçinsen Hevesin için Maslahat gözetsen Sonra din adına Belamlık yapsan
İlmi Siyaset adına Politik davransan Zaaflarının peşinden Sürüklensen, nefsini Her fırsatta tatmin etsen
Onun için Her sınırı ihlal Ederek nefeslensen Hak ve hukuku göreceli Olarak hasretsen Onun dışında Bildiğini okuyup avunsan
Dünya Hâkimiyetini Kurmak için kazınsan Hırsın ve hamasetin En sevdiği nefis olsan Nefsin müddetini hiç Umursamadan yaşasan
Bir an Daralan nefesin Vaktine şahit olup Korku duysan Dünya olan Efkârı umumi yenle Kul olmaktan kurtulsan
O ‘un Yerine Kendini koyduğunu Hiç anlamasan Nefsi ilahlığını Her fırsatta ilan Ettiğini unutsan Eline ne geçecek, Nefes bitecek, Ten çürüyecek, Toprak kabul etmeyecek