Mustafa Cilasun
Well-known member
Ey düşleyen, düşünen ve fikir üreten aziz kardeşim…
Zatıâlinize
şükranlarımı arz ederken,
bir damla kabilinden de olsa…
Bir mıhın nala, nalın ata, atın adama,
adamın savaşa katkısındaki, gerçekliği hatırlattı…
Biliyoruz ki,
zor günlerde, yarenlerin
bir el uzatması, asla unutulmaz!
Bu alaka, muhabbet ikliminde filizlenen, fidelerin yansımasıdır!
Aslında,
günleri zor kılan, takvadan
ve teslimiyetten uzaklaşan ahvalimizdir!
Kanaat gibi, fevkalade değerli bir hazinemiz
mevcut iken, içtimai bünyemizin hadsizliğidir!
Asimile
olan ahlakımız, yozlaşan
mihenk ölçümüz, idrake ulaşmayan bilgilerimiz…
Alalamayı becerdiğimiz enaniyetimiz, ne derler diyen,
akideden yoksun haletiruhiyemiz… Asla, anlaşılabilir değil, tabiî ki!
Efrada, sözümüzün
tesir etmemesi, duruşumuzun, ahvalimizin,
tutarsızlığımızın, göstergesi olduğuna kâiniyim…
Siz her zaman,
şefkat gösteren, dinlemesini bilen, efkârı paylaşan,
akilâne öğütleri, destur edinmiş bir kimlik sahibi cansınız!
Bizde mevcut
bulunan bedevilik, sizdeki medeniliğe yetişmesi,
sabır, sebat ve metanette göstereceğimiz, gayretle orantılıdır!
Sabrın kaynağı,
“Hayrın ve şerrin, Allahtan olduğuna”, kesinlikle
inanan ve itminan olan, bir inancın suhuletidir… Tezahürüdür!
Terbiyeden mahrum
bir nefs, bazen dalıyor, unutuyor ve avunuyor…
İnsanın hayatında terbiyenin, ne kadar önemli olduğunu, ihmal ediyor!
Bir hiç olduğunu, maalesef fark edemiyor!
Öyle ki,
hareket ve kuvvetin,
kendisine ait olduğuna inanıyor!
Mağrurlanıyor, tekebbüre yöneliyor, enaniyetine güveniyor!
Oysaki her zerrenin asıl sahibi, Cenabı Haktır…
Her gün mezarlar
açılıyor, bir gün sıranın, bize de
geleceğini, her nedense bilmek istemiyor…
Oysaki
mezardan sonra bizleri, ne makam
ve ne de hadsizliğimiz kurtaramayacak!
İnsanlık adına yaptıklarımız,
kulluk bilincimiz, zerrelerin sahibine olan teslimiyetimiz…
Fedakârlığımız, sahavetimiz, efendimize olan hasretimiz ve amellerimiz kurtaracak…
Sizde, fevkalade
bol bulunan, şefkat ve
fedakârlığa, muhtaç ahvalimin, bir beyanıdır…
Kabul buyurmanızı istirham ediyorum…
Sizlere,
bu hasletleri verenlere,
Cenabı Hak, rahmetini esirgemesin…
Zatınızı, efradıyla payidar olan, zümrelerden eylesin…
Arzı mekânda,
hayatınızı idame ederken,
her halinizde bir ahenk oluştursun!
İnsan ancak,
Cenabı Hakkı, saydığı ve sevdiği oranda,
insanlar tarafından, saygıyı hak eder!
Sevgilerin hası, aşkların müptelası, şekliyeti kesinlikle reddeder!
Filistin, Irak,
Afganistan, Bosna hersek, Pakistan,
Etiyopya, Afrika, Sudan ve benzeri birçok
dünya mazlumlarının, feryadını duyarak yaşamayı başarmak…
Sekülerle şen, kimliğimizin tedavisinde ki katkılarınızı bilerek teşekkür etmek istedim…
Mustafa CİLASUN
Zatıâlinize
şükranlarımı arz ederken,
bir damla kabilinden de olsa…
Bir mıhın nala, nalın ata, atın adama,
adamın savaşa katkısındaki, gerçekliği hatırlattı…
Biliyoruz ki,
zor günlerde, yarenlerin
bir el uzatması, asla unutulmaz!
Bu alaka, muhabbet ikliminde filizlenen, fidelerin yansımasıdır!
Aslında,
günleri zor kılan, takvadan
ve teslimiyetten uzaklaşan ahvalimizdir!
Kanaat gibi, fevkalade değerli bir hazinemiz
mevcut iken, içtimai bünyemizin hadsizliğidir!
Asimile
olan ahlakımız, yozlaşan
mihenk ölçümüz, idrake ulaşmayan bilgilerimiz…
Alalamayı becerdiğimiz enaniyetimiz, ne derler diyen,
akideden yoksun haletiruhiyemiz… Asla, anlaşılabilir değil, tabiî ki!
Efrada, sözümüzün
tesir etmemesi, duruşumuzun, ahvalimizin,
tutarsızlığımızın, göstergesi olduğuna kâiniyim…
Siz her zaman,
şefkat gösteren, dinlemesini bilen, efkârı paylaşan,
akilâne öğütleri, destur edinmiş bir kimlik sahibi cansınız!
Bizde mevcut
bulunan bedevilik, sizdeki medeniliğe yetişmesi,
sabır, sebat ve metanette göstereceğimiz, gayretle orantılıdır!
Sabrın kaynağı,
“Hayrın ve şerrin, Allahtan olduğuna”, kesinlikle
inanan ve itminan olan, bir inancın suhuletidir… Tezahürüdür!
Terbiyeden mahrum
bir nefs, bazen dalıyor, unutuyor ve avunuyor…
İnsanın hayatında terbiyenin, ne kadar önemli olduğunu, ihmal ediyor!
Bir hiç olduğunu, maalesef fark edemiyor!
Öyle ki,
hareket ve kuvvetin,
kendisine ait olduğuna inanıyor!
Mağrurlanıyor, tekebbüre yöneliyor, enaniyetine güveniyor!
Oysaki her zerrenin asıl sahibi, Cenabı Haktır…
Her gün mezarlar
açılıyor, bir gün sıranın, bize de
geleceğini, her nedense bilmek istemiyor…
Oysaki
mezardan sonra bizleri, ne makam
ve ne de hadsizliğimiz kurtaramayacak!
İnsanlık adına yaptıklarımız,
kulluk bilincimiz, zerrelerin sahibine olan teslimiyetimiz…
Fedakârlığımız, sahavetimiz, efendimize olan hasretimiz ve amellerimiz kurtaracak…
Sizde, fevkalade
bol bulunan, şefkat ve
fedakârlığa, muhtaç ahvalimin, bir beyanıdır…
Kabul buyurmanızı istirham ediyorum…
Sizlere,
bu hasletleri verenlere,
Cenabı Hak, rahmetini esirgemesin…
Zatınızı, efradıyla payidar olan, zümrelerden eylesin…
Arzı mekânda,
hayatınızı idame ederken,
her halinizde bir ahenk oluştursun!
İnsan ancak,
Cenabı Hakkı, saydığı ve sevdiği oranda,
insanlar tarafından, saygıyı hak eder!
Sevgilerin hası, aşkların müptelası, şekliyeti kesinlikle reddeder!
Filistin, Irak,
Afganistan, Bosna hersek, Pakistan,
Etiyopya, Afrika, Sudan ve benzeri birçok
dünya mazlumlarının, feryadını duyarak yaşamayı başarmak…
Sekülerle şen, kimliğimizin tedavisinde ki katkılarınızı bilerek teşekkür etmek istedim…
Mustafa CİLASUN