Otuz İkinci Söz - Sayfa 884
yani hadd-i bülûğa vasıl olmadan vefat eden çocuklar,
1وِلْدَانٌ مُخَلَّدُونَ ile tabir edilen Cennet çocukları şeklinde ve Cennete lâyık bir tarzda, gayet süslü, sevimli bir surette, onları Cennette dahi peder ve validelerinin kucaklarına verir, veledperverlik hislerini memnun eder, ebedî o zevki ve o lezzeti onlara verir. Zira çocuklar sinn-i teklife girmediklerinden, ebedî, sevimli, şirin çocuk olarak kalacaklar.
2 Dünyadaki her lezzetli şeyin en âlâsı Cennette bulunur.
3 Yalnız, çok şirin olan veledperverlik, yani çocuklarını sevip okşamak zevki, Cennet tenasül yeri olmadığından, Cennette yoktur zannedilirdi. İşte bu surette o dahi vardır. Hem en zevkli ve en şirin bir tarzda vardır.
4 İşte, kablelbülûğ evlâdı vefat edenlere müjde!
BEŞİNCİ İŞARET: Dünyada
5 اَلْحُبُّفِىاللهِhükmünce salih ahbaplara muhabbetin neticesi, Cennette
6 عَلٰى سُرُرٍ مُتَقَابِلِينَ ile tabir edilen, karşı karşıya kurulmuş Cennet iskemlelerinde oturup, hoş, şirin, güzel, tatlı bir surette, dünya maceralarını ve kadîm olan hatıratlarını birbirine nakledip eğlendirmeleri suretinde, firaksız, sâfi bir muhabbet ve sohbet suretinde ahbaplarıyla görüştüreceği, Kur’ân’ın nassıyla sabittir.
7
ALTINCI İŞARET: Enbiya ve evliyaya Kur’ân’ın tarif ettiği tarzda muhabbetin neticesi, o enbiya ve evliyanın şefaatlerinden berzahda, haşirde istifade etmekle beraber, gayet ulvî ve onlara lâyık makam ve füyuzattan o muhabbet vasıtasıyla istifaza etmektir.
8 Evet,
9 اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ اَحَبَّ sırrınca, âdi bir adam, en yüksek bir makama, muhabbet ettiği âli-makam bir zâtın tebaiyetiyle girebilir.
[NOT]Dipnot-1
“Ebediyen yaşlanmayacak çocuklar...” Vâkıa Sûresi, 56:17; İnsan Sûresi, 76:19.
Dipnot-2
“Fakat şer’an yedi yaşına gelen bir çocuğa namaz gibi farzlara peder ve valideleri onları alıştırmak için, teşvikkârâne emretmek ve on yaşına girse şiddetle namaz kıldırmak ve alıştırmak şeriatta var. Demek, “Vacip olmadığı halde, nafile nevinden yedi yaşından hadd-i bülûğa kadar büyükler gibi namaz kılıp oruç tutan çocuklar, mütedeyyin büyükler gibi büyük mükâfatı görmek için otuz üç yaşında olacaklar”. bk. Risale-i Nur Külliyatı-2, Nesil Yayınları, s. 1836 (Emirdağ Lâhikası-II).
Dipnot-3
bk. Bakara Sûresi, 2:25; Tevbe Sûresi, 9:72; Fâtır Sûresi, 35:33; Yâsîn Sûresi, 36:55.
Dipnot-4
bk. Tirmizî, Sıfatü’l-Cennet 23; İbni Mâce, Zühd 39; Dârimî, Rikâk 110; Müsned 3:80.
Dipnot-5
“Allah için sevmek” Ebû Dâvûd, Sünnet 15; Tirmizî, Kıyâmet 60; Müsned 3:438, 440.
Dipnot-6
“Karşılıklı kurulmuş koltuklarda...” Hicr Sûresi, 15:47; Sâffât Sûresi, 37:44.
Dipnot-7
bk. Yâsîn Sûresi, 36:56; Dehr Sûresi, 76:13; Mutaffifin Sûresi, 83:23.
Dipnot-8
bk. Âl-i İmran Sûresi, 3:31; Buhârî, Tevhid 19,24, Müslim, Îman 322, 327, 334-345.
Dipnot-9
“Kişi sevdiğiyle beraberdir.” Buhari, Edeb 96; Müslim, Birr 165; Tirmizi, Zühd 50, Daavât 98.[/NOT]
<tbody>
</tbody>
yani hadd-i bülûğa vasıl olmadan vefat eden çocuklar,
BEŞİNCİ İŞARET: Dünyada
ALTINCI İŞARET: Enbiya ve evliyaya Kur’ân’ın tarif ettiği tarzda muhabbetin neticesi, o enbiya ve evliyanın şefaatlerinden berzahda, haşirde istifade etmekle beraber, gayet ulvî ve onlara lâyık makam ve füyuzattan o muhabbet vasıtasıyla istifaza etmektir.
[NOT]Dipnot-1
“Ebediyen yaşlanmayacak çocuklar...” Vâkıa Sûresi, 56:17; İnsan Sûresi, 76:19.
Dipnot-2
“Fakat şer’an yedi yaşına gelen bir çocuğa namaz gibi farzlara peder ve valideleri onları alıştırmak için, teşvikkârâne emretmek ve on yaşına girse şiddetle namaz kıldırmak ve alıştırmak şeriatta var. Demek, “Vacip olmadığı halde, nafile nevinden yedi yaşından hadd-i bülûğa kadar büyükler gibi namaz kılıp oruç tutan çocuklar, mütedeyyin büyükler gibi büyük mükâfatı görmek için otuz üç yaşında olacaklar”. bk. Risale-i Nur Külliyatı-2, Nesil Yayınları, s. 1836 (Emirdağ Lâhikası-II).
Dipnot-3
bk. Bakara Sûresi, 2:25; Tevbe Sûresi, 9:72; Fâtır Sûresi, 35:33; Yâsîn Sûresi, 36:55.
Dipnot-4
bk. Tirmizî, Sıfatü’l-Cennet 23; İbni Mâce, Zühd 39; Dârimî, Rikâk 110; Müsned 3:80.
Dipnot-5
“Allah için sevmek” Ebû Dâvûd, Sünnet 15; Tirmizî, Kıyâmet 60; Müsned 3:438, 440.
Dipnot-6
“Karşılıklı kurulmuş koltuklarda...” Hicr Sûresi, 15:47; Sâffât Sûresi, 37:44.
Dipnot-7
bk. Yâsîn Sûresi, 36:56; Dehr Sûresi, 76:13; Mutaffifin Sûresi, 83:23.
Dipnot-8
bk. Âl-i İmran Sûresi, 3:31; Buhârî, Tevhid 19,24, Müslim, Îman 322, 327, 334-345.
Dipnot-9
“Kişi sevdiğiyle beraberdir.” Buhari, Edeb 96; Müslim, Birr 165; Tirmizi, Zühd 50, Daavât 98.[/NOT]
ahbap: sevgililer, dostlar (bk. ḥ-b-b) | berzah: kabir âlemi |
ebedî: sonsuz (bk. e-b-d) | enbiya: peygamberler (bk. n-b-e) |
evliya: veliler (bk. v-l-y) | firak: ayrılık (bk. f-r-ḳ) |
füyuzât: feyizler, nimet ve bolluklar (bk. f-y-ḍ) | hadd-i bülûğ: ergenlik çağı |
haşir: öldükten sonra âhirette tekrar diriltilip Allah’ın huzurunda toplanma (bk. ḥ-ş-r) | istifaza: feyizlenme (bk. f-y-ḍ) |
kablelbülûğ: büluğdan önce | kadîm: eski (bk. ḳ-d-m) |
muhabbet: sevgi (bk. ḥ-b-b) | nass: açık ve kesin hüküm |
peder: baba | salih: iyi işler yapan, dinin emirlerine uyan kimse (bk. ṣ-l-ḥ) |
sinn-i teklif: sorumluluk yaşı | suret: şekil, biçim (bk. ṣ-v-r) |
sâfi: saf, temiz (bk. ṣ-f-y) | tabir edilen: adlandırılan (bk. a-b-r) |
tarif: anlatma, açıklama (bk. a-r-f) | tebaiyet: tabi olma, uyma |
tenasül: üreme, nesil yetiştirme | ulvî: yüce |
valide: anne | vasıl olma: ulaşma |
veledperverlik: çocuk sevme ve yetiştirme | âdi: normal, sıradan |
âli-makam: yüce makam sahibi | âlâ: yüce |
şefaat: günahlarımızın bağışlanması için Allah katında makbul kişilerin aracılık yapması, destek olması (bk. ş-f-a) |
<tbody>
</tbody>