Mehmed Kırkıncı Hocaefendi'den Nükteler

genc_kalem

Okumak,Yaþamaktýr
İnsandaki Cihâzatın Kıymettarlığı

İnsandaki zahirî ve bâtınî duygulardan her biri dünyadan daha kıymettardır. İnsan ne görmesini, ne işitmesini, ne aklını, ne hafızasını ve ne de sevgi, korku gibi herhangi bir hissini dünya saltanatı ile değişmez.

Her biri, dünyadan çok daha kıymettar olan bu cihazatın tamamını, dünyanın cüz’î bir mes’elesine nasıl sarfediyoruz? Yukarıda bahsettiğimiz cihazattan biri olan akıl, Cennetten de kıymetlidir. Akılsız bir kimseyi Cennete koysanız ne derece istifade edebilir.

Şu hale göre, her bir cihâzat-ı insaniye, insanın sırf bu dünya için yaratılmış olmadığına ve onun esas vazifesinin rızâ-i İlâhiye’yi tahsil ve irfan meydanında terakki etmek olduğuna birer şahittir.

 

genc_kalem

Okumak,Yaþamaktýr
[h=1]Dünyayı Kesben Değil, Kalben Kerketmeli[/h]İnsan dünyaya çalışmalı, muvaffakiyetin şartlarını hakkıyla yerine ge­tirmeli, fakat asla ona kalbini bağlamamalıdır.

Bilindiği gibi insan, ineğin sütünü sağar, etinden istifade eder, fakat onu odasının başköşesine bağlamaz. İneğin yeri oda değil, ahırdır.

Öyle de, insan dünyadan istifade eder, para kazanır, mal mülk sahibi olur. Bunlar dünya hayatı için gereklidir, fakat insan bunları vesile olarak bilmeli, gaye yapmamalıdır. İnsan parasını kalbine değil, kasasına koymalı. Keza, sarayını gönlüne değil arsasına kurmalıdır. Zira, kalb Samediyetin âyinesidir, marifet ve muhabbete mahal olmak için yaratılmıştır.

İnsan, Beytullah mesabesindeki kalbine servet, makam, teveccüh-ü nas gibi şeyleri koymamalı ve o kalbin nezahetine halel vermemelidir.


 

genc_kalem

Okumak,Yaþamaktýr
Cihad-ı Ekber Nedir?

İnsanın kendi nefsiyle mücadelesine büyük cihad (cihad-ı ekber), düş­manla çarpışmasına ise küçük cihad (cihad-ı asgar) deniliyor. Bunun bir sebebi şudur:
İnsan haricî düşmanla çarpışırken ölürse, şehit olup, Cennete gidiyor. Nefsiyle çarpışırken mağlûp olduğunda ise, ebedî hayatını kaybedi­yor. İnsanın bu ikinci cihadı mutlaka kazanması lâzım geliyor.

Diğer taraftan, haricî düşmanla yapılacak cihadda muzaffer olmak için de, önce dahildeki harbi kazanmak icab ediyor. Yani, ancak nefsiyle yap­tıkları cihaddan muzaffer çıkan kimseler, düşman karşısında arslanlar gibi çarpışmaya muvaffak oluyorlar.
 

genc_kalem

Okumak,Yaþamaktýr
Bizlere Hazırlanan Sofralar

Allahü Teâlâ, biz daha doğmadan, lûtuf ve keremiyle, bizlere şefkatli si­neler ve o sinelerde süt çeşmeleri hazırlamıştır. Dünyaya geldiğimizde latif, nâzif, nezih ve leziz sütü o çeşmelerden bizlere akıtmıştır. Keza, dünya sa­hifesi kapanıp ahiret sahifesi açılmadan da bizlere hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği ve hiçbir kalbin tahattur etmediği, taşı ve topra­ğıyla hayattar, hurilerle müzeyyen bir dâr-ı saadet hazırlamıştır. O saadet yeri elan hazırdır ve bizleri beklemektedir.
 

genc_kalem

Okumak,Yaþamaktýr
Nefis

Nefis, ateş gibidir. Yakıcılığı ve zararlılığı her zaman mevcuttur. Bu ne­fis, İslâmiyet sobasıyla kuşatılırsa, ondan istifade edilir. Yani o halde nefis, insan için terakki vasıtası olur.

Nefsini yenerek tahkiki iman kazanan kimse, ateş ortasında fidan ye­tiştirmiş gibidir.
 

genc_kalem

Okumak,Yaþamaktýr
[h=1]Teneffüs ve İbadet

Havayı, teneffüs etmek insanın en mühim bir gıdası olmakla beraber, insana bir sevap kazandırmadığı gibi, ibadet, taat ve zikirle gıdalanan me­lekler de yaptıkları bu ibadetler dolayısıyla sevap kazanıp terakki etmiyor­lar.

[/h]
 

genc_kalem

Okumak,Yaþamaktýr
Huzur

Rütbece kendilerinden bir derece büyük olan bir insan karşısında, bütün hareketlerini kontrol eden bu âciz insanlar, Hâlik-ı Zülcelâl’in huzurunda olduklarını bildikleri halde, nasıl O’nun emri hilâfına hareket edebiliyor­lar?
 

genc_kalem

Okumak,Yaþamaktýr
Buna Rağmen

İnsanın sofrasıyla kedinin sofrasını mukayese ediniz. Buna rağmen, ikincisi büyük bir memnuniyet gösterirken, birincisi isyan etmekte...


Çemberi Yarmak

İnsan, bir harpte çembere alındığı takdirde hayatı pahasına da olsa o çemberi yarmak zorundadır. Biz de ebedî felâkete atılmak üzere, nefis, şey­tan, günahlar ve isyanlar tarafından kuşatılma durumundayız veya kuşa­tılmış bulunuyoruz. Ne pahasına olursa olsun bu harbi kazanmak ve bu çemberi yarmak mecburiyetindeyiz.
 

genc_kalem

Okumak,Yaþamaktýr
Gayemize Dikkat

Okumak üzere herhangi bir fakülteye kayıt olan bir talebenin esas ga­yesi, tahsilinde muvaffak olmak ve mezuniyet diplomasını alabilmektir. Bu gaye onun yüzünü kesretten vahdete çevirir ve yeme, içme vesair ihtiyaçla­rına ancak lüzumu kadar vakit ayırır. Aksi halde, yani bu talebenin kesret içinde boğulması halinde, okulundan mezun olamayacağı açıkça anlaşılır. İnsanlar da kendilerinin ahirete yolcu olduklarını ve bu dünyada imtihan edildiklerini unutmamalı ve kesret içinde boğulmamalıdır.
 

genc_kalem

Okumak,Yaþamaktýr
Âkıbetten korkmak

Dünyevî âkıbetten korkmak insan fıtratının icabıdır. Bir kimse otobüsle, gemiyle veya uçakla bir menzile müteveccihen seyahat etse, o menzile mutlaka ulaşacağını garanti edemez. Her an bir trafik kazası veya bir fırtına sebepiyle o seyahat sona erebilir ve o insan da ölümü tadabilir.


İşte aynı şekilde, Cenâb-ı Hakk’ın emir ve nehiylerine riayet etmekle Cennete müteveccihen yol alan bir mü’min de bu yolculuğun Cennetle son bulacağını garanti edemez. Her an mânevî bir musibet veya fırtına, insanı yarı yolda koyabilir. Bu seyahatta da âkıbetimizden daima korkmalı ve Rahîm-ı Zülcemal’in dergâhına iltica ve ondan istimdad etmeliyiz.
 

genc_kalem

Okumak,Yaþamaktýr
Kaybedenler de olacak

İmtihan olunca elbette kaybedenler de olacaktır. Kimse sınıfta kalmasın diye okul açılmazsa, herkes cahil kalacaktır. Bir okulda sadece iki kişi âlim olarak yetişse ve bin kişi ise gereken başarıyı gösteremese yine o okulun açılması maslahattır. Hattâ bir üniversitede dünya çapında bir fenci veya Eflâtun gibi bir dâhi yetişeceği bilinse, diğer bütün talebeler belge de alsalar o üniversite açılacaktır. Çünkü, o üniversiteden yetişecek o tek kişi, binlerce kişi kıymetindedir ve bütün insanlığın medar-ı iftiharıdır. Faydası bütün beşeriyetedir.


Dünya denilen bu imtihan meydanının açılmasına ve bu sebeple çokların Cehenneme düşmelerine bu misâlle bir derece bakılabilir.
 

genc_kalem

Okumak,Yaþamaktýr
Nefsin âdi bir bahanesi

Bir talebe, okula gitmediği takdirde sınıfta kalacağını bildiği için, okuluna muntazam devam ediyor ve derslerine çalışıyor. Kaderim nasılsa öyle olur deyip okula devam etmeme cihetine gitmiyor. Aynı talebe, namaz mevzuuna gelince: Kaderimde varsa kılarım, deyip kadere yapışıyor ve namazdan kaçıyor. Bu hal, namaz kılmamak için nefs-i emmâre tarafından uydurulmuş âdi bir bahaneden başka bir şey değildir.
 

genc_kalem

Okumak,Yaþamaktýr
Yarını düşünmek

Bir günümüzü oyun ve eğlence ile geçirdiğimizde ertesi gün elimizde bir hiç kalır. O günü ticaretle geçirsek kazandığımız kârla servetimize bir şeyler ilâve etmiş ve yarınımızın maddî ihtiyaçlarını karşılamış oluruz.

Bu dünyanın yarını da ahiret olduğuna göre, yarın elimizde kalacak, yani hasenat defterimize kâr olarak geçecek işlere ne derece müteveccih olmamız gerektiği açıktır.
 

teblið

Vefasýz
Yarını düşünmek

Bir günümüzü oyun ve eğlence ile geçirdiğimizde ertesi gün elimizde bir hiç kalır. O günü ticaretle geçirsek kazandığımız kârla servetimize bir şeyler ilâve etmiş ve yarınımızın maddî ihtiyaçlarını karşılamış oluruz.

Bu dünyanın yarını da ahiret olduğuna göre, yarın elimizde kalacak, yani hasenat defterimize kâr olarak geçecek işlere ne derece müteveccih olmamız gerektiği açıktır.

vel hasıl hocam;

Bu gün imtihan tarlasını iyi ekmek gerek .iyi ekelim ki yarın mahşerde iyi hasat alalım inşl;
 

genc_kalem

Okumak,Yaþamaktýr
Hususî kıyamet

Bize yetmiş sene sonra kıyâmetin kopacağı haber verilse, bütün sefahet ve zevkleri bırakıp Allah’ın (C.C.) rızasını tahsile çalışır ve ancak ölmeyecek kadar dünya ile uğraşırdık. Halbuki yetmiş seneye kalmadan bizim kıyâmetimiz kopacak ve kendi hususî dünyamız başımıza yıkılacaktır. Öyle ise neden uhrevî amellerde lâkaydlık gösteriyoruz?
 

genc_kalem

Okumak,Yaþamaktýr
Sohbetteki lezzet

Sultan Fatih’in kendisi sarayın bir odasında, ziyafet sofrası da diğer bir odasında bulunsa; elbetteki yemek sofrasındaki tad yerine padişahla sohbetteki tad ve lezzete talip olacağız.

İşte, başta Peygamber Efendimiz (S.A.V.) olmak üzere bütün Peygamberler (A.S.), sahabe-i kiram ve diğer nuranî zatlar da Cennette sohbet meclisleri teşkil edecekler ve Cennet ehline hayretengiz hakikatlardan ve hadiselerden bahsedeceklerdir. Cennetteki maddî lezzetlerin bu sohbetler yanında çok küçük kalacağı yukarıdaki misâlden bedahetle anlaşılmaktadır.
 

genc_kalem

Okumak,Yaþamaktýr
Dünyaya sığmayan insan

Farz-ı muhal olarak, bir insan Karadeniz’den çok daha büyük bir balık görse, bu balığın o denizin çok fevkinde diğer bir denize ait olduğuna derhal hükmedecektir.


Aynı şekilde, insanın istidatları da dünyaya sığmamakta ve bu dünya insanını tatmin etmemektedir. O halde bu insan balığı âhireti göstermektedir ve oraya namzeddir.

İnsandaki akıl, hafıza, göz, kulak, dil gibi terazilerle, bunların tarttıkları şeyleri mukayese ettiğimizde, terazilerden birinin tartılan şeylerden daha kıymettar olduğunu görürüz. Yani, insanın herhangi bir aletiyle kazandığı dünyevî zevk ve lezzetler, o âletin kıymetine değmiyor.

Demek ki bu teraziler yalnız bu fâni işler için verilmemiştir. O halde bunların yüzünü ebedî âleme çevirmemiz lâzımdır.
 

genc_kalem

Okumak,Yaþamaktýr
Eğer ahiret olmazsa

Çocuklar da uçak yaparlar, fakat ona binip seyahat edemezler. Onlar da oyuncak kaplarda yemek pişirir ve ellerini ağızlarına götürerek dudaklarını açıp yumarlar, fakat karınları doymaz. Onlar da oynarken aralarından birini kumandan yaparlar, fakat onun kumandanlığı beş para etmez. Ne emri ile ordular harekete geçer ve ne de kendisi kumandanlık maaşı alır.

Eğer ahiret olmazsa, dünyada yaptığımız bütün faaliyetler de böyle bir oyundan ileri geçmez.
 

genc_kalem

Okumak,Yaþamaktýr
Bina ve şantiyesi

Dünya, ahiretin bir şantiyesi mesâbesindedir. Bir binanın şantiyesi İstanbul kadar olsa, kendisi ne kadar olacaktır? Kıyas ediniz!
İşte âhiretin azametine bu misâlden bir derece bakılabilir.
 
Üst