Ukbaa
Well-known member
Yirmi Dokuzuncu Lem’a
İmana dair âli bir tefekkürname, tevhide dair yüksek bir marifetname.
بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ 1
Kardeşlerim,
Bu tefekkürname çok ehemmiyetlidir. İmam-ı Ali’nin (r.a.) ona bir vecihte “Âyetü’l-Kübrâ” namını vermesi, tam kıymetini gösteriyor. Namaz tesbihatında aynelyakin derecesinde kalbe gelmiş, çok risaleleri netice vermiş, otuz sene akıl ve fikrin gıda ve ilâcı olmuş bir marifetnamedir. Bunu hem Lem’alar’ın başında, hem kırk elli adet müstakil makine ile yazılsa münasiptir.
Said Nursî
Yirmi sene evvel Eskişehir hapsinde tecrid-i mutlakta iken yazılan bir lem’adır.
وَبِهِ نَسْـتَعِينُ اَلْحَمْدُ ِللهِ رَبِّ الْعٰالَمِينَ وَالصَّلٰوةُ وَالسَّلاَمُ عَلٰى سَيِّدِناَ مُحَمَّدٍ وَعَلٰۤى اٰلِهِ وَصَحْبِهِ اَجْمَعِينَ 2
[NOT]Dipnot-1 Her türlü noksan sıfatlardan yüce olan Allah’ın adıyla.
Dipnot-2 Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla başlar ve ancak Ondan yardım dileriz. Ezelden ebede her türlü hamd ve övgü, medih ve minnet, Âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur. Efendimiz Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm ile âline ve ashâbına ise salât ve selâm olsun.[/NOT]
Eskişehir hapsi: (bk. bilgiler) | Said Nursî: (bk. bilgiler – Bediüzzama Said Nursî) |
aynelyakin: gözle görür kesinlikte bilgi sahibi olma | ehemmiyetli: önemli |
evvel: önce | iman: Allah’a inanma |
lem’a: parıltı | marifetname: Allah’ı bilmeye dair yazı, eser |
münasip: uygun | müstakil: bağımsız, başlı başına |
nam: ad | netice: sonuç |
risale: küçük çaplı kitap; Risale-i Nur’un bölümleri | tecrid-i mutlak: tam bir yalnızlık, yalnız başına bırakılma |
tefekkürname: Allah’ı tanımayı sonuç verecek şekilde varlıklar üzerinde düşünmeye sevk edici eser, yazı | tesbihat: Allah’ı her türlü kusurdan yüce tutarak şanına layık ifadelerle anma |
tevhid: birleme; her şeyin bir olan Allah’a ait olduğunu bilme ve buna inanma | vecih: yön |
Âyetü'l-Kübrâ: en büyük delil, Risale-i Nur’da 7. Şua adlı eser | âli: yüce, yüksek |
İmam-ı Ali: [bk. bilgiler - Ali (r.a.)] |
<TBODY>
</TBODY>