Mustafa CİLASUN Şiirleri

Mustafa Cilasun

Well-known member
[FONT=Palatino Linotype, serif]Suskun halinle bakma gözlerime, içim acıyor![/FONT]










[FONT=Palatino Linotype, serif]Ne kadar kaçınsam olmuyor[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Her an ve zaman da ruhum sızlıyor,neden hüzün kalbimden hiç gitmiyor[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Hangi tercihin ahını aldım, savrulan bir figan misali ülfetli kalbini hiç anlamadım[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Niçin bu kadar perişandım, niye lal olmuş dilin vehmettiği sancılara uzak kaldım[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Nasıl bir hal üzere yaşadım, düşünmeyi ve tahkikimi kimlare bıraktım[/FONT]






[FONT=Palatino Linotype, serif]Bilmem ki hangi yüzle el açıp yalvarmalıyım[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Kanasıya denk ağlamalıyım, kalbi lekelerden arınmalıyım, sana ulaşmalıyım[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Nice yıllar kayboldu, bazen izanım ve idrakim hadsizce boşluktaydı, nerde kaldım[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Firkate ram olmayı hak etmeyen sefil halim, akıl ve irfana muhtaç ahvale kandım [/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Neden bu kadar ve manasızca savruldum, nasıl bir telakki içinde ömrü oyaladım[/FONT]






[FONT=Palatino Linotype, serif]Ne nefesin müddetini idrak ederek yaşadım[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Ne tevdi edilen onca emanetleri gereği gibi anladım ve hassasiyetimle sakladım[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Peki, niçin ve hangi manada aldandım, ne zaman bir suçluyu ansam kalbe acıdım[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Nasıl bir avuntu niçinde yıllarca tutlu kaldım, neyi aşk sandım,kimlere kandım[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]İdrak ve şuurdan azk kalarak, ihsan ve ecri savsaklayarak seni nasıl anlardım[/FONT]






[FONT=Palatino Linotype, serif]Ne kadar acırsan bu halime muhakkak ki haklısın[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Bilmem ki nasıl bir kalbin letaifiyle nazar eder ve yüksünmeden hala avunursun[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Onca yıllar yıpratan ruhumu nasıl anlarsın, titretern kalbi lahzamı bağışlarmısın[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Bekleyen an ve saatte güneş misali açarmışın, münbir toprağa sinemi bırakırmısın[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Gözyaşlarını hala akıtırmısın, kakaran bu kalbime bir nebze olsun feyz taşırmısın[/FONT]










[FONT=Palatino Linotype, serif]Mustafa CİLASUN[/FONT]​
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
[FONT=Palatino Linotype, serif]Ne ses yeter, o nefes ki aşka hasret çeker![/FONT]






[FONT=Palatino Linotype, serif]Evet, akıp gitmeliydi zaman[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Lamekan olan bir sevdanın firkatine erişene kadar[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Temaşa edecektir, tefekküre ram olan kutlu bir an, kalbi yapanla kim alakadar[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Ruhhun vecdine susamış lakin nasıl bir hicranla bakar, hani nerde kaldı bak bir ar[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Nasıl bir gayenin turabındayız, neden iradesinden vazgeçmeyen bigane insanız yar[/FONT]






[FONT=Palatino Linotype, serif]Artık nameler yazılmaz oldu[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Rodyolar da birköşeye atıldı, olur olmaz ekranlarda şarlatan yüzakı doldu[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Nasıl bir seyirlik ki insanlar akılı ve manayı unuttu, peki, şimdi geriye ne kaldı[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Yüksünmek için bahaneler sıralandı, fikretmek şöyle dursun, adamlık mı peşişandı[/FONT]






[FONT=Palatino Linotype, serif]Bir zamanların karesine bakıyordum[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Yıllar nasıl geçmiş, o an şöyle durdum neden dirliğimde bir nedamet yaşıyordum[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Niye afallıyordum, yoksa habersiz bir yolun yolcusu olarak mı, nefesi salıyordum[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Hangi gemiye baksam, sallınan hasreti ruhumun derinliğinde yaşasam ağlıyordum[/FONT]






[FONT=Palatino Linotype, serif]Sinemdeyine bir hüzün başlamıştı[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Hicran ne kadar yakındı, kalbim kimleri yadederek andı, aşk ne müşkül ilhamdı[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Akan zaman, hissedilmeyen an, farkı farkettiren ihsan neden hüzzama çok yakındı[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Akşamdan sabaha ne kaldı, her anın arefesinde neler saklıydı umutlar niye şafaktı[/FONT]






[FONT=Palatino Linotype, serif]İçim titriyor, gözlerim yaş döküyor[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Neden arzın şahikasında ki nefesler kalbi hissedişleri, yakinen dillendirmiyor[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Peki, kim saltanatından vazgeçiyor, neden sıfatları için durmadan kan döküyor[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Nasıl bir sevdasnın peşinden sürükleniyor, tetikçilik yapanlar tefrikalar mı ekiyor[/FONT]






[FONT=Palatino Linotype, serif]Mustafa CİLASUN[/FONT]​
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Nefesin olsaydım, aşkına kansaydım!



Ne olurdu
Seni kaybetmeden
Saclarında bir tel olsaydım


O güzel
Parmaklarında
Kestiğin tırnağı koklasaydım


Seninle
Hasreti kanasıya
Anlayarak hicranı unutsaydım


Gözlerinle
Gecenin hüznünü
Şevk içinde aydınlatsaydım


Uykuna
Nezaret etseydim
Gecelerin serinliğinde yazsaydım


Senin
Sevgin için çalışsam
Halini anlasam seni sana bıraksam


Ellerinle
Tuttuğun parmaklık
Ayağını bastığın zemin olsaydım


Seninle
Aşkı anlasaydım
Sevdan ile umman yaşasaydım


Temaşa
Ettiğin vapurlarda
Durmadan esen rüzgârın olsaydım


Narin
Ellerinle tuttuğun
Çay bardağın damağında hazzın


Can sıkıntında
Düşlerin güzelliğinde
Mısralarında ki esrar kokan derinliğin


Çileyi çeken
Sabrın ben olsam
Ancak seninle durulsam sana kansam



Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Ne firkatti meftun eden, gönlü vakfettiren!





Kalbim umut doluydu
Ne bir korku ve ne de yeis bulunurdu, sanki hülyalar ruhum için yağmurdu
Günlerin peşinde sürüklenirken, yarınlar için düşleri derlerken, yıllar ne çabuk yoğurdu
Kiminle hem hal olmuşsam, dinlediğim hikâyeleriyle ibretin izlerini bulduysam, anıyordu


Kimi zaman çok daraldığım oldu
Henüz keşfine muttali olamadığım bir ürkeklik vardı, mütereddit olmak, halime yakındı
Henüz yeni yetmeydim, merakın selinde gezinirdim, ukdeleşen ne varsa sabrederdim, ardı
Ne zaman haclığım olsa, bin bir düşünceden sonra, en ucuz olan ne varsa alırdım, kanaatti


Her ne hikmetse şefkati çok tatmadım
Melül bir vaziyette bakmayı ne kadar ayıplardım, fevkalade utanır, yüzümü saklardım
Hissetmesin diye ne çareler aradım, lal olan hevesimi saklar, umutlar hülyasında yaşardım
Bir oyuncağım dahi olmamıştı, sanki suya hasret kalan bir andı, heyecan olsa ki ne yazardı


İmrenirdim kendi kendime, hiç ses etmesem de yine
Sahipsiz değildim fakat hangi yakınlığın uzağında kalsam bir bahane, yutkunurdum yine
Arkadaşlarım ne kadar şendi, çocukluğunun keyfindeydi, oyun oynamak için çareler eşiğinde
Ne kadar güzel gülerlerdi, bazen katılarak halinden geçerdi, elbise batmış kimin derdindeydi


Sabah ezanıyla kalkardım, heyecanla abdest alırdım
Sonra kimseye rahatsızlık vermeden kapıyı açarak, camiye gitmek için yol alırdım, ufaktım
Cami çok sessizdi, o kadar ki sanki şefkat yeri değildi, amcalar şaşkın bir haldeydi, uzaktım
En çok hoşuma giden, sıcaklığı yakın olan sobaydı çok candandı, biraz kızarmıştı, yakındım


İmam efendi çok ciddiydi, her nedense bir yabancı gibiydi
Sesinin ahengi için yüksek sesle öksürmesi çok garipti, sanki duvarlar inledi, gereklimiydi
Müezzin efendi kamet getirmek için etrafına göz gezdirdi, sonra vakit gelmiş ki, davet etti
Bir hizada, sıkı saf tutmamız için imam efendi ikaz etti, sonra tekbir getirerek imamlık etti


İki rekâttan sonra gür sesiyle selam verdi, müezzin arkasını getirdi
Kendi kendime bakınıyordum, amcaların melalini anıyordum, suskunlaştıran an, ne isterdi
Demek ki herkes kendi derdinde ve umut âlemindeydi, hürmet etmek gerekti, yaşlılık ne dedi
O kadar küçükken, ihtiyar amcaların halini gözlemek içimi sızladı, vuslat kim için bir aşktı


Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Ne sersen, ne söylesen!




İşte böyle ey can
Sonunda başardım sanırım
Sevdanın mefkûresinde yaşadığım

Çaresiz
Bir şekilde esrarı tavaf yaptığım
Heyhat ki hiç anlaşılamadığım hicranın

Sızısıyla
Bir mecnun misali yaşadığım
Hasret öyle bir noktaya getirdi ki

Sanki
Bir deli sıfatını hak edercesine
Tek suçumuz yalnızca sevmek olmuştu

Her bir suçluluğa hazırdım evvel ahirde sanki

Demek ki
Böyle bir şeymiş sevmek hissiyatı
Nerden bilirdim ben hayatıma konacağını

Kime
Ne söyleye bilirdim ki
Ne beklerdim sevgiyi tatmak zorunda olan

Belki
Bir çaredir diye kelamı esirgenen
Bir selamın dahi çok görülen olmak var ya

Ne acı
Bir sızıdır lakin nasip olunca
Bu kadarına razıyım yeter ki hisset kendini

İzlerini
Nakşeden güzellikler içinde
Halini göremeden dahi sevmeye heveslenmek

Ne demek
Bu garipliği kimlere anlatmayı denemek
Ah o mana hazzını yaşamak var ya bir okyanusun

Derinliğine
Dalış yapan bir hederin oksijeni gibi
Çölde kuruyan bir kuyudan suya umut bağlamak gibi

Kuşların
Kanadıyla dertlere
Çare olmaya adanmak, aşk ikliminde kaybolmak



Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
[FONT=Palatino Linotype, serif]Kimden insaf dileneyim, boynumu bükeyim![/FONT]








[FONT=Palatino Linotype, serif]Alıp götürmüştü zaman[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Ötelerin naifliğine, düşlerin payesine, hüzünlü nefesimle, hicran yine kalbimde[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Onca yıl geçip gitmişti, nakşettiği motifleri renklendirirken, ah bırakmıştı sineme[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Ne kadar umut beslesem, niyetin gerekçesinden habersiz bu nefesime omuz versem [/FONT]






[FONT=Palatino Linotype, serif]Merakın ne olduğunu talim etmeden[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Bahşedilen ne varsa bahtım için hamdına ram olduğumu bilmeden ve göçerken[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Son bir nefes için neye ihtiyaçlı bulunduğumun idrakini, acziyetimle öğrenemeden[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Ten ve tevdi edilen bedenim sukuta çekilirken, ruhum haşyeti temaşa ediyor olacak[/FONT]






[FONT=Palatino Linotype, serif]Hangi figan hasredilse, sahipsiz kalacak[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Maşuk için vakfedilen aşk, nasıl bir kalp için heyecan duyacak, gözler ağlayacak[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Varlık adına ne varsa, çığlık çılığa kalan irfana muhtaş nefes olacaksa ki acınacak[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]İçinden çıkılmaz bir zaman badiresinde nefsim çaresiz kalacak, umutla bakınacak[/FONT]






[FONT=Palatino Linotype, serif]Bir vakit sonra toprakta unutacak[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Mezar taşları kırılmış olacak, ziyartet edenler kim bilir belkide kalmayacak[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Okunan ezanlar ıstırap içinde ihmal edilenleri hatırlatacak,lakin çare olmayacak[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Anlamına malik olmadığım ne kaldıysa ve hatta kayıtsızlığıma ne ibretle bakacak[/FONT]






[FONT=Palatino Linotype, serif]Canan, canının dedinde bulunacak[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Heves, suskun sokaklarda aranacak, bom boş kaldırımlar yadederek, acıyacak[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Yazan kalem belki kefil olacak, umman gönlümde yaşayacak, kalbim ne aranacak[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Gitmek neden bu kadar hicranla anılacak, hüzün ruhumu hiç yalnız bırakmayacak[/FONT]






[FONT=Palatino Linotype, serif]Mustafa CİLASUN[/FONT]


 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Hicran ne söylerim, boyun bükeyim!




Bilmem ki hangi umuttan bahsedeyim
Geçip giden zamana ne deyim, aklım var oysa neden aczi yet içindeyim
Nasıl bir meclisin feyzini umut edeyim, yalnız bırakan düşlerimi kime söylerim
Bin bir hülyalardan mı vazgeçeyim, ufki seyrimi görmezden mi geleyim, ah edeyim


Hesapsız bir hayatın gamını neyleyim
Uzun ömür için tamah etmeyi nasıl tahayyül ederim, bilinç olmazsa deyin
Çocuklar ağlarken, yaşlılar melül melül bakarken, huzur evini ziyaret mi edeyim
Acil hastalara şifa dileyim, umutla aranan gözleri nasıl görmezden gelirim, inlerim


Evet, bir zamanlar yokluk vardı, bilirim
Lakin edepli olmak hal işiydi ve her nefeste hissederdim, utanmaya sevinirdim
Hisseden kalbin naifliğini yakinen terennüm ederdim, sevgiyi o vakit fark ederdim
Şefkat ve muhabbetin kanaatin bereketinden olduğunu öğrenirdim, ne sabır dilerdim


Nedense akşamın olmasını hiç istemezdim
Şimdi çağrılacağım diye kulak kesilirdim, şayet kayıtsız kalırsam ne azar işitirdim
Zaman zaman kötek yerdim, aç kalmanın ne demek olduğunu o vakit talim ederdim
Hiç sitem etmeyi beceremezdim, nazlanmak nedir yakınından da geçmedim, özlerdim


Yazlık sinemalar geçmiş yıllarda nasıl çoktu
Gazoz içmeyi becermek ne büyük umuttu, çekirdek çitlemeninse seyrine de doyulurdu
İçeri girmek bin beter, çıkmak ise bin hüzün ile ne büyük bir keder sokaklar suskundu
Ne kaçamaklar, duvardan atlayıp yuvarlanmalar, pantolonda yırtılmalar korkuydu


Çok acıkırdık ve eve gelmeyi göze alamazdık
Annem bir hışımla başımda biter, ne eline geçirdiyse acıyor demezdi, yine caymazdık
Babam gececi olurdu evimizde sükûnet ne kadar korkunçtu “sus” çaresini anlamadık
Nihayetinde çocuktuk, muhakkak ki yaramazlık yapacaktık, kimseye yaranamadık


Kendi aramızda şen ve şakraktık, nasıl oynardık
Bazen saklambaç bazen körebe ve bazen de çok değişik oyunlar öğrenip vedalaşırdık
Yarın için düşler kurar, kendi dünyamız adına umuda dalardık, kimi vakit kanardık
Aldatılmayı çok ayıplardık sanki kırmızı bir hat koyardık inanmak adına korkardık


Teyzeler, nedense beylerine herif diye çağırırlardı
Amcalar ise avrat demeyi marifet sayarlardı, ne kadar garip anlayışlardı, ne umardı
Saygı, sevgi hangi iklimin naifliğinde kalmıştı, edep bu kadar dışlanan bir anlayıştı
Şimdi geriye ne kaldı, ihmal edilen ne varsa ayan beyan ortadaydı, gariplik niye ardı



Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Şimdi sensiz neşesiz!



Esefle
Biliyorum ki sen
İmtina ediyorsun salınırken

Bir bir
Rıhtımda adımlarken,
Martılara melalinle bakarken

Biran
Hışımla gelen dalgalar
Dikkatini çekiyor seni anlatırken

Sen
Sinendeki dinmeyen
Fırtınanın esiri olmaya hazırken

Bazen
O tertemiz kalbinin
Çeperlerinde sessizliğinle gezinirken

Bir ara
Görmediğin nidanın
Esintisine kapılarak öylece gidiyordun

Bilirim
Bazen uykusuz
Sabahlayıp gece yüreğini aralarken

Dilenen
Günahsız bir sevginin
Olmayan adaylığında nefesi tüketirken

Şimdi
Sen görünmezlerin
Esrarlı perdesinden halinle ses verirken

Salınır
Kokunun katresinde
Açılan güzide gül iken hevesinle süzül

Hani
Dikenin tesirinde
Hicranla serinlenirken, seven yürekken

Olma
Sevgiliye hasreti yaşatan
Bir cananı yar olmuşken, habersiz izken

Hazin ki
Yine sen giderken
Adımlarının izinde bir kor olmalıydım

Sen
Halinle sevmeyi bilen
En güzel hakikati gülizarı yaşatırken

Ben
Gülistan diyarında
Tarafından seçilen bahtiyar olmayı dilerim

Edebinle
Şahsı hususi kokusunu
Gizleyen en güzel edebi bir can Güzin iken



Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Gel perişan etme yar!




[SIZE=+0]Üzme
Yeter, artık ey yar
Nerdeysen çık gel de açsın şu bahar

Gözlerim
Çağlayan misali akar
Topraklarda bitmez oldu açan canlar

Sen ki
Serabımdın, meramımdın
Hasretinle aldın, Ummanları yaşattın

Gelmez
Oldu kokuların renkleri
Hali çiçeklerim sana olan hicranla soldu

Göğüs
Kafesim inse çıksa ne yazar
Sensizlikte çırpınan kalbim bizar mı bizar

Hüccet
Sende, dirliğin badesinde
Aşk ruhunun en mütenahi bir bahçesinde

Gel
Bir naz ile salınma artık
Bir bak kimler bakıyor şu halime alık alık

Kalmayalım
Ahirin şevkinde biz uyanık
Ölüler dergâhında her daim biz adımladık

Soramadık
Halinin bendinde uyanmadık
Bu yürekle yılarca senin hasretinle yaşadık

Kalakaldık
Utandık sevdamızı anamadık
Ne derler dehlizinde bizler vehmi kuşandık

Şimdi
Artık uyandık lakin ele kaldık
Heveslerin solgun bahçesinde biz renksiz kaldık

Ne yaptık
Biz aşkı hakikati anlamadık
Oyalandık, zevklere dayandık vah diye onu andık
[/SIZE]



Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Onlarla bulduğum dem!



Yavaş...
Yavaş çekiliyor artık koşturan insanlar
Onların telaşını seyrediyor şaşıyorum


Öteler...
Neden sürekli tehir edilir avuntu seçilir
Sessizce bir gün gidilir, neler hissedilir


Yaprak...
Sımsıkı tutunarak dalı hiç bırakmamak
Ne kadar mümkün ise sevgiyle anmak


Gelinen yaş...
Her anın ne kadar mümkünse manalaş
Hezeyanla uğraşma nefesinle ona ulaş


Kudret...
Kendi ellerinde sana bir gün olacak dert
Sabret hikmetine meylet nefsi sen terk et


Güven...
Sen öncelikle ötelerde verdiği sözü bilen
Hilkati üzerine sıratı takip eden ruha eren


Vehim...
Uzaklaşırsan iz’an ve idrakten olacak sökün
Aklın ve bilgin olacaktır en önemli bir varlığın


Cazibe...
Kalmayacak ne saçın, ne kaşın hatta naşın
Toprak içinde aranacak telaş içinde kalışın


Aşklar...
Lafazanlıkta yarışan o anlamsız haykırışlar
Hakikat karşısında hilkatinden çok utanırlar


Makyaj...
Neyle ilintilidir güzellik onun içinde mi gizlidir
Karanlık sineyle yaşamak ne işe yarayacaktır


Bir dil...
O her güzelliğin içinde bulunan nadide çiçektir
Onu kullanmayı beceren mümtaz bir şahsiyettir


Anahtar...
Öncelikle gönülleri açan bir ilkbahar için var
Gönülden anlamayan ne açar nede anahtar


Çilem...
Seninle dem buldum, halime muttasıl oldum
Sen olmasaydın, muhakkak aşktan olurdum



Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Sevgi, ruhu esir etmez, kalbi öldürmez!



Tutuklu kalma, nazarında erişilmez sanma
Düşlerin serencamında yaşamayı gaye yapma, aklı ve idraki hakkıyla anla
Kim çıkarsa çıksın karşına, umudun için nasibim diyerek arka çıkma, sabırla yaşa
Kanaat etmek, tasarrufunda bulunanla yetinmek midir, o vakit vuslat nedir baksana


An, kısmidir, ömre matlup olan zaman kimindir
Hangi hikayeler esrarıyla vaktini beklemektedir, ümit etmek, tahkik değil midir
Ahirin evvelinde ne var, hesap kim için en mümbit bir nazar, ölmek, nasıl firkattir
Sevgi feda olmayı bilmektir, bir karşılık beklemeden ecrini vakfetmektir, çok latiftir


Setret mahlûku, koruyacağı bir sınırı vardır
İllaki bir rekabet ortamındadır, ya avdır, ya da avcı olmak zorundadır, öyle yaşar
Sünnetullah niye vardır, hangi vakit için kul olmak nasibi imtihandır, akıl mıdır kar
İlim olmadan, irade aşk için vazgeçebilmeyi göze almadan, idrak nefes için nasıl ar


Nefsimi öldürdüm diyene aldanma ve inanma
Nefis ölmez, ruh maksadına nail olmadıkça halinden geçmez, kalbi yaşamalı kanma
Her sözü, niyetin asliyesidir sanma, insan zafiyetleriyle birlik içindedir, yok sayma
Bağışlamayı ve bağışlanmayı kimsenin tekeline bırakma, nefesin müddeti nedir anla


Aklı zail olan bir canı görürsen, dikkatli bakma
Hissetmediğin kadar bir derinlik vardır kalbinde, sakın ha hor görerek uzaklaşma
Derdin sahibi kimdir, çile neden ehli hal olmak için en güzide bir gerekçedir, korkma
Zaman kimin, ömür hangi vadi için tevdi edilen ülfetin ihsanı ihlâsı nefsine bırakma


İlkbahara bir bak, gün yüzüne hasret kalan umutlarını saklama bırak
Yak gemilerini durma yak, vuslattan ötesi yoktur muhakemeni iyice yap idrakine ak
Aşk, ruhi feryattır, hakikate kapı aralayan gamdır, sevda için ardır, kalbine iyi bak
Kimden eser kaldı, göçüp gidenler zaten figandı, hakikatler neler anlattı efkârını yak



Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Sevgi, ruhu esir etmez, kalbi öldürmez!



Tutuklu kalma, nazarında erişilmez sanma
Düşlerin serencamında yaşamayı gaye yapma, aklı ve idraki hakkıyla anla
Kim çıkarsa çıksın karşına, umudun için nasibim diyerek arka çıkma, sabırla yaşa
Kanaat etmek, tasarrufunda bulunanla yetinmek midir, o vakit vuslat nedir baksana


An, kısmidir, ömre matlup olan zaman kimindir
Hangi hikayeler esrarıyla vaktini beklemektedir, ümit etmek, tahkik değil midir
Ahirin evvelinde ne var, hesap kim için en mümbit bir nazar, ölmek, nasıl firkattir
Sevgi feda olmayı bilmektir, bir karşılık beklemeden ecrini vakfetmektir, çok latiftir


Setret mahlûku, koruyacağı bir sınırı vardır
İllaki bir rekabet ortamındadır, ya avdır, ya da avcı olmak zorundadır, öyle yaşar
Sünnetullah niye vardır, hangi vakit için kul olmak nasibi imtihandır, akıl mıdır kar
İlim olmadan, irade aşk için vazgeçebilmeyi göze almadan, idrak nefes için nasıl ar


Nefsimi öldürdüm diyene aldanma ve inanma
Nefis ölmez, ruh maksadına nail olmadıkça halinden geçmez, kalbi yaşamalı kanma
Her sözü, niyetin asliyesidir sanma, insan zafiyetleriyle birlik içindedir, yok sayma
Bağışlamayı ve bağışlanmayı kimsenin tekeline bırakma, nefesin müddeti nedir anla


Aklı zail olan bir canı görürsen, dikkatli bakma
Hissetmediğin kadar bir derinlik vardır kalbinde, sakın ha hor görerek uzaklaşma
Derdin sahibi kimdir, çile neden ehli hal olmak için en güzide bir gerekçedir, korkma
Zaman kimin, ömür hangi vadi için tevdi edilen ülfetin ihsanı ihlâsı nefsine bırakma


İlkbahara bir bak, gün yüzüne hasret kalan umutlarını saklama bırak
Yak gemilerini durma yak, vuslattan ötesi yoktur muhakemeni iyice yap idrakine ak
Aşk, ruhi feryattır, hakikate kapı aralayan gamdır, sevda için ardır, kalbine iyi bak
Kimden eser kaldı, göçüp gidenler zaten figandı, hakikatler neler anlattı efkârını yak



Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Anlamadıkça mı inanacak ve yaşayacaksın!




Ne sual etmeyi biliyorsun ve ne de merak ediyorsun
Önüme ne gelirse razıyım diyor ve yetiniyorsun, azmi ve cehdi nefeslenmiyorsun
Peki, nasıl bir gayeyle yol alıyorsun, taklit etmeyi mi hala bir marifet sayıyorsun
Farkı fark etmek için hiç çalışmıyorsun, aklına tevdi edileni neden önemsemiyorsun


Bir bak mevsime, hangi inşirahın derdiyle figan eder
İşaret taşları kim için bir şey söyler, geçmiş nefesleri neden ibretle hikâye eder
Okumayan bir nesle kim nazar eder, mukallit bir nefes ise hangi iltifata aşkla değer
Bu gaye üzere dillenen sevda nasıl bir gönle refakat eder, figan olmak içinmiş meğer


Derin bir uyku halindesin, aşkı ne vakit fark edeceksin
Yeksan olmuş onlarca nefeslerin hicranını bu minval üzerine nasıl hissedeceksin
Ruhundan tebarüz eden rikkatin şevkini kalbinde göreceksin, ölümle yüzleşeceksin
Hesapsızlığını nasıl beyan edeceksin, mezarın içinde inleyen bedenleri düşüneceksin


Esen rüzgârın figanını hiç duymuyorsun, uzaklaşıyorsun
Heva ve heveslerin için cansiperane oluyorsun tercihlerinde aklına çok güveniyorsun
Hatalarını neden gizliyorsun, kalbine nazar eden kimdir, hakkıyla iltica etmiyorsun
Cancın, figansın gamsın elhak aklını ve irfanını dikkate almadıkça evet sen ziyansın


Gül-i nihale derinden bir temaşa et, umut için vakfet
Gönül bir ummandır, sahralarda bekleyenler vardır, mazlum ve mağdura yardım et
Ne kadar caziben varsa, nardan bihaber olan nazarsa, ruhunu merak et, kalbine şevk
Zatına bahşedilen neler varsa, şayet emrin altında çalışanlar feryat ediyorsa cinnet
Eza ve zulüm adına kim tasarruf sahibiyse, emri bil mağ rufu bilmiyorsa ne delalet


Cemaat asabiyetlerinden kalbini arındır, taltif etme
Ümmeti Muhammed’in derdi gamıyla hem hal ol, zamanın sahibine kayıtsız kalma
Hangi mecliste bulunursan bulun illa ki hakkıyla anlamak için suskun kalma, ara
Astlar, üstlere makam tayin edemezler, bir takım makamlar veremezler, aşkı yokla



Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Kimliğin müşahhaslığı!




Âdemi beşer
Önce insan ve daha sonra
Adam olmayı muhakkak hedefler
Adam olma hakkını kazanmış bireyler
Yaratılma hilkatine göre hareket ederler

Bu insanlar
Asla sığıntı olmayı
Tesadüfe inanarak yaşamayı,
Nedamet duymayı hedeflemezler

Evli olan bir bayan,
Öncelikle kimlere güven
Duyacağını her şartta bilmelidir

Şayet bunu bilmiyorsa,
Emanet kavramına da yabancıdır
Hareket ve kuvvetin
Asıl sahibini bilme zorunluluğumuz mutlaktır

Bilmiyorsak şayet
Bireyleri, beyleri ve hanımları
Sevmenin ahengini sağlayamayacağımızdan
Retlerimizde hüsranı yaşamamız kaçınılmaz olacaktır

Evrende hayatını
İdame ettiren bir âdemoğlu,
Yaratıldığı hilkat üzerine hayatını
İdame ettirmesi kaçınılmaz olandır

Âdemin sulbü
Ve meşrebi, Sosyal
Ve psikolojik analiz gerektirir


Âdem
Mükellef oluncaya kadar
Elbette ki masumdur bu bir hukuktur

Sabiliğin cazibesi
Bir emanet olarak masum
Ve şefkate muhtaç olmasıyla bağlantılıdır


Evrende bulunmak
Mutlaka evrensel olmayı da
Her birey için gerçekleştirmeyecektir


Evrensel olmak için
Kanaat sahibinin niyeti
Cehdi, idraki ve inkişafı
Bir mutlakıyeti gerektirecektir


Evren, kıtaları
Ülkeleri, şehirleri, kasaba
Köy, belde ve mahalleleri kapsadığından


Âdem
Nereye giderse gitsin,
Fani olmadığı müddetçe,
Evrende kalmaya mahkûmdur


Evreni halk eden,
Onun gerçek sahibiyken
Rahmetinin gereği, uyarıcı ve tebliğ
Elçilerini, gaflet derinliğinde ki âdemlere göndermiş


Âdemlerden
İman edenler bu elçilere
"Efendim" diyerek teslim oluyorlar

Birde refikalar
Beylerine efendi derler


Rahmet elçilerin
Efendiliğine itibar ve iman edenler
Asla bir başka efendiye ihtiyaç duymazlar



Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Yürek içinde gizlenir aşk-ı suhulet!



Artık ne sen, nede sensiz bir dem
Halin hıçkırıklarına deva olmuyor
Sine mahzunlaşıyor takat kalmıyor
Gözyaşı dur durak bilmeden akıyor

Bilirdim ki sakinin elinden içilir acı
Kime keder olacak yârin kalan sacı
Yürek sancısı, yan ağrısının kalması
Ayazlarda yeme hasret kuş sıkıntısı

Her kim olursa olsun ne fark edecek
Çöp atıklarından beslenen ne edecek
Halini kime arz edipte şikayetlenecek
Rehavet içindeki insanlar fark edecek

Nisalar kararmışlar, azimle aranmışlar
Atıklar içinde bir hayat hakkı aramışlar
Seherin serinliğinde merakla solumuşlar
Birkaç kâğıtla mutlu olmayı başarmışlar

Varlık içinde alınmaz haz, çilelerle niyaz
Sevda bendinde hissedilir, en deruni yaş
Kal sende bir kalk seherlerle yaşa bir haz
Kalmasın gönül baharında mahzun bir yaz

Dil kurur, gönülde gurur, hani sende onur
Aidiyetin hükmüyle söyle kimden korkulur
Ardı sıra her can bir maslahata konuk olur
Azimet unutulur ar kaybolur can öyle solur

Artık fark et, sineden sökün ediyor edep et
Ruhun ahenk içinde olmasıyla yapılır davet
İnsani halde aranır her türlü yakınlık hisset
Ona göre hükmet, sevgi varlığın için şükret


Mustafa CİLASUN

 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Gam etmesem, derdimle yetinsem!



Nasıl bir dert ki
Şimdi kime ne söylesem
Izdırabımı bir sel misali salıversem

Hicranı anlatan
Nağmeleriyle tükenip gitsem
Aşkın esintisinde yalnız nefeslensem

Akarsu misali
Çağlayan o hislerimin
Hal dilinin sinedeki meşktir sefilliği

Baharın şevkine
Susamış hasretin izleri
Aşkın güzelliği için ben sabrederim

Can, canan için
Arzı kemalat dirliğidir
Terennüm içinde ne güzel bir histir

Hizmet için
Serdedilen eşsiz nefestir
Güzeldir, haldir, idrak için çok elzemdir

Mızrabın nefesinde
Her sazendenin sinesinde
Nağmelerin efkârı hüzün meşk edilirken

Aşkın bendinde
Alınan tüm hicran nefeslerinde
Güzelliğin esenliğinde, ona hasretin izlerinde

Usanmadan
Bizarlık hali yaşamadan
Hakikat işaretlerini idrak ederek öyle gitmek

Onu vereni
Bilmeden, bir samimiyet
Göstermeden ihsan esenliğinde nefeslenmek

Avuntular içinde
Gülün hükmüyle yüzleşmek
Bahşedilen sevgiyi yâre hasretmeyi istemek

Bilmeden gitmek
Düşünmek için şarttır onu bilmek
Merakı seferber ederek aklı selim ile yürümek



Mustafa CİLASUN





 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Lisan-ı hal, kalbi olmadıkça ne işe yarar!



Bir yol gidilir ya hani yolu belirsiz
Konuşursun kendinle merak içinde
Esinti refakatiyle mazi derinliğinde
Meçhulün seyrinde efkâr eşliğinde

Sinenin her katresinde ki enginliğe
Kulaç atarsın seni bekleyen esenliğe
Hani derinlerden gelen en hasretliğe
Sayfaları açarsın o hiç hissetmesede

Yavaşça gün kararırken o sessizliğe
Bekleyen çaresizliğe tez yaklaşırsın
Her yutkunduğun an çile seni sarsar
Çare adına her çaresizlik sana bakar

Hissiz duyuşlar zevk için var olanlar
Bir ten uğruna varlığını yok sayanlar
Vuslatı ter kokusunda gören insanlar
Sevda adına aldanan manasız canlar

Sevmek ne büyük bir derinliktir bilene
Mana hazzını tene tercih etmeyen dile
Aşk için canından vazgeçen gönüllere
Feda olsun Hak için nefeslenen yüreğe


Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Bilmem ki ruhun ne söyler, kalbin ah eder!



Hangi gecenin sabahından söz edeyim
Sürurun firkatiyle umut besleyeyim, şevke ibretle nazar edeyim ve serinleyeyim
Kimseye söz etmeden, derdi gamımla bütünleşeyim, hiçbir nefese acı vermeyeyim
Mütemadiyen düşüneyim, ilmi talim edeyim, nefsin badiresini kalbimde hissedeyim


Bir gün olsun ki sormadın halimi hiç
Yüreğime bahşettiğin gül-i nihalleri, hasret elemini, hicran demini haydi biç
Neden bihaberim, merak içinde nefeslenen biçareyim, ruhumun figanıyla inlerim seç
Hüzün mü açtı yüreğinde çileler dirliğinde halim için bilmem ki vuslat ne günedir geç


Aşk; bir ıstırap diyorlar, ne biliyorlar
Ruhun nidasını hiç şehretmeden nefesleniyorlar, kalbime neden acı zerkediyorlar
İnşirah kalbin firkatidir, ruhuna ta ezelden lebbeyk dedirten kimdir, fikretmiyorlar
Evvelin ve ahirin sahibi nerdedir ihsanla zikretmiyorlar figanın aşkını anlamıyorlar


Ayrılık nedir bilir misin, tutku sevgimidir
Karalaşmış sevda esir eden badiredir, muhakeme etmek kalbin vazgeçmediği aşktır
Ruhun prangaları neylesin hürriyetin asliyesi nedir merak edip çileye vakfeder misin
İnsanı kendinden geçiren vecdi nefeslenir misin, maşuk için aşk köleliktir ister misin


Şüphe elhak olmalıdır, itikadın için haktır
Yoksa tahkike nasıl ulaşılacaktır, zan etmekten kurtulacaksın, ihsanı bulacaksın
Sevgini kimseden esirgeme, bahşedildiği nispette ve gönlün elverdikçe feragat deme
Mühleti veren kim, nefesin sahibi hangi vaktin merakında azmin aşk asliyesi bekler


Mühim olan yaşatmaktır, aşkla nar arkadaştır
Hissetmeye mani bir nefesin, şefkatten nasipsiz bir kimsenin hali nicedir bir araştır
Nisaya kalkan el, hürriyetini kısıtlayan bedel, tefrika içinde verilen değer ne arızadır
Akıl, iman telakkileri nasıl bir izan için farklıdır onun hakkını teslim etmeyen acıdır



Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Nihan ettim kalbime, sen bilmesen de!

O vakitler ne kadar hamdım, farkı fark etmeyen bir candım
Yaşamak adına ne talim ettirdilerse onu vuslatım sandım, sual etmeden nefesi bırakırdım
Hangi gayretin şadında umutlanırdım, bazen hüzünle sabahlar, ahımla uyanırdım, pek anlamazdım
Yarınlar için düşlere inanırdım, hülyalar diyarında yaşamayı ne marifet sayardım ve öyle inanmıştım


Oysaki ne kadar masumdum, kendi halimde yaşardım
Her ne hikmetse nazarlarımı saklardım, kimsenin dikkatini çekmekten sakınır ve utanırdım
Muhannete muhtaç olmamak adına bütün gayretimle çalışırdım, burukluk yaşamaya çok alışmıştım
Bazen sessiz bir köşede kendi kendime dalardım, duyduğum sesle irkilir kalırdım, şaşkın bir şekilde bakardım


Belki başka dünyalardan umut aradım, ne hazandım
Yağan kara, yapraksız dala, şevksiz ağaca, buz kesen ayaza, tütmeyen bacayı öyle anardım
Okuduğum kitapların sayfalarında kaybolur ve bazen nefes nefese kalırdım, bilmem ki yâdında ne bulmuştum
Eza vermeyen sevgiyi, feda olmayı gaye edineni, çilenin serencamında güçlenenin sevdasının da ne durulmuştum


Ürkek bir halin vardı, nefesine şahitlik yapan bir andı
Bir arzun vardı, lakin nazarların ne kadar candandı, kalbimi titreten bir heyecandı, ne ardı
Bir müddet suskun kaldık, yüzünde manalaşan kızarıklığa meylettim, nasıl sual edeceğimi o an hiç bilemedim
Arkadaşının dikkatini çekmesiyle birden irkilmiştin, bir kelam etmek adına demek ki çekinmiştin, dönüp gittin


O an ve şahidi bulunduğum zaman, neler anlatmıştı
İçselliğime dönüş seninle başlamıştı, sanki temaşa etmem dahi sakıncalıydı, utanmak vardı
İçim içime sığmıyordu, sanki sinemden bir sel sökün ediyordu, suskun kalmak ne kadar sancı zerkediyordu
Bir umut adına medeti anmak, beni benden alan o zamandan kurtulmak, meramı hakkıyla anlamak gerekiyordu


Günler sessizliğe teslim olmuş bir serap misaliydi
Sinemde nasıl bir sahra vardı, uçsuz bucaksızdı, bir gül-i nihali ansam, firkatiyle ağlasam acıydı
Yıllara sari beslediğim umutlar nerde kalmıştı, sancılar her vakit kapımı çalan refakatçimdi, artık sürur vardı
Sineme bahşedilen coşku ne kadar muazzamdı, akşam sabah her zaman yakınımdaydı, cana demek ki bu lazımdı


En ufak bir rikkat, kalbi etkileyen şiddet nazardı
Esrarında ne mümbit bir ikram vardı, ruhumu ihya eden esin kimden yadigârdı, erişmek ne manaydı
Nasıl bir hissiyattan söz etmeliyim, farkı fark etmeyen için elbette ki yoktur bir sözüm, ilhak olmak sevdaydı
Talim edilmeye muktedir olunmayan ilim kim için sırattı, istikamet hakikate ram olmadıkça elbette ki kayıptı


Gök gürlerken, rüzgâr yâd elden haber verirken
Fikretmek için düşünecek insan, ilme ifade edilemeyecek kadar muhtaçken, uzaklaşmak kime zarar verir
Nefsimi öldürdüm diyen için, irade nasıl bir ihtiyaca cevap vermektedir, yoksa boşluğa talim eden bir avdetmidir
Ruhun ve kalbin bir lisanı var, onu öğrenmek için merak senin iradene ve aklına bakar, yoksa an neye yarar denir


İdrakin talimden bihaber olan ruhi vadinse
İnşirahı anlamak halin için bu kadar uzak ise can, canan içindir, aşk ilhamı vecdindir, ihlâs yoksa kimindir
Kul olmak için sabrı hor görme, mütemadiyen mi kanaat edeceğiz deme, ecelle bedelleşmeyi bekleme o an bellidir
Kalbinde bir dirlik yoksa akan kanlar haline yabancıysa, mukallit kalmak ziyadesiyle kalbine yakınsa, elemdir

Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Sizin mefkûrenizle serencam!
imza2.bmp









Sizin
Tavsiyelerinizden
İstifade edeceğimi bilmenizi isterim


Sizde
Mevut bulunan ruh haliniz
Derin düşünmeye ihtiyaç bırakmıyordur sanırım


Farklı görüşleri
Paylaşımının, sayenizde tezahür ettiğini
İtiraf etmem, zannederim tarafınızdan bir abartı sayılmaz


Yazı dostum
Yazmak, aynı zamanda
Yanmak değil midir sizce de ben böyle düşünüyorum

Yazan
Yanan, paylaşan
Maksutta buluşanlar diye mi anlamalıyız nasıl bakmalıyız


Zatımın
Yaşadığı ruh hali
Sizce de yaşandı mı daha önceleri

Sürekli
Mükellef duygusuyla yaşamanız
Yapmak zorunda kaldıklarınız, çaresizlik içinde baktıklarınız


Özelleriniz de
İnfial yaşamanızı gerektirdi mi
Fikir, zikir ve şükür sizin vazgeçmediğiniz hayat felsefeniz mi


Metanet
kaftanınız sizin için yeterli mi
Kaftan derinliğinde yaşadıklarınız bir meltem mi


Yolu yarılamak
Hissiyatınızda bir ferahlamak mı
Yazı dostum tabiriniz, paylaşmaya devam edeceğiniz gayesiyle mi


Of aman be,
Ne acayip bir kişiliğe çattık demiyorsunuz
Öylemi? Dertleri dinlemek… Sabretmek… Himmet etmek


Allah için
Bu âdemi beşere katkım, ne olabilir demek
Âlemi hakikat ta, bizleri temaşa edenleri bu vesileyle anmak


Ne söyleyeyim
Ne düşüneyim, şahsınızı fazla yormayalım
Birden artık sizi sıktığımın hissine kapıldım, yanıldım mı


Mütefekkir
Kimliğinizle ve edebi derinliğinizle
Biliyorum ki, siz asla bir yüzeyselliği kaldıramazsınız


Mefkûrenizin
İlk yıllarında ki heyecanınızı bir hatırlayınız
Naçar kalmış, hissiyat omurgaları kireçleşmiş, bir hasta


Size teslim olmuş ve bel bağlamış
sizin dudaklarınızdan çıkacak bir ümide hasret kalmış
Onun kimliğinde ve o an, siz en bahtiyar bir yaren, bir erensiniz


Fisebilallahı
İliklerinize kadar terennümünü yaşamalısınız
Hak ve hakikatler sizlerle, yolda kalmış çaresizler gönüllerde silinmesinler


Yaşlılar
Biraz çok konuşurlar…
Heyecanlarını bir türlü yatıştıramazlar
Yeni adımlayan bebekler misali ötelerin davetini beklerken


Mustafa CİLASUN
 
Üst