Mustafa CİLASUN Şiirleri

Mustafa Cilasun

Well-known member
Kurtulmalıyım, ruhuma eza veren prangalardan!




Demek ki anlamam için vakit henüz çok erkendi
Bilmem ki dert hangi biçare nefesindi
Boynunu büktüren elemiydi, umut edilen çareler nerdeydi
Susmak belki o an için bir gerekçeydi
Lakin merak etmek ve gereğini icra etmek, neden tehir edilirdi
“Ne derler” kaygısı bu kadar mı önemliydi
Niçin hukuka rıza göstermek benimsenmezdi, peki kimler ezilirdi


Hangi zihniyeti aralasam, arkasında ne emeller var
İnanıp teslim olan canlar, neden kolayı tercih etmekten yılmazlar
Asırlardır kandırılırlar, takiye içinde ulufe dağıtırlar
Vaat edilen ne varsa, şayet itibar sahibi olmak kolaylaşınca yatarlar
Neyi umursamazlar, nasıl bir halet-i ruhiyenin sahibi olurlar, aldırmazlar
Erdem sahibi olmayı, ne hikmetse nüfus sahibi olmakla alakalandırırlar
Tekebbür sahibi oldukça, halden uzaklaşırlar, aşk ve irfandan anlamazlar


Ne kadar tüketirlerse, mütemadiyen elbise değiştirilse
Paye sahibi olmak adına, dikkati çeken endamı ile raks ederek süzülse
Bindiği arabayı sükse yaparak sürünce, kullandığı telefonu gösterince
Uluorta yerlerde sigara tüttürünce, flört ettiği nefesi derdest edince
Etrafında ki insanları fark edemeyecek kadar kendinden geçince
İsyan etmeyi, önüne gelenle dalgasını geçmeyi fazilet zafiyeti görünce
Halinden vazgeçmiş güçsüz bedenleri hakir görerek tiksinince


Demek ki diploma sahibi olmak kifayet etmiyor
Anne ve babanın her isteğini yerine getirmesi, felakete sürüklüyor
Kaş yaşına gelmiş ve fakat henüz aidiyetini dahi bilmiyor
Böbürlenmeyi ne kadar önceliyor, fark etmiyor ama ne çok sefilleşiyor
Şahit olduğum bu dram çok acı veriyor, sessiz kalmak dahi yetmiyor
Nasıl bir kelam etsem, bir name yazarak usulca kendine versem, elvermiyor
Nerde ve hangi koşullarda yetiştirildiği, nelerin talim edileceği, niye bilinmiyor


Örf ve ananeler hakkıyla talim edilemiyor, ne kadar üzüyor
Taklit etmek adına, kimi canlar nefes nefese yarışa giriyor, içim parçalanıyor
Tekâmül etmek nedir, neden çok gereklidir hiç bilmiyor
Sosyolojik değişikleri dert edinmeden höykürüyor, kalbin sesini fark etmiyor
Edebi ve adabı çok gereksiz görüyor, maziyi bilmek ne kadar fazilettir diyor
Sakinleşmediği için şoförüne arabayı hazırlamasını söylüyor ve kalkıp gidiyor
Bir suret sahibi olmak yeterli midir, demek ki hüzün ve hicran benimdir, ah ettiriyor


Beyin göçünü yıllardır tekeline alan ülkeler, ihata ediyor
İşlerine geldi mi anında kara vererek, sivil halkın üzerine bombalar indiriyor
Kimi ölüyor, kimi de belki dirilmek için sancılar çekiyor, kölelik kalbi harap ediyor
Yıllardır tahakküm eden zalimler, ruhları esirleştiren caniler, hala saltanat sürüyor
Garip ve gureba feryat edip inliyor, zalimin zulmü dinmiyor Furkan niye yaşanmıyor
Nefsimizden ziyade sevmemiz gereken son Peygamber ne söylüyor aşk sevda bekliyor
Ölmek dahi kurtuluşuna kifayet etmiyor, akıl ve idrakin o müddetinde neyi bekliyor


Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Siz sormakta haklısınız!



“Neden kalbimin hurdalığı,
Ruhumun lekelerden arınma umudu” diye
Merakınıza mucip olarak sual ediyorsunuz

Bilmiyorsunuz ki bu can,
Bir zamanlar ne kadar çaresizdi,
İsyan içinde nefeslenen bir zavallı hederdi

Kanaati hiç bilmeden söylenen,
Heveslerinin renklerinde serinleyen,
Maksadına ulaşmak için bahaneler üretendi

Ne kıble bilirdi ne de sebebini,
İnsan kimliğinde elzem olan hilkatini,
Aidiyet zenginliğinde hissiz fakirliğin sahibiydi

Zahir kişiliğin cazibe nedeniydi,
Suhuletin adresinden habersiz bir nefesti,
Hamiyetin çardağında bilenmeyen hissiz kefendi

Ne bulursa yer, gününü gün edendi,
Ülfetin vuzuhunda gizlenen hikmeti bilmezdi,
Edebin fakirliğinde sırnaşık kepazeydi güler geçerdi

Nisanın toprağından anlamayandı,
Sadece zevkinin cezbesinde soluyan kandı,
Hiddeti, şiddeti davet eden kuraklığın şakıyanıydı

Nitelik konusunda duyarsızca bağıran,
Varlık noktasında ruhundan habersiz olandı,
Kalbi sadece kan pompalayan bir uzuv telakki ederdi

Aşkı naralarda yâd eden bağnazdı,
Nağmelerin şevkini kaçıran ahenksiz konuşandı,
Gözyaşlarını zül addeden bir perişanlığın kollarındaydı

Muhabbeti şamata sayan bühtandı,
Dostluğu menfaatle ilişkilendiren feverandı,
Ölümün güzelliğinden ibretin dersini almayan zavallıydı


Mustafa CİLASUN



 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Hevesler kendi ikliminde güzeller!



Seninle kuşandım, baharların hazzını
Kokladığım çiçeklerin, o naif yaprağını
Renkler içinde resmedilen aşk tufanını
Ruhun serencamını kalbin hıçkırıklarını

Neden anlaşılmaz, heveslerin daimiliği
Nefsin, tuval üzerinde resmettiği hayatı
Yaşamak için duygularla olan sağanağı
İradi olmaktadır insanın asıl olan kemali

Ne hal ve nede yar, nasibinde kaygı var
Sinende açılacaktır bahar vehim niye yar
Akideyle anlam bulur en yüce olan aşklar
Ölüm niye var, dirlik gayretinle olacak hal

Kelimelerin anlamları, insan için gereklidir
Sosyolojik badireler ki zaman için sebeptir
Mazi, kimler için şevki sunan, hakikatlerdir
İnsan o hilkati denkliğinde anlamlaşacaktır

İnsan, keyfilik noktasında sınır tanımayan
Zaman, insana insanlığın hadlerini anlatan
O an ve seni senden alacak olan bir zaman
Ruhunla müsaviliği bulunan bir kalb taşıyan

Ne bir şarkı ve nede zamanın devran-ı aşkı
Sinelerin zindanında mahkûm edilen o hazzı
Yazgının rüknüyle tercihlerinle yaşayacağını
Nedamet ile solumanın fayda etmez nisyanı



Mustafa CİLASUN




 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Sizi gıyabınızda anarken!



Bugün
Gökyüzü çok efkârlı
Bulutlar ardı sıra güneşi perdeliyorlardı

Ve nazar
Eğlediğim tüm çiçekler
Bir mahzunluk içindeydi, her nedense

Birden
İçim karardı, uzaklaştım
Pencerenin kenarından ve hemen

Atmosfer
Parkının genel durumunu
Merak içinde teneffüs ediyordum

Sukut içinde
Yavaş yavaş adımlıyorken
O an sizin isminizle karşılaştım aniden

Ve yeniden
Bir şevkin içinde buldum
Hislerim çiçeklerle yeniden açıyordu

Duruldum
O gayretlerinizi sizin
Gıyabınızda bir kez daha alkışladım

Ne kadar
Duyarlı olduğunuzu
Yeniden hatırladım ve bu manada

Sizi
Ve ayalinizi gıptayı
Nazarla yeniden ve sevgiyle andım

Orada çok
Duygulandım ve şimdi
Size bu satırları yazmaya başladım

Günlerin
İçinde ne kadar
Anlar var oysaki hakkıyla bilinse

Anları
Önemli kılan haşyetin
Sevincin ve umudun güzelliği değil mi

İşte siz
Bu güzelliğin
Gönüllere açılan bir değerisiniz

Onun için
Tefekkür edersiniz
Bu manada zaten naif bir çiçeksiniz

Bahşedildiniz
Ve yılların sayfalarında
Bugün siz dünyaya bir umutla geldiniz

Şeref verdiniz
Safalar ile şefkat getirdiniz
Çünkü siz bizatihi himmet eden erensiniz

Gününüz
Bereketli, haneniz dirlikli
Haliniz sürur içinde hep bulunsun

Sizi
Cihanı âlem nefesleri
Gayretinizle tanısın ve yararlansın

Sevgi ve
Muhabbetlerimle sizi
Kalbinizin sahibine emanet ediyorum

Ve niyaz ediyorum baki selam eğliyorum



Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
İzler mi kayboluyor evet, gün ağarıyor!



Vakit, susmaya fırsat vermiyor artık
An ve zaman sakin kalbine sessizce ne söylüyor, dikkatlice bak
Gün ağarmış, geceden kalan ne varmış, geçip giden an hangi şafağı umutlaştırmış, durma kalk
Ne uğruna ve kimleri taklit ettiysen, aklını ve gayretini esirgediysen, tüm varlığını düşünmeden yak


Dilim varmıyor, lakin içim içime sığmıyor
Akıp giden zaman maziden neleri hatırlatıyor, arafta bekleyene umut yetmiyor
Duyulmayan figanlar arzı titretiyor, sabır yumakları boğazımda düğümleniyor, ne sancı veriyor
Şafağın sessizliği kalbime hüzün bahşediyor, hicran hiç sinemden gitmiyor, ahu gamımı demliyor


Hangi masalı hatırlasam, yâdım ah ediyor
Yılara sâri ukdeler neden ruhuma dirlik vermiyor, kalbim inşirah için ne söylüyor
Şehretmeye malik olamadığım o kitabeler ne kadar zarif bir nazarıyla aşkı edebine bürünüyor
Temaşa edenler neyi merak ediyor, terek edilmişliği nasıl içlerine sindiriyor, vefayı mı öğreniyor


Bilmem ki muhakeme etmek bu kadar mı zor
İnsanın kendi hukukunu anlaması ve o nispette yaşaması, yıllardır ihmal edilen kor
Kolay olanı seçmek, hesabı o an dert edinmemek, keyfiyetle salınmak, ne kadar masraflıdır sor
Emek vermek, gönlü bu gaye ile hasretmek, ecri terennüm etmek, ihsan için hilmi nefeslenmek ne zor


Gün içinde ne kazandın mey anına yakından bir bak
Nasıl bir hesabın içindesin, hangi bedeller için nefesin müddetine tabiisin, aşkına tak
Sevdalaşmayan mefkûre ne işe yarar ve nasıl bir fayda sağlar, hakikatin ayan olan kitabına bak
Ömür nasıl bir kumaştır, her tınısında ne muazzam bir ahenk vardır, ruhun ve kalbin membaına ak


Korkular nispidir, nefsi seremonidir, kalp hisseder
Emin olmak için sukut eden azmin ve aklın, idrak ve iradenin talim etmesini sessizce bekler
Beyhudelik nasıl bir iltifatı hak eder, vakit tevdi edilen andır, sevk eden müstesna güce ne söyler
Bahaneler hangi nefse kefalet eder, öğrenmeden ve taliminde emek harcamadan tutulan akla kim güler


Yar derken, aşkı yâd ederken, feda olmayı bilmelisin
Ne kadar hevesin kalmışsa o zaman bir şart koşmadan arınmalısın, hakikat aşkını hissetmelisin
Ummanı gönlünde yaşatmalı, sancıları dalgaların efkârıyla kavramalısın, bir yeise asla girmemelisin
Maşuk kimdir, vuslat nasıl bir seçimdir, ihlâs neden zarurettir hilm kalbin vazgeçmeyenidir erişmelisin


En yakının ve yarenin kim hala emin değilsen ağla
Ve fakat aczi yet içinde biçarelik farkıyla gözyaşlarını bırakma, aşk ve ihsan şadıyla kalbi çağla
Seni senden koparan neler varsa, kalbin ve ruhundan uzaklaştırıyorlarsa, hala avunma sevdanı yaşa
Kim çıkarsa çıksın karşına, nefsi hergelelik peşindeyse bir an olsun uğraşma, hak ve hakikatini anla



Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
[FONT=Palatino Linotype, serif]Gönlüm hıçkırıktan arınıp, aşkın firkati yaşatacak![/FONT]








[FONT=Palatino Linotype, serif]Aşk; halin demidir, kalbi hakikattir, ruh için ibreti neticedir[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Gönül deryası namitenahi olan vakti rikkattir, umut için ecirdir ve sabrı terennümdür[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Kanaati deruhte eylemeyen bir yürek, ne kadar acizdir, nefsi ziyadelik içinde ki cürümdür[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Evvelin ahirinde ne varsa, bahtın için nasip olan kazalar bir hakikatse sevdayı ahuzardır[/FONT]




[FONT=Palatino Linotype, serif]Sevebilmeyi ve sevilmeyi talim et, feyzindedir o suhulet[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Kurban olmaya söyle kim namzet, ahitleşen akıl hangi vadiden bekler ve diler haşyet[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Zikretmediğin, ihmaline tevessül ettiğin,gerekçesiz birşekilde beklediğin arafı bir tarit et[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]O anve beklenen zaman için mukayyet olmaya muktedir olamayacağın vakit söyle kimin[/FONT]




[FONT=Palatino Linotype, serif]Meczubun halini bir seyret, alemler içindedir, fikret[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Divaneleşen canın hikmetini dert et nasip nasıl bir aşkınrük nünden söz eder aklını sevket[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]İlim, merakın bir şubesidir, nizam edilmeye muhtaç nefs neyi beklemektedir amine bereket[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Yazılan fermanları merak et, göçüp giden nefesleri ibretle yadet, akıbetin için nedir fazilet[/FONT]




[FONT=Palatino Linotype, serif]Sevda, umuttur, nurdur, onurdur ve süruru aşktır[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Hangi çilelerin eşiğinde umut yar için niyazdır, sabır hardır, kanaat bir ülfet-i nazardır[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Düşün yağmur damlaları firkatle aşkına koşmaktadır, tefekkür etmek için neler lazımdır[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Terbiyeye muhtaç olan bir gönül, hangi gerekçelerle farkı fark ettiren irfana adanlamlıdır[/FONT]




[FONT=Palatino Linotype, serif]Umman sinende, ruhun firketinde, umudun içindedir[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Hesapsız bir zaman hiçbir vakte şahitlik yapmayacaktır aşka ram olmayan ağlayacaktır[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Yar hangi yadının feyziyle kalbine bakacaktır, ruhun lebbeyk derken umudunla coşacaktır[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Bilince erişmeyen can, anlamaktan mı korkacaktır, aklı ve idraki o vakitler ne yapacaktır[/FONT]




[FONT=Palatino Linotype, serif]Canı, cananından vazgeçecek bir zaman korkutacaktır[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Analar yavrusunu unutacaktır, o vakit ihmal ettiğin merakın ve tahkikin ne yapacaktır[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Gözün yaşı kuruyacak, meranım sahrası kurulacak, haşyet ve panik seninle bir olacaktır[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Sadakatli akitler niyeti asliyeler hakikati için çileyle refik olmayı beceren korkmayacatır[/FONT]






[FONT=Palatino Linotype, serif]Mustafa CİLASUN[/FONT]

 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Ömürden maksat heyhat!


Daldım
Yine şu gecenin matemine
Saldım melalimi sesin kesildiği yere

Yoksun
İşte, her şeyim bulunsa bile
Neyleyim sensiz melalin kederlerini

Beni ben
Yapan senin tefekküründü
Görünmezlerde salınan güzel güldü

Ne güzeldi
Mananın enginliğindeydi
Sabırla, melalinde şekillenen erendi

Haliyle
Hadsizliğimi serdeden edepti
Mizan için azimeti tercih eden abitti

Teni
Öteleyen, zevki dışlayan zakirdi
Mana için hayatını vakfeden bir erdi

Çaresiz
Kalıyor halime de acıyordum
Oysa elbette bende âdemi mutlaktım

Neden
Nefsimin gölgesinde salınırdım
Akıbetimi hiç hesaplamadan yaşardım


Mustafa CİLASUN

 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Beklerim gün be gün, kalbim hüzünle vurgun!

Yalnizlik_17.jpg







Su akar, gün hasretiyle sinemi yakar

Geceler yalnızlığıma hüzünle bakar, hicran yüreğime elem koyar ve durmadan dağlar

Aşk, hal dilinde hakikat için ağlar, sevda maksut için vesileleri sorar, bilmem ki ne arar

Gözler bakar, baht bir bir gazaları sıralar, vuslat aşkı içimde haydi söyle ne vakit doğar


Ne vakit yalnız kalsam, kuruyan yaprağı yerden alsam ve ibretle koklasam

Gülün dikeninden idrakime sarfı nazar etmeden, aşkın nazarıyla yakınlaşsam ve baksam

Hali fakirliğimi bir bir derleyip, ellerimi mahçubiyetimle huzur içinde açsam, yakarsam

Aklımın suskunluğunda, idrakimin nutkumu durduğunda, hiç yılmadan umuda sarılsam


Şu yaralı gönlümü, ah bir bilsem ve şevkle avutsam, mütemadiyen mahzun mu kalsam


Yalnızlığın kollarında bitap olup,dağların yamaçlarında aşkın hasretini hüzünle ansam

Sessizce ağlasam, hıçkırıklarımı ufuklara bıraksam,çilenin endamıyla sevdamı yaşasam

Bir an bile tereddüt etmeden, gönül kapımı açılması için secdeye kapanıp öyle yakarsam


Farkı fark edecek kadar bir niteliğe kavuşsam ve takva nazarıyla nefesimi arza bıraksam

Ruhumun hicran damlalarını, bir muştuyla ve sürurla hanif gönüllerin ülfetine akıtsam

Sırların sersemleten ağırlığından kurtulsam, bir nebze olsun hal diliyle ibretle anlaşılsam

Ve artık titreten haşyetten kurtulsam, hürriyetin letifliğinde yol alıp, yaren ile buluşsam


Suskunluğun perdelerini sessizce açarak, kalbi burukluğumu gün ile tanıştırsam

Ne kadar keşkelerim ver ise, ruhum için yeis için dillense bile, asla nedametle serdetme

Sabrın suhuletinden bir an bile sarfı nazar etme, nasip ne imiş ehlinden dinle, hiç üzülme

Bahtım işte buymuş deme, müddeti nefesin vaattiği güzelliği ve hikmeti görmezden gelme


Umut içindeyken, hazanın solgun ikliminde nefeslenme, gayret ise niyetin esaretinde

Dile gelen ne ise kalbin veya nefsin lahzasından dile geldiğini bir an olsa bile hiç unutma

Edep, halin dilinde senadır, uzlet tefekkür için sana verilen kalbi zamandır inşirahla ardır

Ne kadar muradın varsa, durmadan gayret et bu uğurda, teslimiyet kalbi olunca unutma


Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Gitmişti bir kere ellerimden!


Kim bilir
Genliğim yaşadığım kederim
Sinemden sökülerek alınan deruni heveslerim

Zorunda
Kalarak, icbar bırakılarak
Seni sana bırakmayan anlamsız olan naralar

Olaylar
Toprağı koruma sevdalar
Dostu düşman yaptıran soysuz adanış ve adımlar

Fraksiyonlar
Aileyi parçalayan tohumlar
Canı cananı en kutsal olanı düşünmeden anışlar

Terör
Onu kurumlaştıran sektör
Devleti ve milleti takatten düşüren sinsi aktör

Her adım
Tefekkür edilmeden kastım
Kullanılan, harcanan, fütursuzca anlatılan adım

Kuşatıyorlar
Kızı, nazı, pazarı anlamıyor
Cana kastediyor arlanmadan saldırıyor bakıyor

Çaldılar
Gençliğimi nezarette
Gardiyanların refakatinde cezaevinde katlettiler

Millet
Adına, kanın kıvamında
Kahpeler saldırıyor haydi durmasana al vur kaçsana

Asırlarca
Kan akar, devletin eliyle
Canlar telef edilir hala sanki tavuk keyfiyetiyle

Nizam etmek
Tahakkümü icbar ederek
İradelere pranga vurmak ve çaresiz soluk aldırmak

İllegaliteyi
Olağan sayarak sarkmak
Gençliği çıkarlarına aracı yaparak sefilce kullanmak


Mustafa CİLASUN



 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Medeniyet dedik, zedeleştik!


Dinleyin, dostlar, arkadaşlar,
Hemen hükmetmeyin, sabır edin,
Yıllarca içimize giren şu ön yargılar,
Zanlar, yalanlar ve hala dökülen kanlar…

Medeniyet diye güya garbı gösterdiler,
Onu asırlarca insan kanıyla beslendiler,
Zulmettiler, gizlendiler, peşkeş çektiler,
Zulmü bugün medeniyetin abidesi yaptılar…

İstemem ben medeniyet onların zül met,
Kendileri beslensin, genlerinde ki hamaset,
Değemesin mabedime, mahremime bu zillet,
Kalmadı mı artık damarda akacak bir taze kan…

Maraş niye kahraman, Antep neden gazi,
Sütçü imam hani, gazeteci Tahsin nerede,
Kara Fatmalar dışlandı kendi askerlerince,
Batı medeniyeti morfini çektiler sessizce…

Şarklı kalayım, aidiyetimi, hilkatimi bileyim,
Yaratan’a köle olayım, medeniyeti neyleyim,
Yıllarca uyduk, uyutulduk, sanki buharlaştık,
Akide karışık, hilkat kırışık, kalb şirkle barışık…

Neyleyim medeniyeti, benliğim kayboldukça,
Din dışlandıkça, kızım saçılınca, oğlum kaçınca,
Sınırda asker olsa ne yazar, her gün içeri sızınca,
Milletim esir oldukça, gayri Müslim hür yaşadıkça…

Kur’an mı, ne yazar, Onu anlayan birisi var mı?
Hoca mı, bir zavallı mahkûm, hürriyeti kısıtlı,
Dua mı, ne anlıyorsun, Arapçadan yoksunsun,
Sadece âmin diyerek, biçare kafanı sallıyorsun…

Ne oldu bizlere, mazi kayıp, atiden bihaberiz,
Neden nihayeti bulunan bir hayata, hep biganeyiz,
Makamın mı, paran mı, payen mi, senin kurtuluşun,
Ne olur bir kez düşün, sende diyarı terk edip gideceksin

Ruhun tenini, tenin kabri, kabir ise seni terk edecek,
Sen, perişan, ahval harap, melekler o an sual edecekler,
Sen, biçare, zavallısın, hilkatinden bihaber âdemi beşersin,
Nefsin, sadece medeniyet, keyfiyet ve ön yargınla buluşacaksın…


Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Sol yanımın sızısı dinmiyor!



Beceremedim işte!

Ömür son demlerini yaşsa da

Halin dirliğinde, muhabbet zorunlu olsa da



Ne yaptımsa anlamadan,

Derin sulara dalıp düşünce ufkuna

Sağ salim ulaşarak eminliğe hazla bakmadan



Mütemadiyen sürüklendim,

Bir gün kendimi dinlemeyi bilmedim

Ne derlerin vehmiyle ve bir telaş içinde gittim



Ne hakkıyla sevebildim,

Bilmediğim için sevilmeyi beklemedim,

Yalnızlık ayazıyla sevenlere gıptayı nazar ettim



Onların baharı başkaydı,

Şen şakrak uçuşan kuşlar misaliydi

Yüzlerine açan çiçekler rengârenk kokular gibiydi



Huzur ve sürurun hazzı,

Yamaçlarda asudeliğini koruyan bağdı,

Kalplerinde hissettikleri heyecanlar daha başkaydı,



Umut onların ilkbaharıydı,

Sevgi yumağı tohumlar ruhlarında aşikârdı

Hiddet, husumet bazen vardı lakin sevgiyle kalkardı



Bir başkası için can atardı,

Onun kalbini fethetmek için yola çıkardı,

Vefayı bu manada sorgular, hizmet aşkıyla yanardı



Benim silik duvar köşelerinde,

Düşüncelerim nedamet içinde seyreder,

Hiddetin hali kuşatmasına bir türlü engel olamazdım



Çaresizliğe sabır diye bakardım,

Feleğin kulağını çınlatarak sessizce ağlardım,

Neden sürekli mahzunluk yaşadığımı anla yanmadım



Vakti saatinde büyüdüm,

Palazlandım kas gücüne de ulaştım,

Lakin ekmeğin kaygısıyla toz talaştan kurtulamadım



Çok erken yarı uykuyla,

Yüzer gram zeytin ve peynir borçla,

Haftalık alana kadar bakkala rica minnet utana utana



Yesem bir türlü yemesem de,

Kilometrelerce yol yürüyecek olmam aç karnına

Haydi, hayırlısı diyerek, sabrı diğer güne de ekleyerek



Eğitimsizlik ne kadar hazin,

Çocukluk iklimde öğretilmeyince vezin,

Edepsizlik zuhur ediyor şekliyet tavan yapıyor hissedin



Ne kadar çok arzu ederdim,

Benim de hakkıyla bir sevenimim olmasını,

Hasreti yudumlamasını, gönül güzelliğini yansıtmasını



Bizzat yabancı olduğumdan,

Hayatımı sevgisiz arşınladığımdan,

Kime, nasıl ve ne şekilde aksettirileceğini hiç bilmedim



Sadece tebessüm edebildim,

Kalplerinin serinliğinde yeşeremedim,

Ömrün kalanında hazan yapraklarını halime yakın gördüm



Lakin bu sızıyı öyle derinde,

Ruhumun hicran sahifelerinde zikrettim,

Bana öğretilemeyen sevgiyi şimdi kime şikâyet edecektim



Bir gün babam oğlum diyemedi,

Kollarıyla kuşatıp hiç sevdiğini hissettirmedi

Annem tahakküm kimliğinde mütemadiyen hiddeti estirdi



Nisa kimliğinin zarafetini,

Şefkatini hamiyetini, ülfetini hiç göstermedi,

Beş günlük annesiz kalmanın sancısını halimize acıyla işledi



Hanenin en küçüğü olmakta,

Şefkatten azade olarak solgunluğu yaşamakta,

Akide yozluğunda soluksuz kalarak darlıkta boğulmakta,



İçten bile değildi zamanında,

Her şeyi toparlayıp nizama sokmak isteyince,

Analık hakkı dilleniyor kendi kavlince ve bilinçsizlik halinde



Mükellefiyetin sınırları bellidir,

Dileyen dilediği kadar hükümran değildir,

Hukukun gerekçeleriyle nefeslenmek aklın gereği değimlidir?



Bilmeden, öğrenmeden,

Vehmederek, tecessüsü öncelemek hardır,

İnsansa adabı muaşeret içinde yegâne hükümlerle yönelmeli



Hislerini nizam içinde tevdi etmeli,

Kime ne söyleyeceğini düşünerek serinlemeli,

Aklına geldiği gibi esmeyi öteleyerek nefsini de dizginlemeli



Ana analığını bilmeli,

Babada nesline gerekçelerini öğretmeli,

Nisa kimliğinde edep azat olursa, kadın mutlak nizam edilmeli



Aşk edebindir, zarafetindir,

Bedevilikte aşkı terennüm etmek zevkidir,

Ruh dirliğinde ebedi olan, kalbi vuzuhun süruruyla yaşmaktır,



Sahibinde kalarak nur koklamaktır,

Hak için nefeslerin nihayetinde vuslatı anmaktır,

Ölümde dirliği yaşayarak kanaati sabırla mesruriyet duymaktır




Mustafa CİLASUN

















 

Mustafa Cilasun

Well-known member
O an çıkıyor karşıma!



Henüz
Adımlamaya başladığım
Zamandan bu an’a kadar arkasında sürüklendim

Bazen
Sessiz bazen de nefessiz
Devran içinde arşınlanan bir deniz nizamsız nefis

Gel
Zaman git zaman derken
Halin sahifelerinde kederlenip hüznü nefeslenirken

Yokluk
Kuraklıkta susuzluk
Umutlarda solgunluk yorgunluğa güfte yaptırıyordu

Çaresizlik
İdrak edilmeyince
Kanaat niteliğe ermeyince, vuzuh netleşmeyince acı

Izdırabı
Kamçılıyor kan akıtıyordu
Nisyan yamaçlarda daveti bekleyerek fırsat kolluyordu

Bilmeden
İnanmak, anlamadan kanmak
Akidede muğlâklığı yaşayarak, maslahatlara sığınmak

Arkaya
Hiç bakmadan yaşamak
Tefekkürden imtina ederek hevesleri kuşanmayı anmak

Derken
Akıl sığaya çekerken
İbretlik hadiseler bir bir önümüze serilirken tükenmek

Nefesin
Kadrine haiz olarak
Sahibinde netleşmek, sevdayı hasrederek ona yürümek

Ezelin
Ebet için ahengini
Aşkın nurlaşan ulviyetini, nizamsız zevklerin sefilliğini

Kaç zaman
Sonra ve hazan oluşunca
Ömür takatte zorlanınca, gözler fersiz bomboş bakınca

Umutlar
Geliyor birden aklıma
Lakin hiçbir yatırım yapmayınca, naçarlığın sağanağında

Hıçkırıklar
Düğümleniyor boğazıma
Ağlamak ne çare, zaman seni mazinle hikâyeni seyredince

Tekaüt
Maaşınla aldığın mezar
Yalnızlığında ürpertilerle haşyetin serencamını haykırınca

Kim olacak
O elim manzarada yanımda
Evladiiyal her ne kadar varsa, refikam ağıtlarla başımda

Hüzün
Desteledim arkamda
Bestelediğim şarkılarla mısralar duracak bir bir karşımda

Mütemadiyen
Çaresizliğe hayıflansam da
Yaratan’a iltica ediyorum her ne olacaksa rahmet onunla

Gülün
Kokusunu arasam da
Hasretmediğim zaman çıkıyor hemen karşıma ağlasam da

Toprağın
Yetimi anlatan hicranıyla
Hesapsız hayatın sonuçlarıyla, keyif ne kadar haz olsa da

Mekânsız
Düşünmek ileriyi görmek
İnsanın vasfından sudur ettiğini bilmek, kalbi serinlemek

Vicdanı
Dürüp bükmeden hilkatine
Tevdi ederek ulvileşmek nefesi sahibine hasredip yücelmek

Aşkı
Harında ki sevdayı
Sabrın baharında rengârenk açarak yaratan Hakka koşmayı

Ne derlerden
Soyutlanarak kul olmayı
Ön yargılarda yargıçlığı müdavimlerine bırakarak hür olmayı

Başarmadan
Umudun niteliğinde baharlaşmadan
Ruhun kalbi nizamında vuzuha ermeden koşmak yılgınlığımı

Affedemiyorum
Kimi suçlayacağımı bilmiyorum
Lakin artık çok geç her gün adım adım mizana yaklaşıyorum

Muhakkak
Üzülüyorum sukut ediyorum
Kalbimin lekelerimden kurtulamadan hayata veda ediyorum



Mustafa CİLASUN







 

Mustafa Cilasun

Well-known member
İşgal hesabiydi, o zulüm dinmedi!


Onun...
Mazisini bilenler
Atisinin ulviyetini hedefleyenler

İşgal...
Altın da feryad ederek inleyenler
Âlim ve ulema şehri iken, birden tarumar edildi…

Asırlarca...
Medeniyetlere başkentlik yapan
Orta doğunun, Afrikanın haline düşünürken kim ağlamaz

Gözyaşları...
Çöl bile tanımadı, şimdi kanlarla yıkadı
Mazlum halkın figanı arzı cihanda Ummanlara ulaştı…

Annelerimiz...
Kızlarımız, bacılarımız çaresizlikten
Nutku durdu, İğfale zorlandı, sabi çocuklar şaşırdı, baka kaldı

Canavarın..
Tek dişini gören zavallı halkın
Müstezaf kaldı, dünya müstekbirlerine karşı son derece perişandı…


Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
İdrake ram olmak, hal-i meramı anlamaktır!


Ne tuhaf
Bir anlayıştır ki kâhinciliğe bakış
Derlerdi ki dincilerden çıkar hep bu anlayış

Onlar dar
Kafalı, çember sakallı bir bağnaz
Vur abalıya nasıl olsa asla ses çıkartamaz

Yıldız
Falcılığı, burç hokkabazlığı revaçta
Bırakın yaşayanı, ölen ruhlar çağrılmakta

Gariptir
Ki bazı insanlar bezle uğraşmakta
Dine saldırmakta, açıktan şirki savunmakta

Derler ki
Öncelikle bizde lailahe diyoruz işte
Bilselerdi ki bu ne demekti, hiç derler miydi?

Yoktur
Hiçbir ilah, put yalnızca illallah vardı
O sadece bir olan Allah’tı, münezzeh olandı

O kâinatın
Hâkimiydi, sistemlerin banisiydi
Yeryüzünü tanzim eden bir Rahmanirrahimdi

Her zerrenin
Banisi, insanın da tek sahibiydi
Tüm övgüler ona aitti, o yalnız tek yaratandı

Mukallitler
Garip ki, beyni bıraktı kafaya aktı
Asla yanmazdım her hangi bir şey bulsalardı

Kaygıydı,
Zandı, korkuyorlardı bir ön yargıydı
Buna rağmen saldırıyor, acımasız karalıyorlardı

Bire gafil
Ne olur bir düşün, darbeler nedendi
Demokrasi çığırtkanlığı yaparlar, nerelerdeydi

Sıkıyönetim
Olmasına rağmen hep kan revan
Seyredenler sefa sürenler müstekbir uşaklardı

Sen, hala
Asabiyetle hamaseti davet ediyorsun
Dünya âlemi güldürüyorsun sen ne yapıyorsun

Yok, mu hiç
Vicdanın, analık yanın kalan şefkatin
Tefekkür denen yüce mefkûreden birden sıyrıldın


Mustafa CİLASUN





 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Yadettiğim ülfetin sessizliğinde!


Yoksun
Ne yapsam ne yazsam
Mısraların diliyle anlatsam da yoksun

Haşyetin
Ürpertisiyle güne başlarken
Sen yine yoksun, güneş nazar etse de

Güller
Tebessümle gözümü öpseler de
Bülbül şakıyarak beni davet etseler de

Sensizliğin
Her katresinde ki derinlikte
Hazzın kıraçlığında, hasretin esaretinde

Nağmelerin
Dilinde, sazların her telinde
Güftelerin gizeminde her zaman varsın

Sen
Benim ilk yaşadığım aşk olacaksın
Biliyorum saklanırsın, anlamsız bulursun

Ne
Yapacağını şaşırır bakınarak durursun
Soğumak için çırpınır, esrarın ressamısın

Parmakların
Perdelere basarken aranırsın
Sen anlamlı olmak adına yarışan nefessin

Sen
Ne güzel bilmecesin, hep sabredensin
Sevmeden sevilebilen en güzel bir esintisin

Derinliğime
Hazzı salan şahesersin
Sevda adına hale bahtiyarlık sunan nazsın

Aşkın
Muhabbet ikliminde ki tadısın
Nazarınla edebin güzelliğinde çok manidarsın

Sabırla
Yol alan, kanaati bilen yârsin
Sen gönlü mesruriyete gark eden bir cansın


Mustafa CİLASUN




 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Sesliğin zerkettiği aynada ki cemalinle!


Nasıl bir
Çaresizliğe gark ettin ki
Melalim sefilliğin hüznünde ağlar

Ne kadar
Aransam gelmez şu bahar
Sen beni meftunu aşk eyledin ey yâr

Dökülen
Her damlaya aşk mahzun
Yokluğun insicamın çaresiz mahkûm

Sevdan
Yollarında hicranım sökün
Aşkına amade hasretine avareyim yâr

Sen ki
Gıyabi nazarı bana çok görme
Hicranım dinmez sen hiç kulak verme

Hakir
Görerek halimle alay etsen de
Unut beni hiç bir imkânı yok desen de

Mahkûmum
Neylersin yine sen bilir misin
Vicdan nedir acısıyla bir nefeslenirmisin

Aşkın
ilgası için tefekkür eder misin
Nasip olması için niyaz nedir hiç bilir misin

Bir zamanlar
Sevmek sevilmekten çok evladır
Diyordun hikmetin tecellisinden çok habersiz

Sendelerken
Bu halimi, bir mecal bırakmadın
Aldığım nefeslerde mütemadiyen hüznü yaşattın

Bir gün
Hüzün melalini kuşattığı anda
Sen artık asla çıkma ortaya alış yalnız kalmaya

Ne aşka
Nede gözlerden akan bir yaşa
İtibar etme, hislenme, ayna karşısında sessizce


Mustafa CİLASUN




 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Yâd etmeliyim, hıçkırıp inlemeliyim!



Lahza ne söyler, vaktin içinde umutla bekler
İnşirah kalbin için neden muhabbet besler, nasıl bir an için sabır diler
Aklın hangi bedelin hesabıyla refakat eder, iraden neden figan eder, ruhun ne söyler
Kaybolan yıllar sanki sinene hüzün eker, hicran kalbide nöbet bekler, ah etmek ister


Mali kül mülk ne demektir, takatin bitecektir
Sana tevdi edilen ne varsa, aidiyetin için sual edilecektir, an bildirecektir
Okunan ezanlar şahadet edecektir, miskinleşen nefsin nasıl sana kefalet edecektir
Akıl, idrakin demektir, iraden azmin içindir, vicdanın nebiden kalan gül-i nihalindir


İllaki hevesin olacak, emelin kalbini boğmayacak
Hangi düşlerin yâd etmen için bizzat o kapalı kapıları çalacak, gün ağaracak
Ruhunun figanı gün yüzüne çıkacak, kuruyan göz pınarların yaşları aşka bırakacak
O zaman kalbinin yürekten olan farkı açığa çıkacak farkı fark ettiren ihsanın olacak


Cefayı öteleme, vefayı o nefsin için boş eyleme
Takat hesabidir, hak namütenahidir, adalet vicdanın şirazesidir, sakın es geçme
Kim ne derse desin, isterse nazarıyla cezp etsin, kalbinin sahibinden bir ödün verme
Vesveseler nefsi harbindir kalbin lekelerden taaccüp eden payedir an be an sendeleme


Dön bir bak arkana, sağına ve soluna avunma
Akıp giden nedir, nefesin nasıl bir feryadın içindedir, ihmal ettiklerin nelerdir kanma
İtibar nefse yapılmaz, bu bakımdan nefsin izzeti olmaz vasfın itibarı izzeti olur anla
İlim tahsili aklın ve idrakin içindir, bir bak bahanelerin ne kadar sahipsizdir, aldanma


Hangi dağın tepesine çıksam Erciyes gelir aklıma
İçinde sakladığı esrarı yakinen anlayınca, haşyet saçtığı anlar geliyor nedense aklıma
Kapadokya tamamen devasa bir ormanmış, kesilen ağaçlar Sinop’tan pazarlanırmış şaşma
Şimdi Kayseri ormansız ve ummansız, kışın çok soğuk, yazın ise ne sıcak olur, sabrı unutma


Peki, ne yapmalıydı bu halk, ticaretten başka
Ahilik ruhu ne kadar aziz ve ülfetlidir, sakın hafife alma, tüccar ahirini satan değildir ya
Beş temel özellik bulunur ve olmazsa olmaz manasında zikrolunur, örfü yasadır ha unutma
Öncelikle adam olmalısın ki sonra kul olmayı başarasın, hasmını asla hafife almamalısın


Evvel emirde, nikâhına sadık kalmalısın, refikanı asla horlamamalısın, uysal kalmalısın
Hürmet etki, hürmet edilmeye layık olasın, çocuklarını haddinden fazla şımartmamalısın
Şefkatin ziyadesi eftal değildir unutmayasın, duygularına karşı, aklını, izanını korumalısın
Asla ticaretine bir şüphe bulaştırmamalısın, müşteriyi, velinimet olarak hazla kollamalısın



Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Yâd etmeliyim, hıçkırıp inlemeliyim!



Lahza ne söyler, vaktin içinde umutla bekler
İnşirah kalbin için neden muhabbet besler, nasıl bir an için sabır diler
Aklın hangi bedelin hesabıyla refakat eder, iraden neden figan eder, ruhun ne söyler
Kaybolan yıllar sanki sinene hüzün eker, hicran kalbide nöbet bekler, ah etmek ister


Mali kül mülk ne demektir, takatin bitecektir
Sana tevdi edilen ne varsa, aidiyetin için sual edilecektir, an bildirecektir
Okunan ezanlar şahadet edecektir, miskinleşen nefsin nasıl sana kefalet edecektir
Akıl, idrakin demektir, iraden azmin içindir, vicdanın nebiden kalan gül-i nihalindir


İllaki hevesin olacak, emelin kalbini boğmayacak
Hangi düşlerin yâd etmen için bizzat o kapalı kapıları çalacak, gün ağaracak
Ruhunun figanı gün yüzüne çıkacak, kuruyan göz pınarların yaşları aşka bırakacak
O zaman kalbinin yürekten olan farkı açığa çıkacak farkı fark ettiren ihsanın olacak


Cefayı öteleme, vefayı o nefsin için boş eyleme
Takat hesabidir, hak namütenahidir, adalet vicdanın şirazesidir, sakın es geçme
Kim ne derse desin, isterse nazarıyla cezp etsin, kalbinin sahibinden bir ödün verme
Vesveseler nefsi harbindir kalbin lekelerden taaccüp eden payedir an be an sendeleme


Dön bir bak arkana, sağına ve soluna avunma
Akıp giden nedir, nefesin nasıl bir feryadın içindedir, ihmal ettiklerin nelerdir kanma
İtibar nefse yapılmaz, bu bakımdan nefsin izzeti olmaz vasfın itibarı izzeti olur anla
İlim tahsili aklın ve idrakin içindir, bir bak bahanelerin ne kadar sahipsizdir, aldanma


Hangi dağın tepesine çıksam Erciyes gelir aklıma
İçinde sakladığı esrarı yakinen anlayınca, haşyet saçtığı anlar geliyor nedense aklıma
Kapadokya tamamen devasa bir ormanmış, kesilen ağaçlar Sinop’tan pazarlanırmış şaşma
Şimdi Kayseri ormansız ve ummansız, kışın çok soğuk, yazın ise ne sıcak olur, sabrı unutma


Peki, ne yapmalıydı bu halk, ticaretten başka
Ahilik ruhu ne kadar aziz ve ülfetlidir, sakın hafife alma, tüccar ahirini satan değildir ya
Beş temel özellik bulunur ve olmazsa olmaz manasında zikrolunur, örfü yasadır ha unutma
Öncelikle adam olmalısın ki sonra kul olmayı başarasın, hasmını asla hafife almamalısın


Evvel emirde, nikâhına sadık kalmalısın, refikanı asla horlamamalısın, uysal kalmalısın
Hürmet etki, hürmet edilmeye layık olasın, çocuklarını haddinden fazla şımartmamalısın
Şefkatin ziyadesi eftal değildir unutmayasın, duygularına karşı, aklını, izanını korumalısın
Asla ticaretine bir şüphe bulaştırmamalısın, müşteriyi, velinimet olarak hazla kollamalısın



Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Uçan turnalar, sessizce anlatırlar!


Haz ile
Uçanlar telli kanatlar turnalar
Bana sevdiğimden bir haber getirmediler

Görünüp
Gittiler özümü serinletmediler
Yârimden ne bir selam nede söz ettiler

Kanatlarını
Çırparak asudeliği anlatan
Turnalara kayıtsız kalmaz nice sevdalar

Merakın
Mefkûresiyle yaşanan bu aşklar
İnsanı ebetleştiren unutulmaz hatıralar

Yar sessiz
Ten hissiz nefeslerde keyifsiz
Beni bekleyen kefenler çaresiz tertemiz

Yaprak
Renksiz, aşiyanda bülbül şevksiz
Esen yelde densiz akmaz dereler bentsiz

Ne içtiğim
Bade, ne de koklarım aheste
Gönül bu ya hastadır hasta can kafeste

Heyecan
Yasta, merak makasın arasında
Takat kalmadı artık şu taşıdığım bedende

Yaşamak
Halin serencamında aşkla
Hakka ulaşmak, gülü koklamak ve coşmak

Ruhun
Nizamıyla cihana bakmak
Hadiseden ibret alarak safahattan uzaklaşmak

Kulluğu
Layıkıyla anlamak kalbin
Vuzuhuyla sahibinde kalarak aşkı yudumlamak


Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Nasıl bir çare aramak!


İçimin yandığı
Dilimin hadsiz kuruduğu
Günlerden birini yaşıyordum

Kendi
Halimde çalışıyor günlerimi
Aheste bir şekilde geçiriyordum

Benliğimde
Arandığım aşk sanki derin
Ve karanlık bir kuyunun dibindeydi

Oraya
Ulaşmam hayli imkânsızdı
Yüreğimde bir umut yeşeremiyordu

Çok sancılıydı
Yüreği dağlayan nasıl bir acıydı
Bir bakıma, aranmanın var ettiği sancıydı

Ne vakit
Bir aşk kelamı duysam
İçim elvermez, birdenbire titrerdi

Yüreğimi
Silkeler, hazanın sararan
Yapraklarını yaşatırdı halimde bir anda

Öyle
Zamanlar bu kalbim
İrtifa kaybeden zavallı bir uçandı

Sazlardan
Neşet eden hüzzam şarkılar
En yakınlarında hep bulunan arkadaşlarımdı

Böyle zaman da
O Kuyunun başına giderek
Salkımlaşan hicrandı nağmelerde ki ahenkle

Ruhumu dinlendirir
Ne büyük bir haz serde terdi
Dil ile anlatamadığım meramımı artık salıverilmişti

Ancak
Böyle satırlara işlerdim
Gönlümden sızan her hicranı yaramı

Bir tasnif
Dahi yapmadan serbestçe
Serdedendim mecalsizdim ümide hasrettim

Aşk
Durağında bir fakirdim
Okuduğum mısralar sesleniyor el veriyordu

Kalbim titredi,
Dilim kilitlendi sinemde ki
Kurumaya yüz tutmuş hislerim o an alevlendi

Donup kaldım
Habersiz bir sesi arıyordum
Yıllarca hasretim olan aşk tizimi arıyordum

Heyecanlanıyor
Hiç yönüyle tanımıyordum
Zahirini bilmiyor, tenini görmüyordum

Fakat
İçimde eşsiz bir sarsıntıyı
Asudeliğiyle yazdığı şiirle pekâlâ başarıyordu

Belki
Kendi iç âlemindeydi
Halinin derdiyleydi, kalbinin sesiyleydi

Direnemediğim
Bir çekim kuvvetiyle beni
Benden alıyor ve veciz bir şekilde aşkı anlatıyordu

Hayran kaldım
Nezaketine haylide şaşırdım
Satırlarında kayboluyor etrafımı unutuyordum

Kendi
Gönlünde çok gizlediği
Özelinden habersiz bir şekilde ütopi yaşıyordum


Mustafa CİLASUN
 
Üst