Mustafa CİLASUN Şiirleri

Mustafa Cilasun

Well-known member
Sabrın aşkını anlamak ve birgün sana açılmak!

83127.jpg













Bilsen ki yüreğimi
Sana açmayı
Ne kadar çok isterdim

Kirliliğinden dem vurduğum
Nedamet ışıklarıyla

Soluduğum bu hayata
Bigane kalınca kalanımla
Çırpınırdım işte

Devayı umut adına sancılarımla

Güneş ah
Gün içinde müşahede
Ettiğim nice leş

Aşktan nasipsiz serkeş
Kuvvetli görününce artık pes

Menfaat tellallığında
Yarışıyordu her nedense herkes

Ey hasret kaldığım
Kan içinde canı anlayan kardeş

Sende halimi
Anlamaktan uzaklaşırsan
Hep daim baka kalırsan

Tahkikin içinde nefes
Alamazsan merakı bırakırsan

Aşkı arasan ne çıkar
Onu hissetmekten uzaklaşırken
Sen ben içimizde ki her dem

Ruhumuzda öngörülen

Acımak ağlamak kanmak
Adanmak gayeyle yaşamak
Bir hesap dâhilinde
Anlamlı olmak gayesiyle çalışmak

Hadiseler bakmak
Maziyle fikri tefekkürü aşılamak
Nebatatı unutmamak

Mahlûkat ile barışıklığı bulmak

Farkında olmak
Dikkatimiz oranında
Vicdani solumak

İrademizdi tercihlerimizle
Kimseyi suçlamamak

Nasip olunanda
Asıl hikmeti aramak
Gayreti bırakmamak

Hayatımızı anlamlı
Kılmak adına yaşamaya sarılmak



Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
O ülfet nasıl bilinse ve kalpten zikredilse!
73484.jpg











Her ne kadar
Bir acı verse de biliyordum

Duyguların
Coşkusunda yaşanan
O eşsiz olan yegâne hazzı

Sinenin katresinde
Açılan nice bakir sayfaları

İnsanı
Bir tahkik için
Zorlayan hazin insicamı

Oysaki
Düşünmekle başlar
Masum olan nice tutkular

Hali
Öyle bir sarar ki
Mahzun sine ışıldar

Her bahar
Sanki bir ilkbahar
Sonsuz
çiçekler açar

Hazan
O vakit çaresizdir
Artık sessizce ardından bakar

Bir sevda
Filizlenmeye yüz tutumu

Tüm nağmeler
Aniden hicran kokar
Ve etrafı sakince sarar

Haz
Bu vakit adeta
Bir zirve yapar, gönül ülfetle anar


O an ve vakitte
Hal o
zaman sürurla rahatlar

Aşk
Zerrelerin refakatiyle
Sanki coşar, ruhunu şevkle sarar

Bir âlem
Senfonisi başlamıştır
Keder ibretle temaşa ederek bakar

Durmadan
Kendince çalar
Seni hazzın içine katar

Ahde
Vefanın olduğu
Her bir mekânda, vicdanında sorgular

Hinliğin
Hiç prim yapmadığı
Ve sadakatte ram melalin efkârında

Haddi müdafaa
Saygının
sevgi ellerinde
Gönlün fazilet umdelerinde
aşkı kanar

Pak sineler
Vicdanın esintileribahşettiği o yerde

Sevelim be yârim
Hiç değilse
Sevmeyi deneyelim, hakikat için var olalım

Sevgi zail ise
Söylermisin o
zaman
Biz neden kenetlenmeyelim

Halin diliyle
Kemaliyet için şükretmeyelim

Hakk için sevelim
Mananın derinliğinde
Ahenk içinde hazzın erdemine erişlim



Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Nasıl bir divana çıkıp nefes alacağım!
,
459748.jpg














Metin olmak için çalışacağım
Ruhumun ve kalbimin farkına vasıl olmadan nasıl yaşayacağım
Hangi edep ile saiklarini bulacağım, hiçbir korku ve kuşkuya sığınmayacağım
Bedelsiz ne var, hesap hangi bahar için ruhumun serencamını aralar, kime soracağım



Baş arının meramını anlamalıyım
Nasıl bir sevdanın eşiğindedir, hilkati ve azminde aklanmalıyım
Yıllara sâri miskinliği kime bırakmalıyım, gözyaşlarımla sinemi ahdine sunmalıyım
Var olan aklımı, zafiyet içinde ki irademi, gerekçesiz merakımı artık bu an bırakmalıyım



İnsan tekâmül eden muhteremdir
Ulvilik içinde zindeliktir, ruhu ve kalbiyle ne kadar latiftir, ferasettir
Mühlet niye verilmiştir, devam eden rahmet niyedir, karamsarlık ne kadar elimdir
Gam olacaktır, lakin umutla arınacaktır, muhabbet ve aşkla yol alan ne [URL="http://www.edebiyatdefteri.com/guzel/siirleri/"]güzel[/URL] bir sadıktır



İlm-i siyaset amali ve niyeti tanzim eden niteliktir
Ne hamasete muteber edilir, ne de o tamahkârlığa edilen rağbet değerlidir
İnsan muhakkak ki sahipsiz ve nedensiz değildir, yoksa tefekkür etmek avare iştir
Elzem olan maksadı ve fırsatı hakikat cenahının firkatine sunmak en güzide olan şevktir



Zül addedilen politika ne için garabettir
Milleti asırlardır kandırmış ekâbirlere nasıl rahmet nazarıyla yâd edilecektir
Peki, satılmışlara ne söylenecektir, devlet-i âlinin malını devşirenlere ne söylenecektir
Gasp eden, hukuku çiğneyen, yetkisini tatmin aracı eyleyene nasıl bir hüküm verilecektir



Bu milleti tefrikaya ayıranlar kimlerdi
Fraksiyonları gayelerince her semtin meydanlarında yeşertti, sonra emretti
Bir neslin lider nefeslerini hunharca katletti, cezaevlerinde gönüllü köleler ne bekledi
Kendi öz evladına silah çektirildi, emre itaat şarttır dendi, peki, o palazlananlar kimlerdi



Seçen kim, seçtiren kim, akıl tutuklu mu kaldı
Onca cahillik ve garabet hangi hesaba bırakıldı, istikrar ve güven not aldı
Milletin evladı, emeklisi yaşlısı, fakir ve mağduru, neden itibar ederler, yoksa yanıldı mı
Dâhili ve harici anlamda dile gelen ne varsa, kıtalar arasında sayfalar aralandı, anlaşıldı





Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Tefekkürle an be an serinle, ahu figan etme!
39203.jpg
















Yok, işte be gülüm baksana çaresizim
Senden süzülen şu mısralarla halsizim
Gönül sende, tefekkür hep derinliğinde
Ben ancak seninle melülleşen avareyim


Sen bakma yazdıklarıma, anlattıklarıma
Kal melalinde ki eşiz bulunmaz
sevginle
Fikir sizde, zikir halinizde, şevkte sizinle
Kalmasa bir şey bilere, sen hiç sevinme


Bugün bize olsa da, kim bilir yarın kime
Sen sakın ha sabredenleri hiç boş verme
Tevekküle mehleyle, enaniyete güvenme
Bilirsin iblis kimlerle,
rahmet kimin elinde


Sen tefekkürle serinle, ahu figan hiç etme
Sakın ha keşke deme, kaderi sen öteleme
Bilinmeyenle sen asla, sakın ha alay etme
Hikmet kimin tekelinde, sen arifle zikir eyle



Mustafa CİLASUN

 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Meğer ne gafletmiş, esireden bir halmiş!
55858.jpg












Sevmiştim bir kere mana derinliğini
Mest ediyordu işleyerek halden içeri
Nutkum kesildi şevkim devrana girdi
Öğüttü sanki bir değirmen emsaliydi


Tutamadım kendimi serdettim halimi
Nereden bilirdim sevdanın hazin dilini
Gönül ne ki
aşk manimi kim bilecek ki
Duymak ne yazar idrak kimilerin derdi


Ne kadar mutazarrır olmuştu halimden
Ş
aşkınlığı tuttu anlıyordum melalinden
Hiddet sermayesi haykırıyor ki sineden
Ne gelir ki elden arlanmak şu halimden


Ne büyük bir hata içine dalmıştım meğer
Aşk olsa ne çıkar gönül denkliğinde efkâr
Hazan ki melale ağlar yaprak hale bakar
Sevda nasip olacaksa akar sinem ki ağlar


Kapattım sayfayı halimden arta kalanları
Derledim işte ayalim için ibret halkalarını
Düştüğüm çukurları göremediğim fakları
Alay konusu
aşkları acınan gönül yarasını



Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Ruhum razı mı çarmıha, figanım duyulmasada!
23307.jpg











Yarınların özlemin yaşarken
Tükenmişliğim önüme seriliyor
Görmediğim
sevgili beliriyor
İçim doluyor, kalbim kükrüyor


Onda bulduğum mana bir sevda
Sevdiğim şarkı, kucakladığım arzu
Yarınımın ütopyası, uçan bir martı
Hülyam, rüyam dinlediğim bir şarkı


Elbet biliyor
sevgili titriyor kalbi
Bir nebze süzülse vereceğim gülü
Her adım da bülbülü dünü, bugünü
Hatırladıkça, yaşanamayan yarınları


İstiyorum ki bilsin, sarfı nazar etmesin
Dilesin, dillensin, bir kelam etsin gülsün
Yarınların esrarını, hiç değilse bende görsün
Üzülsün, süzülsün, hiç solmayan bir gülsün


Ne olur kızma bana, anlatamam bu cana
Ürperen encamıma, hafızanda ki canana
Ne acı, ne hayıflan razıyım ben çarmıha
Her yanım dağlansa da, kanım hep aksa da




Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Sanki deniz içimde, ahımla birlikte!
26981.jpg













Engel olamadığım dalgaların
Seyrettiğim asude martıların
Nasinini bekleyen o balıkların
Çaresizliğinde ki ahımı ararım



Deniz değildir gördüğüm elbette
İçimde ki denize kitlenmek ne ise
Sensiz alık melal, firkat hakikatse
An içime kasvet,
aşk umut değilse



Aşiyanın olayım, niye gamı anayım
Sensiz
dünyada süruru ne yapayım
Mecnunu anayım , o abrı anlayayım
Mevla’ya an be an niyeyakarıştayım


Ne vakit bitecek mi bu hasret fetret
Gönlümüzde yer etmez elbette nefret
Ahım ne olacaktır, kalbini
aşka devret
Kanaat et, şükret, süruru ile secde et




Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Ruhun firkatini bulmak, aşkı anlamak!



Umut için hazırlık yapmak gerekiyor
Niyetin asliyesinde ki derinliğe sadık bulunmak hakikati öğretiyor
Mana neden kalbime sökün ediyor, aklım vaktin esrarında mahcubiyet yaşıyor
Yaratan aşikârken, hesap yakınken, ruhum hıçkırıklarına kanarken, sinem ah ediyor


Bülbülün ötüşünden, yaprağı düşerken
Yağmur vicdanımı serinletirken, kederim soluksuz kalırken, yol varken
Neden iradem boyun büküyor, nefsim kalbimi derdest ediyor, sinemi lekeliyor açken
Neden muştuya hakkıyla nazar etmiyor, vaatlerini hiç umursamıyor, iman kalbimdeyken


Yolun yolcusu, neye muhtaçtır, sancı ardır
Salahiyet sahibiyken, mükellef olduğunu bilirken, hesabın içindeyken aşk nardır
Hak olan sana tevdi edilenlere sadık kalman ve bu minval üzre yol almandır, an vuslattır
Ruhun yorulmazsa, kalbinin pınarları kurumamışsa, umut hazanlaşmamışsa hak sevdadır


Hasret umut, sürur içinde nefeslenmektir
Kanaati ruhunun derinliğinde terennüm eden ise edebin lahzasında eren kimliktir
Meşk, kalbin içindir, aklın esrar perdeleri ne kadar çetrefillidir, istişare ise zaruretindir
Selamı sakın esirgeme, seninle bir olan melekleri görmezden gelme, o lahza ki hakikattir


Vefasız olan bir nefesi kimseler sevmez
Sadakati ve hakikati hakkıyla kalbinde deruhte eyleyemez, nefsi terbiye edemez
İrfan meclislerini ihtiyacı bilemez, idrak için aşkı, sevdayı şehre dip feyziyle nefeslenmez
İllet nefsine mut olur, merak hizaya durur, akıl sairiyle buluşur, iraden tercihindir demez


An ve akan zaman bizzat kalbin içindir
Şayet tezkiye olmuşsa nefsin, ar kimindir, söyle mefkûre hangi vadinin derdidir
Gece, gündüz akıp gitmektedir, ruhun figan ederken, hangi gönül için ümit içindedir
Ölmek kata korku değildir, hesabı verilmedikçe sinede ne müthiş bir yüktür aşk gayendir


Rabbim derken, kalbin firkattedir
İltica ederken, muhtaçlığının farkındadır, sana ondan daha yakın başka kim vardır
Vaktinden evvel sararıp solma, bitap bir kalp ile tasattukta bulunma, şevk ve sürur ardır
İdrak ve nitelik şadından fakirsen, nefsini talim etmeyi önemsemezsen haşyet kapındadır


Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Vecdin ne vakit aşk olacak, ruhun ferahlayacak!



Nefesin firkatiyle anlamlaşmalısın
Yüreğinin derinliğinde ki hasrete aklın ve idrakinle kavuşmalısın
Ne kadar anlamsızlık varsa her fırsatta onun ikliminden uzaklaşmalısın
Gül-i nihalin kokusundan bir an bile ayrı kalmamalısın, lalenin asudeliğine kanmalısın


Tefekkür ruhunu dinlendirir, kalbini serinletir
İhsan ve ihlâsa kavuşmak için ne gerekmektedir, akıl etmek niyedir
Akıp giden zaman neler söylemektedir, ömür denilen kumaş ne çabuk eskimektedir
Edep halin, inşirah kalbin, idrak ruhun, izan aklın, iraden vuslatın olacaktır, istemektedir


Gökyüzünde neler var, hangi esrar kalbini anar
Zahir olmak, cezbeden halin emanetinde bulunmak, faniliği unutmak yakar
Bir lokma ekmeğe muhtaç nefes ne umar, safahat içinde yaşamak nasıl bir ar, aşkı boğar
Ülfetin, erdemin, nasib-i kanaatin, sabr-ı hakikatin feyzinden nasıl bir can korkarak kaçar


Kalbinin sahibine yabancı olmak, ne cehalettir
İlmin bir şubesi olan merak hangi maksudun derdindedir, insan aşk üzeredir
Hilkati ve mefkûresi bu minval üzre şekillenecektir, yoksa dosdoğru yol kimin içindir
Vasfi yet ve nitelik, azim ve öncelik nedenlere ulaşmaktır, saikleri aramaktır, tercihindir


Nazar etmek, temaşa etmekten çok farklıdır
Farkı fark ettiren ise muhakkak ki ruhun yetisi olan idraktir ve aşk-ı ihsandır
Her can ölümle bedellidir, her ne kadar dillendirmese de sinesinin derinliğinde ki nedir
Kayıp olan şahsiyet midir, yoksa kalbi ve ruhi esaret midir, zikretmeyen o gönül nicedir


Ahenk, aşktır, sevdadır, ram-ı esrardır
Dirlik ve birlik için kalbine ne lazımdır, yetim ve öksüzlere sahip çıkmak haktır
Ecir imanını bereketlendirir, fikir zikrini kenetlendirir, istişare aklın için ihtiyacındır
Kuvvetin banisi bellidir, emanetin sahibi kimdir, hesap nasıl bir günün aşk-ı eminidir


Kitab-ı celil akıl ve idraki olanlar içindir
Kul olabilmek, yaratan için secde etmek, iltica edip gönlünü aşkına erdirmek fevktir
Nedensiz bir ömür kim için gayedir, nihayetinde insan başıboş değildir, iraden senindir
Sual etmeyen, kıt kanat geçinen, tahkiki öncelemeyen, hukukunu önemsemeyen fakirdir


Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Vecdin ne vakit aşk olacak, ruhun ferahlayacak!



Nefesin firkatiyle anlamlaşmalısın
Yüreğinin derinliğinde ki hasrete aklın ve idrakinle kavuşmalısın
Ne kadar anlamsızlık varsa her fırsatta onun ikliminden uzaklaşmalısın
Gül-i nihalin kokusundan bir an bile ayrı kalmamalısın, lalenin asudeliğine kanmalısın


Tefekkür ruhunu dinlendirir, kalbini serinletir
İhsan ve ihlâsa kavuşmak için ne gerekmektedir, akıl etmek niyedir
Akıp giden zaman neler söylemektedir, ömür denilen kumaş ne çabuk eskimektedir
Edep halin, inşirah kalbin, idrak ruhun, izan aklın, iraden vuslatın olacaktır, istemektedir


Gökyüzünde neler var, hangi esrar kalbini anar
Zahir olmak, cezbeden halin emanetinde bulunmak, faniliği unutmak yakar
Bir lokma ekmeğe muhtaç nefes ne umar, safahat içinde yaşamak nasıl bir ar, aşkı boğar
Ülfetin, erdemin, nasib-i kanaatin, sabr-ı hakikatin feyzinden nasıl bir can korkarak kaçar


Kalbinin sahibine yabancı olmak, ne cehalettir
İlmin bir şubesi olan merak hangi maksudun derdindedir, insan aşk üzeredir
Hilkati ve mefkûresi bu minval üzre şekillenecektir, yoksa dosdoğru yol kimin içindir
Vasfi yet ve nitelik, azim ve öncelik nedenlere ulaşmaktır, saikleri aramaktır, tercihindir


Nazar etmek, temaşa etmekten çok farklıdır
Farkı fark ettiren ise muhakkak ki ruhun yetisi olan idraktir ve aşk-ı ihsandır
Her can ölümle bedellidir, her ne kadar dillendirmese de sinesinin derinliğinde ki nedir
Kayıp olan şahsiyet midir, yoksa kalbi ve ruhi esaret midir, zikretmeyen o gönül nicedir


Ahenk, aşktır, sevdadır, ram-ı esrardır
Dirlik ve birlik için kalbine ne lazımdır, yetim ve öksüzlere sahip çıkmak haktır
Ecir imanını bereketlendirir, fikir zikrini kenetlendirir, istişare aklın için ihtiyacındır
Kuvvetin banisi bellidir, emanetin sahibi kimdir, hesap nasıl bir günün aşk-ı eminidir


Kitab-ı celil akıl ve idraki olanlar içindir
Kul olabilmek, yaratan için secde etmek, iltica edip gönlünü aşkına erdirmek fevktir
Nedensiz bir ömür kim için gayedir, nihayetinde insan başıboş değildir, iraden senindir
Sual etmeyen, kıt kanat geçinen, tahkiki öncelemeyen, hukukunu önemsemeyen fakirdir


Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Sukut ederim, sana neyleyim ey Yar!
28903.jpg









Bir gün koparıp elemi bu kalbime attın
İkrarı ezelden sessizliğinde seyrederken
Sinende süzülen hüsranı, ayan etmeden
O hicranını kasidenin eşliğinde anlattın

Kalbime hüsranı doladın bıraktın öylece
Sen nasıl istersen kal, yeter ki bana söyle
Atma diyarı kalbimi, sitemle örme, görme
Yüreğim ellerinde mahkûm, bitap eyleme

Seyreyle dalgaları, uçan martıları, yatları
Yatır sende, yüreğinde sakladığın kalanları
Tenini okşasın, sana dokunsun bırak suları
Kavrasın seni, kuşatsın sendeki her hücreyi

Geceler, senin yalnızlığının en mümtaz şahidi
Yüreğinde korlaşan, o muazzam haşyet hasleti
Biçare kaldın, tanımadın sana âşık olan bir canı
Umarım diyorsun, beklediğin bir selamı yollayanı

Ne diyeyim ey yar, sen nasıl istiyorsan öyle kal
İster prangada, ister halatta, ister
gecelerde sal
Eteklerinden süzülen efkâr, nağmeyle şakıyan sular
Bir selam göndermesen de gam değil sen öyle kal



Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Suskunlaşan ruhum ahuzar içinde!
176062.jpg















Her okunan ezanda

Kalbim
hüzünle buluşuyor nedense

Annesiz olmak ne acı bir nağmeymiş hakkıyla bilinse



Evlatlarım nazar edince

Refikam kendi kavlince sessizliğinde

Tefekkür etmek hicranı gam oluyor işte ne hikmetse



Arkada kalanlar

Hatıra namına anlamlaşan sayfalar

Büyük bir ihtimamla sakladığın albümleşen her anılar



Teket teker

Gözlerimin önünde ve seninle

Bıraktığın nefeslerin dirliğinde ve kalbi silinmezlerde



Odalar anlamsız

Senden arta kalanlar haksız

Ruhum dirliğinde kararsız ve gönlüm şimdilerde yarsız



Nereye girsem

Hüzün hiç peşimi bırakmıyor

Kurutarak astığın patlıcanlar ve kesilen aş makarnalar



Yeni aldığın tavalar

Henüz kutusunu açmadığın bardaklar

Ocak üzerinde bırakılanlar, sahanlıkta ayaza kalanlar



Hepsini derledim

Evlatlarına hatıra olarak verdim

Torunlarını unutmadım onlara da aziz hatıranı bıraktım



Şimdi çayımı

Senin bardağınla içiyorum
hüzünle

Sırların senin ikliminde kaldı vasiyet edemeden gidince



Yutkunmalarım

Boğazında elemle düğümlenince

Sökün ediyor yaşlar
gözlerime kendi dirliği [URL="http://www.edebiyatdefteri.com/guzel/siirleri/"]güzel[/URL]liğinde





Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
o an ve zamanda ki esrarın teneffüsündedir aşk!
61593.jpg










Çark hızla yol almaya devam ediyor
Bir müdahale imkânımız bulunmuyor
Kaygılar olsa ne yazar ki zuhur ediyor
Seni içine çekiyor düşünmelidir diyor



Anlamak için anlamlı olmak gereklidir
İzan için tefekkür elzemdir öyle dilenir
Böyle almış başını gidiliyor ne beklenir
Zevk için sarf edilen gayret ah çektirir



Sende bir hardal tanesi misali öğütülen
Zaman katresinde şekillenip salıverilen
İnsan olarak lütuf bahşedilen beklenen
Nefsin konusunda hikâyelerle öğütlenen



Ezelden izleri merak ederek büyüyebilmek
Halin enginliğinde ahenk için nefeslenmek
Ey Hak diyebilmek ahın haşyetinde dilemek
Ahir nedir bilmek kabir için aidiyeti istemek



Aşk değilse aşikâr olan halden maada bulur
Aşk ki haldir melaldir dirilmek için sonuçtur
Canı cananı
dünyayı ukbayı ihata için nurdur
Nefsi zevki mideyi bedeni nizam ettiren odur




Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Gönlüme düşen katreleri ayan ederken!
106112.jpg











İnsanız
Neyi ve nasıl
Anladıklarımızla bizler farklıyız


Şiiriler yazılır
O an hislerin dirliğinde
Neler saklıdır asla bilinmez


Her
Yazılan bir
şiir
Nihayetinde kısa bir hikâyedir


Kim
Bu mısralardan etkilenir
Kim silinmezlerinde derlenir yazan için bilinmez


Eren olmak
Ruhi iklimde
Ahengi bulmakla ilintilidir


Veren olmak
Bahşedenin dirliğinde
Nefes almayı becermektir


Abit olmak,
Köleliğe kulluk
Ekseninde ram olmaktır


Zakir olmak
Uzvu azanın haşyete
Soyunarak uykuyu unutmasıdır


Ben
Kimliğimde derbeder olan
Hederlikte bir bent oluşturan


Abdi aciz olarak
Çalışmalarımı gönül
dostlarına
Paylaşım olarak beyan ediyorum




Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Suskundur geceler, uyku tutmuyor gözler!



Kalbim neler söyler
Lal olan bu halim nasıl söz söylemeye cüret eder
Neden umutlarıma hicran hayret eder, niyet nasıl bir vaktin ahını gözler
Kendi kimliğinde ne kadar garibim, sanki kimsesiz bir nefesim, bu halimi kim özler


Ömür lahzası esrarlı
Tercihlerim hangi akitlerin o muştusuyla orantılı
Neden kalbim yaralı, zihnim sancılı, ruhum sessizliğinde ne kadar manalı
Nefsim bir karabasan edalı, merakım neye sevdalı, idrakim neden sefillik adına yaralı


Gönül bir ummandır
Umut, niyetin halisliğinde gayedir, yoksa aşk nedir
Maşuk nasıl bir sevdanın bendidir, hasret kimedir, anlamak kalbin içindir
Aşk, ruhunun firkatine, aklın selimliğine, tercihin ihsan mertebesine ulaştıran tavdır


İnsan, edebiyle anlamlıdır
Talime hor bakan, nezaketi umursamayan evet, yabandır
Adab-ı muaşereti bilmeyen ve önemsemeyen, aklının estiğini yapan nasıldır
Hoyratlık cehaletten ve kalbin kemali yet esikliğinden sudur eden bir noksanlıktır


İnsanın mükellef olması nedir
Aklın ve izanın, kalbin ve vicdanın hakka ram olmasıdır
Arayışın, nedenlere varışın, merakı hakikate firkat kılışın aşk-ı nişanesidir
İnsan farkı fark eden candır, ilim en muteber azığıdır, edep vazgeçemeyeceği ardır


Cahil, bilmeden cüret edendir
Ukala bilmediğini bildiği halde çaka satandır, nar niye vardır
Aklını ve azmini, niyetini ve vecdini aidiyet hesabını anlamak adına insandır
Yoksa aşk ve vuslat nasıl bir nedendir, keyfiyet zül olan kalbin büyük talihsizliğidir


Merak ettiğin her şeyi deneme
Tecrübesizliğini de o naif kalbini lekeleyerek sakın giderme
Herkes yapıyor ve hiç ayıplamıyor tuhaflığına gitme, nefsini önceleyip erime
Nasibini umutla bekle, sabrın yorgunluğunu ah ederek giderme, kalbini ihmal etme


Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Ahım aşkın firkatinde, an be an umut içinde!
462698.jpg


















Lütfeden, ne [URL="http://www.edebiyatdefteri.com/guzel/siirleri/"]güzel[/URL] ihya etmiş
Tanzim-i
sanatını ruhumun didarına öğretmiş, ne ülfetle öğüt vermiş
Nakşettiği hikâyelerin ibret sahnelerini en bariz bir şekilde aklım için nakletmiş
Ürperten sahneleri, haşyet içinde kalan nefesleri, ders almayan o gönülleri işaret etmiş



Neden insana bu kadar önem vermiş
Nesiller boyu öğüt ve tavsiyeler muhafaza edilmiş, resulünü göndermiş
Akletmeyenler diye dikkat çekmiş, yükün ağırlığından aşikâr
zamanda söz etmiş
Şer yuvalarından, ilga eden hezeyanlardan, münker olan meraklardan da sakının demiş



Kalbin nazar gah olduğunu söylemiş
Kuluma en yakınım demiş, niyetin ve amelin sarih olmasını öncelemiş
Sakın ha aldatan olma demiş, sadakati ne kadar
[URL="http://www.edebiyatdefteri.com/guzel/siirleri/"]güzel[/URL] zikretmiş, ihlâsa önem vermiş
Desise ve entrikaları, nefsi zafiyetleri, şek ve şüphe içinde ki bulanıklığı ayan eylemiş



Rızkının o yegâne sahibi kimmiş
Neden emeller içinde boğulmamayı tavsiye etmiş, muttaki ol demiş
Helal kazancı fevkalade övmüş, haramlardan kaçınmamızı da özelikle işaret etmiş
Neden insan hesapsız dememiş, nefesin müddetine dikkati çekmiş, vakit öteyi dilemiş



Mükellef olana kadar esirgemiş
Aile sorumluluğunu ve nesil emniyetini fevkalade önemsemiş
Din ve vicdan emniyetini kime vermiş, akıl ve idrak sahipleri için ne hikâye etmiş
Kalbin ve ruhun farkını anlamak ve yaşamak adına
aşk şarabından ne [URL="http://www.edebiyatdefteri.com/guzel/siirleri/"]güzel[/URL] bahsetmiş



İnşiraha ulaşan kalbe müjde vermiş
Hanif kullarım demiş, vecdine şahit olduğu tasattuklarını şad etmiş
Cennet ve cehennemden söz ederken niçin dikkatleri çekmiş, takvayı işaret etmiş
Zebaniler için nasıl kelam etmiş, yakacaklar için hangi ibretlikleri hiddetle söylemiş



Mizanı ne kadar zarif ifade etmiş
Mahşerin nasıl bir haşyet içinde zuhur edeceğine dikkatleri çekmiş
Kabirde yatan bedenler için nasıl bir andan bahsetmiş, kıyametin vaktini söylemiş
İnsan sahipsiz değildir, sırat-ı müstakim üzeredir,
aşk ve sevda adına adanmıştır demiş




Mustafa CİLASUN

 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Duyma hıçkırıklarımı ve hicran içinde ki yalnızlığımı!
77287.jpg












Düşündükçe
Geliyor işte yaşlar
Gözlerimden boşalan hicrani yakarışlar


Şu hissiyatımda
Dinmeyen sancılar ve o samimi niyazlar


Sinemde dalgalanan ne
Hazzı
aşklar yârin derdiyle
Sessizlikte dil-i hal haykırışlar kime


Asla isteyemem
Onu üzecek her hali ve melali hevesi


Sinemde durulmayan
Dalganın ahu figanını, yakan yalnızlığı
Sinemde kanayan sevdanın elim yarasını


Biçare olarak
Gizlerim her vakit yâri üzmesin diye
Bir mendil kokusunda duyulan nice yakarışları


Sessizlik içinde
Terennüm edilen haklı haykırışları
Muhayyilemi kuşatan o masum bakışlarını


Dileyemem artık
Yârim üzmesin naçarlığı yaşamasın diye


Bizarım artık
Elbette ki elhak hazanım
hüzün içinde
Yaşamak zorundayım hem de ondan kaçanım


Sessiz aldığım nefesten
Hissiz kalan bu tenimdeki hareketten


Bilmelisin ki
Bir çaresizliğimi mecburen yaşarım
Kendi halimde ,dinmeyen acı kederimle




Mustafa CİLASUN

 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Sensiz, ne kadar hissiz velhasıl süruru nefessiz!
77178.jpg













Yine dalmıştım düşlerimin arasına
Baktım ki sen geliyorsun martıların uğultusuyla


Karanfilin hazzı deryasından
Bir ummanın o eşşizleşen sahnesinden


Silinmeyen kalan izlerinden
Halime işlenen nakışların
hecesinden


Mağrur halinle sen süzülürken
Hayâ perden salınıyordu yanaklarından arın pervasıyla


Yere düşen her damla yaşı
Göz pınarların hicran ile öyle salıyor ki


Ezelde
rahmetin
Naif mağfireti,eEdebi halinin şevkiyle


Senin gelmen demek yüreğindeki sızının
Bir çağlayan iştiyakıyla galeyana gelmesiydi


Mahzunlaşan
sokak aralarından
Gecenin sinsi olan karanlığında sinede vuku bulan
Acının hissedilmesi ve sessiz iniltilerin kesilmemesiydi


Elbet dayanamazdım
Ne hazindir ki kendi halimeydi
Melalimde oluşan bu mevcut kahrım, dinmez sancılarım


Velhasıl sitemlerim
Acımasız hezeyanlarım
Sefilliğimde ki acizliğimin önünü alamadığım acı izleriydi


Sen gelemezdin
Çok kederliydin şu an
Dünyadan göçüp gitsem de bilmem ki hiç anacakmısın


Aşkın için reva görülen
Halimde yaşadığım divaneliğimi
Sensizliğin viranesinde hemhal olduğum garip sefilliğimi


Ruhu solgun
Bu bedende ki anlamsızlaşan teni
Günlerce bir müşkül canı, hicran firkatinde gezdirdiğimi






Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
icon1.gif
Gül sinesini açamaz, aşka sessiz kalamaz!


463052.jpg















Her zerresinde edebin aşkı nüfus etmiştir
Fevkalade sessiz, esir eden emelden habersiz, bir lisan-ı halin sahibidir
Nezaket ve naiflik mühim özelliğidir, kim nazar etse bilir, ahenksizliği sevmeyendir
Maraz bir halin elemindedir sabrı ve kanaati elhak aksettirdiği feragatiyle hasretmektedir



Raks eden bir asudedir, tebessüm içindedir
Ne gamı, ne de insanı çileden çıkartan bühtana yabancıdır, derde ramdır
Her halinde ihsan saklıdır, muarız olan her şeye yabancıdır, hakikat şadında namdır
Şehretmeye, esrarında ki ülfeti anlamaya, insanın melalini anlatmanın
aşkına tavdır



Kim koparırsa ses çıkartmaz ve ağlamaz
Hak ve hakikatin ilhamında ki
aşktan uzaklaşamaz, figanını anlatamaz
Nasibin mizanı
aşktır, nizam edilmiş sevdadır, niyet ve azmin hicranında umut vardır
Her anında sahibiyledir, ne kadar çilenin müptelası olsa da ebette
aşk-ı muhabbet ardır



Ötenin insicamından söz eder sessizce
Aşikâr eylediği kokuyu salar teklifsizce, bilme ki nasıl bir feyzin lehçesinde
Hangi vecdinden bahsetsem, asırlara sâri ülfetini zikretsem, kokladığımda
aşk kimde
Ruhum fevkalade susuzluk içinde, esaret zincirleri neden irademin aciz zafiyetlerinde



Neden her gül kokmaz,
aşkı yaşamaz
Şekli yet içinde nefeslenen zümrelerin kederinden kurtulamaz ve uzaklaşamaz
İnsan, kalbi ve ruhunun vecdiyle idrakiyle yaşayan, vakıaları yorumlayan aziz candır
Hesabın esrarında ki perdeleri aralayandır, tahkiki bu nispetle vardır, akıl şuura tavdır



Bitap olmuş bir ten kim için vuslattır
Arasat nasıl bir vaktin nizamıdır,
aşkın ilhamına yaban olan gönül nasıl insandır
Hevesler muhakkak ki edebin tanzimine muhtaçtır, nefsin istek ve emelleri sonsuzdur
Ehl-i hal sahibi nefesler, ilmin sahihliğinde ki gayretler, elbette
aşkın nazarına muhtaçtır



Gayesi hak olmayan,
aşka yabandır
Nefsi telakkiler içinde zikredilen heveslerdir, tene nüfus eden bir çirkinliktir
Edep kalbin ve ruhun vazgeçemeyeceği zenginliktir, hak ve hakikat üzere ahenklidir
Farkı fark edemeyecek kadar ihsan ve inşirahtan yoksun bir nefes bu sevdayı nasıl bilir





Mustafa CİLASUN
 
Üst