Mustafa CİLASUN Şiirleri

Mustafa Cilasun

Well-known member
O ulvi vecdi kırmak, farkını anlamadan hazan olmak!
127374.jpg











İnsanı,

Her canı

Sadece yürekte kalmayan anı

Kalbin hükmünü anlayanı,

Sadece kan pompalayan yüreği,

Tüm canlılarda olduğu bilinmeli



Oysa

Kalp öyle mi?

Kulluğun öznesi,

Aklın zirvesi

Nazarın sahnesi

Aşkın yekparesi

Âlemlerin deşifresi,

Anlamanın gerekçesi,

Muhabbetin hazinesi,

Hamiyetin perdesi,

Edebin hal iksiri,

Dirliğin zaviyesi,

Birliğin adresi,

Husumetin reddiyesi,

Şefkatin davetçisi,

Arzın yaratılış sebebi

Sevginin müstesna yeri,

Halk edilen her şeyi,

Kulluğu ölçüsünde serdetmeyi nizam eden, iradeye yön veren erktir.



Onu k
ırmak;

Halden anlamamak,

Maksada bigane kalmak,

İşaret taşlarını okuyamamak,

Ötelerin sevdasıyla soluklanmadan yaşamaktır…



Acizliği,

Nefs iliğinde,

Zevkinin hükmünde,

Heveslerinin hadsizliğinde,

Enaniyetinin halinde ki yüzsüzlüğünde,



Görmeden,

Hırsı, hıncı nizam etmeden,

Nefesin müddetini hissetmeden,

Gideceğin adresin ürpertisiyle üşümeden,

Bir canı, kalbi taşıyan anlaşılmayanı k
ırmak,

Yozluğun, duyarsızlığın, vefasızlığın okunması,

Evrensel mesajın hiç anlaşılmadan okunması,

Gül kokusunun hasretine uzanılmaması demektir…




Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Ah yar ne olur sen bizar olma, naif kalbini burkma!
31459.jpg










Ey gökyüzünün alyansları siz duyun bu sesimi
Sinem harap, yürek bitap, bir ses etmiyor sevgili
Yalnız siz anlarsınız, biliyorum ki sessiz kalırsınız
Efkâr-ı halimizi, evet sizlerle suskun yâre anlatırız


Yıldırım aşkımı, yakan ar mı hangi anı yaşıyoruz
Ani bir vakitte olacak bir iş miydi mantığı anıyoruz
Direnmesinde ne haklıymış, öyle diyor aşkı tanıyan
Aşkın kıvamımdan bihaber olan o sevgili bir gülizar


Tacir değilim, sanatçı hiç değilim ki ben biçareyim
Açıkça haykırıyorum ey ahali bilin ki ne seviyorum
Küllenen ateşi kora dönüştüren anı merak ediyorum
Eğer bu aşk değilse, evet ben insan değilim diyorum


Bir final mi bu an, mantığın katresini elbet arayalım
Anılan mahlûkat-ı hayvaniye değil insan anlayayım
İnsanın kalbinde zuhur eden, sineyi fetheden bir aşkı
Kim bilir, nasıl bir tahayyülle esininden faydalanalım


Bırak zaten perişanım, ben kendi halinde bir insanım
Anlamam mantıktan, her türlü zanaattan, biçareyim
Ne yapar, yargılarsın ki hadsizlikti, yüreğime yanarım
Anlamam ki denizden, geceden, meşkten bir ahenkten


Ah yar sen bizar olma, yeter ki sen bari biraz solma
Bir dosttun, engin tavsiyelerine gark oldum, soldum
Yürek neymiş demeliyim, şiire süresiz ara vermeliyim
Çekilmeliyim melalime, kalbime çeki düzen vermeliyim




Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Ruhumu Kuşatan, Ne Müthiş Bir Aşk!
28122.jpg










Sevmek adına çıktığım seyri âlemde,
Yılların, alacaklı olduğu tüm zamanı,
Bir çırpıda ve hınçla geri almak adına,
Durmak bilmiyor ve seyrine dalıyordu…


Dalların bıraktığı yapraklar düşüyordu.
Esintinin serinliğine, kendini bırakarak,
Sanki salınıyordu, hala hazzın meşkini,
Kahırdan uzak bir mertlikle, yaşıyordu.


Durakladım, bakakaldım o an mekânda,
Ruhumu kuşattığı o aşkın, ayak izleriydi.
Tamamen kendi halinde, aşkı divanelerdi.
O kadar muazzam bir vecdi teslimiyetti ki,


Nutkum durmuştu o an nebatat karşısında.
Onlarda bir candı, ayrılmaz can cananlardı
Vefa onlarda, hakkaniyetin hassasiyeti vardı.
Toprak olsa, kaybolsa da asla gam kalmazdı.


Yetmişti artık sevgi uğruna seyri bu âlemim,
Kimselerde görmüyordum evet, namerdim
Aşkı anlamayan o biçare, yaşadığını zikreder,
Böyle asılsız teraneye, söyle kimler iltifat eder…




Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Bizzat efendim talim ettirmiş ve öğretmişti!





En yakınları hemen yanındaydı
Günlerce mefkûresini anlatmıştı, hiç yılmadan şefkatini gönüllere yansıttı
İbretin, ihsanın, ihlâs didarında ki farkını bizzat kendi yaşadı ve yılmadan anlattı
Kasten gönül kırmadı, sabrı direniş saydı, kanaat etmeyi kalbin sahibinin aşkında anladı


Hem yetim ve hem de öksüzdü
Kalbi nazarın, lisan-ı halin, umud-u azmin, feday-ı gayretin eşiz sahibiydi
Kırmadan, incitmeden hasretmeyi, tebessüm zenginliğini, dirayet kadirliğini öğütledi
Kim kapısını çalsa, bir sual sormak için gözlerine baksa, nefsim demedi, vakti ödevi bildi


Çilenin rengiydi, aşkın sezgisiydi
Fevkalade sade ve tevazuu ehliydi, ne kadar eza edilirse şikâyet etmezdi
Hamiyetin ve rahmetin bereketini ruhunun derinliğinden aksettiren bir aşk-ı nefesti
Sizler gibiyim derdi, ten ve cismani olarak bedelli olduğunu ayan ederdi, ne ulvi rehberdi


Güç ve kuvvet bizzat verilmişken
Her türlü şer ahvale karşı korunmuşken, edep telakki etti, sahibim sen bilirsin dedi
Ümmeti için ömür verdi, her halin ve vaktin esrar perdesini aşikâr eyledi, sevgi zerk etti
Açlığın hamiyetli olduğunu gösterdi, nefsi hastalıkları işaret edip kalbinizi koruyun dedi


Ruhun ihtiyacını, kalbi inşirahı anlattı
Ecir ve ihsanın, vuslat adına takvanın, insanı yaşatmanın gayesiyle hep çırpındı
Sinelere suskun nazarıyla taht kurdu, talim ve terbiye için hiç durmadı, sabırla okşadı
Refikaları için rikkatini esirgemedi, her haliyle kefildi, sadelik namına bedelliydi, yaşattı


Beşerin banisi, ümmetinin hamisiydi
Hayvanat âleminin şefkat ve zarafet elçisiydi, mütemadiyen gözetirdi, esirgemedi
İnsanlık adına ne muazzam bir müjdenin sahibiydi ve aşkın hakikat elçisi olarak ülfetti
Nefsimizden daha ziyade seveceğimizi tembih etti, o nispette iman etmiş olacaksınız dedi


Dilim söylerken, kalbim sukut etti
Nefsi hastalıklarım irademe hücum ederek, kalbime neden takiye içindesin diye seslendi
Aklım ve izanım bu vakitte neden sensizliğine çekildi, ruhumun figanı firkatime yetmedi
Hangi lahzada hıçkırsam, uzlete çekilerek gözyaşlarımı umutla bıraksam sinem gülmedi


Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
463731.jpg










Solmayan bir gül-i nihal misali
Umut açmalı sinemde, vecdimi cezp edecek kuvvet ve önemle
Yeis ve nedamet zaten etrafımda ziyadesiyle, hevesler nizam edilmedikçe
Akıl kemale ermedikçe, lisan-ı hal edebe bürünmedikçe, kalbim farkı fark etmedikçe



Rahmetin sahibi ruhuna aşikâr
Nasıl bir mefkûre olmalı ki hakikate yabancı olsun, neden şikâr
Vakti gelince, toprak hasretini çekince, nevi şahsına münhasır o an gelince yağar kar
Aşkın firkatine nail olmayan, mukallit halinden kurtulamayan can, şaşıp etrafına bakar



Beyni kan besler, yürek pompalar
Kan yerine su ikame edilince, o nefes nasıl bir suskunluk yaşar
İnsan ne kadar yabancıysa ölüme bir taaccüp içinde bakar, daha sonra üzülür ağlar
Hangi vaktin eşiğindedir anlamaktan korkar, haline değil, giden için kahrından yanar



Bir boşluğun sarhoşluğunda acınır
O an ve akan
zamanda ne umut kalır ne tefekkür etmek yaklaşır
Nasıl bir idrakin meylinde nefeslendiği amel ve ifadeleriyle yakından anlaşılır
Etrafına bakınır, aczi yeti bariz bir şekilde sırtarır, akıl ve izan lal olmak adına hızlanır



Taziye için gelenler tuhaflaşırlar
Bir birinden farksız suallerle mahzunlaşan o nefesin acısını tazelerler
Vah, tüh demeyi asla esirgemezler, biraz
zaman geçince de işgaliyelerini serde terler
Nasıl bir iman ve itikat üzere bulunduklarını pek önemsemezler, nasılsa vakit var derler



Her nedense asabiyet içindedirler
Kalp kırmayı sanki marifetmiş gibi zikrederler, gönlün naifliğini bilmezler
Sahip oldukları ne varsa, hırs ve tamahkârlık ruhunu boğunca, tekebbür hasrederler
Kabir ziyareti hiç cazip gelmez, mevtayı defnetmek işlerinden alıkoyar hiç ilgilenmez



Oysa insan ibret zarifliğinde candır
Aklı ve
aşkı söz konusu olunca iradesinden vazgeçecek nispette adaydır
Yoksa İsmailler, Hasanlar ve Hüseyinler niye iman vecdinde sevdadır, şehit tacıdır
Feda olmak, hakikat adına ruhunu ve kalbini ortaya koymak insan için ne büyük
aşktır




Mustafa CİLASUN

 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Zihne hükmediliyor, kalbi lekeler ele veriyor!
125497.jpg












Her gün
Yeni bir karar veriliyor
Canlar telef ediliyor kan sökün ediyor

Ertelenen
Hınçlar sahneleniyor
Desiselere takat yetmiyor an tükeniyor

Maslahat
Belamlar sayesinde
Cehaletin hükmüyle bir bir sıralanıyor

Yegâne
Ve mücerret hüküm
Göz ardı edilerek ekrandan gizleniyor

Realite
Öteleniyor zımnen
Yasaları hiçlemiyor adam haykırırken

Efrat
Sessizdir bir hışımken
Tuğyanı estirendi talanı icbar ederken

Hüküm
Yegânedir evrenseldir
Gayeye götüren müşahhas denklemdir

Akıl aciz
Bilgi naçiz edilirse
Tebaaya tahakküm etmek ne kolaydır

Fakirlik
Kader sayılmaktadır
Talan edilen hakkın elinden alınandır

Tek düze
Bir hayattı sunulan
Sanat adına da kepazeliğe boyanandır

Takiyye
İlmi siyaset olunca
Kursakları arlanmaz haramı soluyunca

Nefsin
Sıfatın gücün olunca
Vatandaş ne yapa aşk şarlatanın olunca



Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Neden vazgeçilemez, kalpte hicran giderilmez!
124533.jpg














Artık

Ne bahara nede ayaza

Kayıtsız kalamayacağımı anla



Gecenin

Sabahına bir nazarla

Melale yaşattığın acı yalnızlığıma



Önümde

Ömürden vazgeçmek var

Hülasasını anlatırım umutla hazana



Şayet bahar

Seninle anılacaksa eğer

Aşk serabıma çiçekler sunsa sancıyla



Meğer ki o yar

Soyut bir kavram kalacaksa

Anlamak için zaman feryadıyla ağlasa



Kanım aksa

Kalbim sessizliğini korursa

Ruhum ömrümünn vaktine aşkı soracaksa



Seninle anlamlı

Fetheden mümbit filizler

Sinemde koruduğum sezgiler, yazılan şiirler



Kimliğinde gizlediğin

Nakarat halinde ki serzenişler

Geceden sabaha kadar fersizdi bakan gözler



Kabulümdür halin

Hiç silinmez zerkettiğin anın

Rahmetin [URL="http://www.edebiyatdefteri.com/guzel/siirleri/"]güzel[/URL]liğindedir temaşa eden salkım



Elhak bu aklım

Seni sana asla anlatamaz

Farkın sabrın, ar hayâ duvarın, aşkın hakikatin



Anlatılmaz kimseye

Yakan dert buysa sorulmaz

Aşk iklimine nasip sorgusuz, suvalsiz yaşanmaz



Çileler niye bir

Umut içinde naifce yeşerirler

Zümrüd-ü anka gibiler, renkleriyle ne hasrederler




Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Neden sual etmek geliyor, geçmişin izleri silinmiyor!
125785.jpg











Gel
Ne sen sormuş ol
Ne de ben anlatayım bu kederimi

Sen
Geleceğin umud-u şevki
Yüreklerin hasreti sürurun adresisin

Nesiller
Hoyratça harcanıyorlar
Nefisler ne desise kuruyor, kandırıyor

Tüketim
Ve keyfiyet açıkça şırınga ediliyor
İrade zafiyeti hal ekseni elan öteleniyor

Alafranga
Asırlardır zihinlere tetikleniyor
Adamlık alt kültür olarak şimdi anlatılıyor

Örfü
Hassasiyet ve cehalet adına
Milli haslet hamaset namına damgası yiyor

Millet
İlletler içinde nimet umut ediyor
Millet içinde ayrışan bereket duasına çıkıyor

Folklor
Hangi dansın güdümünde eriyor
Göbek atmak sıradan maharet telakki ediliyor

O kızlar ki
Ar ve edepleriyle ancak nurlar
Edep yok olunca kepazeliği nasıl soluyacaklar

Alkışlar
Gelen gidene tempo tutarlar
Zaten bir duruşun sahibi olsalar işlerini yaparlar

Geceden
Sabaha denk densiz eğlenceler
Kim kimin derdinde haram bahane olunca ne derler

Millet
Artık bizarlığı kader sanınca
Kanaat içinde efkârını soluyunca umutlar hazanlaşır

Patronlar
Bir tıraş olmak için yatlarıyla
Yunan adalarını tercih edince, madur edilen hayıflanır

Ahmet
Mehmet, Recep, Tuğçe
Asgari ücrete mahkûm olup yaşayacak, köleliği başlar

Vatan
Toprağını kanıyla koruyanlar
Kansız, mecalsiz artık kâğıt toplayanlar, ne mahzundur

Pet şişelerden
Atılan her şeyden umuda
Koşuyor, efradı için canla direniyorlar, kim onu anlıyor

Palazlananlar
Sabahın körüne denk yarıştalar
Viski kadehleriyle, kandırılmış flörtleriyle ne rezaletteler

Aşkın
Sevginin içine ettiler, arlanmazlar
Soysuzca nefeslenip gasp ettiler, adamlıktan uzaklaşanlar

Şekliyet için
Tekebbürün iflahı için ne dediler
Nesli zalimce yokluk içinde çökerttiler, hiç önemdemediler

Yetmedi
Devletin hazinesizi kemirdiler
Vatandaşı düşman misali hakir gördüler, yalanla avuttular

Varislerini
Sermayenin her çeşidini
Renklendirip, unvanlarla piyasa edindiler, öteyi sual etmezler

Devlet
Kendi içinde millet olmaktan
Patronların solukları altında kalmayı yeğledi evet ,garip değil mi

Yıllarca
Milletin efradının acısını kim dinledi
Asırlarca inin inim inleterek bilmem ki neden sefilliğe terk edildi

Hakları
Ellerinden bilakis çalındı, inancı alındı
Dört duvar arasında cürümler kim için sıralandı, nefesler anladı mı

Zindan
Adamlığa müptela kaldı, can adandı
Namlu mermiler içinde hiçbir
zaman ısınmadı, hakikat adına aklandı




Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Durma söyle göçüp giden bu an, hangi zamandan!
123233.jpg















Geçti

Onca
zaman seninle

Selvilerin gölgesinde
sevginin



Güzelliğin

Nezaketin, ürkek halin

Sofiyane z
arafetin edep içinde



Gizlendiğin

Yumuşaklığında letafetin

Mizacınla arz eylediğin ülfetin



Kelebek

Kadar zarif hafif

Şevki sevk eden renkli kişiliğin



Yüreğinde

Vakarını koruyan hedefin

Hissetmek için dikkatte ki halin



Gayretinle

Atalete taş çıkartan elin

Tükenmeyen kanaati bilen gücün



Geceyi

Sehere denk bekleyişin

Sabahın bereketinden söz edişin



Hali

Meftun bırakan

Kalbi ihsana doyuran samimiyetin



Yüksünmeden

Bana ne demeden

Refahı öncelemeden hışımla gidişin



An ve
zaman

İçinde nefes alan her kan

Anlamak için yaşayan hanif olan can



Muktedir

Olmak gücün nispetinde

Bilgin yok ise güç sadece kaba heybe



Can
aşk ile

Kan toprak için nafile

Nasip kimin eliyle hikmet sabrın elinde





Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Neden kalbim zikreder, ruhum refakat eder!




İnşiraha ulaşmayı hangi gönül diler
Gören göz, işitilen söz, ruhun didarında saklanan öz vaktini bekler
Ehliyet sahibi olmak yetmez, kemali yet için nefsi temayülünü terbiyey-i aşk gerek
Şikâyet etmek kefaletine itibar etmez, vecdin hak için olmadıkça aşk haline gerekmez


Ey Rabbim derken, kalbini gözet
Nasıl bir lisandan bahsediyorsun, niyetinin hoyratlığını nizam et
Nefsin hür oldukça, zafiyetlerin ruhunu boğdukça, sevdaya değil, sefilliğe itimat et
Yükünün ağırlığından, tercihlerinin bağnazlığından tez vakitte imtina et, aşktır hakikat


Kulağına gelen ney’in sesi ne söyler
Ruhunun evveliyatını, ahirin için dünya hayatının ahını hikâye eder
Ne kadar debdebelik varsa tefekkür etmeni tavsiye eder, sessizliğin aklından eser
Tevdi edilen emanetler adına, ihmalkârlığını edebi diliyle öğütler, kalbine dikkat et der


Bilmem ki takat-i derman kimdendir
Nefes-i can aşkın elindendir, firkatine ram olmadığın sevda hangi günedir
Bahtın kazası takdir değimlidir, tercihlerin adına düştüğün yanlışlar nasıl telafi edilir
Af ve mağfiret yaradan Rabbinin vaadi değil midir, korku ve haşyet bilinmeyen cehalettir


Sana senden daha yakın olan kimdir
Rızkının sahibi bizzat Cenabı Hak değil midir, peki, öyleyse tekebbür niyedir
Akan zaman nasıl bir hesabın ramıyla coşup gitmektedir, akletmeyen cana şimdi ne denir
Hangi bahane nefsini kurtarmak için yetecektir, cazibesini kaybetmiş nefes değerli midir


Gönül kapın açılsın, aşka abat olsun
Umutların hiçbir zaman kurumasın, kalbinin latifliğinde yeis palazlanmasın
Her vakit hak ve hakikat dostları gönül kapını çalsın, serin uykundan aşk ile uyandırsın
Ne kadar ukdelerin varsa, vecdin sevdasıyla sineni bıraksın, bir emel kalbini oyalamasın


Ruhunu yoran, kalbini burkan acın kalmasın
Akıl ve izanın istikametin için vuslatını aralasın, unuttuğun mefkûren anlamlaşsın
Seni var eden, her zerrene dirlik bahşeden ne kadar hamiyetli gönül varsa hiç usanmasın
Vahdetin yolunu açsın, idrakin aşkın firkatine kansın, aşk-ı dünya hal-i vecdine adansın


Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
[FONT=Palatino Linotype, serif]Hangi varlığıma güvenir, hesabına serilirim![/FONT]






[FONT=Palatino Linotype, serif]Elhak, aşk ve nefes adına şükretmeliyim[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Nasıl bir lahzanın eşiğinde firkatleşen idrakime meyletmeliyim[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Merakımı ecir ve hasene yönetmeliyim, kaygı ve zanı derfetmeyi bilmeliyim[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Ne kadar ön yargım varsa kalbimi ve ruhumu arileştirmeliyim, felaha ermekliyim[/FONT]




[FONT=Palatino Linotype, serif]Neden kuşku ve korku bırakmaz yakamı[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Vuslatım için tahkikim, halimin firkat-i aşka ram olmasına için aşikar mı[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Hasretmekten imtina ettiğim kaygı ve müteredditleşen ahvalim kalbim için ar mı[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Hiç sevdanın şadına erişmeyen nazar, cehdin süruru için aklı ve irademi kollar mı[/FONT]




[FONT=Palatino Linotype, serif]Ey yalnızlığıma çare sunan umut nerdesin[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Hangi demin vecdiyle senaya erişmektesin, neden hal-i sefilliğime refakat etmezsin[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Yoksa el vermeyecek kadar ümitsizmisin, nefsi hastalıklarıma şifa halketmezmisin[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Neden bu kadar garip ve silik halin içindeyim, sessizliğin şadında habersiz nefesim[/FONT]




[FONT=Palatino Linotype, serif]Zikrederken kalbim buruklum içindedir[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Meftun olduğum furkan nasıl bir vakitten söz etmektedir, idrakim nerdedir[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Hemhal olduğum nefesler neden bu densizliğimi görmezden gelerek, üzmektedir[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Hangi çare nasibi, sabrı ve kanaatimi beklemektedir, niyetim kifayet edecekmidir[/FONT]




[FONT=Palatino Linotype, serif]Micaç nefsin teranesinden neşet etmektedir[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Akıl ve izan ruhun selameti için iradeni beklemektedir, elbette tercih senindir[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Hak ve hakikat latif kalbini bekleyen güzelliktir, o ilm-i siyasette neler gizlidir[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Kaza, kader içiçedir, niyetin vuslata erişmek için aşka iltica etmeni beklemektedir[/FONT]




[FONT=Palatino Linotype, serif]Bilmem ki hala neden durur ve bakarsın[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Akan zaman içinde yazılmış bir fermansın, aklın ve iradenle hak yolunda cansın[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Hesabını düşünen adaksın, her lahzanın derlediği ülfetin abadına elbette sadıksın[/FONT]
[FONT=Palatino Linotype, serif]Neden bezgin ve yorgunluk yaşamaktasın, yıllara sari ihmalkarlığını bırakmalısın[/FONT]




[FONT=Palatino Linotype, serif]Mustafa CİLASUN[/FONT]



 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Bir lahza ki aşka ram, sevdaya meftundur!
464454.jpg













Gülüp geçmemeli, an ve zaman önemsenmeli
Bir lahza ki
aşka ram, sevdaya meftundur! Acabalarla vakit geçirmemeli, aşk ki kalbin ve ruhun lisanıyla şehre dilmeli
Nefesin bereketi, sıhhatin hasrettiği hususiyeti ibretle düşünmeli, bağnazlık edilmemeli
Kalbine kim kötülük eder, neden aklını bahanelere vesile eyler, idrak, izan fark edilmeli



Yunus deyip geçme, anla kendinden geçireni
Ruhunu davet eden, iradesinden vazgeçiren, ihsan ve ihlâsa yönelten hissedilmeli
Her gün bir ölü misaline bürünürken, seni muhafaza eden
melek görevliyken ne demeli
Hangi nizamın talim ve terbiye edileni, seni sen yapan kalbin ve ruhun ihmal edilmemeli



Hazana nazar et, iklimin senfonisini seyret
Ahenk nedir, onun pak ülfetini sinenin derinliğinde sessizce ve hazla hisset
Deryanın içinde ki sükûnetini, dağın bağrında ki letafeti yalnızlığında bir temaşa et
Varsa şayet benliğinde asabiyet, nefsi temayüllerinde onca emel ve hırsın,
aşka havale et



Cazip olan nesne bile olsa çok kıymetlidir
İnsan, ihsan ve takva üzere nefeslendikçe itibar edilir, z
arafet ve edebi kalbindedir
Bir takiye içindeyse, niyetini yaratan ve fark eden basiret sahibi, zavallılığına vermektedir
Peki, haddizatında kim kime ziyan ederek huzuru mahşerde ki hesabını ihmal etmektedir



Ruh lekeyi kabul etmez, kalp ihmale gelmez
Ne kadar tasaddukun varsa, latifleşen ecrinle buluşmadıkça devaya eriştirmez
İnsan bu zafiyetleri hiçbir vakit sulha erdirmez, irade ve akıl maşuk içindir, geçilmez
Sevda kararmışsa, akıl tutulmuşsa, irade boşluk içinde kalmışsa, o esarettir, lafı edilmez



Hu derken, hamt ederken arın nefsi halden
Yıllara sâri ibretlik hamasetlerinden, hatırla o imtina ettiğin şefkat ve muhabbetten
Şimdi geriye ne kaldı, yaşanmış hevesler hangi manada ruhun ve kalbine hakikati anlattı
Muhakkak ki her nefes için
zaman daraldı tefekkür etmek için aşka kalbin nasıl muhtaçtı



Aşk, ruhun ve kalbin en ulvi membasısıdır
Hak ve hakikat üzere ilhamı namdır, dil şad olsa da efkârı sanki bezirgânlığınadır
Zaman aynı
zamandır, nefesin insan bünyesinde ne farkı vardır huşu ve aşk bambaşkadır
İnsan Rabbine kul oldukça, nefsi marazlarından kurtuldukça muhterem olan bir
insandır





Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Ayrılık her yanımda aşkı anlatan bir pusula!
76242.jpg







Kalbim hicran içinde, sessizlik ikliminde
Çareler şifa sunmuyor, ruhumun hasret çeken firkatine ve ah u elemine
Sararıp solduran dinmeyen özleminle, sabırda ki direnişim bir hüzün vecdinde
Gözyaşlarım aman vermiyor, şehrine malik olmadığım bu idrakim hangi aleminde



Can dedim, nefsimle hala bedelleşemedim
An dedim, hangi vaktin eşiğinde firkatina ram olacağımı hiç bilemedim
Bir ömür umutla beslendim, serabın serencamında bazen kederlendim, inledim
Nereye baksam,ruhumun hicranıyle yakarsam, meftun eden hüznümü hasrettim



Nasıl bir deryanın derdiyde seninleyim
Bahtıma seslenen her keder ve çileyle halini tebessümle yadeden bir viraneyim
Zikrimle ve kıtkanaat fikrimle yoluna yüz sürmeye adayım,bu hal üzere avarayım
Neden iliklerime kadar nüfus etmez, hasrettiğin ve bıraktığın şefkatin ne yapayım



Sanki bir dere misali akıyorum sağa, sola
Aklın istikameti, ruhumun hasret çektiği vahdeti, kalbimin dinmeyen kederi ne ola
Alacağım her bir kararın kararsızlığında inlersem, iltica ettiğim hamiyetin kavura
Savruluyorum şimdi bu halim nice ola, muhtaclığımın kadrini bilmem ki kim sora



Sığındığım kanatlar, umut ettiğim anlar
Ruhuma seslenen sessiz çığlıklar, sensizlikte ki nefesimi kesen sorumsuz nazarlar
Sinemi burkan olumsuzluklar, ne vakit dinecek, kalbim sürurla o halini yadedecek
Sevincim, neşem gelecek, azmin, vecdim o hamiyetinin ilhamıyla aşkla filizlenecek



Hakikati fark etmeyen göz kalbi olur mu
Her bir tarafı kuşatan ayetler, onca nefeslerin şehrine malik olur, anlaşılır mı
Aşkın ve edebin serdedildiği bir sahrada hiç haşyetin izi bulunur vede sorulur mu
Akıl, kalp anlamalı idrak ruhun yetisiyle vuslatınla buluşmalı sevdan anlaşılmalı





Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Mahkûm eden hisler, mahzunlaşan nefesler!
75063.jpg






Sen nedense
Özleyememdiyordun

Kâbusların korkutan
Eşiğinde o an sabahlarken

Her halinde
Kalbi değişikliği yaşarken

Hislerime asla
Müdahale edemiyordun

Bazen nedense
Unuttuğunu düşünüyordum

Martıları seyrederken
Geceleri düşünceelerimi yazarken

Sukutun girdabına
Mahkûm hayallerim bırakmıyordu

Gecenin o karanlık
Göğsünde hüzünle sinembesleniyordu

Dağlara yaslanırken
Seyrettiğim sessizce nazar edenbulutlar

Seni anlatıyordu
Hülyalar yaşatıyor, içim içime sığmıyordu

Hoyrat ellerin pençesinde
Makûs melalim, gönül ve mevsimlerim


Senin sevdanı
Anlatıyor ve muhabbetinle yaşatıyordu

Kör kuyuların da
Kuruyan umut bekleyişi, elem zerkediyordu

İklimleri değiştiren
Hercümerç hayallerim boyun bükerek ağlıyordu

Toprağın şefkatini
Ararken yağan yağmurlar o an neler söylüyordu

Senden şarkılar
Söylüyordu nağmeleriyle, hissiyatın yakarışlarında



Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Ruhum ne vakit kanacak, aşkın narıyla arınacak!





Bir sessizliğin dehlizinde ve hüzün içindeyim
Hangi suali sorsam, merak ettiğim ne varsa muhatabını bulsam derdindeyim
İçin için kanayan yaramın, devaya muhtaç aklımın, ruhumu kuşatan hicranın eşiğindeyim
Neden böylesi bir badirenin kaldırımlarında ilerlemekteyim, hissiz, şevksiz bir avareyim


Can emanet-i devlettir, nefes bu hal içindedir
Gözler nereye nazar etse, idrakin sulbünden neşet eden manaya ulaşmazsa kederdir
Elem kalbim için söyle nasıl bir derttir hakikate vasıl olmayan aşk hangi vadide rehberdir
Gamı zanlar nefsin değil midir, hal ehli neden bu hastalığı yıllardır tedavi etmemektedir


İçimde yaşattığım canavar neden sessizdir
Yıllardır hasrettiğim zafiyetler kalbim için delil değil midir, lal olan hesap kimindir
Ruhum her vakit kaybettiğim tercihlerimde, neden bir sessizlik içinde nezaret etmektedir
Hangi vaktin şahitliğinde dile gelecektir, ruhumu bizar bırakan iradesizlik ne diyecektir


Yar dedim, yine nefsimi an be an önceledim
Can dedim, müddeti nefesin kıymetini hiç takdir etmeden, heveslerime hasrettim
An dedim, ne aşkı hakikat manasında ve ne de sevdayı narın edasıyla hiç zikretmedim
Vecde gelen nefesleri ibretle seyrettim, ecir için canhıraş uğraşanlara refakat edemedim


Gül koklayım dedim, dikenine meylettim
Neden bu kadar şefkatizdir gönlüm diye, sessizlik içinde, sefil halimle kederlendim
Huşu içinde ağlayanları gördüm, içten içe imrenerek kalbi elemimle o vakit yüzleştim
Halimin perişanlığını arz etmek istedim, ruhumu esir eden ahvalden kurtulayım dedim


Hangi rıhtıma gitsem, bir hüzün var içimde
Martılar, kendi âlemlerinde seslenseler de, deryanın derinlerindeyim düşüncelerimle
Umulur ki gönül kapım bir gün açılacak, kalbin inşirahın süruruyla hüzünden kurtulacak
Yıllara sâri derdest olduğum an, umutlarımla anlamlaşacak, bu hicran artık ağlatmayacak


Sessizce nida ediyorum, aşkın edebine bürünüyorum
Yakaran bir kalp ile asla şikâyet etmiyorum, ne kadar yanlışım varsa kabul ediyorum
Hata ve kusur içinde olduğumu yakinen biliyorum, hal ve ahval üzre sana iltica ediyorum
Rabbimsin, Rahman ve Rahim olan aşk sensin, beni benden daha iyi bilensin, diyorum


Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Gür hisli ve gür imanlı nefesler coşacaktır ancak!
23758.jpg













Beni benden alan bir ahenkti, unutulmayan nefesi
Her lahzasında nasıl da kederliydi, derdi hiç anlaşılmayan o mefkuresiydi
Yaşadığı yıllarda kimbilir ne kudretli çilelere direndi ve asla pes etmeyi bilmedi
Çünki iman ettiği ve hasrettiği kalbi taatiydi, ruhunun hicran zerkeden direnciydi



Takati yettiği nispette ulvi
aşkını esirgemedi
Kıtkanaat geçindi, zemherinin lisan-ı halini nefeslendi,ancak vecdim budur dedi
Bir ömür feryat etti, bazen bülbülle dertleşti, sanki yalnız nefeslenen feyzi ahenkti
Dile getirdiği her meramı, yazdığı onlarca hatırası şimdi günyüzüne çıktı ve inletti



Kariye seslenirdi, sessizce gönlünü hasrederdi
Nereye baksa, hakikati için yılmadan çırpınsa, devrinde hakkıyla anlaşılmıyordu
Gözlerine uyku girmi, nefesine takatte yetişmiyordu yokluk onun naif arkadaşıydı
Sabrıyla anlaştı, kanaatiyle ferahlardı, azmi ve cehdi onun vazgeçilmez mizacıydı



Ruhu yıpratan nedir, hangi esaret ki
[URL="http://www.edebiyatdefteri.com/guzel/siirleri/"]güzel[/URL]dir
İnsan Yaradanına kul olmayı başardığı nispette kıymetlidir, çünki ahsen üzeredir
Varlığın karanlığa iten her vesvesesi zaten hakkıyla bilinmektedir, neden zafiyettir
Şafak kalbine seslenirken, amel ve taatin Rabbini beklerken nerdeydin, ne eziyettir



Yüreğini aydınlatan hitabı niye ihmal edersin
Aidiyetinden söz eden kitabın yüzünü neden hiç açmıyorsun ve anlamıyorsun
Bir ömürün hesabını tutmayacak mısın, esaretini bahtın olarak mı yaşayacaksın
Nefsi serkeşliğinden, yıllardır ihmal ettiğin o hakikatlerden ne vakit kurtulacaksın



Seni anlatan, aklını ve izanını yaratan
aşkı ara
Şimdiye kadar hasrettiğin ömrünü karanlık içinde artık bırakma, o kalbini anla
Sevdaya gark olmayan bir nefesin varsa sakın bir ülfet sanma,avuntulara kapılma
Derin uyku bitsin, seherler vecdinle şenlensin,
melekler sana refakat etsin, unutma





Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Gönül tahtında bir katre olmak, aşkı bu hal üzere yaşamak!
32820.jpg









Dökülen damlalar henüz toprağa düşmeden
Sevenin yüreğinde bir sızıyı oluşturmuyorsa
Gözde olmak, ne ki gönlün ayarında olmayınca
Bırakılan her damlayla
sevgiden uzaklaşılacaksa


Sevmek ne ki
gözlerden yaş her an akmayacaksa
İstemeden de, isteyerekte dilenen
sevgi kalbe konmaz
Filizlenen lahuti
sevgiden istense de asla uzaklaşılmaz
Yaşanan
aşktan, olan sevdadan kalp hiçbir an yorulmaz


Biçareliği yaşatan, kalbi bizar bırakan salındığın ahvalin
Bir türlü girdirmedi ki gönlüne, gitmene ne sebep olacak
Verilmiş bir karardan haberdar olacak,
aşkı unutturacak
Mahzeni andıracak, hasret bıraktığın sevdanı unutturacak


Fersiz bu
gözlerin bakması neye delalettir kifayetsizdir
Kalben yapılmayan her nazar biçareliğin hengâmesidir
Sevemedin bir türlü, kalbinin zerresinde yeşeremedim
Gönül tahtında bir katre olamadan sinenden gönderildim


Senin her halinin ve hatta gizemlerde kalan melalinin
Göremediğim tenin, resmettiğin her bir mısrada ki
şiirin
Benim için namütenahi bir serinlikti sen kabul etmesen de
Yaşattığın bir
sevgiydi hiç pas vermesen de çekip gitsen de


Bir kez olsun beni düşündüğünü bilmem onu hissetmem
En büyük bahtiyarlığım olduğunu senin asla bilememen
Aşkımı heder etmen,
sevgimi hiçlemen beni terk etmen
Öykülerin en hazini, masalların en acımasız bir nihayetidir


Sen yine öykünle kal, senaryolarını bir an durma yine yaz
Aşklarınla sarmaş dolaş, sevdalarınla sarhoş ol ister savaş
Bırak bu sefili sen bizar olma, teninin kokusun da boğulma
Resmettiğin gönül hücrende ki hasretinle hiç durma raks et




Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Bir kere şad olsam, ruhumun figanıyla arınsam!





Yıllardır suskunum, içime akıtırım figanımı
Ürkek bir nazarla seyrederim ibret sunan aşk-ı manayı, hakka uzanan sevdayı
Duygulanırım, içime kapanırım, sakin ve seçkin iklimlerde nefes alırım rahatlarım
Kadrine malik olmadığım lehçelerin merakına dalarım, aşiyan şanı bülbüle bazen sorarım


Adıyaman’a gittim, nemrut dağına çıktım
Seherin ilk ışıklarında kalbimi yoran bir bayırdan çıktım, nefesim daraldı anladım
Biraz dinlenmek istedim, gelen kalabalığı görünce edebimden hiç seslenmeden kalktım
Devasa taşları göründe birden şaşırdım, emel ve hırsın nelere yol açtığını o anda yaşadım


Evvelin emanetçileri güneşe taparlarmış
Tazim için ne kadar heybetli kurbanlar adamış, dağın tepesine heykeller yaptırmış
Farklı farklı isimler takmış, insan ne kadar boşluktaymış ve hakikat adına kayıtsızmış
Nasıl bir tefrika içinde kalpleri aralanmış, itikatlarını bizzat yaptıklarına acıyla bırakmış


Dikkatimi çektiler, güneş doğuyor dediler
Biraz durakladım, nasıl anlamalıydım, her zaman doğam güneşe ibretle bakmalıydım
Hangi lahzanın sancılarıydı içimi ürperten o esrar inşiraha muhtaçtır muhakkak her nazar
Hissiyatımı derledim, tefekkür etmenin terennümüyle müddeti nefesi nedense yâd ettim


Kimdim, nerden geldim ve ömrü tükettim
Aklımı nerde ve nasıl aracı ettim, idrakimi neden nefsanîlikten öteledim, önemsemedim
Merak edemeyecek kadar sefildim, sual etmeyecek kadar densizdim, yüreğimle eğlendim
Ruhuma niçin bu kadar mesafeliyim mukadder olan an’a müddeti zamana ne demeliydim


Şahit olduğum şehrin haline üzüldüm
Fevkalade ihmal edilmiş, çevre düzeni sanki hiç düşünülmemiş, çocuklar serpilmiş
Yakınlık kurduğum çocuklarım dramı çok sancılıydı, yokluk ve ihtiyaç hat safhadaydı
Boya sandığını kapan kaldırımlara kapanmıştı, ısrarcı olmaları kaçınılmaz bir kaygıydı


Mardin’e gitmek üzere yola çıkmıştık
Bir biri ardı sıra açılan kuyularla tanıştım, umut adına azmi ve emeli nasıl tanıdım
Fevkalade tarih abidesiydi, zikredilen zenginliklerin bir mekânıydı, sakinliğine baktım
Şahit olduğum nazarları kendi aklımca sorguladım, merak ve heyecan azdı, meraklandım


Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Sinemi dağlayan, içimi burkan bir vedaydı!
94006.jpg














Yıllardır
Yüreğimin sessizliğinde gizlediğim
Onun pak halini görmek adına beklediğim
Suskun melalimi seferber eylediğimlahzalardı


Halimi
Meftun bırakan, beni benden alan
Hissiyatıma derin bir hicran bujrakan yârin hasretiyle
Umutla bekliyor ve onun hasretiuyle öylece nefes almaktayım


Onu anlamak
Ziyadesiyle ve yakinen tanımak arzusundaydım
Lakin ne mümkündü ulaşmak, zerre yol aldırmıyordu


O eşşiz ürkek bakışları
Ne kadar tatlıydı, baharı yaşatan bir sevdaydı
Meramımı zikretmek, hemhal olup dinlemek istiyordum


Tenine akseden
Edep ve nezaket bir başkaydı, fevkalade alımlıydı
Yıllar sonra yüreğime şevk veren kıpırdamalar başlamıştı


Sahaflar çarşısında
Onun izlerini bulmak için çok bekledim
Merakın harıyla gayetlere girdim, sessiz ve sakince bekledim


Oldukça sosyal
Ve hatta serinkanlı olmama rağmen her nedense
Muaffak olup bir türlü kendisine yakın olmayı başaramıyordum


Açıkça korkuyordum
Onun nazarları karşısında, mahcubiyeti söz konusu olorsa


Erimekten, güneşe hasret
Kar misali sessizliğinde taaccüp edeceğinden çekiniyordum

Bazen düşünüyordum
Neden bu sıkıntılara duçar oluyorsun, sancılar yaşıyorsun diye
Lakin sormak ne işe yarıyor ki, ruhum ve kalbim yadını anarken


Gönül dinlemeyince
Sevmeyi arzuladığınız bir kuşun uçmasını asla
Dileyemezsiniz biliyorum, yanımdan hiç ayrılmasın dersiniz


Zira onun nereye
Gideceğini asla bilemezsiniz, acabalarla çaresiz yetinirsiniz
Sancılar çeker ve merak edersiniz, nasibin hikmetini deşifre edemezsiniz


Ben yaklaştıkça
O uzaklaşıyordu, ben uzaklaştıkça o yakınlaşıyordu
O an yaklaştığını hissettiğim duyguların hükmü bağlıyordu


Ne zamana kadar sürecek
Birşey diyemem ve sabır neye kadir der, nasibi umut ederim
Bu satırlar yüreğimde uysal adımlarla dile geliyor, geçmişi yad ediyor


Yürüyen o yâr ile
Yıllar sonra karşılaştım ve habersizce kendi kendime uzaklaştım
Demek ki kısmet değilmiş, düşünmek kifayetsizmiş, niyet kefil değilmiş




Mustafa CİLASUN
 

Mustafa Cilasun

Well-known member
Ruhuma gam zerkeden kurşuni sokaklarda!
92855.jpg











Kondra sokaklarında
Olanlardan habersiz şekilde
Dertli sineler, yol almaya devam ederler

Bunlardan ikisi
Karar almışlardır kendi aralarında

Atlamayacaklardır hiçbir
Kapıyı ve her eve sokacaklardır
Ellerindeki mukaddes davetiyeyi

Bu niyetle
Çalarlar her bir kapıyı
Ve yaparlar çağrılarını
Mütebbessim bir çehre
İle yaparlar gerekli olanı

Dedikleri gibi
Atlamazlar hiçbir haneyi
Aynen karar aldıkları gibi

Kimisinden o anda
Alırlar tepkilerini, kimisinden ise
Sonradan gelecektir davetin neticesi

Kimi için
Bu davet bir mekân beraberliği
Manasını taşırken,
Kimi gönül için de

Âhiret
Beraberliğine vesile olan
Bir tanışmanın başlangıcı olacaktır.

Küçücük davetiye
Belki de bazı sinelerin
Yamaçlarında bir kartopu
Gibi yuvarlanmaya başlamıştır bile

Çığa ne
zaman
İnkılâp edeceğini kestirmek
O esnada imkânsızdır

Neyse onlar
Tohumlarını atarlar toprağa

Bakalım kaçı boy
Verip de selâma duracak
Kaçı sinesinde
Nice başağı barındıracaktır




Mustafa CİLASUN
 
Üst