ABDULLAH4
Forum Yöneticisi
İslâm İnsanın İhyâsıdır
Buna kızan Sa'd, bu defa kendisi Mus'ab'ın yanına gitti.
Öfkeli idi ve kılıcını da yarıya kadar sıyırmıştı. Mus'ab -radıyallâhü anh- onu da aynı şekilde karşıladı.
Yatıştırdı. Sonra tatlı ve rûhu okşayıcı bir üslûp ile ona da bir kısım ilâhî hakîkatleri anlattı. Böylece Sa'd da, Üseyd gibi anlatılanların ulvî cazibesine kapılarak îmân kevserini yudumladı.
Hiç şüphesiz bu hâl, Allâh Rasûlü -sallâllâhü aleyhi ve sellem-'in mânevî terbiyesinde yetişen müstesnâ sahâbelerin nasıl yüce bir olgunluğa eriştiklerinin bir misâlidir.
O bahtiyarlar, insanın ihyâsından ibâret olan İslâm'ın bereketiyle "Seni öldürmeye gelen sende dirilsin!" düsturunu beşeriyyet tarihine altın harflerle yazmışlardır.
Zîrâ onlar, Hazret-i Mevlânâ'nın ifadesiyle biliyorlardı ki:
"Rahmet denizleri coşunca, taşlar bile âb-ı hayatı içer. Toprak döşeme atlasa döner ve altın sırma ile dokunmuş bir kumaş halini alır.
Yüz yıllık ölü mezarından çıkar, şeytan tabiatlı nice mel'unlar bile hurilerin de kıskanacakları bir güzel olur.
Bütün bu yeryüzü yeşermeye başlar; kupkuru dal çiçek açar, meyve verir! Kurt kuzu ile bir sofrada yeyip içmeye başlar; ümitsizler hoş bir hale gelirler, izleri kutlu olur!"
Buna kızan Sa'd, bu defa kendisi Mus'ab'ın yanına gitti.
Öfkeli idi ve kılıcını da yarıya kadar sıyırmıştı. Mus'ab -radıyallâhü anh- onu da aynı şekilde karşıladı.
Yatıştırdı. Sonra tatlı ve rûhu okşayıcı bir üslûp ile ona da bir kısım ilâhî hakîkatleri anlattı. Böylece Sa'd da, Üseyd gibi anlatılanların ulvî cazibesine kapılarak îmân kevserini yudumladı.
Hiç şüphesiz bu hâl, Allâh Rasûlü -sallâllâhü aleyhi ve sellem-'in mânevî terbiyesinde yetişen müstesnâ sahâbelerin nasıl yüce bir olgunluğa eriştiklerinin bir misâlidir.
O bahtiyarlar, insanın ihyâsından ibâret olan İslâm'ın bereketiyle "Seni öldürmeye gelen sende dirilsin!" düsturunu beşeriyyet tarihine altın harflerle yazmışlardır.
Zîrâ onlar, Hazret-i Mevlânâ'nın ifadesiyle biliyorlardı ki:
"Rahmet denizleri coşunca, taşlar bile âb-ı hayatı içer. Toprak döşeme atlasa döner ve altın sırma ile dokunmuş bir kumaş halini alır.
Yüz yıllık ölü mezarından çıkar, şeytan tabiatlı nice mel'unlar bile hurilerin de kıskanacakları bir güzel olur.
Bütün bu yeryüzü yeşermeye başlar; kupkuru dal çiçek açar, meyve verir! Kurt kuzu ile bir sofrada yeyip içmeye başlar; ümitsizler hoş bir hale gelirler, izleri kutlu olur!"