ABDULLAH4
Forum Yöneticisi
İSTİĞNA - ham hüviyetten kurtulup kemâle eren sâlih ve sâdıkların sahip oldukları kalbî bir vasıftır. Gönül zenginliği ile eldekine kanaat ederek, daha fazlasına ve başkasının elindekine tenezzül etmemektir. (devamı)
Ashâbın ileri gelenleri onun bu hâline daha fazla dayanamadılar. Halîfenin nafakasını artırmayı düşündüler.
Fakat bunu teklif etmekten çekindikleri için Hazret-i Ömer'in kızı ve aynı zamanda Allâh Rasûlü -sallâllâhü aleyhi ve sellem-'in zevcesi Hazret-i Hafsa -radıyallâhu anhâ-'ya başvurdular.
İsimlerini vermeyerek babasına bu teklifi arz etmesini istediler. Hafsa -radıyallâhu anhâ-, ashâbın bu teklifini babasına açtı.
Allâh Rasûlü -sallâllâhü aleyhi ve sellem-'in gün boyu açlık çekip de karnını doyuracak bir tek hurma bile bulamadığı günlere şahid olmuş olan Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh-,1 kızı Hafsa'ya:
"-Kızım! Rasûlullâh'ın yeme-içme ve giyimde hâli nasıldı?" diye sordu.
"-Kifayet miktarı (ancak yetecek derecede) idi." cevâbını alınca, Hazret-i Ömer sözüne şöyle devâm etti:
"-İki dost (Hazret-i Peygamberle Ebû Bekir) ve ben, aynı yolda giden üç yolcuya benzeriz.
Birincimiz (Hazret-i Peygamber) makâmına vardı. Diğeri (Ebû Bekir) aynı yoldan giderek birinciye kavuştu. Üçüncü olarak ben de arkadaşlarıma ulaşmak isterim.
Eğer fazla yükle gidersem, onlara yetişemem! Yoksa sen, bu yolun üçüncüsü olmamı istemez misin?" dedi.2
Ashâbın ileri gelenleri onun bu hâline daha fazla dayanamadılar. Halîfenin nafakasını artırmayı düşündüler.
Fakat bunu teklif etmekten çekindikleri için Hazret-i Ömer'in kızı ve aynı zamanda Allâh Rasûlü -sallâllâhü aleyhi ve sellem-'in zevcesi Hazret-i Hafsa -radıyallâhu anhâ-'ya başvurdular.
İsimlerini vermeyerek babasına bu teklifi arz etmesini istediler. Hafsa -radıyallâhu anhâ-, ashâbın bu teklifini babasına açtı.
Allâh Rasûlü -sallâllâhü aleyhi ve sellem-'in gün boyu açlık çekip de karnını doyuracak bir tek hurma bile bulamadığı günlere şahid olmuş olan Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh-,1 kızı Hafsa'ya:
"-Kızım! Rasûlullâh'ın yeme-içme ve giyimde hâli nasıldı?" diye sordu.
"-Kifayet miktarı (ancak yetecek derecede) idi." cevâbını alınca, Hazret-i Ömer sözüne şöyle devâm etti:
"-İki dost (Hazret-i Peygamberle Ebû Bekir) ve ben, aynı yolda giden üç yolcuya benzeriz.
Birincimiz (Hazret-i Peygamber) makâmına vardı. Diğeri (Ebû Bekir) aynı yoldan giderek birinciye kavuştu. Üçüncü olarak ben de arkadaşlarıma ulaşmak isterim.
Eğer fazla yükle gidersem, onlara yetişemem! Yoksa sen, bu yolun üçüncüsü olmamı istemez misin?" dedi.2