ABDULLAH4
Forum Yöneticisi
Hidâyet ve Rahmet Üslûbu (devamı)
Hazret-i Hamza'yı Uhud'da şehîd eden Vahşî, artık Hazret-i Vahşî -radıyallâhu anh- idi. Ve bu hidâyet ve mağfiretin mânevî hazzı içinde kendisini afvettirebilmek ümîdiyle Hazret-i Hamza'ya diyet olarak, peygamberlik iddiâsındaki yalancılardan Müseylemetü'l-Kezzâb'ı bütün tehlikesini göze alıp katletti ve bir fitneye son verdi.
Rasûl-i Ekrem'in yanındaki sahâbîler:
"-Yâ Rasûlallâh! Bu afv ve merhamet sâdece Vahşî'ye mi mahsûsdur, yoksa bütün müslümanlara mı? diye suâl ettiklerinde Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:
"-Bütün müslümanlar içindir." buyurdular. (Rûhu'l-Beyân, c. 8, sf. 124)
Tevbe-i nasûha yönelen gönüller, bu rivayette de görüldüğü gibi gerçek ve...
ilk mânâdaki merhamet ve muhabbetin en tesirli nağmelerini Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-'den duymuştur. Ezcümle bütün insanlık âlemi, tesellî, şifâ ve ferahlık veren terennümleri O'nun mübârek dudaklarından işitmiştir. Uçsuz
bucaksız afv ü kerem denizini ve onun ümit sâhilini yine "Varlık Nûru"nun keremiyle görmüştür. Bütün günahlara rağmen "Ey benim kullarım!" şeklindeki müşfikâne hitâb-ı ilâhîye de yine o Fahr-i Kâinât'ın yüzü suyu hürmetine nâil olmuştur.
Hazret-i Hamza'yı Uhud'da şehîd eden Vahşî, artık Hazret-i Vahşî -radıyallâhu anh- idi. Ve bu hidâyet ve mağfiretin mânevî hazzı içinde kendisini afvettirebilmek ümîdiyle Hazret-i Hamza'ya diyet olarak, peygamberlik iddiâsındaki yalancılardan Müseylemetü'l-Kezzâb'ı bütün tehlikesini göze alıp katletti ve bir fitneye son verdi.
Rasûl-i Ekrem'in yanındaki sahâbîler:
"-Yâ Rasûlallâh! Bu afv ve merhamet sâdece Vahşî'ye mi mahsûsdur, yoksa bütün müslümanlara mı? diye suâl ettiklerinde Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:
"-Bütün müslümanlar içindir." buyurdular. (Rûhu'l-Beyân, c. 8, sf. 124)
Tevbe-i nasûha yönelen gönüller, bu rivayette de görüldüğü gibi gerçek ve...
ilk mânâdaki merhamet ve muhabbetin en tesirli nağmelerini Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-'den duymuştur. Ezcümle bütün insanlık âlemi, tesellî, şifâ ve ferahlık veren terennümleri O'nun mübârek dudaklarından işitmiştir. Uçsuz
bucaksız afv ü kerem denizini ve onun ümit sâhilini yine "Varlık Nûru"nun keremiyle görmüştür. Bütün günahlara rağmen "Ey benim kullarım!" şeklindeki müşfikâne hitâb-ı ilâhîye de yine o Fahr-i Kâinât'ın yüzü suyu hürmetine nâil olmuştur.